Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/973 E. 2020/48 K. 22.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/973 Esas
KARAR NO : 2020/48
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/10/2017
KARAR TARİHİ : 22/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Davalı …’ın müvekkiline kullanmış olduğu genel kredi sözleşmesinden, kredili mevduat hesabından kaynaklı olarak borçlandığını, müvekkili şirketin ihtarlarına rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığını, bütün ihtarlara rağmen ödeme yapmaması üzerine sözleşmenin katedildiğini ve … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile icra takibine başlanıldığını, davalı tarafın icra takibine itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, davalının kredi kartını kullandığı fakat müvekkil bankaya borcunu ödemediğini, davalının faize ve masrafa itirazının da yasal dayanaktan yoksun olduğunu beyanla itirazın iptaline, takibin devamına davalı borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere İcra İnkar Tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; Müvekkilinin davacı banka ile hiçbir ticari ilişkide bulunmadığını, davacının Genel Kredi Sözleşmesi ve Kredili Mevduat Hesabından kaynaklı olarak borçlandığı iddialarının doğru olmadığını, müvekkilinin, davacı şirkete ait herhangi bir kredi kartı kullanmadığını, müvekkilinin … ve Tic. Ltd. Şti, … Ltd. Şti ve … San ve Tic. Ltd. Şti. deki hisselerini 2011 tarihinde … …’a devrettiğini beyanla, davanın reddine, davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; İİK.nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, yapılan ilamsız icra takibine karşı davalının vaki itirazının iptali ve icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İİK’nın 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Dosyaya getirtilen … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 20/04/2016 tarihinde 7 örnek nolu ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlunun 28/04/2016 tarihinde borca ve fer’ilerine itiraz ettiği, itirazın ve davanın süresinde olduğu görülmüştür.
Yargılama sürecinde bilirkişi olarak görevlendirilen … … tarafından sunulan 29/10/2019 tarihli bilirkişi ek raporda dava konusu borcun asıl borçlusunun … San.Tic.Ltd.Şti olduğu ve kefilin de … … olduğu, davalı …’ın bu borçtan sorumlu tutulamayacağının izahtan vareste olduğu belirtilmiştir.
… A.Ş vekili tarafından 29/05/2018 tarihinde dilekçe ile sözleşme ve ekleri dosyaya sunulmuş olup, sunulan belgelerin incelenmesi ile kredi genel sözleşmesinin … A.Ş ile …Tic.Ltd.Şti. arasında yapıldığı, kefaletnamede dava dışı … …’ın isim ve imzasının bulunduğu ancak davalı …’ın isim ve imzasının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamında yapılan inceleme sonuncunda, dosya kapsamındaki kefaletnamede davalı …’ın isim ve imzasının bulunmadığı anlaşıldığından, davalının icra ve davaya konu alacaktan sorumlu olmayacağı sonucuna varılmakla davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu hükümleri gereği alınması gereken 54,40-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 31,40-TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 23,00-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.589,87-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-HMK’nun 333. maddesi hükmü gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından kalan kısmın hüküm kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, tarafların vekillerinin yüzüne karşı davanın miktarı itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/01/2020

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza