Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/712 E. 2021/327 K. 20.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/712 Esas
KARAR NO : 2021/327
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/07/2018
KARAR TARİHİ : 20/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Müvekkilinin abonesi olan davalının Fatih, … Mahallesi, …, Mahkeme Sokak, … Han No: … Fatih adresinde ticarethanesine sağlanan enerjisine karşılık 04/10/2010-22/10/2010-22/11/2010 -23/12/2010- 20/01/2011 – 21/02/2011- 21/03/2011 -21/04/2011- 20/05/2011- 20/06/2011- 07/07/2011 ve 19/08/2014 son ödeme tarihli faturalarının ödenmediğini, fatura bedellerinin tahsili amacıyla …. İcra Müdürlüğünün 2017/… Esas sayılı takip dosyasından ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlunun 20/12/2017 tarihinde icra takibine itiraz ettiğini beyanla, itirazın iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; Cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Davalı vekili tarafından bilirkişi raporuna karşı sunulan 07/02/2020 tarihli dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 27 sene önce devrettiği dükkana ait sözde elektrik borcuyla dava edilmesinin kötü niyet göstergesi olduğunu, kapatılan işyeri ve ona ait aboneliğin adresi ile davacı tarafın sunduğu faturalardaki adresin farklı olduğunu, yaşlı ve hasta müvekkilinin iptal ettiği abonelik saati başka bir adreste kullanılarak, ceza davasına konu edilecek müphem filler işlendiğini, davacı tarafın aynı aboneliğe ait geçmişteki borçlarını başka şahıslardan talep ve tahsil ettiğini, davacının iyi niyetli olmadığını, bahsi geçen bedelin gayrimenkulün mevcut mal sahibi ya da kiracısı yerine müvekkilinin kapattığı şirketle ilgili evrakları geçen uzun zaman sebebiyle muhafaza edemeyen yaşlı birinden haksız olarak olarak talep edildiğini belirterek haksız olarak açılan davanın reddinine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; İİK.nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, yapılan ilamsız icra takibine karşı davalının vaki itirazının iptali ve icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması istemine ilişkindir.
Dosyaya getirtilen …. İcra Dairesi’nin 2017/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine12/12/2017 tarihinde 7 örnek nolu ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin 02/01/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 20/12/2017 tarihinde borca itiraz ettiği, itirazın ve 24/07/2018 tarihinde açılan davanın süresinde olduğu görülmüştür.
Mahkememizce bilirkişi olarak görevlendirilen bilirkişi Elektrik Yüksek Mühendisi … tarafından sunulan 02/12/2019 tarihli bilirkişi kök raporu özetle; Davalının, işyerini Ocak’1993 ayında kapattığı İstanbul … Vergi Dairesince doğrulandığından, davalının icra takip faturalarındaki elektrik enerjisini kullanmadığı, fiili kullanıcının adı tespit edilmeyen başka bir tüketici olduğu kanaatine varıldığı, fatura bedellerinin ödenmesinde abone ve fiili kullanıcı birlikte yükümlü olduklarından davacının, elektriği fiilen kullananın adını çevre araştırması yoluyla belirlemesi gerektiği, İstikrar kazanmış Yargıtay kararlarına göre faturaların gecikme zamları, son ödeme tarihlerinden elektriğin kesilmesi gereken tarihlere kadar hesaplandığı;
Davacı Şirketin İcra Takip Tarihi İtibariyle Toplam Alacağı:
Davacı şirketin asıl alacağı 2.377,85 TL
Gecikme zammı 28,21 TL
Gecikme zammının KDV’si 5,08 TL
Davacı şirketin toplam alacağı 2.411,14 TL
Davalının icra takibine konu faturalardaki elektrik enerjisini kullanmadığı, fiili kullanıcının adı tespit edilemeyen başka bir tüketici olduğu, ancak, davalının faturalann tanzim tarihlerinde abone sıfatını taşıdığı, abonelik iptal ettirilmediği sürece elektrik borcundan abone de fiili kullanıcı ile birlikte yükümlü olduğundan, davacı … A.Ş.’nin, 2.411,14 TL alacağını davalı …’dan talep edebileceği kanaatine varıldığı belirtirmiştir.
03/02/2021 tarihli bilirkişi ek raporu özetle; Gecikme zammı Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 17.10.2018 tarih ve 2018/6205 E ve 2018/10184 K sayılı kararına göre hesaplandığı, buna göre davacı şirketin icra takip tarihi itibariyle alacağının aşağıda belirlendiği,
Davacı şirketin asıl alacağı 2.377,85 TL
Gecikme zammı (28,21 TL+881,42 TL) 909,63 TL
Gecikme zammı KDV (5,08 TL + 158,66 TL) 163,74 TL
Davacı şirketin toplam alacağı 3.451,22 TL
Davalının icra takibine konu faturalardaki elektrik enerjisini kullanmadığı, fiili kullanıcının adı tespit edilemeyen başka bir tüketici olduğu, ancak, davalının abone sıfatını taşıdığı, abonelik iptal ettirilmediği sürece elektrik borcundan abone de fiili kullanıcı ile birlikte yükümlü olduğundan, davacı … A.Ş.’nin, 3.451,22 TL alacağını davalı … ’dan talep edebileceği belirtilmiştir.
… Sınırlı Sorumlu B … Müessesi ile davalı arasında sözleşme yapılmıştır.
Dosyada mevcut abonelik sözleşmesinin 29. maddesinde “Borçlarını müracaatta ödemeyen abonelerin en az dört gün vadeli bir ihtarname bırakılır. Tayin edilen müddetin sonuna kadar borç ödenmezse cereyan kesilir. Abone veya ailesi efradından kimse bulunmazsa, bina içine ihbarname bırakılmakla aboneye tebligat yapılmış sayılır. Abone muvakkaten dışarıya gideceğini tahsil zamanından evvel idareye bildirmiş ise tebligat avdetinde yapılır” düzenlemesi yapılmıştır.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 27/11/2019 tarih ve E.2019/2630, K.2019/9433 sayılı kararında “…Mahkemenin de kabulünde olduğu gibi davalı abone, aboneliği iptal ettirmedikçe abonelik üzerinden tüketilen elektrik bedelinden davacıya karşı sorumludur. Davacının uzun bir süre elektrik tüketim bedeline esas faturaların ödenmemesine rağmen yönetmelik gereği elektriği kesmemesi davacı açısından müterafik kusur teşkil etse de, bu kusur tüketilen enerji bedelinin aslından davacının beraatını gerektirmeyeceği gibi (tüketim bedeli olan ana borçtan) hukukî sorumluluğunu da ortadan kaldırmaz ve müterafik kusur nedeniyle ana tüketim bedeli üzerinden indirimi gerektirmez. Olsa olsa davacının elektriği kesmemesi dolayısıyla davacının müterafik kusuru nedeniyle, davalı açısından normal tüketim bedeli dışında gecikme zammı ve işleyecek yasal faizden indirim sağlar. Davacının müterafik kusuru nedeniyle ana tüketim bedeli üzerinden indirim davalının sebepsiz zenginleşmesine yol açar ki, bu da usul ekonomisi ilkesine aykırılık teşkil eder. Mahkemeler bir davadan başka bir dava üreten kurumlar olmadığı gibi hukukî uyuşmazlıkları nihaî olarak sona erdiren yargı mercileridir.
Mahkemece, hükme esas alınan raporda; davalının ödenmeyen fatura bedellerinden sorumlu olduğu, müşteri hizmetleri yönetmeliğine göre, elektrik bedelleri ödenmediği takdirde elektriğin kesilmesi gerektiği halde davacı elektrik şirketi tarafından elektriğin kesilmediği, bu durumun müterafik kusur teşkil edeceği ve takdirin mahkemede olduğunun belirtildiği, mahkemece davacının müterafik kusurlu olduğu belirlendiği ne var ki toplam alacak( ana para, gecikme zammı ve KDV) üzerinden %20 oranında müterafik kusur indirimi yapıldığı anlaşılmıştır. Anılan kararın Dairemizin yerleşmiş içtihatlarına uygun olmadığı açıktır. (Yargıtay 3.Hukuk Dairesi’nin 2016/ 21494 Esas ve 2018/9196 Karar sayılı kararı; yine 2018/6205 Esas ve 2018/10184 Karar sayılı kararı.)
Bu itibarla, mahkemece yukarıda açıklanan ilke ve esaslar gözetilerek, dosyanın önceki bilirkişi dışında elektrik tüketim hesabı konusunda uzman olan elektrik mühendisi bilirkişiye ya da aralarında mühendis bilirkişilerin de bulunduğu üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna tevdi edilerek, dava konusu alacak döneminde yürürlükte bulunan yönetmelik ve abonelik sözleşmesinin ilgili maddeleri uyarınca, davalının normal tüketim bedelinin aslından (ana borçtan) her halükarda sorumlu olduğunun kabulü ile; Yönetmelik gereğince elektriğin kesilmesi gereken tarihin belirlenmesi, bu tarihe kadar olan borcun tamamının hesap edilmesi, bu tarihten sonraki dönem için ise davacının elektriği kesmemesinin müterafik kusur teşkil edeceği ve bunun da ancak davacı için gecikme zammından indirim sağlayacağı nazara alınarak rapor alınmak suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir…” gerekçelerine yer verilmiştir.
Yargıtay Hukuk Dairesi’nin yerleşik kararlarında belirtildiği üzere, abone, aboneliği iptal ettirmedikçe abonelik üzerinden tüketilen elektrik bedelinden davacıya karşı sorumludur. Davacının uzun bir süre elektrik tüketim bedeline esas faturaların ödenmemesine rağmen yönetmelik gereği elektriği kesmediği dönemler için bu durum davacı açısından müterafik kusur teşkil etmekte olup, bu müterafik kusur davacının tüketim bedeli olan ana borçtan sorumluluğunu ortadan kaldırmamakla birlikte davacının elektriği kesmemesi nedeniyle normal tüketim bedeli dışında gecikme zammından indirim sağlayacak ve bu indirim de en fazla yasal faize kadar olacaktır.
Açıklanan nedenlerle, davanın kısmen kabulüne, davalı taraf likit ve muaccel alacağa itirazı ile takibin durmasına sebebiyet verdiğinden icra inkar tazminatı talebinin kabulüne karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın Kısmen Kabulüne, …. İcra Dairesinin 2017/… sayılı icra takibinde (tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) 2.377,85-TL’sı asıl alacağa ve 909,63-TL’sı gecikmiş gün faizi ile 163,74-TL’sı KDV’ye yapılan itirazın iptali ile takibin 2.377,85-TL’sı asıl alacağa gecikme faizini aşmamak üzere yasal faiz ve faiz miktarına %18 oranında KDV uygulanmasına
2- Hüküm altına alınan 2.377,85-TL’sı asıl alacağın %20’si oranında 475,57-TL’sı icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Fazlaya dair istemlerin reddine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu Genel Tebliği gereğince hesap olunan 235,75-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 56,83-TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 178,92-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 3.451,22-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Red edilen kısım yönünden avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 1.253,55- TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 92,73-TL ilk gider, 700,00-TL bilirkişi, 194,00-TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 986,73-TL yargılama giderinin red ve kabul durumu nazara alınarak takdiren 748,53-TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-HMK.’nun 333. maddesinin “Hükmün kesinleşmesinden sonra mahkeme kendiliğinden, yatırılan avansın kullanılmayan kısmının iadesine karar verir. Bu kararın tebliğ gideri iade edilecek avanstan karşılanır” hükmü uyarınca yatırılan avansın bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı KESİN olarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 20/05/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır