Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/778 E. 2020/295 K. 25.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2018/778 Esas
KARAR NO: 2020/295

DAVA:Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:28/08/2018
KARAR TARİHİ:25/06/2020

Mahkememizde görülen Menfi Tespit davasının açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA/Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ;
Müvekkili firmanın mobilya ticareti yapmak üzere 2012 yılında kurulduğunu, davalı-alacaklının açmış olduğu haksız icra takibi ile tüm malların haczedilmiş olup, şu an gayri faal durumda olduğunu,
Firmanın ortaklık yapısının % 50 … ve %50 … şeklinde olduğunu, her iki ortağa da münferiden şirketi temsil yetkisi verilmiş ve her iki ortağın da Genel Müdür olarak tayin edildiğini,
… ….Şti.’nin, …’da faaliyet gösteren …dan ithalat yoluyla mal temin etmekte ve Türkiye piyasasına sunmakta olduğunu, Davalı-Alacaklı … Sahibi …’ın aynı zamanda müvekkili şirketin %50 ortağı olduğunu,
Firma ortaklarının yakın zamanda kadar ilişkilerini ve ticari faaliyetlerini sürdürdüklerini, Müvekkili firmanın ithal ettiği ürünlerin fiyatları ile …’da aynı evsaf ve kalitedeki ürünlerin fiyatlarını karşılaştırma fırsatı bulduğunda ..isimli firmanın ve davacı firmanın ortağı … … ‘m , kendisine ithal edilen ürünleri çok fahiş fiyattan temin ettiği gerçeğinin ortaya çıktığını ve … … ‘m yetkilisi olduğu …isimli firmanın karlılığını gözeterek, …’deki firmasına ve ortağına karşı güven temellerini sarstığını,30.06.2017 tarihi itibariyle müvekkili firmanın, davalı-alacaklı firmaya 78.807,25 TL. Borcu bulunduğunu, bu borcun takibe konu Bonodan değil, ithal edilen ürünlerin faturalarından kaynaklı olduğunu ve müvekkili firma resmi kayıtlarında ve davalı firma resmi kayıtlarında bu hususun yer aldığını,
Müvekkili firmanın, bu rakamlar ile ithalat yapamayacağını dile getirdiğinde, davalı-alacaklı firma yetkilisi ve aynı zamanda müvekkili firmanın ortağı olan bu kişinin, aradaki hukuki ve ticari ilişkiye aykırı ve kötü niyetli olarak 214.729,ooUsd değerinde, tanzim tarihi 20.06.2017 olan , ödeme tarihi 3.07.2017 bir senet düzenleyerek ve imzalayarak ortağı olduğu … ….Şti’ni, sahibi olduğu … şirketine borçluymuş gibi gösterdiğini,
Söz konusu bononun, ….Asl.Tic.Mahkemesi … d.iş sayılı ihtiyati haciz kararı ve ….İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyası ile icra takibine konulduğunu ve ….İcra Müdürlüğü … talimat sayılı dosyası ile müvekkili firmanın tüm menkul mallarının 19.09.2017 tarihinde haczedildiği, aracına haciz konulduğunu, banka hesaplarının bloke edildiğini ve yapılan haksız icra takibi neticesinde müvekkili firmanın ticari faaliyetinin durduğunu,
Müvekkili firmanın, takipte alacaklı gözüken firmaya böyle bir borcunun bulunmadığı, takibe konu bono kaydı incelendiğinde Nakten kaydı yer aldığının görüleceğini, Davalı-Alacalı firmadan müvekkili firmaya bir nakit borç havalesi de gelmediğini, şirket kayıtları ve alacaklının kayıtları incelendiğinde bu gerçeğin ortaya çıkacağını,
Firmalar arasında mal alım ve satımına ilişkin ticari bir ilişkinin olduğunu, fakat gerçekte reel borcun 78.807,25 TL ve söz konusu reel borcun kaynağının yurt dışından ithal edilen mobilya ve türevlerine ilişkin olduğunu, bonodan kaynaklı bir borç olmadığını ve bu bonodan müvekkili firmanın %50 diğer ortağının haberi olmadığını, davalı alacaklının sahte olarak gerçekte olmayan bir borç için bu şekilde bono tanzim etmek suretiyle kendi lehine çıkarım elde etme çabasında olduğunu ve izah olunan diğer nedenlerle,
Davacı müvekkilinin ….İcra Müd…. E.sayılı dosyasından borçlu olmadıklarının tespitine, takip konusu bononun bedelsiz olduğunun tespitine, dosyada ödeme olması halinde davanın istirdata dönüştürülmesine, ödenen bedelin faiziyle birlikte iadesine, haksız ve kötü niyetli davalı-alacaklınm, takibin %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmelerine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep ve dava edilmiştir.
CEVAP/Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
Davacının iddialarının ispattan yoksun ve gerçek dışı olduğunu, müvekkili şirkete alacağına karşılık verilen kambiyo senedinin … tarafından değil davacı şirket tarafından verildiğini, davacı şirketin tüzel kişiliğe haiz bir ticari şirket olduğunu, davacı şirketin kendi tanzim ettiği ve verdiği borç senedini inkar ettiğini, sebep olarak şirket ortakları arasındaki husumeti ileri sürdüğünü,
Davacı şirketin müvekkiline gerçekte 214.729,ooUsd’den fazla borcu bulunduğunu, ancak müvekkili ile davacı şirket yetkilisi …’nın uzlaşma görüşmeleri sırasında …’un borcunun 214.729,ooUsd olduğunu kabul etmesi sebebi ile diğer ortağı … tarafından …’nın bilgisi dahilinde 214.729,ooUsd bedelli bono tanzim edildiği ve müvekkili şirkete teslim edildiğini, ödenmeyen bu senede istinaden icra takibine girişildiğini,
…’da bulunan … ….Şti’nin davacı şirket ortağı … ile … tarafından … merkezli kurulmuş bir ticari şirket olduğunu, müvekkili …. Şirketinden davacı şirkete kuruluştan itibaren toplam 834.151 Usd değerinde ürün gönderildiğini, davacı şirketin müvekkili şirkete olan reel borcunun 834.151 Usd mal bedeli ve bir kısmı nakit olmak üzere 1.073.000Usd üzerinde olduğunu, gönderilen mallara ve nakdi ödemelere karşılık hiçbir ödeme alınmadığını, ancak davacının ortağı olan …’ın müvekkili şirketteki yetkisi sebebi ile bu bedeller indirilerek en son oluşan ve mutabık kalınan cari hesap bakiye alacak miktarının 214.729Usd olduğunu, bu bedelin belirli herhangi bir gönderilen malın bedeli olmayıp, taraflar arasında oluşmuş cari ve nakdi borçtan kaynaklandığını, müvekkili şirketin defter ve kayıtları da aynı şekilde senet miktarı ile örtüştüğünü, bu nakdi borç sebebi ile Davacı tarafından senet düzenlenerek müvekkiline verildiğini, senet aslının davacı defterlerinde işlenmemiş olmasının Yargıtay’ın yerleşik içtihatları çerçevesinde senedin geçerliliğine etki etmeyeceğini,
Ancak, … Mobilya şirketinin kâr elde etmesi için davacı şirket ortağı … ‘ın davalı müvekkili şirketteki ortalık yetkisini ve hatırını kullanarak yüzlerce konteynır mobilya ürününü çok ucuz fiyatlar ile vadeli bir şekilde davacıya gönderilmesini sağladığını, müvekkilinin bu kadar uzun zaman ürün göndermesine rağmen davacı şirketin hiçbir ödeme yapmadığını, … mobilyanın borcu ödemesi konusunda yönetim kurulu kararı alındığını, … şirketinin niçin kâra hala geçmediği ve müvekkili firmaya borcunu ödemediğinin … tarafından araştırıldığında ise …’ mn … şirketi adına gayrimenkul alındığını, yeni dükkanlar açıldığını ve paranın da kendisinde olduğunu söylediğinin rapor edildiğini,
…. İsimli müvekkil şirketten gönderilen gümrük değeri 850.000Usd’lik ürünün düşük faturalarla giriş gösterildiği ve reel değerinden en az %200 karla satılmasının söz konusu olduğunu, ki bu paranın ortada olmadığını, …’nın müvekkili ….dan gelen ürünleri geliş fiyatının çok az üstü bir rakamla resmi olarak faturalandırdığım, gerçek fiyatı ise müşterilerine gayri resmi olarak ödeme yaptırarak kendi hesaplarına ya da annesi … ve babası …’ mn hesaplarına aktardığını tespit ettiğini, ek 9/a olarak sunulan sadece müşterilerden birinin hesaplarına baktığında son 18 ay içinde davalının ev hanımı olan annesine … açıklaması altında 200.000Usd gayriresmi para yollandığını tespit ettiğini, onlarca müşteri ile bu şekilde işlem yapıldığını, diğer bir müşteriye ise çek ile satış yapılmış, satılan malların yarı fiyatı …’ya resmi olarak çek keşide edilerek ödenmiş, diğer yarısının ise şirket sahibi … üzerinden çek ile gayriresmi olarak … tarafından alındığını, …’nın tüm bu eylemleri sebebi ile diğer ortak … tarafından ….Asl.Tic.Mahkemesi’nin … sayılı dosyası ile müdür sorumluluğu sebebi ile tazminat davası açıldığını,
Davacı şirket yetkilisi …’nın kendisine karşı açılan tüm davalarda şirket kayıt ve defterlerini adeta kaçırdığı bu kayıtlara dayandırdığını, hukuka aykırı şekilde tutulan davacı kayıt ve defterlerinin maddi gerçeği aydınlatmasının mümkün olmadığını, davacının dava dilekçesinde senedin defterlerine kaydedilmediği yönünde itiraz bulunduğunu, ancak …’ nın şirket defterlerini kendi himayesinde bulundurduğundan ve …’dan kaçırıldığından bu şekilde itiraz etmesinin bir hakkın kötüye kullanılması olduğunu, iş bu davada delil olamayacağını tekrar beyan ettiklerini, açılan davalarda şirketin defter ve kayıtlarının sunulmadığını ve sürekli kaçırıldığını, iş bu davada şirketin defterlerine dayanmasının ve defterin gerçekliğinin şaibeli olduğunu,
Davacı ortaklarından …’nın ayrıca ….Tic. Mahk. nezdinde … E.sayılı dosya ile ortaklıktan çıkma davası açarak ortaklıktan çıkmak istediğini beyan etiğini, buna rağmen şirket yetkilerini kullanmaya devam ettiğini,
Davacı şirketin müvekkili şirkete olan borcunun kambiyo senedine dayandığını, davacının borcu olmadığını iddia etmediğini yalnızca borcun miktarına itiraz ettiğini, senedin geçerliliği ile ilgili her hangi bir itiraz olmadığını, haksız ve kötü niyetle açılmış davanın reddine karar verilmesi, talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın … İcranın … esas sayılı takip dosyası nedeni ile davacı şirketin borçlu olmadığının tespiti, konusunda olduğu, icra takibinin dayanağı olan 20/06/2017 vadeli 214.729,00 USD bedelli bononun aynı zamanda davacı şirket ortağı olan … uyruklu … ‘ın kötü niyetle hareket ettiği iddiasına dayandığı tespit edilmiştir.
Dosya içine davacı şirket ticaret sicil kaydı ve imza sirkülerinin alındığı, Firmanın ortaklık yapısının % 50 … ve %50 … şeklinde olduğunu, her iki ortağında münferiden şirketi temsile yetkili olduğu, her iki ortağın da Genel Müdür olarak tayin edildiği anlaşılmıştır.
Davacı şirket yetkilisi … 03/02/2020 tarihinde davadan feragat dilekçesi sunmuştur.
Davadan feragat H.M.K. nun 307. maddesi hükümü gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı sona erdiren, davalı tarafın kabulünü gerektirmeyen ve kesin mahkeme hükmünün hukuksal sonuçlarını doğuran bir taraf işlemidir. H.M.K. nun 309. Maddesi hükmüne uygun olarak davacının davadan feragatının mahkemece saptanması halinde feragat sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekir.
Davacı şirket adına feragat beyanında bulunan … ın davacı şirkette %50 hisse sahibi olup, şirketi tek başına münferiden temsil etmeye yetkili olduğu, ayrıca tek başına imza yetkisi bulunduğu anlaşılmakla davadan feragata yetkili olduğu saptanmıştır. Feragat bildirimi de H.M.K. nun 309. maddesi hükmüne uygun olarak mahkemece tesbit olunmuştur. Bu yasal nedenlerle davanın feragat sebebiyle reddine karar verilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1-Feragat nedeniyle davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu Genel Tebliği gereğince hesap olunan 54,40-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 12.766,35-TL (11.420,52 peşin harç+1.345,83 TL tamamlama harcı ) harçtan mahsubu ile bakiye 12.711,95-TL harcın kararın kesinleşmesi ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 54.427,67-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
4- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, davalı tarafından yapılan bir yargılama giderin olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına
5-HMK 333 (1) maddesi uyarınca taraflarca yatırılan gider avansından bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası talep haline taraflara iadesine,
Dair davalı vekilinin yüzüne karşı davacının yokluğunda verilen kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul BAM da istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.25/06/2020

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır