Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/736 E. 2019/573 K. 29.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/736 Esas
KARAR NO : 2019/573
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/08/2018
KARAR TARİHİ : 29/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Müvekkili …. … A.Ş. İle borçlu şirket arasında 03/10/2017 tarihinde üyelik sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme gereği borçlu şirkete internet üzerinden hizmet verildiğini ve sistemin davalının kullanımına açıldığını, müvekkili şirketin sistemi davalının kullanımına açarak sözleşme edimlerinin tamamını yerine getirdiğini, verilen hizmete karşılık borçlu şirkete 13/10/2017 tarihli fatura gönderdiğini, bu fatura bedelinin ödeme vadesinde ödenmediğini, ödemekle yükümlü olduğu bedelin sözleşme ile belirlenen tarihte ödenmemesi üzerine borçlu şirket hakkında … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını ve ödeme emrinin 11/12/2017 tarihinde borçlu şirkete tebliğ edildiğini, borçlu şirketin tebliğ edilen ödeme emrine ve icra müdürlüğünün yetkisine itiraz ettiğini belirterek, borçlunun … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, kötü niyetli itirazı nedeni ile % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı borçluya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; Müvekkili şirket ile davacı … … Yay. Ve İlet. Hizm. A.Ş. arasında 03.10.2017 tarihinde hizmet sözleşmesi imzalandığını, müvekkili şirketin davacı tarafından kendisine TC. …. İcra Müdürlüğünün … Esasına kayıtlı dosyasından gönderilen ödeme emrine yasal süresi içerisinde itiraz ettiğini, icra takibinin konusunun davacı tarafından müvekkili şirkete verilecek 365 günlük hizmet sözleşmesi karşılığından ödenmesi gereken bir bedel olduğunu ancak davacının 03.10.2017 tarihinde imzalanan sözleşme gereği vermesi gereken hizmeti 16 gün sonra keserek, sanki 365 gün hizmet vermişcesine bir yıllık hizmeti karşılığında hizmet bedelini icra marifetiyle müvekkil şirketten talep ettiğini, müvekkil şirketin almadığı bir hizmetin bedelini ödememek için ilgili takibe itiraz ettiğini, Müvekkili şirket yetkilisinin ilgili sisteme 09/10/2017 tarihinde giriş yaptığını, 3 gün boyunca 15 kez sisteme giriş yaptığını ve son olarak 12/10/2017 tarihinde sisteme giriş yaptığını, davacının 13/10/2017 tarihinde fatura kestiğini, Davacının gönderdiği faturanın yasal itiraz süresi bitmeden önce davacının müvekkiline sunduğu hizmeti 19.10.2017 tarihinde durdurduğunu belirterek davanın reddine, yargılama gideri ve ücreti vekaletin karşı yan davacı üstüne bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, İİK. 67 ve devamı maddeleri uyarınca açılan itirazın iptali istemidir.
Dava, davacının faturadan kaynaklanan borcunun davalıdan tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İİK’nın 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Dosyaya getirtilen … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 07/12/2017 tarihinde 7 örnek nolu ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 11/12/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin 18/12/2017 tarihinde yetkiye, borca ve ferilerine itiraz ettiği ve davalı borçlunun itirazının süresinde olduğu görülmüştür.
Tarafların beyanlarından, taraflar arasında sözleşme yapıldığı ve ticari ilişki olduğu, sözleşmeye konu hizmetin 16 gün verildiği hususunda uyuşmazlık olmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın aralarında bağıtlanan sözleşme hükümleri kapsamında davacının sözleşme konusu edimlerinin tamamını yerine getirip getirmediği ile bu bağlamda 16 gün üzerinden mi 365 gün üzerinden mi hizmet bedeli ödenmesi gerektiği konusunda toplandığı anlaşılmakla, bilirkişi incelemesi ile ticari defter ve kayıtlar üzerinde inceleme yapılmasına gerek bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
GEREKÇE :
Taraflar arasında yapılan 03/10/2017 tarihli sözleşmenin 4.1. maddesinde “Bu sözleşmeye konu olan 2.maddedeki bütün hizmetler için Müşteri, …’e 3.950,00TL+KDV yi ve faturada belirtilen damga vergisini (Toplam; 4.679,72TL) 06.10.2017 tarihine kadar ödeyecektir”, 4.3. maddesinde “Müşterinin belirlenen tarihte ödeme yapmaması halinde başkaca ihtara gerek olmadan temerrüdün gerçekleştiği kabul edilerek kullanım hakları durdurulur ve vade tarihinden itibaren ödemenin fiilen yapıldığı tarihe kadar aylık %3 oranı üzerinden gecikme faizi yürütülür”, 7. maddesinde “Müşterinin imzaladığı tarihte yürürlüğe girecek iş bu sözleşme gereğince Müşterinin alacağı 2. Maddede belirtilen hizmetler sözleşme tarihinden itibaren 365 gün süre ile yürürlükte kalacaktır. Sözleşme herhangi bir nedenle sona erdiğinde 2.maddede belirtilen hizmetler, Müşteriye tanınan haklar herhangi bir sözleşmeye devredilemez, sözleşme sona erdikten sonra kullanılamazlar. Yürürlük döneminde firmaların ilan kullanım hakkı ve/veya aday veri tabanı kullanım hakkı bitse bile, bu sözleşme ile Müşteriye sağlanan diğer haklar sözleşme süresi sonuna kadar devam edecektir. İş bu sözleşmeden doğan …’in hakları saklıdır”, 8.5. maddesinde “Taraflar, oluşabilecek ihtilafları sulhen halletmeye çalışırlar, ancak sulhen anlaşılamaması durumunda sözleşmenin tatbik ve tefsirinden doğacak uyuşmazlıklıların çözümünde İstanbul Anadolu ve İstanbul Merkez (Çağlayan) Mahkemeleri ve icra daireleri yetkili olduğunu kabul ve beyan eder”, 8.7. maddesinde “3.5, 3.6, 5, 6.1 ve 6.2 maddelerinin ihlali halinde …’in sözleşmeyi tazminatsız tek taraflı olarak fesih hakkı saklıdır. Bu maddelerin ihlali sonucu sözleşmenin … tarafından tek taraflı feshi edilmesi durumunda, müşteri herhangi bir ücret iade talebinde bulunamaz. 8.1, 8.2 ve 8.3 maddelerinde belirtilen Müşteri yükümlülüklerinin yerine getirilmesi sonucu …’in vermiş olduğu hizmetleri durdurulması durumunda, Müşteriye madde 4’de belirtilen belirlenmiş ücret iadesi yapılmaz…” hükümleri hükümleri düzenlenmiştir.
Taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 8.5. maddesinde İstanbul (Çağlayan) mahkemelerinin de yetkili kılındığı belirlendiğinden davalının yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Tarafların iddiaları ile toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde göre; Davacı tarafın davalı tarafa sözleşmede belirlenen ödeme tarihinden sonra fatura düzenlediği ve gönderdiği, davalı tarafın faturayı ödemediği, faturanın ödenmemesi nedeniyle hizmetin durdurulduğu, sözleşmeye konu hizmetin 16 gün kullandırıldığı, fatura bedelinin tamamı için davacı tarafça icra takibi yapıldığı ve davalı tarafın takibe itiraz ettiği, ücret iadesinin yapılamayacağı hallerin taraflar arasındaki sözleşmenin 8.7. maddesinde düzenlendiği görülmüş olup, somut olayda davacının 16 gün verilen hizmet karşılığında alacak talep edebileceği sonuç ve kanaatine varılmıştır. Davalı tarafın ödeme yapmadığı halde haksız ve kötü niyetli olarak icra takibinin tamamına itiraz ettiği anlaşıldığından kabulüne karar verilen asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
HÜKÜM /
1-Davanın kısmen KABUL, kısmen REDDİNE,
2-…. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında tahsilde tekerrür olmamak üzere;
205,28 TL asıl alacak, 12,55 TL işlemiş faiz üzerinden İTİRAZIN İPTALİNE, TAKİBİN DEVAMINA,
205,28 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren aylık %3 oranında faiz yürütülmesine,
3- Hüküm altına alınan 205,28 TL asıl alacağın %20′ si oranında icra inkar tazminatının davacı lehine davalıdan tahsiline,
Fazla istemin REDDİNE,
4-Harçlar kanunu hükümlerine göre alınması gereken 44,40 TL harcın peşin alınan 79,92 TL harçtan mahsup edileek 35,52 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafından yapılan 35,90 TL başvuru harcı, 44,40 peşin harç gideri ve 102,85 TL tebligat gideri toplamı 183,15 TL yargılama giderinden davanın kabul nispetine göre 40,68 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte olan AAÜT gereğince 217,83 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte olan AAÜT gereğince 2.725,00 TL maktu ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Artan avansın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde, Mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere Davacının istinaf yoluna başvuru hakkı bulunduğuna, HMK’nun 341/2 maddesi uyarınca Davalı yönünden kesin olmak üzere karar verildi. 29/05/2019

Katip … Hakim …
e-imza e-imza