Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/944 E. 2020/1 K. 02.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/944 Esas
KARAR NO : 2020/1
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/10/2018
KARAR TARİHİ : 02/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Davalı şirketin …, … plakalı araçlarla muhtelif tarihlerde ücret ödenmeksizin geçişler yapması sonucu geçiş ücretlerinin tahsili amacıyla borçlu hakkında …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yapıldığını, ancak itiraz itiraz üzerine takibin durduğunu beyanla, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulüne, …. İcra Müd.’nün … Esa sayılı dosyası ile yapılan itirazın iptaline, yetki itirazının reddine, takibin devamına, …, … plakalı araçların borca yetecek kadar olan kısmının ihtiyaten haczine, takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesi özetle; Davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.
GEREKÇE:
Dava; İİK.nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, yapılan ilamsız icra takibine karşı davalının vaki itirazının iptali ve icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması istemine ilişkindir.
Dava, davalının otoyol geçiş tutarı ve 6001 sayılı Kanun gereğince tahakkuk ettirilen ceza tutarının tahsili amacı ile başlatılan icra takibine karşı yapılan itirazın iptali davasıdır.
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İİK’nın 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
… İl Emniyet Müdürlüğü’nün 15/8/2019 tarihli yazısı ile … Müdürlüğü’nün 15/8/2019 tarihli yazısı ile eklerinin incelenmesi ile …, … plakalı araçların davalı adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
Dosyaya getirtilen … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 22/11/2017 tarihinde 7 örnek nolu ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin 25/12/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 27/12/2019 tarihine icra dairesinin yetkisine, takibe konu borca, fer’ilerine, faiz oranına itiraz ettiği, itirazın ve davanın süresinde olduğu görülmüştür.
Davalı vekili tarafından sunulan itiraz dilekçesinde, icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiştir. İİK’nın 50/1. maddesi uyarınca, para veya teminat borcu için takip hususunda HMK’nun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile uygulanır. Sözleşmeden doğan davalarda HMK’nun 10. maddesinde sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesi de yetkilidir Açıklanan nedenle … İcra Dairesinin yetkili olduğu anlaşılmaktadır. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesinin 21/11/2019 tarih ve E.2019/1125 K.2019/2110 sayılı kararında da, ” İİK’nın 50. maddesi uyarınca para veya teminat borcu için takip hususunda HMK’nın yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Bilindiği üzere tüm davalar için uygulanan yetki kuralı, genel yetki kuralı olup; buna göre genel yetkili mahkeme davalının ikametgahı mahkemesidir. (6100 sayılı HMK’nın m. 6/1) Bazı davalarda ise genel yetkili mahkeme yanında başka yer mahkemeleri de yetkili kılınmıştır ki bu da özel yetki kuralıdır. Öte yandan davacının genel yetki ile özel yetki kuralı arasında seçimlik hakkı vardır. HMK’nın 10. maddesinde sözleşmeden doğan davalar için özel yetki kuralı öngörülmüş ve sözleşmeden doğan davaların sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabileceği belirtilmiştir. Somut olayda, davacı tarafın işlettiği otoyolun geçiş bedeli karşılığında kullanılması hususunda, taraflar arasında, hizmet sözleşmesi bulunmaktadır. İİK’nın 50. maddesi yollamasıyla kıyasen uygulanması gereken HMK’nın 10. maddesi uyarınca takipte akdin ifa edileceği yer icra müdürlüğü de yetkilidir, sözleşmeye göre akdin ifa yeri yani hizmetin yapıldığı yer İstanbul olduğundan, davalının takipte yetkiye itirazı yerinde değildir. Nitekim Yargıtay 23. HD’nin 2015/9621 Esas, 2018/2711 Karar; 2014/558 Esas, 2014/3249 Karar; 2016/7014 Esas, 2019/2747 Karar ve 2016/1937 Esas, 2016/2554 Karar sayılı kararları HGK’nın 2013/11-630 Esas ve 2014/332 Karar sayılı kararları da aynı doğrultudadır….” gerekçelerine yer verilmiştir.
Yargılama sürecinde bilirkişi olarak görevlendirilen … tarafından sunulan 22/06/2019 tarihli raporda özetle; 22/11/2017 tarihli icra takibi ile 7.994,65-TL anapara+30.167,70-TL nin 4 katı para cezası olmak üzere toplam 38.161,65-TL istenebileceği belirtilmiştir.
İcra takibinde 83.230,85 TL üzerinden icra takibi başlatılmış ise de dava dilekçesinde 25/05/2018 tarihinde yürürlüğe giren 7144 sayılı Kanunu’nun 18.maddesi ile 6001 sayılı Kanunu’nun 30.maddesinin 5.fıkrasında yapılan değişiklikle ek cezanın 4 katına indirildirildiği ve bu nedenle 38.050,85 TL’sı alacaklarının bulunduğu belirtilmiştir.
6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanun’un 30. maddesinin 5. fıkrasında; 4046, 3465 ve 3996 sayılı kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden, işletici şirket tarafından geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte, bu ücretin dört katı tutarında cezanın genel hükümlere göre tahsil edileceği, 7. fıkrasında geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapanlardan, ödemesiz geçiş tarihini izleyen on beş gün içinde yükümlü olduğu geçiş ücretini usulüne uygun olarak ödeyenlere bu maddenin birinci fıkrası ile beşinci fıkrasında belirtilen cezaların uygulanmayacağı belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; Bilirkişi raporunda anaparanın 7.994,65-TL’sı ve ceza tutarının 30.167,70-TL’sı olduğu ve takiple istenebilir alacağın 38.161,65-TL’sı olduğu, davacının icra takip takip talebinde yer alan alacağı dikkate alındığında takip tarihindeki geçiş ücretinin on katı ek ceza olduğu dikkate alındığında 7.566,44 TL’sı geçiş ücreti için icra takibi başlatıldığı ve bu geçiş ücretinin dört katı ceza tutarının 30.265,76-TL’sı olduğu anlaşılmakla birlikte davanın kısmen kabulü gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Anılan durum karşısında takip konusu alacağın likit ve hesap edilebilir nitelikte olması nedeniyle davalı-borçlunun İİK’nın 67/2. maddesine göre hükmolunan alacağın %20 oranı üzerinden hesaplanan icra inkar tazminatından da sorumlu olması gerektiği hususu da göz önünde bulundurularak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
Davalının … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 7.566,44 TL geçiş ücreti, 30.265,76-TL ihlalli geçişten kaynaklı ceza tutarı olmak üzere toplam 37.832,2-TL üzerinden aynen devamına,
Asıl alacak 7.566,44-TL’nin %20’si oranında 1.513,2-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafın diğer ve fazlaya ilişkin taleplerinin REDDİNE,
2-Harçlar kanunu hükümlerine göre alınması gereken karar harcı 2.584,32-TL harçtan peşin alınan 649,82-TL harcın mahsup edilerek 1.934,50-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 685,72-TL ilk gider, 153,20-TL tebligat ve müzekkere gideri ile 700-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.538,92-TL yargılama giderinin red ve kabul durumu nazara alınarak takdiren 1.534,00-TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte olan AAÜT gereğince 5.674,83-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı vekil ile temsil edildiğinden yürürülükte olan AAÜT gereğince Red olunan miktar üzerinden hesap edilen 218,65-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-HMK 333. md. uyarınca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası yatırana iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde, Mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair verilen karar, hazır olan davacı vekilinin yüzüne davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı.02/01/2020

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)