Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/7 E. 2018/1178 K. 09.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/7
KARAR NO: 2018/1178

DAVA : Alacak (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/01/2018
KARAR TARİHİ : 09/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı-Karşı Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin tüm hisseleri ile birlikte 03/05/2013 tarihinde protokolle davalı hissedarlardan alınarak müvekkillerine devrolunduğu, devrin protokole bağlı yapıldığını, devirin usulüne uygun gerçekleştiğini, protokol ve devir gerçekleşmeden önceki döneme ait müvekkil şirketin çalışan bir işçi alacağına ilişkin …. İcra Müdürlüğünün … numaralı icra takip dosyasında 9.600,00 TL’lik taahhütname imzalamak zorunda kaldığını, 4 taksitin üçü olan 7.400,00 TL’yi ödediğini, hisseleri devreden davalılara çekilen ihtarname, davalı … cevap vererek devirden önceki borçlardan sorumlu olmadığını belirttiği, protokolde ek olarak belirtilen mizan dışında ortaya çıkan bu borçlardan yeni hissedarların sorumlu olmayacağı hususunun açıkça belirtildiği, bu nedenle davanın kabulüne, davanın … Ltd. Şti’ye ihbarına, dava konusu miktarın dava tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı-Karşı Davacı … vekili karşı dava ve cevap dilekçesinde özetle; Hisse devri sözleşmesinin noter huzurunda yapıldığını ve ticaret sicil gazetesinde ilan edildiğini, protokole göre 30/04/2012 tarihli mizanda yer almayan ve sonradan ortaya çıkabilecek olan her türlü borç, rehin, şirketin ve ortakların kefalet borçları, adli yazılı borç senetleri ve belgeleri ile kambiyo senetleri, banka kredileri, borç taahhütleri ve bunun gibi şirketi borç altına alan belgelerden devreden tarafın sorumlu olacağının kararlaştırıldığını, aradan uzun bir süre geçtikten sonra davacı-karşı davalı şirketin … Noterliği aracılığı ile ihtarname ile devredilen şirket aleyhine … İş Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında alınan … karar sayılı kararın icra takibine konu edilerek …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinde davacı-karşı davalı şirket aleyhine icra takibine girişildiğini, bu nedenle taahhütname imzalamak zorunda kaldıklarını, ayrıca … isimli şirketinde 1.152,94 TL cari hesap bakiye alacağı olduğu, bu alacağında müvekkiline ödenmesini ihtar edildiği, ihtarnameye … Noterliği aracılığıyla cevap verildiğini, şirketin ortağı olmadığını, şirketin borçlarında artık sorumlu olmayacağını bildirdiği, bunun üzerine huzurdaki davanın açıldığını, icra takibine konu alacağın müvekkilini ortaklıktan ayrılmasından sonra muaccel olduğundan alacağın doğmasında davacı-karşı davalının mesuliyeti bulunması nedeniyle müvekkilinden talep edilemeyeceğini, borcun müvekkilin şirket ortağı olduğu dönemde değil sonrasındaki tarihte muaccel olduğu, Özturan Petrol isimli şirkette yıl sonu cari hesap kapanış mutabakatı yapılmadığından doğduğu iddia edilen borcun müvekkilinin ortaklıktan ayrıldıktan sonra doğduğu, müvekkil sorumlu olacağı muhtemel borçlar için davacı-karşı davalı şirkete peşinen 15.000 USD ödediğini, karşı davaya ilişkin olarak davacı-karşı davalı şirketin müvekkili döneminden kalan muhtemel borçlara karşı şahsi hesabından 15.000 USD ödemeyi 24/07/2012 tarihinde yaptığını, protokolde müvekkili döneminde doğan alacakların müvekkiline ait olacağı kabul edilmiş olmasına rağmen davacı-karşı davalı tarafından bu zamana kadar açıklama yapılmadığını, davacı-karşı davacıya ödenen 15.000 USD’nin yasal faizi ile birlikte davacı-karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Davanın; şirket devri sonrasında ortaya çıkan ve şirketin devrinden önceki döneme ait borçlarını ödeyen davacının bunu davalılardan rücu en tazmini talebine ilişkin olduğu,
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları, sunulan deliller ve tüm dosya kapsamı ile protokol hükümleri ve ekleri davacı şirketin ticari defter ve kayıtları incelenerek davacının iddiası kapsamında davalı taraftan alacağı olup olmadığı yönünde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi heyeti 16/10/2014 tarihli raporda; … Ltd. Şti’nin davacı şirketten toplam 1.152,94 TL cari hesap alacağı bulunduğu, bu alacağın 15/11/2011 tarihinde 152,03 TL, 30/11/2011 tarihinde 118,02 TL, 15/12/2011 tarihinde 160,06 TL, 31/12/2011 tarihinde 187,83 TL, 31/01/2012 tarihinde 535,00 TL’den oluştuğu, davacı şirketin 08/05/2012 tarihli ortaklar kurulu kararının 10/05/2012 tarihinde tescil edildiği, Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinin 1… mayıs 2012 tarihli nüshasında ilan edildiği, metinde şirket hissedarlarından …’ın şirkette mevcut 266 hisse karşılığı 332.500,00 TL kıymetindeki sermayesinin tamamını …’a devrederek ortaklıktan ayrılmasına, şirket ortaklarından …’un şirkette mevcut 266 hisse karşılığı 332.500,00 TL kıymetindeki sermayesini 240 hisse karşılığı 300.000,00 TL’sini …’a ve 26 hisse karşılığı 32.500,00 TL’sini …’ye devrederek ortaklıktan ayrılmasına, şirket Müdürlüğüne …’ın 30 yıllığına seçilmiş olduğuna karar verildiği, …. İş Mahkemesinin … esas, … karar sayılı 03/04/2013 tarihli ilamında davacı …’nın davalı iş yerinde 04/09/2001-05/12/2010 tarihleri arasında hizmet akdi ile çalışmış olduğunun kabul edildiği anlaşılarak davanın kısmen kabulüne, 3.007,06 TL kıdem tazminatının, 453,62 TL ihbar tazminatının, 24,34 TL ücret alacağının, 1.173,00 TL fazla mesai alacağının ve 176,81 TL hafta tatil alacağının işleyecek faizleri ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verildiği, …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takip dosyası ile alacaklı …’nın davacı … şirketine karşı toplam 8.046,87 TL miktarlı ilamlı icra takibi yaptığı, takip konusu borcu ilişkin 9.600,00 TL tutarlı taahhütnamenin alacaklı vekili ile borçlu şirket yetkilisi … tarafından 24/09/2013 tarihinde imzalandığı, davacı …’ın 2012 ticari defter ve kayıtlarının incelenmesinde taraflar arasında imzalanan 03/05/2012 tarihli protokol eki olan 30/04/2012 tarihli muhasebe mizanında davacının davalılardan talep etmiş olduğu tutarlara ilişkin herhangi bir borç kaydının olmadığının tespit edildiği, davalı-karşı davacı … tarafından 24/07/2012 tarihinde yapılan 15.000 USD ödemenin bankadan çekilerek şirketin kasa hesabına alındığı, aynı tarihte kasa hesabından … nezdindeki USD hesabına yatırıldığı, 30/05/2012 tarih 29.000,00 TL tutarlı çekin şirketin 30/04/2012 tarihli mizanında 121 alacak senetleri hesabında kayıtlı olduğu, davalı-karşı davacı tarafından 30/05/2012 tarihinde 29.000,00 TL tutarındaki çekin tahsil edilmiş olduğu, davaya konu icra takibi alacağının davalıların henüz paylarını devretmeden önceki döneme ait olduğu, devir tarihinde …. İş Mahkemesi dava dosyası henüz sonuçlanmadığında bu tutarın mizanda yer almadığı, protokol gereği söz konusu borçtan dolayı davalıların sorumlu olduğu, davalılar tarafından ileri sürülen ve protokol kapsamından doğabilecek borçlara karşı şirkete ödendiği belirtilen 15.000,00 USD ve alacağın bu tutardan mahsup edilerek kalanın iadesine ilişkin olarak yapılan incelemede tutarın mizanda alacak senetleri başlığı altında mayıs vadeli teminattaki çekler bölümünde yer aldığı ve davalı-karşı davacı … tarafından çekin tahsil edildiği, taraflar arasındaki protokolün 2b maddesinde şirketin mizandaki kayıtlı bulunan alıcılar hesabındaki alacakların tahsil edildiğinde tamamı devredene iade edileceği hükmünün yer aldığı, söz konusu 30/05/2012 tarih ve 29.000,00 TL tutarlı çekin mizanda kayıtlı olduğu, protokol hükmü gereği bu tutarın devredene ait olduğunun kabulü gerektiği, bu durumda şirkete yapılan ödemenin devredenin borçlarına mahsuben yapıldığı, protokol gereği devredene ait borçlar düşüldükten sonra kalanın davalı-karşı davacıya iadesi gerektiği kanaatinin bildirildiği, tarafların bilirkişi raporlarına itirazlarının değerlendirilmesi amacıyla bilirkişi heyetinden ek rapor alınmış, davalı-karşı davacı tarafından davacı-karşı davalı şirkete 24/07/2012 tarihinde ödenen 15.000 USD tutarının TL karşılığının ( 15.000×1,8215) 27.322,50 TL olarak hesaplandığı, davacı şirket taleplerinden 1.152,94 TL’nin Mahkemece kabulü halinde davalı-karşı davacının (27.322,50-9.600,00-1.152,94) 16.596,56 TL tutarının davacı-karşı davalı şirketten istirdadını talep edebileceği, aksi halde davalının (27.322,50-9.600,00) 17.722,50 TL talep edebileceği tespit olmakla,
Mahkememizin 02/11/2015 tarih … e. … karar sayılı kararı ile “Asıl davanın HMK 150. Maddesi gereğince açılmamış sayılmasına, Karşı davanın kısmen kabulü ile 16.569,56TL ye dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacılar-karşı davalılardan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine karar verildiği,
Davacılar vekilinin Mahkememiz kararı temyizi üzerine dosya Yargıtay’a gönderilmiş,
