Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/775 E. 2022/354 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/775 Esas
KARAR NO : 2022/354
DAVA : Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/08/2018
KARAR TARİHİ : 21/04/2022

Mahkememizde görülen Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA /Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle;
Müvekkili şirketin, 2006 yılında …’un fatura tahsilat bayisi olarak çalışmaya başladığını, Sonrasında bu bayiliğin kapatılması koşulu ile müvekkili şirket ile davalı … , … ve … arasında, 10.03.2015 tarihinde ” Proaktif İş Ortaklığı Sözleşmesi” yapıldığını,
Sözleşmenin “İş Ortağı Esasları’nın 1. maddesinde, “iş ortağının, sahaya hakim, tercihen telekomünikasyon tecrübesi olan, finansalyeterliliğe sahip, nitelikli satış-yönetim tecrübesi olan, ticari itibar sahibi işletmeciler arasından seçileceği”nin belirtildiğini,
Buna göre, müvekkili şirketin karşı taraftaki Şirketlerce iş ortağı olarak seçilmiş olması, müvekkili şirketin başarılı bir bayi olduğunun, Sözleşme ile de kabul edildiği anlamına geldiğini, Müvekkili şirketin proaktif bayisi olarak, …, tüm mobil işlemleri, telefon ve internet vs… hizmetlerinin tanıtım, satış ve pazarlamasını gerçekleştirdiğini, Proaktif bayi olarak çalıştığı süre içinde de, 20.000’in üzerinde servis hizmetini başarıyla tamamladığını, hem satış hem de kurulum bakımından hep üst sıralarda olduğunu, Müvekkili şirketin bu başarılı çalışmalarına ve anılan Sözleşmelerden ve mevzuattan doğan tüm yükümlülüklerini basiretli bir tacir olarak gereği gibi yerine getirmesine rağmen, …’un üst yönetimindeki değişikliklerden sonra, davalı Şirketlerin, sözleşmeyi … Noterliği’nin 29 Ocak 2018 tarihli, … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile feshettiklerini, sözleşme ilişkisi sona erdirilmesine rağmen, davalıların … Bankası tarafından düzenlenmiş 30/03/2017 tarihli … seri numaralı … sayılı, 45.000 TL miktarlı kesin teminat mektubunu ve yine … tarafından düzenlenmiş 02/03/2015 tarihli … sayılı, 55.000 TL miktarlı teminat mektuplarını iade etmediğini, Bayiliğinin sonlandırılması için hiçbir haklı gerekçe bulunmadığını
Bayilik sözleşmeleri nitelikleri gereği büyük yatırımlar yapılması gereken sözleşmeler olduğunu, Fesih süresinin de makul bir süre olarak belirlenmesi gerektiğini, Bu sebeple, işin, büyüklüğü ve yapılan yatırımlar nazara alındığında fesih geçerli kabul edilemeyeceğini, Sözleşmenin toplamda 3 yıl sürdüğünü, müvekkilinin bu süre içerisinde yapmış olduğu yatırımları bile amorti edemediğini, Bu sebeple önce taraflar arasındaki sözleşmenin davalı şirketler tarafından haksız olarak feshedildiğinin tespit edilmesi gerektiğini,
Davalıların fiili eylem ve tutumlarıyla sözleşmenin en az 10 yıl süreceği konusunda güven yarattıklarını, davalı şirketler, dava konusu bayilik de verilirken davalı şirketler uzunca bir zaman çalışacağı konusunda taahhüt de bulunduklarını, bu konuda güven yarattıklarını, yapılan işin büyüklüğü, müvekkili şirket tarafından yatırım harcamalarının tutarı, kalan süre içerisinde bu masrafların amorti edilemeyeceği hususu nazara alındığında sözleşme süresinin 10 yıl olarak belirlenmesi gerektiğini, Bu durumda davalı şirketlerin fiili olarak bayilik sözleşmelerini geçmişte ne kadar ayakta tuttuğuna bakılarak, sözleşme süresinin fiili uygulamaya göre belirlenmesi gerektiğini,
Bu nedenle, davalılar sözleşmeleri sonlandırmasaydı, müvekkili şirket ile davalılar arasındaki iş ilişkisinin, (en azından 10 yıla tamamlanacak şekilde) 2025 yılına kadar sürebileceğini, müvekkili şirketin aylık hakediş primlerinin ne kadar yüksek olduğu da ticari defter ve kayıtların incelenmesi sırasında görüleceğini, 10.03.2015 tarihli Proaktif İş Ortaklığı Sözleşmesi”nin haksız olarak feshedildiği 10.03.2018 tarihinden 10.03.2025 tarihine kadar 7 yıllık süreç için kârdan yoksun kalındığını,
TTK’nun 122. maddesinin 1. ve 2. fıkralarında “sözleşme sona ermesinden sonra; müvekkilinin bulduğu yeni müşteriler sayesinde, sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra da davalıların önemli menfaatler elde ettiğini, acente, sözleşme ilişkisinin sona ermesinin sonucu olarak, onun tarafından işletmeye kazandırılmış müşterilerle yapılmış veya kısa bir süre içinde yapılacak olan işler dolayısıyla sözleşme ilişkisi devam etmiş olsaydı elde edeceği ücret isteme hakkını kaybettiğini ve somut olayın özellik ve şartları değerlendirildiğinde, ödenmesi hakkaniyete uygun düşüyorsa, acente müvekkilden uygun bir tazminat isteyebileceğini”, düzenlediğini
Somut olayda da, müvekkili şirketin hizmet verdiği bölgelerde yaptığı özverili çalışmaları ve başarılı pazarlama faaliyetleri sonucunda, davalılara çok sayıda abone kazandırdığını, davalıların müşteri çevresini arttırdığını, Davalılar, müvekkil şirket ile aralarındaki sözleşme ilişkisi sona erdikten sonra da, bu abonelerden, aylık faturalar ve aboneliklerin dönem sonunda yenilenmeleri suretiyle, yıllar boyunca önemli miktarda gelir elde etmeye devam edeceklerini, Somut olayın bu özellik ve şartları değerlendirildiğinde, TTK m. 122 uyarınca, davalılarca denkleştirme (portföy) tazminatı ödenmesini de gerektirdiğini, Müvekkil şirketin davalı şirketlere herhangi bir borcu olmadığı açık ve seçik bir şekilde ikrar edilmiş olmasına rağmen teminat mektuplarının iade edilmediğini,belirterek :
Taraflar arasındaki 10.03.2015 tarihli Proaktif İş Ortaklığı Sözleşmesi’nin davalılarca haksız olarak feshedildiğinin tespiti ile fesih sebebiyle 10.03.2015 fesih tarihinden 10.03.2025 tarihine kadar 7 yıllık süreç için 1.000TL maddî tazminatın (yoksun kaldığı kârın), dava tarihinden itibaren işleyecek ticarî faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline,
TTK’nın 122. maddesi uyarınca, 1.000,00TL denkleştirme tazminatının, dava tarihinden itibaren işleyecek ticarî faizi ile birlikte tahsiline,
ceza faturalarından dolayı davalı şirketlere herhangi bir borcun olmadığının tespitine,
… Bankası A.Ş tarafından düzenlenmiş 30/03/2017 tarihli … seri numaralı … sayılı, 45.000 TL miktarlı kesin teminat mektubunun ve yine … tarafından düzenlenmiş 02/03/2015 tarihli … sayılı, 55.000 TL miktarlı teminat mektuplarından dolayı müvekkil şirketin borçlu olmadığının tespiti, teminat mektubunun iptali ve davacı şirkete iadesine,
Yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 10/11/2021 tarihli ıslah dilekçesini dosyaya ibraz etmiştir.
Islah dilekçesinde talebini ;yoksun kalınan kâr olarak, maddî tazminat talepleri HMK m.107/2 uyarınca daha önce 1.000 TL. olarak talep edildiğinden, talebini 1.188.417,33 TL. daha artırarak yoksun kalınan kara ilişkin 1.189.417,33 TL. tutarındaki alacağın tamamını, haksız fesih tarihi olan 10.03.2018 tarihinden itibaren işleyecek ticarî temerrüt (avans) faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
CEVAP /Davalılar vekili cevap dilekçesinde ve özetle;
Usulen davanın reddi gerektiğini, davalının belirsiz alacak şeklinde davayı açmış olmasının mümkün olamayacağını, teminat mektuplarının iade edilmiş olduğunu, davanın teminat mektubu yönünden anlam ifade etmediğini,
Davacı ile 10.03.2015 tarihli proaktif iş ortaklığı sözleşmelerinin olduğunu, sözleşme süresinin 2 yıl olduğunu, sözleşmenin birer yıllık periyodlarla en fazla 5 yıla kadar uzayabileceğini, sözleşmede yazılı usullere göre sözleşmeyi feshettiklerini, davalı ile aralarındaki sözleşmenin yasalara aykırı olmadığını, kâr mahrumiyeti tazminatını gerektirir bir durumun söz konusu olmadığını,
Sözleşme kapsamında uygulanan cezaların haklı olduğunu, cezalara davacının süresi içerisinde itiraz etmediğini itiraz edebileceklerini, cezaların davacıya fatura edildiğini ve faturaya itiraz süresinin 8 gün olduğunu, davacının bu süre içerisinde cezalara itiraz etmediğini, Davacının denkleştirme tazminatını usulen ve kanunen isteyemeyeceğini, aralarındaki sözleşmenin böyle bir hak vermediğini, denkleştirme tazminatı için gerekli şartların oluşmadığını, davacıya gelir paylaşımı primi ödenmiş olması halinde denkleştirme priminden bahsedilemeyeceği, davacıya gelir paylaşımı primi ödendiğini,belirterek ; davanın reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava taraflar arasında imzalanan bayilik sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemi ile Proaktif İş Ortaklığı Sözleşmesinin davalılarca haksız olarak feshedildiğinin tespiti, teminat mektuplarının iadesi talebine ilişkindir.
Taraflarca bildirilen deliller toplanmıştır.
Mahkememizce yapılan 06/03/2019 tarihli duruşmada taraflar arasındaki uyuşmazlık; Taraflar arasındaki sözleşmenin haksız feshedilip edilmediği ve bundan kaynaklı teminat mektubunun iadesi , ceza faturaları yönünden borçlu olunmadığının tespiti , yoksul kalınan kar ve denkleştirme tazminatı talebine ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Dosya içine alınan … Asliye Ticaret mahkemesi 2018/… D. İş sayılı dosyasında , tedbir isteyen … LTD ŞTİ lehine 07/08/2018 tarihinde %15 teminat ile … Bankası tarafından düzenlenmiş 30/03/2017 tarihli … seri numaralı, … sayılı, 45.000,00 TL miktarlı kesin teminat mektunun ve yine … tarafından düzenlenmiş 02/03/2015 tarihli … mektup numaralı, 55.000,00 TL miktarlı kesin teminat mektuplarının nakde çevrilmelerinin önlenmesi bakımından ihtiyati tedbir kararı verildiği görülmüştür.
Davacının davalıdan alacağı olup olmadığı varsa miktarının ve faizinin belirlenmesi bakımından bilirkişi …’ın 01/07/2019 tarihli bilirkişi raporu alınmıştır. Tarafların bilirkişi raporuna itirazları bakımından Prof Dr. … , … ve …’ın 05/06/2020 tarihli heyet raporu alınmıştır. Alınan rapor hüküm vermeye yeterli olmadığından ve tarafların yeni bir heyetten rapor alınması talepleri üzerine bilirkişi … , … ve Prof. Dr. …’ın 23/08/2021 tarihli heyet raporu alınmıştır.
Taraflar arasında 10.03.2015 tarihli “Proaktif İş Ortaklığı Sözleşmesi” akdedilmiştir.
Sözleşmenin 4.2. maddesi ” Sözleşme’nin yürürlüğe giriş ve süresi; ….bu sözleşmenin süresi sözleşmenin imza edildiği tarihten itibaren 2 (iki) yıldır. Sözleşme süresi taraflardan herhangi birinin sözleşme süresinin sona ermesinden 1 (bir) ay önce yazılı bildirimi ile sona erdirilmediği takdirde, bir yıl uzamış sayılacaktır. İşbu sözleşme’nin süresinin bu şekilde devam eden yıllarda uzaması halinde sözleşme süresi hiçbir şekilde 5 (beş) yıldan fazla olamayacak ve taraflar 5 (beş) yılın sonunda sözleşme konusu işe devam etmek istedikleri takdirde aralarında anlaşarak yeni bir iş ortaklığı sözleşmesi imzalayacaklardır.”
Sözleşmenin 5.1 maddesi ” …sözleşme faaliyetleri kapsamında yer bölge zaman ve/veya satış faaliyetleri vb hususlarda iş ortağı tek yetkili değildir kendisine tekel hakkı tanınmamıştır ….” hükmünü içermektedir.
Davalı şirketlerin 10.03.2015 tarihinde 2 yıl için yapılan sözleşmeyi 10.03.2017 tarihinden önce 1 ay kala yazılı fesih beyanında bulunmayarak 10.03.2018 tarihine kadar 1 yıl süre ile uzattıkları, ardından … Noterliği’nin 29 Ocak 2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnameyi davacıya tebliğ ederek 09.03.2018 itibariyle sözleşmeyi sona erdirdikleri sabittir.
Davacı taraf, aradaki ticari ilişkinin çok daha uzun süreceği inancıyla yatırım yapıldığını ve sözleşmenin en az 10 yıl süreceği inancıyla hareket edildiğini savunmaktadır.
Ancak sözleşmenin 4.2 maddesinde sözleşmenin en fazla 5 yıl olacağı açık şekilde kararlaştırılmıştır. Davalılar yine sözleşmenin 4.2 maddesinde açıklanan şekil şartına uyarak davacı bayiinin 1 ay önce elinde olacak şekilde yazılı bildirim ile sözleşmeyi sonlandırmıştır. Davalıların sözleşme ile elde ettiği tek taraflı fesih hakkını kullandığı, sözleşmeyi fesihte haksız ve kötü niyetli olmadığı anlaşılmıştır.
Sözleşme gereğince davacı acente değil bayiidir. Ayrıca sözleşmenin 5.1 maddesinde davacı bayinin tekel hakkı bulunmadığı açıkca belirlenmiştir.TTK 122 maddesi gereğince ancak tekel hakkı bulunan bayii denkleştirme tazminatı talebinde bulunabilecektir.Davacı bu yasal koşulu sağlayamamıştır.
Davacının tekel hakkı bulunan bayii olmadığı, sözleşmenin süresinden önce haksız olarak fesih edildiği sabit olmakla kar mahrumiyeti ve denkleştirme tazminatı talepleri ile diğer tüm taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1-Davacının 45.000 TL ve 55.000 TL bedelli teminat mektupları nedeniyle borçlu olmadığının tespiti isteminin, yargılamanın devamı sırasında teminat mektupları iade edildiğinden istem konusuz kalmakla esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına
Davacının diğer taleplerinin REDDİNE
2-Konusuz kalan teminat mektuplarının iadesi yönünden taleplere ilişkin olarak ;
a-Karar tarihinde yürürlükte bulunan ve hesap olunan harçlar tarifesi uyarınca 80,70 TL peşin harcın davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına
b-Davacı vekili lehine karar tarihindeki avukatlık asgari ücret tarifesi üzerinden hesap olunan 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davacının maddi tazminat, denkleştirme tazminatı ve belirsiz alacak taleplerine ilişkin olarak ;
a-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince peşin alınan 22.046,45-TL den 80,70-TL maktu karar harcının mahsubu ile kalan 22.046,45TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
b-Davalılar vekili lehine karar tarihindeki avukatlık asgari ücret tarifesi ikinci kısmın ikinci bölümü üzerinden hesap olunan 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,davalılarca yargılama gideri yapılmadığından karar verilmesine yer olmadığına
5-HMK 333. md. yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde yatıran taraflara iadesine,
Davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı , gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde … BAM da istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 21/04/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır