Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/841 E. 2021/951 K. 24.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/841 Esas
KARAR NO : 2021/951
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/09/2018
KARAR TARİHİ : 24/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Davalı borçlu yanın takip dayanağı faturaları ödememesi nedeniyle aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının müvekkilinin alacağının tahsilini geciktirmek amacıyla mesnetsiz gerekçelerle, haksız ve kötü niyetli olarak icra takibine itiraz ettiğini, takibin durduğunu, davalının borca ve ferilerine ilişkin itirazları soyut, gerçek dışı ve dayanaksız beyanlar olduğunu, şirket ortağı ve yöneticilerinin TTK 553 ve devamı maddeleri uyarınca sorumluluklarının bulunduğunu, davalı yan ile müvekkili şirket arasındaki ilişkinin sözleşmeden kaynaklı olduğunu, icra dosyasında her ne kadar … adına … tarafından sunulmuş olan itiraz dilekçesi bulunmasa da takibe itiraz yetkisinin olmadığını belirterek davalı yanın icra takibine ilişkin, borca itirazının iptaline, takibin takip talebindeki şartlarla devamına, icra takibinde yazılı asıl ve feri alacaklarının davalı tarafından tahsiline, davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, alacaklarını teminen borçlunun taşınmaz, taşınır malları ile 3. kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine, masraf ve ücreti vekaletin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar … ve …’ın 16/07/2019 tarihli cevap dilekçesi özetle; Davacının açmış olduğu iş bu davada, davalı olarak bulunduklarını, davayı asla kabul etmediklerini, çıkarılan borcun tamamen asılsız olduğunu, davacı tarafından borcun belirtildiği adreste yer alan meskenin babaları … tarafından 1987 yılına kadar ikamet ettikleri ev olarak kullanıldığını, 1987 yılında ise satıldığını, 1987 yılından sonra belirtilen mesken ile ilgili hiçbir ilişkilerinin bulunmamakta olduğunu, davacının sunmuş olduğu faturalarda … firmasının unvanı yer almakta olduğunu, o tarihlerde İstanbul’in elektrik dağıtımını … firmasının yaptığını, kanıt olarak sunulan belgelerin yeni basılmış olduğunu ve yok hükmünde sayılmasını gerektiğini, davacı firmanın sunmuş olduğu sözleşmenin … 29’da borçlarını ödemeyen abonelerin binalarına en az 4 gün vadeli ihbarname bırakılacağı ve tayin edilen müddet sonrasında ödeme yapılmazsa cereyanın kesileceğinin belirtildiğini, babaları … adına o tarihlerde sunulmuş ihbarname örnekleri, borç bildirimi, kapatma yazısı gibi bildirimler sunulan kanıtlarında yer almadığını, borcunu ödemeyen bir aboneye yıllar boyunca elektrik sağlanmasının ve hiçbir ihtar, ikaz veya herhangi bir bildirim yapılmamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu belirterek taraflarına karşı açılan ve herhangi bir somut delile dayanmayan ve hayatın olağan akışına aykırı iddialar içeren davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Bilirkişi İktisatçı / Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi … tarafından sunulan 22/06/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
”Taraflar arasında düzenlenen 15/10/1979 tarihli sözleşmeye göre … tesisat, … sayaç no olduğu, takip-dava konusu faturalarda sayaç numarasının …, hesap numarasının …, müşteri numarasının … olduğu, dolayısıyla sözleşme ile faturaların aynı olmadığı, mülga BK.nun 125.maddesine göre zaman aşımı müteveffa abone babanın Bahçelievlere taşındığı iddiası, abone olduğu dairesini sattığı, satış tarihi, satın alanın veya atfen kullananın aboneliğinin taşındığı … elektrik aboneliğinin dairesinin sattığı/taşındığı tarihten sonra aboneliğini kapatıp kapatmadığının takdir ve değerlendirmesinin mahkemeye ait olmak üzere; Takip dayanağı 05/07/2004 tarihli faturanın aynı gün ibraz edildiği kabul edilerek 4 gün sonra 10/07/2004 tarihinde ödenmediği ve bu tarih itibari ile davacı idarenin elektrik sayacı kesmemesi, fiili daire elektriği kullanana yönelmemesi sebebiyle gecikme zam faizden davalı borçlu mirasçılarının sorumlu olmayacakları kanaatinde olmakla birlikte Yargıtay içtihatları ile bağlı kalınarak, sözleşmede 6183 sayılı Yasada belirtilen gecikme zammı uygulanmasına bir düzenleme olmadığından takip talebinde belirtilen faturaların son ödeme tarihi, fatura tarihlerinden çok sonra olduğundan bağlı kalınarak 3095 sayılı Faiz Kanunun 1.maddesine göre takibe kadar yasal faiz ve %18 faize KDV ilave edilip davacı idarenin müteferrik kusur sebebi ile %50 tutarından davalı borçluların sorumlu tutularak 05/07/2004 tarih 17,62 asıl alacak tutarlı fatura icra ve dava dosyasına ibraz edilmediğinden hesaplama dışında bırakılarak, 10/04/2018 takip tarihinde istenebilir alacağın anapara 2.626,80 TL (4.989,41 TL – 2.362,61 TL faiz ve KDV), %50 davacının müteferrik kusur indiriminden sonra istenebilir yığılmış yasal faiz + KDV 1.181,30 TL olmak üzere takiple istenebilir toplam alacağın 3.808,10 TL olduğu” sonuç ve kanaattiyle rapor tanzim edilmiştir.
Mahkememizce tarafların itirazları doğrultusunda bilirkişi … tarafından sunulan 29/02/2020 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle;
”16/10/1979 tarihli … ile yapılan abonelik sözleşmesinde temerrüt halinde uygulanacak faiz cinsi ve oranları vurgulanmadığı, AATHK göre Amme Faizi uygulanacağına dair maddeye rastlanmadığı, takip talebinde %16,80 gecikme faizi talep edildiği, bu oranın kaynağı 6183 sayılı Amme Faizi mi, 3095 sayılı Adi-Ticari Faiz mi olduğu belirtilmediği, idarenin müteferrik kusuru da değerlendirilerek 3095 sayılı Faiz Kanunun 1.maddesine göre yasal gecikme faizi 22/06/2019 tarihli kök raporda isabetli olarak hesaplandığı, 05/07/2004 tarihli son faturada dosyada yoksa da ibraz edilen kWh-TL tüketim ekstresindeki varlığı değerlendirilerek 17,62 TL tutarlı 05/07/2004 vadeli 4 gün sonra 10/07/2004 kabul edilen temerrüt tarihinden 10/04/2018 takip tarihine kadar 3095 sayılı Faiz Kanunun 1.maddesine göre yasal faiz ve faizin %18 KDV’si ile tutarının adi anapara alacağı 17,62 TL ve müteferrik kusur 41,82 TL olmak üzere toplam 59,44 TL nin kök hesaplamaya ilavesi ile sonuç olarak takiple istenebilir alacağın kök raporda ulaşılan toplam anapara 3.808,11 TL – 1.181,11 TL tenzilden sonra yasal faiz + KDV = 2.626,81 TL, ek raporda 10/07/2004 tarihli anapara bedelinin intikali 17,62 TL olmak üzere toplam anapara 2.644,43 TL olduğu, kök raporda belirlenen %50 müteferrik indirimli yasal faiz + KDV tutarı 1.181,30 TL, ek raporda 10/07/2004 tarihli faturadan kaynaklı istenebilir faiz + KDV tutarı 41,82 TL olmak üzere %50 indirimle yasal faiz + KDV toplamı 1.223,12 TL olduğu, takiple istenebilir 2.644,43 TL anapara + 11.223,12 TL faiz ve KDV = 3.867,55 TL olduğu” sonuç ve kanaattiyle rapor tanzim etmiştir.
Mahkememizce 22/06/2019 ve 29/02/2020 tarihli bilirkişi raporlarına yapılan itirazları da karşılayacak şekilde uyuşmazlık konusunda ek rapor alınmak üzere bilirkişi olarak görevlendirilen İktisatçı / … Üniversitesi Öğretim Üyesi … ve Elektrik Yüksek Mühendisi … tarafından sunulan 05/04/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
”… AŞ.nin 2013 yılında özelleştirildiğinden faturalar özelleştirmeden önce … tarafından tanzim edildiğinden fatura bedellerinin tahsili konusunda davacı şirketin …’ın halefi olup olmadığı, faturalar tanzim edildiği tarihlerde … amblemini taşıdığı halde davacı şirketin … amblemini basarak faturaları yeniden tanzim etmesi, zamanaşımı gibi hukuki konularda takdiri Mahkemeye ait olmak üzere davacı şirketin %50 indirimli avans faizine göre hesaplanan alacağı; 2.284,42 TL asıl alacak, 1.402,93 TL gecikme zammı, 252,53 TL gecikme zammı KDV (0,92 TL + 251,61 TL) olmak üzere toplam 3.939,88 TL olduğu, davacı şirketin %9 yasal faize göre hesaplanan alacağı; 2.284,42 TL asıl alacak, 2.028,51 TL gecikme zammı, 365,13 TL gecikme zammı KDV olmak üzere toplam 4.678,06 TL olduğu, Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 2018/… Esas 2018/… Karar sayılı kararına göre yapılacak indirim en fazla yasal faize kadar olacağından davacı idarenin icra takip tarihi itibariyle davalılar …, …, … ve …’dan alacağının 4.678,06 TL olduğu” sonuç ve kanaattiyle rapor tanzim edilmiştir.
GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali istemine ilişkin olup yasal sürede açılmıştır.
Dosyaya getirtilen … İcra Dairesinin 2018/ … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlular aleyhine 10/04/2018 tarihinde bakiye faturaların alacağına konu 2.284,42-TL asıl alacak, 4.174,82-TL işlemiş yıllık faiz ve 751,48-TL temerrüt faizi olmak üzere toplam 7.210,72-TL üzerinden 7 örnek nolu ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçlulara tebliğ edildiği, davalı borçlular tarafından 19/04/2018 tarihinde borca ve borcun tüm fer’îlerine itiraz edildiği, yapılan itirazın süresinde olduğu görülmüştür.
Davalılar her ne kadar katıldıkları celselerde zaman aşımı def’inde bulunmuş iseler de; bu hususta davacının açık muvafakati olmamış ve davalıların cevap dilekçesinde zaman aşımı defilerini yazmadıkları anlaşıldığından zaman aşımı def’i dikkate alınmamıştır.
Mahkememizce alınan 05/04/2021 tarihli bilirkişi heyet raporunda; davacı şirketin %9 yasal faize göre hesaplanan alacağının, 2.284,42 TL asıl alacak, 2.028,51 TL gecikme zammı, 365,13 TL gecikme zammı KDV olduğu, Yargıtay … Hukuk Dairesinin 2018/… Esas 2018/… Karar sayılı kararına göre yapılacak indirimin en fazla yasal faize kadar olacağından, davacı idarenin icra takip tarihi itibariyle davalılar …, …, … ve …’dan alacağının 4.678,06 TL olduğu tespit edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının, davalıların uyuşmazlığa konu faturaları ödemediklerini iddia ettiği, davalıların ise, borcun belirtildiği adreste yer alan meskenin babaları … tarafından 1987 yılına kadar ikamet ettikleri ev olarak kullanıldığını, 1987 yılında ise satıldığını, 1987 yılından sonra belirtilen mesken ile ilgili hiçbir ilişkilerinin bulunmamakta olduğunu, borcunu ödemeyen bir aboneye yıllar boyunca elektrik sağlanmasının ve hiçbir ihtar, ikaz veya herhangi bir bildirim yapılmamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu savundukları; uyuşmazlığa konu taşınmazın tapusunun olmadığı, davalılar murisinin abonelik kaydının 15.10.1979 tarihinde başladığı, 09.06.2010 tarihinde sonlandırıldığı, davalıların 1987 yılında meskenin satıldığını, 1987 yılından sonra belirtilen mesken ile ilgili hiçbir ilişkilerinin bulunmadığını iddia ettikleri ancak iddialarını ispatla yükümlü olan davalıların bu iddialarını ispat edemedikleri, tapu kaydı bulunmadığından mahkememizce bu hususun doğruluğu da tespit edilemediği, alınan bilirkişi raporunda, davalıların 4.678,06 TL borçlu olduklarının tespit edildiği anlaşıldığından, davanın kısmen kabulüne, davalıların mirasçı olduğu, kötü niyetli olmadıkları ve borcun likit olmadığı, bilirkişi raporu ile tespit edildiği anlaşıldığından, davacı tarafın davalılardan kötü niyet tazminatı talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, davalıların … İcra Dairesinin 2018/… Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptaline, takibin 2.284,42 TL asıl alacak, 2.028,51 TL gecikme zammı, 365,13 TL KDV olmak üzere 4.678,06 TL üzerinden devamına,
2-Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-İcra inkâr tazminat talebinin REDDİNE,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu Genel Tebliği gereğince hesap olunan 319,56-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 123,15-TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 196,41-TL harcın davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100,00-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 159,05-TL ilk gider, 1.500,00-TL bilirkişi ücreti, 535,95-TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 2.195,00-TL yargılama giderinin red ve kabul durumu nazara alınarak takdiren 1.479,90-TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, geri kalan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-HMK.’nun 333. maddesinin “Hükmün kesinleşmesinden sonra mahkeme kendiliğinden, yatırılan avansın kullanılmayan kısmının iadesine karar verir. Bu kararın tebliğ gideri iade edilecek avanstan karşılanır” hükmü uyarınca yatırılan avansın bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası yatıran tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde, Mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle … Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair, Davacı vekili ile hazır olan davalılar …, … ve …’ın yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/11/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır