Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/884 E. 2020/661 K. 30.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/884 Esas
KARAR NO : 2020/661
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/09/2018
KARAR TARİHİ : 30/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Davacının 02.08.2018 tarihli takip talebiyle … İcra Müdürlüğü’nün 2018/… E. Sayılı dosyası ile davalı borçlu aleyhine sözleşme ve faturaya dayanan cari hesaba istinaden ilamsız icra takibi yapmış olduğunu, borçlu vekili tarafından İcra dairesine sunulan itiraz dilekçesinde borcun bir kısmına itiraz edildiğini, söz konusu kısmi itirazın içeriği ise asıl alacağın 19.822,48-TL’si ile işlemiş faiz olan 2.194,06 TL’ye tekabül ettiğini, davalı tarafça itiraz edilen bu kısmın müvekkili şirketçe kesilen … numaralı vade farkı faturalarının ve … numaralı satış faturasının toplamına tekabül ettiğini, müvekkili şirketçe kesilen vade farkı faturalarının taraflar arasında varılan mutabakata uygun olarak düzenlendiğini, bu mutabakatın ise müvekkili şirket yetkilisi … … ile davalı şirket yetkilisi … … arasında geçen e-posta yazışmalarına dayandığını, Türk Borçlar Kanunu madde 5 ve madde 6 uyarınca taraflar arasındaki Öneri-Kabul silsilesi açık bir şekilde gerçekleşmiş olduğunu, davalı şirketin, müvekkil şirketin önerisini kabul ederek taraflar arasındaki sözleşmenin kurulduğunu, Öneri-Kabul silsilesi; Müvekkili şirket yetkilisi … … tarafından davalı şirket yetkilisi … …’ye 09.02.2018 tarihinde saat 20:13 de gönderilen e-postada ücret ve vadeye ilişkin bir öneride bulunulduğunu, bu önerinin aynı zamanda vade farkı faturalarının da dayanağını oluşturduğunu, daha sonra 13.02.2018 tarihinde saat 7:42’de … … tarafından gönderilen e-postada yeni bir teklif yapılarak öneriye davet beyanında bulunulduğunu, ancak aynı gün saat 10:44 de … … tarafından verilen cevapta bu teklifin kabul edilmediğini, ilk teklifin yinelendiğini, hemen akabinde saat 11:26’da … … tarafından gönderilen e-postada aynı gün ürün gönderme talebinde bulunulduğunu, müvekkili şirketin de sunduğu teklife istinaden sevkiyata başladığını, dolayısıyla açıkça olmasa bile zımni olarak davalı şirket yetkilisi tarafından müvekkilce sunulan ilk öneri kabul edildiğini ve sözleşmenin bu çerçevede hüküm doğurmaya başlamış olduğunu, taraflar arasındaki Öneri – Kabul usulünün gerçekleştiğine ilişkin bir diğer kanıtta davalı şirket vekilinin satış faturalarına ilişkin tutarları kabul etmesine dayandığını, bu satış faturalarının müvekkili şirketçe yapılan ilk teklifteki ücret miktarlarına göre oluşturulduğunu, eğer davalı şirket kendi sunduğu teklifin yürürlükte olduğunu iddia ediyor ise borcun geri kalan kısmına da itirazda bulunması gerektiğini, … … tarafından gönderilen e-postadaki teklifin yalnız vadeye değil ücrete ilişkin de kayıtlar içerdiğini, … için 120 gün, Bakır Hurda için ise 30 gün vade olarak belirlendiğini, … Hurda vadesi hususunda bir ay boyunca verilmiş hurdanın bakiyesi içeride kalarak daha sonraki ay verilen hurdalar karşılığı 120 gün vadeli ödeme şeklinde anlaşıldığını, müvekkilince düzenlenen vade farkı faturaları sözleşmeye ve usule uygun olarak düzenlendiğini, davalı tarafın temerrüde düşürülmesi için borçlar kanunu anlamında bir temerrüt ihtarında bulunma yükümlülüğü bulunmadığını, tacirler arası yapılan sözleşmede belirlenen vade sona erdiği günden itibaren TTK madde 1530 uyarınca karşı tarafın ihtara lüzum olmaksızın temerrüde düşeceğini, … numaralı fatura davalı tarafın eksik ürün gönderme iddiası üzerine düzenlediği iade faturasına istinaden düzenlediğini, müvekkili şirketçe düzenlenen 763702 numaralı sevk irsaliyesine ilişik olarak sunulan hassas kantar ölçüm değerleri, usule ve kanuna uygun olan, Tartı Aletleri Muayene Yönetmeliği’nce denetimleri eksiksiz olarak yerine getirilen kantar üzerinden edinildiğini, Türk Borçlar Kanunu madde 219 anlamında ayıptan sorumluluk durumu söz konusu olmadığını, davalı tarafın ilgili ürünlerin eksik olarak ifa edildiğini kanıtlama mecburiyetinde olduğunu, işlemiş faizin usule ve yasaya uygun olarak hesaplandığını, taraflar arasında faiz oranına ilişkin bir sözleşme olmaması nedeniyle faiz oranı ticari işlerde uygulanan kanuni temerrüt faizi oranı (%9,75-% 19,50) üzerinden, son vade farkı fatura tarihi olan 28.06.2018 ile takip tarihi olan 02.08.2018 arasında işleyecek faizin hesaplanarak oluşturulmuş olup bu hali ile usul ve yasalara uygun olduğunu beyanla davalının borca itirazının iptali ile … İcra Dairesi’nin 2018/… Esas sayılı icra takibinin devamına, davalının takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere “icra davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; Davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmamıştır.
GEREKÇE:
Dava; İİK.nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, yapılan ilamsız icra takibine karşı davalının vaki itirazının iptali ve icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması istemine ilişkindir.
Dosyaya getirtilen … İcra Dairesi’nin 2018/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 02/08/2018 tarihinde 7 örnek nolu ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin 06/08/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 10/08/2018 tarihinde borcun 19.822,48-TL’sına ve işlemiş faizin tamamına itiraz ettiği, itirazın ve 26/09/2018 tarihinde açılan davanın süresinde olduğu görülmüştür.
Mahkememizce bilirkişi olarak görevlendirilen … tarafından sunulan 10/06/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; İncelenen davacı şirkete ait 2018 yılı ticari defterlerinin açılış kapanış beratlarının/tasdiklerinin yasal süresinde yaptırılmış olduğu, bu anlamda ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu, davacı yanın kendi ticari defter kayıtları ve cari hesap durumuna nazaran, 02.08.2018 takip tarihi itibarıyla davalı yandan 122.591,80 TL alacaklı olduğu, takip tarihinden sonra davalı yan tarafında yapılan ödemeler neticesinde 29.09.2018 dava tarihi itibarıyla davacı yanın davalı yandan 22.191,16 TL alacaklı kaldığını, davalı yanın …/ TEKİRDAĞ ili adresli bir ticari işletme olduğu ve davalı yan vekilinin inceleme günü defterlerinin ‘de inceleme yapılmasını talep ettiği, bu sebeple davalı yan defterleri üzerinde herhangi bir inceleme yapılamadığını, dava dosyasında yer alan, taraflar arasındaki mail yazışmaları içeriğinin genellikle ürünlerin kg, ödeme vadeleri, sipariş terminleri hakkında olduğu, … hurda için tarafların 150 günlük vadede mutabık kaldıkları görülmekle, vadesinde ödeme yapılmayan faturalara ilişkin olarak vade farkı uygulanacağı ve uygulanacak vade farkı oranına ilişkin herhangi bir ifadeye rastlanmadığını, bununla birlikte, … Vergi Dairesi Başkanlığı’nın cevap yazısı ekinde yer alan davalı …Ş’ne ait 2018 yılı Şubat-Haziran dönemlerine ait BA formlarının incelenmesinde, davalı yanın, davacı yanın keşide ettiği tüm vade farkı faturaları ile iade faturasını kayıtlarına almış olduğu, davacı yanın takipte işlemiş faiz talep ettiği görülmekle, dava dosyasında davacı yanın davalı muhatabını temerrüde düşürdüğünü gösteren herhangi bir ihtarname ya da ödeme şartlarını düzenleyen yazılı bir metne rastlanmamış olmakla birlikte, davacı yanın, TTK madde 1530 uyarınca karşı taraf ihtara lüzum olmaksızın temerrüde düşeceği yönündeki beyanları mahkemenin takdirinde olmak üzere, kendi beyanı ile son vade farkı fatura tarihi olan 28.06.2018 ile takip tarihi olan 02.08.2018 arasında 122.591,80 TL için işlemiş faiz tutarının, ticari avans faiz oranı üzerinden 1.251,46 TL olacağı belirtilmiştir.
… Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2019/… talimat numaralı dosyası ile alınan bilirkişi raporunda özetle; taraflar arasında iş/hizmet sözleşmesinin olmadığı, davalı firma ticari defterleri çerçevesinde; davacı firmanın 2018 yılında davalı firmaya gerçekleştirdiği mal/hizmet satımlarına karşın 100.000,00 TL tutarında banka yoluyla ödeme aldığı, 31.315,13 TL mal iade ettiği/sattığı, takip tarihi itibariyle davacı firmanın 102.769,32 TL alacaklı olduğu kaydının olduğu, dava tarihi itibariyle davacı firmanın 102.769,32 TL alacaklı olduğu kaydı mevcut olsa da 10/08/2018 tarihli banka ödemesinin 01/12/2018 tarihli muhasebe kaydında yer alması sebebiyle davalı firmanın davacı firmaya borcunun olmadığı, davalı firmanın ticari defterlerinin e defter olup dava konusu vade farkı faturalarının ait olduğu dönemlerde, davacı firmaya ilişkin muhasebe kayıtlarının bulunmadığının tespit edildiği belirtilmiştir.
13/04/2020 tarihli Bilirkişi ek raporunda “… Davacı yanın kök ve talimat raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçelerinde yer verdiği şekli ile mail yazışmaları neticesinde vade farkı uygulamasının davalı yanca zımnen kabul edildiği yönündeki iddialarının, mahkemece kabul edilmesi halinde, 6 adet vade farkı faturası toplamı 14.743,58 TL vade farkı alacağının takip alacağı olarak kabul edilmesi, aksi halde 14.743,58 TL vade farkı faturasının takip talebinden düşülmesi gerekeceği,
 Ayrıca davalı yanın itiraz ettiği bir diğer faturanın 5.078,90 TL bedelli “Kalay Çubuk” açıklamalı emtia satış faturası yönünden, davacı yanın TBK madde 219 anlamında ayıptan sorumluluk durumunun söz konusu olmadığı, davalı tarafın ilgili ürünlerin eksik olarak ifa edildiğini kanıtlama mecburiyetinde olduğu yönündeki beyanları hususunda takdirin mahkemeye ait olduğu,
 Davalı yanın takipten sonra yapmış olduğu 102.769,32 TL tutarındaki ödemenin davacı kayıtlarında 100.418,64 TL olarak yer aldığı, bu durumda ortaya çıkan 2.368,68 TL lik farkın ise, masraflar ve faiz çıktıktan sonra kalan tutarın reddiyat olarak davacıya ödenmiş olmasından kaynaklanmış olabileceği…” belirtilmiştir.
Davacı tarafından dosyaya sunulan elektronik posta iletilerinin incelenmesi ile, davacı şirket yetkilisi olduğu belirtilen … … tarafından davalı şirket yetkilisi olduğu belirtilen … …’ye 09.02.2018 tarihinde saat 08:13 PM de gönderilen elektronik posta iletisinde … hurda için 120 gün ve bakır hurda için 30 gün vade belirtilmiş, … … tarafından gönderilen 13.02.2018 tarihinde saat 07:42’de gönderilen elektronik posta iletisinde fiyatlar konusunda revize talep edilmiş ve … hurda için 150 gün ve bakır hurda için 45 gün vade belirtilmiş, … …’nun 13.02.2018 tarihi saat 10:44 de gönderilen cevabında “…… hurdası vadesi hususunda bir ay boyunca verilmiş hurdanın bakiyesi içeride kalarak daha sonraki ay verilen hurdalar karşılığı 120 gün vadeli ödeme için mutabık kalmıştık. Vade toplamda 150 gün ediyor bu hususta mutabıkız. Bakır hurdası vadesinde sevk edilen bakırda kaliteden ödün vermemek adına maliyetlerimizi hesap ederek Ime cash-200 usd 30 vadenin üzerine çıkma ihtimalimiz pek görünmüyor. … hurdası fiyatı hususunda malzemenin devamlılığını sağlayabilmek adına fiyatımızı Çolakoğlu … fiyatı + 130 TL’nin altına inmemiz mümkün görünmüyor…”, … … tarafından 13.02.2018 tarihi saat 11:26’da gönderilen elektronik posta iletisinde “Bugün için tarafımıza bakır gönderme şansınız mevcut mu? Ne kadar gönderebilirsiniz” ifadelerinin yer aldığı görülmüştür.
Türk Borçlar Kanunu’nun 1.maddesinde “Sözleşme, tarafların iradelerini karşılıklı ve birbirine uygun olarak açıklamalarıyla kurulur. İrade açıklaması, açık veya örtülü olabilir” hükmü düzenlenmiş olup, dava dosyasına sunulan elektronik posta iletileri ile tarafların vade hususunda karşılıklı mutabakata vardıkları anlaşılmaktadır.
Tarafların iddiaları ve savunmaları ile bilirkişi raporları ve ek rapor ile tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde; Taraflar arasında ticari ilişki olduğu, dava dosyasına sunulan elektronik posta iletileri ile tarafların vade hususunda karşılıklı mutabakata vardıklarının anlaşıldığı, Mahkememizce görevlendirilen bilirkişi … tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda 6 adet vade farkı faturası toplamı 14.743,58 TL vade farkı alacağının takip alacağı olarak kabul edilmesi gerekeceği ve bilirkişi ek raporunda ayrıca davalı yanın itiraz ettiği bir diğer faturanın 5.078,90 TL bedelli “Kalay Çubuk” açıklamalı emtia satış faturası olduğu dikkate alındığında, davacı yanın bu fatura muhteviyatı ürünleri davalı yana teslim ettiğini, davalı yanın da bu fatura için iade faturası kestiği dikkate alındığında, iade faturası ile birlikte söz konusu emtiayı da davacı yana teslim ettiğini belgelemesi gerektiğinin belirtildiği ve davacı tarafça delil listesi ekinde sevk irsaliyesi örneğinde kantar fişlerinin örneğinin sunulduğu görülmekle, davacının davalıdan itiraz ettiği 19.822,48-TL’sı tutarındaki alacağının ve 1.251,46-TL’sı işlemiş faiz alacağının bulunduğu kanaatine varılmakla davanın kısmen kabulüne ve davalının likit ve muaccel alacağa itirazı ile takibin durmasına sebebiyet verdiği anlaşıldığından asıl alacak miktarı üzerinden icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile … İcra Dairesi’nin 2018/… E. sayılı icra takibine yapılan itirazın 19.822,48-TL’sı asıl alacak ve 1.281,25-TL’sı işlemiş faiz yönünden itirazın iptali ile icra takibi tarihi itibariyle hüküm altına alınan 19.822,48-TL’sı asıl alacağa takip tarihinden itibaren, avans faiz oranını geçmemek üzere, TTK’nın 1530/7 maddesine göre değişen oranlarda uygulanacak faizi ile devamına,
2-Fazlaya dair istemlerin reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 1.441,60-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 375,99-TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 1.065,61-TL harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 3.400-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 912,81-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 411,89-TL ilk gider, 125,30-TL tebligat ve müzekkere gideri ile 1.150-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.687,19-TL yargılama giderinin red ve kabul durumu nazara alınarak takdiren 1.634,32-TL sinin davalılardan tahsili davacıya verilmesine,
7-HMK 333 (1) maddesi uyarınca davacı tarafça yatırılan gider avansından bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası resen mahkememizce davacı tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde, Mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde incelenmek üzere tarafların temyiz yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair verilen karar, hazır olan davacı vekilinin yüzüne davalının yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/10/2020

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)