Yargıtay … Hukuk Dairesinin … e. … karar sayılı kararında ” 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacılar/karşı davalılar vekilinin asıl davaya yönelik tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacılar/karşı davalılar vekilinin karşı davaya yönelik temyiz itirazlarına gelince; karşı dava, karşı davalılara devredilen şirketle ilgili geçmiş döneme ait doğması muhtemel borçlar için avans olarak verilen 15.000USD’nin iadesi istemine ilişkin olup, mahkemece karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karşı davada davacı …, 03.05.2012 tarihli protokolün 5. maddesi uyarınca geçmiş döneme ait doğabilecek muhtemel borçlardan sorumlu olduğu için davalılara 15.000USD avans ödemesi yaptığını, davalının iddia ettiği şirketin devir öncesine ait doğmuş borçlarını ispat etmesi halinde bu tutardan tahsili ile kalan avans tutarının iadesini talep etmiş, karşı davalılar ise protokole esas alınan 30.04.2012 tarihli mizanda (121) Alacak Senetleri altında yer alan … Bankası … Şubesine ait 30.05.2012 vade tarihli 29.000TL tutarındaki çekin karşı davacı tarafından haksız olarak tahsil edildiğini, bu çek bedelinin iadesini talep ettiklerini ve karşı davacının da 15.000USD ödemeyi çek bedeline mahsuben yaptığını, avans niteliğinde olmadığını savunmuştur.
Taraflar arasında düzenlenen 03.05.2012 tarihli protokol ile … Ltd. Şti’ye ait hisselerin tamamı davacı/karşı davalı …’a devredilmiş, 30.04.2012 tarihli mizan esas alınarak borç ve alacakların kime ait olacağı düzenlenmiştir. Buna göre; şirketin mizanında kayıtlı bulunan alıcılar hesabındaki alacaklar tahsil edildiğinde tamamı devredene iade edilecek, aynı şekilde mizanda gösterilenler dışında devir öncesi döneme ait ortaya çıkabilecek hertürlü borçtan da devreden sorumlu olacaktır. Her nekadar karşı davacı, 29.000 TL tutarındaki çekin protokol hükümlerine göre tahsil edildiğinde devredene ait olacak bir alacak kalemi olduğunu ileri sürmüş ise de, protokolün 2.b. maddesi sadece (120) Alıcılar hesabındaki alacakları kapsayacak şekilde düzenlenmiş olup, protokolün ilgili maddesi geniş şekilde yorumlanarak (121) Alacak Senetleri hesabında yer alan çekin de devredene ait olacağı sonucuna varılamaz. Kaldı ki, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 09.06.2004 tarih, 2004/4-362 Esas, 2004/347 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, havale, bir ödeme vasıtası olup, havalenin, mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal karine mevcut olduğundan, bu yasal karinenin aksini (havalenin borcun ödenmesinden başka bir amaçla yapıldığını) ileri süren havaleci (muhil), bu iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür. Dava konusu olayda, karşı davacı tarafından havale edilen 15.000USD’nin avans niteliğinde olduğunu ispata yarar delil sunulmadığı, protokolde bu yönde hüküm bulunmadığı, protokolün 2.b. maddesi kapsamında karşı davacının alacağının da bulunmadığı gözetildiğinde yapılan havalenin mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığının kabulü ile karşı davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir..” gerekçesi ile Mahkememiz kararı bozularak Mahkememizce yargılamaya 2018/7 e. Sayılı dosyası ile devam edilmiştir.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun Yargıtay bozma ilamına uyularak asıl dava yönünden mahkememizce verilen kararın onanarak kesinleşmesi üzerine bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, karşı davanın ise reddine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
ASIL DAVA YÖNÜNDEN
1-Asıl dava yönünden mahkememizce verilen açılmamış sayılmasına yönelik kararın Yargıtay … Hukuk dairesinin 11/10/2017 tarih … e. … karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleşmesi nedeni ile bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
KARŞI DAVA YÖNÜNDEN
2-Karşı davanın REDDİNE,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gerekli 35,90-TL karar harcının davalı-karşı davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı karşı Davalı vekili lehine karar tarihindeki avukatlık asgari ücret tarifesi üzerinden hesap olunan 3.900-TL. nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-HMK 333. md. uyarınca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren yasal süresi içeresinde Yargıtay ilgili dairesinden temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.09/11/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır