Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/827 E. 2020/224 K. 10.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/827 Esas
KARAR NO : 2020/224
DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/09/2014
KARAR TARİHİ : 10/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Davalının 25/02/2010 – 25/01/2013 arasında çalışıp, evlilik sebebi ile istifa ettiğini, çalışırken rekabet yasağı sözleşmesi ve gizlilik taahhütnamesi imzalandığını, bir sene İstanbul’da işveren iş dalında çalışmamayı taahhüt ettiğini, aksi takdirde 50.000TL tazminat ödemeyi kabul ettiğini, ticari sırları bildiğini, 1 sene bitmeden başka işyerine girdiğini, çalışan firmanın rakip firma olduğunu, rekabet yasağı durumunun ihtarname ile davalıya bildirildiğini, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutularak 1.000.TL cezai şart alacağına hükmedilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; 25/02/2010-20/01/2013 arasında satın alma personeli olarak çalıştığını, evlilik nedeniyle istifa ettiğini davacının sözleşmeye koyduğu maddelerin MK. m.2’ye aykırı olduğunu, tarafların ortak iradesini içeren bir sözleşme olmadığını, tazminat miktarının işverence doldurulduğunu, genel işlem koşulu niteliğinde olduğunu, çalışanın çalışma özgürlüğünün ihla edildiğini, herkes tarafından bilinmesi mümkün bilgilerin davalı tarafından bilindiğini, eski firmada hammadede alımı yaparken yenisinde sipariş takibi, ithilat ve fabrikaya sevk işi yaptığını, davacıya zarar vermediğini iddia ederek davanın reddine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davalının cezai şart alacağına hükmedilmesi istemine ilişkindir.
Taraflarca delil olarak; ihtarname, sözleşmeler, taahhütname, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası, iddialar, savunmalar, bilgi ve belgeler ile bilirkişi incelemesine dayanılmış olup gösterilen deliller toplanarak dosya arasına konulmuştur.
Mahkememize tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda davalının eyleminin haksız rekabet yasağına aykırılık oluşturup oluşturmadığı taraflar arasındaki sözleşmeye göre davacının cezai şart hak kazanıp kazanmadığı ve fahiş olup olmadığı hususlarında bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişi Prof.Dr. … tarafından sunulan 22/07/2015 tarihli rapor özetle; ”Sözleşmenin geçerliliğinin takdirinin mahkemenin olduğu, sözleşme geçerli kabul edilir ise cezai şart sözleşmesinde yasada aranan koşullarının bulunmadığı, cezai şartın miktarının belirlenmesinin mahkemenin takdirinde bulunduğu” kanaatiyle rapor tanzim etmiştir.
Yapılan yargılama sonucu mahkememizce 07/06/2016 tarih ve 2014/1002 Esas 2016/427 Karar sayılı ilamıyla davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karar davalı tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 21/06/2018 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamıyla; ”Davalı tarafça, 25/02/2010 tarihli rekabet yasağı sözleşmesinin “YAPILAN İŞ” başlıklı bölümündeki “25/01/2013” tarihinin ve yine “İŞÇİNİN BORÇLARI” bölümünün ikinci bendindeki “50.000” rakam grubunun sonradan doldurulduğu savunulmuştur. Mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişi tarafından da aynı şekilde mütaalada bulunulmuştur. Adı geçen rekabet yasağı sözleşmesinin sözleşme tarihi 25/02/2010 olarak gösterilmiş, taraflar arasındaki hizmet ilişkisinin ise 25/01/2013 tarihinde sona erdiği belirtilerek az önce de açıklandığı üzere “25/01/2013” tarihi el ile yazılmıştır. Dolayısıyla sözleşmenin daha evvel hazırlanıp hizmet ilişkisinin bitim tarihinin sonradan doldurulduğu görülmektedir. 1086 sayılı HUMK 298. (HMK’nın 207.) maddesi uyarınca senetteki çıkıntı, kazıntı veya silinti ayrıca onanmamışsa, inkâr hâlinde göz önünde tutulmaz ve bu tür çıkıntı, kazıntı veya silinti mahkemece senedin geçerliliğine ve anlamına etkili olacak nitelikte görülürse, senet kısmen veya tamamen hükümsüz sayılabilir. Somut uyuşmazlığa konu sözleşmede de davalı tarafça inkar edilen ve sonradan doldurulduğu belirtilen bölümlerin yer aldığı hükümlerin taraflar açısından bağlayıcı niteliğinin bulunup bulunmadığı, geçersizlik halinin söz konusu olması durumunda ise bu halin 25/02/2010 tarihli sözleşmenin kısmen veya tamamen geçerli olup olmayacağı hususunda doğuracağı sonuçların mahkemece tartışılması suretiyle hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davalı yararına bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle davalının temyiz talebinin kabulü ile kararın bozulmasına karar verilmiş ve dosya yeni bir esas almıştır.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları ile yargıtay bozma ilamı doğrultusunda bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişiler Mali Müşavir …, Ticaret Hukukçusu Dr.Öğr.Üyesi … ve … Eczacılık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. … tarafından sunulan 09/12/2019 tarihli heyet raporu özetle; ”Dava konusu ihtilafta davalı işçiye rekabet yasağı getirilmesinde davacı işverenin hukuken korunacak haklı bir menfaatinin bulunduğu, rekabet yasağı sözleşmesinin içerdiği sınırlamaların hakkaniyete uygun olduğu, dava konusu rekabet yasağı sözleşmesinde davalı işçinin işten çıkış tarihinin sonradan yazılmış olmasının sözleşmenin geçerliliğine olumlu veya olumsuz bir etkisinin bulunmadığı, sözleşmenin geçerliliğinin bundan etkilenmeyeceği, dolayısıyla davalı işçinin geçerli bir rekabet etmeme yükümlülüğü altında olduğu, davalının her iki şirkette de aynı alanda çalıştığı, bu eyleminin rekabet yasağı sözleşmesinin ihlali anlamına geleceği, dosya içeriğinden ceza miktarının da işten çıkış tarihi gibi sonradan yazıldığının anlaşıldığı, ancak davalı işçinin bu sözleşmeyi imzalarken sadece rekabet etmeme yükümlülüğü üstlendiği, bununla birlikte herhangi bir ceza üstlenmediği, bu sebeple sonradan yazılan ceza miktarının davalı işçi açısından bağlayıcı olmadığı ve geçersiz olduğu, bu durumda rekabet yasağının ihlali sebebiyle söz konusu cezayı ödemesinin davalı işçiden istenemeyeceği” kanaatiyle rapor tanzim etmişlerdir.
GEREKÇE :
Tarafların iddiaları ile toplanan deliller ve usulüne uygun olarak alınan bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava, rekabet yasağı sözleşmesine aykırılıktan kaynaklanan cezai şart istemine ilişkindir. Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu; taraflar arasında geçerli bir rekabet yasağı sözleşmesi bulunduğu, davalı tarafın davacı şirketten ayrıldıktan sonra bir yıllık süre dolmadan benzer bir iş kolunda çalışmak suretiyle rekabet yasağını ihlal ettiği, taraflar arasındaki 25/02/2010 tarihli rekabet yasağı sözleşmesinin sonradan doldurulan işten çıkış tarihinin sözleşmenin geçerliliğine olumlu veya olumsuz bir etkisinin bulunmadığı ancak sözleşmenin sonradan doldurulan ceza miktarına ilişkin bölümünün davalı tarafça onanmadığından sözleşmeyi kısmen geçersiz kılacağı, yani davalı taraf rekabet yasağını ihlal etmekle rekabet etmeme yükümlülüğüne aykırı davranmış olacak ancak bir ceza sorumluluğu üstlenmediğinden cezai şart ödemesine yönelik davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu Genel Tebliği gereğince hesap olunan 54,40-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 24,30-TL ve tamamlama harcı 836,79-TL olmak üzere toplam 861,09-TL harçtan mahsubuyla fazla alınan 806,69-TLharcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yatırılan gider avansının üzerinde bırakılmasına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 7.300,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan 36,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-HMK 333 (1) maddesi uyarınca taraflarca yatırılan gider avansından bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası resen mahkememizce taraflara iadesine,
Dair, hazır olan tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içinde YARGITAY’a hitaben yazılacak dilekçeyle TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi.10/03/2020

Katip …
☪e~imzalıdır.☪

Hakim …
☪e~imzalıdır.☪