Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/936 E. 2018/1050 K. 10.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/936 Esas
KARAR NO : 2018/1050

DAVA : Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/10/2018
KARAR TARİHİ : 10/10/2018

Mahkememizde görülen Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA / Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Müvekkilinin davalı sigorta şirketi … A.Ş. ile 08/11/2016 – 08/11/2017 tarihlerini kapsayan … nolu … Poliçesi imzaladığını, anılan akde davalının acentesi olan … Ltd. Şti. aracı olduğunu,
Müvekkilinin 15/10/2017 tarihinde yürürken sağ dizinde meydana gelen şiddetli ağrı ile 16/10/2017 tarihinde Prof. Dr. … Muayenesi’ne başvurduğunu aynı gün doktorun talebi üzerine … A.Ş. tarafından çekilen Diz MR’ı ve iki yönlü filmin tetkiki sonrası kendisine “Meniscus yırtığı ve ön çapraz bağ yaralanması” teşhis ve tanısı konduğunu, Müvekkile yürüyememesi ve ağrıları nedeniyle acil ameliyat şart koşulduğu için müvekkilinin 3 gün sonra 19/10/2017 tarihinde … Hastahanesi’nde ameliyat olduğunu, hastane, kadrolu doktoru olmayan Prof. Dr. …’nun talep ettiği ameliyat ücretinden maksimum 16.000 TL civarında bir miktarın hastahane üzerinden karşılanabileceğini, bunun üstünde kalan ameliyat ücretinin doğrudan müvekkilden talep edileceğini belirtmiş olup, kısmi bir indirim de yaptıktan sonra müvekkilden, ameliyat gününden bir gün önce, nakit olarak ve elden 10.000 TL tahsil ettiklerini ve bu miktar için makbuz nitelikli bir alındı belge verildiğini ,
Ameliyat öncesi, Prof. … ameliyatlarda sıkça kullanılan ve hızlı doku iyileşmesi sağlayan tıbbi bir yöntemden ile çifte ameliyat olarak nitelendirilecek ameliyat sebebiyle müvekkilinden gerekli kanın alınması ve ayrıştırılması prosedürünün gerçekleştirildiğini, müvekkilinin bu işlemler için toplam 14.375,79 TL tutarında ödeme yapıldığını, 31/10/2017 tarihinde davalının acentesi olan … aracılığı ile hasar tazminat talebinde bulunduklarını,
Ancak, davalı ve acentesi ile yapılan görüşmeler neticesinde, davalı sigorta firması, doktorun 10.000 TL tutarındaki ameliyat ücretini “PRP enjeksiyonuna ait ödemedir, 3.780 TL ise PRP kitidir. Bu giderler etkinliği kanıtlanmamış işlem ve bu işleme ait doktor ücreti olduğundan karşılanmamaktadır” nedeni ile kötüniyetli olarak reddettiğini , müvekkilinin bu ödemeyi ameliyat öncesi doktor ameliyat ücreti olarak ödediğini, belirterek
Bu nedenlerle, dava konusu tutarın davalılardan işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, bireysel tamamlayıcı sağlık sigortası poliçesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Görevli mahkemenin belirlenmesinde dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un dava konusu uyuşmazlık ile ilgili 3/1-k-1, 4/3, 73/1 ve 83/2 maddelerinde yer alan hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.
6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-k maddesinde; tüketicinin, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi ifade ettiği,
3/1-l maddesinde; tüketici işleminin, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade ettiği,
4/3.maddesinde; Tüketiciden; kendisine sunulan mal veya hizmet kapsamında haklı olarak yapılmasını beklediği ve sözleşmeyi düzenleyenin yasal yükümlülükleri arasında yer alan edimler ile sözleşmeyi düzenleyenin kendi menfaati doğrultusunda yapmış olduğu masraflar için ek bir bedel talep edilemeyeceği, bankaların, tüketici kredisi veren finansal kuruluşlar ve kart çıkaran kuruluşlar tarafından tüketiciye sunulan ürün veya hizmetlerde ise tüketiciden faiz dışında alınacak her türlü ücret, komisyon ve masraf türleri ile bunlara ilişkin usul ve esaslar Bakanlığın görüşü alınarak bu Kanunun ruhuna uygun olarak ve tüketiciyi koruyacak şekilde Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından belirleneceği,
73/1. maddesinde; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevli olduğu,
83/2.maddesinde; taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda; taraflar arasındaki uyuşmazlığın bireysel tamamlayıcı sağlık sigorta poliçesinden kaynaklandığı ve taraflar arasındaki bu hukuki ilişkide davacıların 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-k maddesinde belirtildiği şekilde tüketici konumunda olduğu, yapılan işlemin de 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-l maddesinde ifade edilen tüketici işlemi kapsamında olduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda; uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinin görevine girdiği, mahkememizin ise görevsiz olduğu anlaşılmaktadır.
Göreve ilişkin düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup mahkemece re’sen gözetilmesi gerekmektedir.Bu sebeplerle; dava dilekçesinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 1., 20., 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca görev yönünden usulden reddi ile Mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada sağlık sigortasından doğduğu ve mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın HMK’nun 115/2. Maddasi uyannca aynı kanunun 114/l-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulen reddine, Mahkememizin görevsizliğine,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi karannın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli İSTANBUL TÜKETİCİ MAHKEMESİNE gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar serileceğinin ihtaratına,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na gönderilmesine,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin ihtaratına,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara alınmasına,
Dair tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul BAM da istinaf yolu açık olmak üzere, karar verildi. 10/10/2018

Katip …

Hakim …