Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/859 E. 2019/1238 K. 23.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/692 Esas
KARAR NO : 2019/1141
DAVA :Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/07/2018
KARAR TARİHİ : 04/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin İran vatandaşı olduğunu İran’da ikamet ettiği 1986 yılında yatırımlarını değerlendirmek amacıyla davalı bankanın İstanbul … şubesinde 23.01.1986 yılında 6 ay vadeli hesapta 100.000,00TL yatırdığını, hesabın her vade sonunda kendiliğinden aynı şartlarda uzayacağının davalı bankanın da kabulünde olduğunu, müvekkilinin bankadaki parasını çekmek için İstanbul’a döndüğünü ancak hesaptaki paranın 10 yıl işlem görmediğinden zamanaşımı sebebiyle TMSF ye devredildiğini şubeden öğrendiğini beyanla, davalının … İstanbul Şubesinin … nolu hesabına 23.01.1986 yılında yatırılan 100.000,00TL nin hesap açılış tarihinden itibaren, bankalarca 6 ay vadeli hesaba uygulanan işlemiş faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; Davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
GEREKÇE:
Dava, zamanaşımı nedeniyle davalı bankadaki hesabındaki paranın TMSF’ye devredilmesi nedenine dayalı alacak istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinin 1. fıkrasının f bendine göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava sayılacağı düzenlenmiştir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunu’nun 2. maddesinde bu Kanunun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsayacağı, 3. maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde “tüketici”nin ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi olduğu, (l) bendinde “tüketici işlemi”nin; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukukî işlemi ifade edeceği belirtilmiştir. Aynı Kanunun 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı Yasa’nın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasının engelleyemeyeceği belirtilmiştir.
Somut olayda; …’nin davalı banka nezdinde bulunup TMSF’ye devredilen mevduatının tahsilinin talep edildiği, davacının tacir olmadığı gibi davanın da mutlak ticari dava olmadığı, uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiği ve Mahkememizin görevsiz olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Yargıtay 11.HD’ nin 14/05/2018 tarih ve 2016/11305 E-2018/3488 K sayılı kararında bu nitelikte bir davaya tüketici mahkemesince bakılması gerektiği ifade edilmiştir.
Göreve ilişkin düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup mahkemece re’sen gözetilmesi gerekmektedir. Bu sebeplerle; dava dilekçesinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 1., 20., 114/1-c ve 115/ maddeleri uyarınca görev yönünden usulden reddi ile mahkememizin görevsizliğine, karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
1-Davacının açtığı davada, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın HMK’nun 115/2. maddesi uyarınca aynı kanunun 114/l-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi karannın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli İSTANBUL TÜKETİCİ MAHKEMESİNE gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Mahkememizin bu kararına karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde, Mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair verilen karar, hazır olan davalı vekilinin yüzüne karşı, davacının yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/12/2019

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza