Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/815 E. 2019/669 K. 28.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2018/815
KARAR NO: 2019/669

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 10/09/2018
KARAR TARİHİ: 28/06/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle davalı-borçlunun müvekkili şirkete 52.643,24 TL borçlu olduğunu, 21/01/2018 tarihli 42.759,66 TL bedelli fatura, 31/03/2018 tarihli 855,00 TL bedelli fatura ve 21/04/2019 tarihli 8.916,00 TL bedelli faturanın karşılığında davalı tarafça ödeme yapılmadığını, faturaların davalı yan adına e-fatura olarak düzenlendiğini, davalı yanca faturaların otomatik kabul şeklinde kayıtlarına alındığını, davalının faturalara itirazda bulunulmadığını, bunun üzerine davalı hakkında İstanbul… İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, davalının borca itiraz etiğini ve takibin durduğunu, itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu beyanla, davalının İstanbul … İcra Dairesinin… Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takinin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya tensip tutanağı ve dava dilekçesinin ön inceleme duruşma gününün usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen cevap dilekçesi sunmadığı, duruşmalara katılmadığından, davalının davayı inkar ettiği varsayılmıştır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, İİK’nun 67. ve devamı maddeleri uyarınca açılan itirazın iptali istemidir.
Dava, Davacının fatura alacak bedelinin davalıdan tahsili amacıyla yapılan icra takibine yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Delil olarak; icra dosyası, fatura, cari hesap ve bilirkişi incelemesine dayanılmış olup, gösterilen deliller toplanarak dosya arasına konulmuştur.
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İİK’nın 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Dosyaya getirtilen İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 25/06/2018 tarihinde icra takibi başlattığı, ödeme emrinin davalı borçluya 11/07/2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 13/07/2018 tarihinde takibe ve borca itiraz ettiği, davalı borçlunun itirazının süresinde olduğu görülmüştür.
Mahkememizce dava dosyası, icra dosyası ve ilgili kayıtları üzerinde inceleme yapılarak davacı alacağının varlığı ve miktarının hesaplanması yönünden bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup, mali müşavir bilirkişi tarafından sunulan 29/04/2019 tarihli raporda özetle; davacı şirketin incelenen 2018 yılı ticari defterlerinde 06/11/2018 tarihi itibariyle 52.643,24 TL alacaklı olduğunun, davalı tarafından ticari defterleri sunulmadığının, bu nedenle de inceleme yapılamadığının, davaya konu edilen faturaların e-fatura sistemi üzerinden davalı tarafça kabul edildiğinin, taraflar arasında akdedilen herhangi bir sözleşmeye rastlanmadığının, davacı tarafın takibe konu ettiği vade farkı ve vade farkı gecikme faizi faturalarının dayanağının, hangi anapara tutarı üzerinden tahakkuk ettirildiği gibi hususlarda bit tespit yapılmasının mümkün olmadığının, ancak taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında daha öncede vade farkı faturası ve tahsilatın söz konusu olduğunun anlaşıldığının belirtildiği anlaşılmıştır.

GEREKÇE:
Davacının iddiaları ile toplanan delillere ve usulüne uygun olarak alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde göre; Davacı tarafın davalı tarafla yapılan ticari ilişki neticesinde 21/01/2018 tarihli 42.759,66 TL bedelli fatura, 31/03/2018 tarihli 855,00 TL bedelli fatura ve 21/04/2019 tarihli 8.916,00 TL bedelli faturanın tanzim ettiği, faturanın e-fatura olarak davalıya gönderildiği ve davalı tarafça kabul edildiği, davacı tarafın ticari defter incelemesinin aralarındaki ticari ilişkiyi doğruladığı, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında daha öncede vade farkı faturası ve tahsilatının söz konusu olduğunun bilirkişi raporunda belirtildiği, davalı tarafın ayrıca mahkememize de herhangi bir ödeme belgesi sunmadığı görülmektedir.
Mahkememizce de benimsenen ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının alacak miktarının 52.643,24 TL olduğu sabit görülmüş ve davanın bu miktar üzerinden kabulü ile davalının itirazının iptaline, takibin devamına karar vermek gerekmiştir.
Takip konusu alacağın likit ve hesap edilebilir nitelikte olması nedeniyle davalı- borçlunun İİK’nın 67/2. maddesine göre hükmolunan alacağın %20 oranı üzerinden hesaplanan icra inkar tazminatından da sorumlu olması gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;

HÜKÜM
1-Davanın KABULÜNE,
2-İcra takibine yapılan itirazın iptaline, takibin 52.643,24-TL asıl alacak üzerinden devamına, davalı tarafın asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatı ödemesine,
3-Harçlar kanunu hükümlerine göre alınması gereken 3.596,05 TL ilam harcından peşin alınan 635,80 TL harcın mahsup edilerek 2.960,25 TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü yazılı olan 1.478,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte olan AAÜT gereğince 6.140,76 TL nispi ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Artan avansın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde, Mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair, Davacı vekilinin yüzüne, Davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı.

Katip

Hakim

HARÇ BEYANI YARGILAMA GİDERİ (DAVACI)
3.596,05 TL İLAM HARCI 635,80 TL PEŞİN HARÇ
635,80 TL PEŞİN HARÇ 35,90 TL BAŞVURU HARCI
2.960,25 TL BAKİYE İLAM HARCI 700,00 TL BİLİRKİŞİ ÜCRETİ
107,00 TL TEB.MÜZ.GİDERİ