Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/888 E. 2021/435 K. 09.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/888 Esas
KARAR NO : 2021/435
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/09/2018
KARAR TARİHİ : 09/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Davalı şirketin müvekkili şirkete faturadan kaynaklanan toplam 1.045,31 Euro tutarında borcunun bulunduğunu, borçlunun faturadan doğan borcunu ödememesi üzerine tahsili için 17/04/2017 tarihinde borçlu aleyhinde ….İcra Müdürlüğünün 2017/… Esas sayılı dosyası ile takipte bulunduklarını, borçlunun icra takibine, borca ve tüm fer’ilerine 21/08/2017 tarihinde itiraz ederek takibi durdurmuş olduğunu, davalının itirazının haksız ve dayanaksız olduğunu, bu nedenle, davalının itirazın iptalinin gerektiğini, davalı borçlunun 05/05/2017 ve 21/08/2017 tarihlerinde ödemede bulunduğunu ve bu tutarların öncelikle faiz, vekalet ücreti ve masraflara mahsup edildiğini ve kalan alacağın ana paraya mahsup edildikten sonra bakiye tutar üzerinden işbu davayı açtıklarını, bakiye ana para alacakları ile bu ana para alacağına ödeme tarihine kadar işleyecek faizler yönünden alacaklarının devam etmekte olduğunu, yapılan ödemelerin borcun ve taraflar arasındaki ilişkinin açık ispatı olduğunu ve bu yüzden itirazın iptalinin gerektiğini beyanla, itirazın iptali ile takibin devamına ve itiraza konu alacak miktarının %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; İtirazın iptali davasının yasal bir yıllık süre içerisinde açılmamış olmasından dolayı davanın reddinin gerektiğini, davacının faturadan kaynaklanan 1.045,31 Euro alacağı olduğunu ve aynı dilekçede davalının 05/05/2017 ve 21/08/2017 tarihlerinde ödemeler yaptığını beyan ettiğini, davalı müvekkilinin yapmış olduğu toplam ödeme miktarının 1.045,31 Euro olduğunu, davacının kalan alacak tutarı üzerinden talepte bulunmuş olmasını kabul etmediklerini ve itiraz ettiklerini, bununla birlikte cari hesap ekstresi incelendiğinde müvekkilinin 8,80 Euro’dan fazla ödeme yaptığının açıkça ortada olduğunu belirterek, davanın reddi ve %20’sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; İİK.nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, yapılan ilamsız icra takibine karşı davalının vaki itirazının iptali ve icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması istemine ilişkindir.
Dosyaya getirtilen …. İcra Dairesi’nin 2018/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 19/04/2017 tarihinde 7 örnek nolu ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin 18/08/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 21/08/2017 tarihinde borca ve fer’ilerine itiraz ettiği, itirazın ve 27/09/2018 tarihinde açılan davanın süresinde olduğu görülmüştür.
İcra İflas Kanunu’nun 67.maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir…” hükmü düzenlenmiş olup, itirazın iptali davasının itiraz dilekçesinin davacıya tebliğinden itibaren 1 yıllık süre içinde açılması gerektiğinden ve icra dosyası kapsamında itiraz dilekçesinin tebliğ edildiğine dair bir tebliğ belgesine rastlanmadığından davacının davasının süresinde olduğu anlaşılmaktadır.
Mahkememizce bilirkişi olarak görevlendirilen … tarafından sunulan 21/06/2019 tarihli bilirkişi raporu özetle; 1.043,31 Euro ana para üzerinden takibin devamını, Anaparaya 19.04.2017 takip tarihinden itibaren 3095 S. Faiz K. 4a Md. Göre Kamu Bankaları azami mevduat faizi uygulanarak, 66,00 TL icra masrafı, harç ve nispi vekalet ücreti borca ilave edilerek, 05.05.2017 tarihinde 383,20 Euro, 21.08.2017 tarihinde 662,11 Euro ödemenin, TBK md. 100’e göre öncelikle işlemiş faiz ve icra masrafına mahsup edilerek 27.09.2018 dava tarihinde alacağın, 291,00 TL ana para kalanı, 491,42 TL icra masrafı kalanı, toplam 782,42 TL üzerinden 27.09.2018 dava tarihi itibariyle icra takibinin devam edeceğini görüş ve beyan etmiştir.
Bilirkişi … tarafından sunulan 09/12/2019 tarihli bilirkişi ekraporu özetle; 27.09.2018 dava tarihinden itibaren icra takibinin 50,54 Euro ana para kalanının 3095 S. Faiz K. 4a Md. Göre işleyecek faizi ve 492,37 TL icra nispi vekalet ücreti masraf kalanı ile bu tarihten sonra oluşacak icra masrafları ile birlikte devamının gerekeceğini görüş ve beyan etmiştir.
Mahkememizce bilirkişi olarak görevlendirilen …’ın 22.10.2020 tarihli bilirkişi raporu özetle; Davacının takip tarihinden sonra ve fakat dava tarihinden önceki beyanı ile bu beyanın davaya cevap dilekçesinde davalı vekili tarafından kabul ile ikrar edilmiş olması nedeniyle, davalı borçlunun davacı alacaklıya 19/04/2017 tarihi itibariyle 1.045,31 Euro borçlu olduğunun tespit edildiği, TBK’nun 100 ncü maddesinin uygulanması suretiyle davanın açıldığı 27/09/2018 tarihi itibariyle yapılan hesaplamada (takipten sonra ve fakat davadan önce ödenen toplam 1.045,31 TL mahsup edildikten sonra), davacı alacaklının davalı borçludan asıl alacaktan 25,99 TL, işlemiş temerrüt faiz alacağından ise 4,70 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, davacının davalıdan 27/09/2018 dava tarihi itibariyle alacağının (25,99 Euro + 4,70 Euro=) 30,69 Euro karşılığı (l Euro=7.1365) 219,02 TL olarak tespit edildiği, davalı tarafın cari hesap ekstresine göre müvekkilinin davacıdan 8,80 Euro alacaklı olduğuna ilişkin iddiasının, işbu davanın cari hesaba ilişkin bir dava olmayıp, fatura alacağına dayalı olması, bu talebin takas mahsup şeklinde ileri sürülmesi gerekmekte olup, ayrı bir davanın konusu olabileceğinden, tarafınca yapılan hesaplamada dikkate alınamadığı belirtilmiştir.
Mahkememizce … Bankası A.Ş., … Bankası T.A.O., …Bankası Genel Müdürlüğü’ne yazılan müzekkere ile icra takip tarihi olan 19.04.2017 tarihinden itibaren müzekkere tarihine kadar Euro’ya uygulanan en yüksek mevduat faiz oranlarının (aylık, üç aylık, altı aylık ve yıllık) Mahkememize bildirilmesi istenmiş olup, müzekkere cevapları dosyaya alınarak ek rapor alınmak üzere dosya bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Bilirkişi …’ın 16.04.2021 tarihli bilirkişi ek raporu özetle; “… 1- Davalı borçlu tarafından davacı alacaklıya yapılan harici ödemelerin takip tarihinden sonra yapılmış olması nedeniyle, alacaklı lehine icra vekalet ücreti tahakkuk ettirilmek ve takip tarihi itibariyle hesaplanan icra vekalet ücretinin Yargıtay içtihatlarına göre icra masraflarından sayılması nedeniyle, TBK’nun 100.maddesine göre yapılan faiz hesaplamasında icra vekalet ücretinin de icra masraflarından sayılmak ve dosya kapak hesabında da icra vekalet ücreti olarak borca eklenmek suretiyle yapılan birinci seçenek hesaplamada, ödeme emrinin tebliğ edildiği tarihten önce yapılan harici ödeme, tahsil harcının hesaplanmasında dikkate alınarak yapılan birinci seçenek hesaplama neticesinde, davalının davacıya davanın açıldığı 27/09/2018 tarihi itibariyle bakiye 1.205,19 TL borçlu olduğuna; ödeme emrinin tebliğinden önce ödenen harici ödeme dikkate alınmadan (yani bu miktar üzerinden tahsil harcı hesaplanmadan) yapılan ikinci seçenek hesaplama neticesinde, davalının davacıya davanın açıldığı 27/09/2018 tarihi itibariyle bakiye dosya borcunun 1.143,11 TL olarak hesaplanmış olduğuna,
2- Davacının ödeme emrinin tebliğine ilişkin tebligatın borçluya APS olarak tebliğ edilmiş olmasına rağmen, tebligat masrafının icra masraflarına normal tebligat masrafı olarak eklenmiş olmasının doğru olmadığına yönelik itirazının, ödeme emrinin APS olarak tebliğ edilmesine ilişkin olarak icra müdürlüğünce verilmiş bir karar olmadığı için, buna yönelik taleplerinin mümkün görülmediğine,
3- Davalının davacıdan 8,80 TL alacaklı olduğu ve bu alacaklarının takip borçlarından mahsup edilmesi gerekeceğine ilişkin davalı vekilinin talebine katılmam mümkün olmadığı gibi, yukarıda iki seçenekli olarak yapılan hesaplama neticesinde davalı tarafın davacı tarafa davanın açıldığı tarih itibariyle birinci seçenek hesaplama neticesinde 1.205,19 TL, ikinci seçenek hesaplama neticesinde de 1.143,11 TL borçlu olduğunun anlaşılması nedeniyle de, takas mahsubun mümkün olamayacağına,
4- Takip konusu alacağın 383,20 Euro’luk kısmının ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği tarihten önce ödenmiş olduğu anlaşılmış olup, davalı tarafın ödeme emrinin tebliğ tarihinden önce yapılan ödemelerin tahsil harcına tabi olamayacağına ilişkin iddiası, hukuki değerlendirme kapsamında kaldığından dolayı, hesaplamanın iki seçenekli olarak yapılarak mahkemenizin takdir ve değerlendirmesine arz edildiğine,
5- Davalı vekilinin, müvekkilinin yaptığı harici ödemeler üzerine davacı alacaklının itirazı kayıt ileri sürmeden bu alacakları cari hesap alacaklarına saymış kabul edileceği, bu yüzden davacının icra masrafları isteyemeyeceğine ilişkin talebi de hukuki değerlendirme kapsamında kaldığından dolayı, bilirkişi olarak bu konuda görüş beyan edilemeyeceğine…” belirtilmiştir.
Taraflar arasında icra takibine konu alacağa dayanak faturaya ait alacak ile ilgili ve bu alacağa ilişkin olarak davalı tarafından 05/05/2017 ve 21/08/2017 tarihlerinde ödeme yapıldığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık yapılan ödeme nedeniyle bakiye alacağın bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Türk Borçlar Kanunu’nun 100/1.maddesinde “Borçlu, faiz veya giderleri ödemede gecikmemiş ise, kısmen yaptığı ödemeyi ana borçtan düşme hakkına sahiptir. Aksine anlaşma yapılamaz.
..” hükmü düzenlenmiş olup, anılan bu hüküm gereği, yapılan ödemenin öncelikle borcun faiz ve fer’ilerinden mahsup edilerek, dava tarihi tarihi itibariyle davacının asıl alacak, faiz ve fer’ilerine ilişkin alacak kalemlerinin hesaplanması gerekmektedir.
Bilirkişi … tarafından sunulan ve hükme esas alınan 16/04/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda yapılan hesaplamada 27/09/2018 dava tarihi itibariyle tahsil harcı hesaplanmak suretiyle 1.205,19-TL’sı bakiye alacak olduğu belirtilmiştir. Ancak davacı tarafından Euro üzerinden talepte bulunulduğundan Mahkememizce yapılan hesaplamada dava tarihi itibariyle bakiye alacağın 168,87 Euro olduğu tespit edilmiştir.
Tarafların iddiaları ile toplanan deliller ve usulüne uygun olarak alınan bilirkişi raporu ile yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; İcra takibi başlatıldığında davacının davalıdan 1.045,31 Euro asıl alacağının bulunduğu, icra takip tarihinden sonra dava açılmadan önce davalı tarafından 05/05/2017 tarihinde 383,20 Euro ve 21/08/2017 tarihinde 662,11 Euro ödeme yapıldığı, icra takibinden sonra ödeme yapılması nedeniyle yapılan ödemelerin alacağın faiz ve fer’ilerine alınması gerektiğinden davacının davalıdan dava tarihi itibariyle bakiye asıl alacağının 168,87 Euro olduğu ancak davacı tarafından 163,67 Euro talep edildiği anlaşılmakla, taleple bağlılık ilkesi gereği, davanın kabulüne ve davalı taraf likit ve muaccel alacağa itirazı ile takibin durmasına sebebiyet verdiğinden icra inkar tazminatı talebinin kabulüne karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE, …. İcra Dairesi’nin 2017/… takip sayılı dosyasına yapılan itirazın 163,67-EURO asıl alacak yönünden iptaline ve 05/05/2017 ile 21/08/2017 tarihinde yapılan ödemelerin icra takibine konu asıl alacak ile ferilere alınmasına,
Hüküm altına alınan 163,67-EURO asıl alacağa dava tarihinden itibaren icra takibinde talep edilen yıllık %7 faiz oranını aşmamak üzere, 3095 sayılı yasanın 4a maddesi uyarınca faiz uygulanmasına,
2-Hüküm altına alınan 163,67 EURO asıl alacak üzerinden takip tarihindeki kur esas alınarak davalının %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu Genel Tebliği gereğince hesap olunan 80,61-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 35,90-TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 44,71-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 1.180,10-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 71,80-TL ilk gider, 1.000,00-TL bilirkişi ücreti ve 195,00-TL posta gideri olmak üzere toplam 1.266,80-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan masrafın davalı üzerinde bırakılmasına,
7-HMK.’nun 333. maddesinin “Hükmün kesinleşmesinden sonra mahkeme kendiliğinden, yatırılan avansın kullanılmayan kısmının iadesine karar verir. Bu kararın tebliğ gideri iade edilecek avanstan karşılanır” hükmü uyarınca yatırılan avansın bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne, davalı yanın yokluğunda davanın miktarı ve niteliği itibariyle kesin olmak üzere karar verildi. 09/06/2021

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)