Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/734 E. 2019/492 K. 10.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/734 Esas
KARAR NO : 2019/492
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/08/2018
KARAR TARİHİ : 10/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Müvekkili şirket ile davalı borçlu şirket arasındaki ticari faaliyetlerinden ötürü müvekkili şirketin borçlu şirketten bir cari hesap alacağı bulunduğunu, söz konusu borçtan dolayı …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takibine geçildiği, davalının takibe haksız ve kötü niyetli olarak itirazda bulunduğu bu nedenle takibin durdurulduğu, davalı borçlunun borca itiraz ederken borcu ödediğine dair herhangi bir belge ibraz etmediği gibi takibe, borca, faize ve ferilerine itiraz ettiği, davalı borçlunun itiraz dilekçesinde faiz başlangıç tarihinin, faiz türünün ve miktarının belli olmadığını ve fahiş faiz uygulandığını iddia ettiği, bu durumun kabul edilebilir olmadığı, faiz başlangıç tarihinin ”takip tarihinden itibaren”, faiz türünün her iki tarafın da tacir olmasından kaynaklı olarak avans faizi ve yıllık % 9,75 olarak belirtildiği ifade edilerek, itirazın iptali ile takibin devamına, %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap diekçesi özetle; Davacının iddia ve taleplerinin maddi yönden temelsiz hukuki yönden geçersiz olduğu, davacı tarafın icra takibinde borcun sebebi olarak cari hesabı gösterdiği, taraflar arasında herhangi bir yazılı cari hesap sözleşmesi olmadığı, müvekkilinin cari hesaptan ve başkaca bir sebepten kaynaklı borcu olmadığı, taraflar arasında bir cari hesap sözleşmesinin bulunduğunun kabulü halinde dahi hesap kesim tarihinin belli olmadığı, hesabın kesildiğinin müvekkiline bildirilmediği, cari hesaptan kaynaklı bir borcun doğmuş olması için hesabın kesilmesi ve hesap kesim tarihinde müvekkilinin cari hesapta borçlu olmasının gerektiği belirtilerek, davanın reddine, dava değeri üzerinden %20 kötüniyet tazminatının davacı şirketten tahsili ile müvekkiline tediyesine, masraf ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, İİK’nun 67. ve devamı maddeleri uyarınca açılan itirazın iptali istemidir.
Dava, Davacının 2017 yılı cari hesap alacağının Davalıdan tahsili amacıyla yapılan icra takibine yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Delil olarak; icra dosyası, tarafların ticari defter kayıtları ve bilirkişi incelemesine dayanılmış olup, gösterilen deliller toplanarak dosya arasına konulmuştur.
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İİK’nın 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Dosyaya getirtilen …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacı alacaklı tarafından Davalı borçlu aleyhine 27/10/2017 tarihinde 7 örnek nolu ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin Davalı borçluya 13/11/2017 tarihinde tebliğ edildiği, Davalı vekilinin 17/11/2017 tarihinde takibe ve borca itiraz ettiği, itirazın süresinde olduğu görülmüştür.
Mahkememizce, dava, cevap, ibraz edilen deliller, tarafların 2017 yılı ticari defter kayıt ve belgeleri, icra dosyası ve tüm dosya kapsamı üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak davacının davalıdan alacağı olup olmadığı varsa miktarının belirlenmesine karar verilmiş ve dosya bilirkişiye tevdi edilmiştir. S.M.Mali Müşavir … tarafından sunulan 29/03/2019 tarihli bilirkişi raporunda; Davacının ve davalının ibraz edilen ticari defterlerinin ilgili kanun hükümlerine göre uygun tutulduğun, davacının ve davalının muhasebe kayıtlarının bilgisayar sistemi ile tutulduğunun, muavin defter kayıtlarının ana grup hesap hesapları ve defterlerin birbiriyle mutabakat içinde olduğunun, davacı ve davalının 2017 yılı muhasebe hareketlerinde ve dönem sonu kayıtlarında mutabık olduklarının, davacının 2017 yılı defter kayıtlarında davalıdan 4.111,47-TL alacaklı olduğunun ve davalının da 2017 yılı defter kayıtlarında davacıya 4.111,47-TL borçlu olduğunun tespit edildiği belirtilmiştir.
GEREKÇE:
Tarafların iddiaları ile toplanan deliller ve usulüne uygun olarak alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde göre; Tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda davacı ve davalının 2017 yılı muhasebe hareketlerinde ve dönem sonu kayıtlarında mutabık olduklarının, davacının 2017 yılı defter kayıtlarında davalıdan 4.111,47-TL alacaklı olduğunun ve davalının da 2017 yılı defter kayıtlarında davacıya 4.111,47-TL borçlu olduğunun tespit edildiği, tarafların arasındaki uyuşmazlığın ticari iş olması nedeniyle avans faiz talep edilebileceği, takip tarihi itibariyle avans faiz oranının %9,75 olduğu, davalının herhangi bir ödeme belgesi sunmadığı, davalı tarafça bilirkişi raporuna ayrıntılı bir itiraz dilekçesi sunulmadığı anlaşılmakla davanın kabulüne, takip konusu alacağın likit ve hesap edilebilir nitelikte olması nedeniyle davalı-borçlunun İİK’nın 67/2. maddesine göre hükmolunan alacağın %20 oranı üzerinden hesaplanan icra inkar tazminatından da sorumlu olması gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takibe yapılan itirazın iptali ile takibin devamına,
2-Davalının likit ve muaccel alacağa itirazı ile takibin durmasına sebebiyet verdiği anlaşılmakla alacağın %20 si olan 822,294-TL’sı icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 280,85-TL nispi karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 49,66-TL harcın mahsubu ile bakiye 231,19-TL harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.725,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 85,56-TL ilk gider, 700-TL bilirkişi, 83,50 TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 869,06-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-HMK. 333. md. uyarınca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde yatırana iadesine,
7- Mahkememizin bu kararına karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde, Mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair verilen karar, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne açıkça okunup usulen anlatıldı.10/05/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır