Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/962 E. 2020/47 K. 22.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/962 Esas
KARAR NO : 2020/47
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/10/2018
KARAR TARİHİ : 22/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında Akaryakıt Satış Sözleşmesi ve Kart Satış Sözleşmeleri imzalandığını, müvekkili şirket tarafından müşteri şirkete (Ticket Business Fuel) avantajlı yakıt alımı sağladığı sistemin, hizmet ve bu hizmetin bedelinin ödenmesine ilişkin şartların Akaryakıt Satış Sözleşmesinin konusunu oluşturduğunu, müvekkili şirket tarafından üye kuruluşlar vasıtası ile müşteri şirketin personeline elektronik ödeme kartı ( … ) ile yemek yeme olanağı sağladığı sistemin, hizmet ve bu hizmetin bedelinin ödenmesine ilişkin şartların ise Kart Satış Sözleşmesinin konusunu oluşturduğunu, davanın konusunu oluşturan alacağın yukarıda belirtilen sözleşmelerden doğan alacaklara ilişkin kesilmiş faturalardan kaynaklandığını, müvekkili şirketin tüm sözlü ve yazılı uyarılarına rağmen borcun ödenmemesi nedeni ile alacağın tahsili için … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin borca ve yetkiye itiraz ederek takibi durdurduğunu beyanla, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, davalının … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasına yapmış olduğu haksız ve kötü niyetli itirazının iptaline, takibin ferileri ile beraber devamına, %20’ den az olmamak üzere icra inkar tazminatına, masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; Müvekkili şirketin davacının iddiasına konu hizmeti hiçbir şekilde almadığını, davacı firma faturalar sunmuşsa da bu faturaların müvekkiline ulaşmadığını ve faturalara konu hizmetten de faydalanmadığını, müvekkili firma aleyhine icra takibi başlatılmış olsa da davacı firmaya hiçbir borcu bulunmadığını, alacağı kabul etmediklerini, davacı firmanın müvekkili aleyhine müvekkiline karşı ifa etmediği bir hizmete ilişkin olarak, haksız ve kötüniyetli olarak icra takibi başlattığını beyanla, haksız ve mesnetsiz davanın reddine, icra takibinin iptaline, davacı firmanın % 20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatı ve para cezası ile cezalandırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; İİK.nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, yapılan ilamsız icra takibine karşı davalının vaki itirazının iptali ve icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İİK’nın 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Dosyaya getirtilen … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 14/08/2018 tarihinde 7 örnek nolu ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlunun 16/08/2018 tarihine borca, yetkiye, faiz oranına itiraz ettiği, itirazın ve davanın süresinde olduğu görülmüştür.
Davalı tarafça icra dairesinin yetkisine itiraz edildiği görülmekle öncelikle bu itirazın değerlendirilmesi gerekmektedir.
HMK’nun 17.madesinde; “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır” hükmü getirilmiştir.
Somut olayda; Taraflar arasında olan ve dosyada mevcut sözleşmenin 10.maddesinde İstanbul Mahkemeleri ile icra dairelerinin yetkili kılındığı anlaşılmış olup, davalı tarafın yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
… Vergi Dairesi Müdürlüğünün 26/10/2018 tarih ve … sayılı yazısı ile … Tic. Ltd Şti.’nin ilgili faturalara Ba-Bs formaları, Mahkememiz dosyasına gönderilmiştir.
Yargılama sürecinde bilirkişi olarak görevlendirilen …’ün 06/09/2019 tarihi raporunda özetle; İncelenen davacı şirkete ait 2018 yılı ticari defterlerinin açılış kapanış tasdik/beratlarının yasal süresinde yaptırılmış olduğunu, bu anlamda ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğunu, HMK 218. Maddesine göre yerinde inceleme kapsamında davalı yan vekiline gönderilen 28.08.2019 tarihli elektronik posta ile ticari defter ve belgelerin gönderilmesi talep ettiğini ve defaatle telefonla ulaşılmaya çalışılmış olduğunu ancak bilirkişiye herhangi bir belge gönderilmediğinden ve bu konu ile ilgili herhangi bir geri dönüş yapılmadığından davalı yana ait ticari defter ve belgelerin incelenmesinin bu aşamada mümkün olmadığını, davacı yanın kendi ticari defter kayıtlarına nazaran, 14.08.2018 takip tarihi itibarıyla davalı yandan 24.695,98 TL alacaklı olduğunu, dava dosyasına sunulu davalı yana ait BA formlarının incelenmesi sonucunda 2018/Mayıs döneminde davacı yan tarafından beyan edilen faturaların KDV hariç tutarları ve fatura adedinin davalı yanın bildirdiği BA formuyla uyumlu olduğunu, ancak haziran döneminde davacı yanın 7 adet fatura ve KDV hariç 17.158,00 TL satış bildirimi yaptığı halde, davalı yanın 6 adet fatura ve KDV hariç 14.847,00 TL alış bildirim yaptığını, toplamda KDV hariç 2.311,00 TL matrah farkının bulunduğunu, davacı yanın davalı yana e-arşiv fatura düzenlediğini, (443 Sıra No.lu GT ile Değişen Hali) Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 397) ile getirilen e-Fatura Uygulamasına kayıtlı olmayan vergi mükelleflerinin, e-Arşiv Uygulaması kapsamında fatura oluşturmaya, kâğıt ortamında göndermeye ve oluşturulan faturaların ikinci nüshasını elektronik ortamda muhafaza ve istendiğinde ibraz etmeye zorunlu olduklarını, söz konusu mükelleflerin e-Arşiv Uygulaması kapsamında oluşturdukları faturaları alıcısının talebi doğrultusunda ve www.efatura.gov.tr internet adresinde yayımlanan e-fatura format ve standardını kullanmak ve de söz konusu faturanın basılabilir görüntüsünü de eklemek şartıyla, müşterilerine elektronik ortamda da iletebileceklerini, e-Arşiv Faturasının ayrıca kağıda basılmasına gerek bulunmadığı yönündeki düzenlemesi dikkate alındığında, davacı yanın 2018 yılı Haziran ayı içerisinde davalı unvanına keşide ettiği e-arşiv faturaların, davalı yana tebliğ edildiğini gösteren belgeleri sunması gerektiğini aksi halde 2.311,00 TL tutarındaki matrah farkı kadar, takip alacağının düşmesi gerekeceğini, davacı yanın takipte işlemiş faiz talep ettiği görüldüğünü, sözleşmede temerrüt faizi + TRlibor+%2 olarak belirlenmiş olmasına rağmen, davacı yanın aylık %1,5 üzerinden işlemiş faiz hesabı yaptığını, yapılan işlemiş faiz tutarının 373,75-TL olduğunu, davacı yanın takip alacağının yerinde olduğunun değerlendirilmesi halinde, asıl alacak için 373,75 TL işlemiş faiz talep edebileceğini belirtmiştir.
Dosya kapsamı ile uyumlu bulunarak hükme esas alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; Bilirkişi raporunda davacı yanın kendi ticari defter kayıtlarına nazaran 14.08.2018 takip tarihi itibarıyla davalı yandan 24.695,98 TL alacaklı olduğunun, davalı yana ait BA formlarının incelenmesi sonucunda 2018/Mayıs döneminde davacı yan tarafından beyan edilen faturaların KDV hariç tutarları ve fatura adedinin davalı yanın bildirdiği BA formuyla uyumlu olduğunu, ancak haziran döneminde davacı yanın 7 adet fatura ve KDV hariç 17.158,00 TL satış bildirimi yaptığı halde, davalı yanın 6 adet fatura ve KDV hariç 14.847,00 TL alış bildirim yaptığını, toplamda KDV hariç 2.311,00 TL matrah farkının bulunduğunun belirtildiği görülmekle, davacının 14.08.2018 takip tarihi itibarıyla davacının davalı yandan 22.384,98-TL asıl alacak ile 373,75 TL’sı vade farkı alacağının olduğu anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne, davalının likit ve muaccel alacağa itirazı ile takibin durmasına sebebiyet verdiği anlaşılmakla icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile (tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) … İcra müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile başlatılan takibe yönelik itirazın 22.384,98-TL’sı asıl alacak ile 373,75 vade farkı yönünden iptali ile takibin aynen devamına,
Asıl alacak 22.384,98-TL’nin %20’si oranında 4.476,99-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar kanunu hükümlerine göre alınması gereken karar harcı 1.554,65-TL harçtan peşin alınan 421,75-TL harcın mahsup edilerek 1.132,90-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 457,65-TL ilk gider, 92,05-TL tebligat ve müzekkere gideri ile 750-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.299,70-TL yargılama giderinin red ve kabul durumu nazara alınarak takdiren 1.220,06-TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte olan AAÜT gereğince 3.413,81-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı vekil ile temsil edildiğinden yürürülükte olan AAÜT gereğince Red olunan miktar üzerinden hesap edilen 2.311-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-HMK 333. md. uyarınca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası yatırana iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde, Mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair verilen karar, hazır olan davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/01/2020

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)