Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/914 E. 2020/312 K. 03.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/914 Esas
KARAR NO : 2020/312
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/10/2018
KARAR TARİHİ : 03/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Müvekkili şirketin, davalı … San.Tic.Ltd.Şti.’den olan 8.027,93 TL asıl alacağının tahsili amacıyla …. İcra Müdürlüğünün 2018/28699 E.sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, borçlu davalıya gönderilen ödeme emrinin 17.08.2018 tarihinde tebliğ olduğunu, akabinde borçlunun 17.08.2018 tarihinde hiçbir gerekçe göstermeksizin borca, faize ve ferilerine itiraz ettiğini, itiraz dilekçesinin taraflarına tebliğ edilmemiş olduğunu ve haricen öğrendiklerini, müvekkili şirketin ödenmeyen faturalardan kalan bakiye 8.027,93 TL’nin ödenmemesi üzerine alacağını cebri icra yoluyla talep etmek zorunda kaldığını, borçlu … San.Tic.Ltd.Şti.’nin yapmış olduğu itirazın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, borçlu davalı ile müvekkili şirket arasında yapılan tüm alım-satıma konu işlemlerin faturalı işlemler olmakla faturaların ve sevk irsaliyelerinin dilekçe ekinde sunulduğunu beyanla, itirazın iptali ile takibin devamı ve davalının %20 den az olmamak üzere inkar tazminatına verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; Müvekkilinin davacı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığını, her ne kadar müvekkili ile davacı taraf arasında ticari ilişki bulunsa da müvekkilinin ticari ilişki bağlamında herhangi bir borcu bulunmadığını, cari hesapta kalan 8.027,93 TL’den müvekkilinin sorumlu olduğuna ilişkin iddianın kabulünün mümkün olmadığını, davayı kabul ettikleri anlamına gelmemekle birlikte temerrüde düşürülmeden müvekkilinden faiz ve diğer ferilerin talep edilemeyeceğini beyanla davanın reddine, davacı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; İİK.nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, yapılan ilamsız icra takibine karşı davalının vaki itirazının iptali ve icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Dosyaya getirtilen … İcra Dairesi’nin 2018/28699 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlular aleyhine 15/08/2018 tarihinde 7 örnek nolu ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin 17/08/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 17/08/2018 tarihinde borca, faiz oranına ve faize itiraz ettiği, itirazın ve 04/10/2018 tarihinde açılan davanın süresinde olduğu görülmüştür.
Yargılama sürecinde görevlendirilen bilirkişi … tarafından sunulan 02.10.2019 tarihli bilirkişi raporu özetle; Davacı ve davalı tarafın dava konusu döneme ait ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin yasal süresi içinde usulen uygun olarak yapılmış olduğu, faturalarla kayıtların uyumlu olan davacı taraf defterlerinin sahipleri lehine delil olma özelliğini haiz olduğu, dava konusu alacağın davacı ile davalı arasında ticari ilişkiden kaynaklı davalıya verilen laboratuvar analiz hizmet bedeli faturalarından oluştuğu, davacı ile davalı arasında ticari ilişkinin öteden beri devam ettiği, davacının davalıya gıda ürünleri satışı yaptığı, hizmet içeriği ile uyumlu olan bu satışlara istinaden davalının davacıya ödemeler yaptığı, davalının şirketin defter ve kayıtlarında eklerde yevmiye kaydı ile detayı verilen tüm faturalar ve kayıtlardan sonra oluşan 31.12.2018 tarihi itibariyle davacıya 5.805,57 TL defter ve kayıtlarında borçlu olduğu, davacı şirketin defter ve kayıtlarında eklerde yevmiye kaydı ile detayı verilen tüm faturalar ve ödemelerden sonra oluşan 31.12.2018 tarihi itibariyle davacının davalıdan 8.027,93 TL defter ve kayıtlarında alacaklı olduğu, davacı ile davalı arasında oluşan cari hesap farkının, 2018 yılı açılış bakiyesindeki uyumsuzluk ve toplu şekilde atılan ödeme kayıtlarından kaynaklı olduğu (Ek.Yardımcı Muavin defter dökümleri) belirtilmiştir.
Bilirkişinin 02/03/2020 tarihli ek raporu özetle; Davacı ile davalı arasında oluşan cari hesap farkının, 2018 yılı açılış bakiyesindeki uyumsuzluk ve toplu şekilde atılan ödeme kayıtlarından kaynaklı olduğu, davalının kök rapora itiraz dilekçesinde değinmediği ve belge sunmadığı esas hususun defter ve kayıtlarında davacının fatura alacağından mahsuplaştırdığı, 14.220,72 TL kapatma kaydı adında kaydın davalı defterlerin incelendiği gün sorulduğu, bu kaydının dayanağı bilgi ve belgesinin inceleme günü istendiği, bu kayda ilişkin bir dayanak belge sunulmadığı, sunulan tüm belgelerin davalı Avukatının katılımı ile inceleme günü tutanak altına aldığı, davalının ödemesini yaptığı iki adet 24.05.2018 tarihinde 1.620 TL ödemenin ve 25.04.2018 tarihinde yapılan 1.560,07 TL ödemenin, 20.04.2018 tarihli 2.000 TL kredi kartından yapılan ödemenin davalı defter ve kayıtlarında bu tarihlerde tespitlerinin yapılamadığı, (Ek dekont ve defter kayıtları), davalının şirketin defter ve kayıtlarında eklerde yevmiye kaydı ile detayı verilen tüm faturalar ve 14.220.72 TL kapatma kaydından sonra oluşan 31.12.2018 tarihi itibariyle; 5.805,57 TL defter ve kayıtlarında davacıya borçlu göründüğü, davacı şirketin defter ve kayıtlarında eklerde yevmiye kaydı ile detayı verilen tüm faturalar ve ödemelerden sonra oluşan 31.12.2018 tarihi itibariyle 8.027,93 TL defter ve kayıtlarında alacaklı olduğu belirtilmiştir.
Tarafların iddiaları ile toplanan deliller ve usulüne uygun olarak alınan bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; bilirkişi incelemesi sonucunda icra takibine konu faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olduğunun ve icra takip tarihi itibariyle davacının 8.027,93 TL’sı alacağının bulunduğunun tespit edildiği, davalı tarafından icra takibine konu fatura bedellerinin ödendiği hususunun ispatlanamadığı anlaşılmakla davanın kabulüne ve davalı likit ve muaccel alacağa itirazı ile takibin durmasına sebebiyet verdiğinden icra inkar tazminatı ödemesine, davacının icra takibine konu alacağına icra takibi tarihi itibariyle %19,5 ve değişen oranlarda avans faiz talep edebileceğine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile, … İcra Dairesi’nin 2018/28699 takip sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline, icra takibinin 8.027,93 TL’sı asıl alacağa takip tarihinden itibaren %19,50 ve değişen oranlarda avans faiz yürütülmesine,
2- Davalının likit ve muaccel alacağa itirazı ile takibin durmasına sebebiyet verdiği anlaşılmakla 8.027,93 TL’sı alacağın %20 si olan 1.605,58-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 548,39-TL nispi karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 137,10-TL harcın mahsubu ile bakiye 411,29-TL harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 3.400-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 173-TL ilk gider, 700-TL bilirkişi, 189,50-TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 1.062,50-TL. yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-HMK. 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde davacıya iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde, Mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair verilen karar, hazır olan taraflar vekillerinin yüzüne açıkça okunup karar verildi. 03/07/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır