Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/671 E. 2021/61 K. 02.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/671
KARAR NO : 2021/61
DAVA : Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/07/2018
KARAR TARİHİ : 02/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki hukuki ilişkinin, 28.05.2010 tarihinde imzalanmış bulunan “Acentelik Sözleşmesi” başlıklı sözleşme ve buna bağlı sair sözleşmeler ile kurulmuş olduğunu, müvekkilinin, davalı şirketin … bölgesindeki acenteliğini yürüttüğünü, taraflar arasındaki akdi ilişkinin Nisan 2017 itibariyle sona ermiş olduğunu, acentelik sözleşmesine ek Cari Hesap Sözleşmesi 4. maddesi gereğince, taraflar arasındaki sözleşmenin temel mantığının; “Acentenin ciro artışına dayalı olarak kazanç elde etmesidir” şeklinde tanımlandığını, bu amaçla acenteye, bağımsız tacir sıfatıyla devredilecek … Kargo Şubesinin, devir tarihi itibariyle mevcut aylık giderlerinin tespit edileceğini ve bu gider tutarının, devir sonrasında da … Kargo tarafından, acenteye düzenli olarak ödeneceğini, böylece acentenin devir nedeniyle zarara uğramasının önlenmiş olacağını, şubenin devir cirosunda, devir tarihinden sonra yaşanacak artıştan Acenteye pay verilmesi suretiyle de, Acentenin performansına dayalı olarak kar elde etmesine imkan sağlanacağını, dolayısıyla Acente devir cirosunda artış sağlayamadığında gelir elde edemeyeceğini, ancak masrafları … Kargo tarafından sağlandığı için, ciro artışı oluşmasa dahi zarar etmeyeceğini, bu temel mantığa göre, Acentenin, acentelik faaliyetine ilişkin tüm masraflarının davalı şirket tarafından ödeneceğini, bu masrafların da her altı ayda bir gözden geçirilerek güncelleneceğini, Davalı şirket tarafından üstlenilen bu giderlerin, aylık olarak düzenlenen Devir Masraf Tutanağı adı altındaki belgeler karşılığında ödendiğini, akdi ilişkinin devam ettiği uzun süreç içerisinde, Acente faaliyet giderlerinin doğal olarak artmasına rağmen, davalı tarafından bu gider kalem ve miktarların sözleşmeye aykırı olarak, gerçek faaliyet giderlerini karşılayacak şekilde güncellenip artırılmadığını, yapılan sınırlı sayıdaki güncellemenin ise Acentenin gerçek faaliyet giderlerini karşılamaktan uzak ve gerçek giderlere göre, sürekli olarak eksik kaldığını, Davalı tarafın bu akde aykırı davranışının, taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine ve dahi ticari hayatın olağan akışına açıkça aykırılık teşkil ettiği gibi, anılan akde aykırılık nedeniyle, mümvekkili Acentenin sürekli olarak zarar eden ve/veya gerekli oranda kâr edemeyen bir işletme haline gelerek, tek taraflı ve sadece davalı tarafın menfaat elde etmesine dayalı bir hal aldığını, bu nedenle, akde aykırı olarak müvekkiline ödenmemiş olan sözleşme dönemi içerisindeki gerçek faaliyet giderleri ile ödenen kısmi faaliyet giderleri arasındaki farkın müvekkiline ödenmesinin gerekmekte olduğunu, taraflar arasındaki sözleşme gereği, kargo faaliyeti nedeniyle düzenlenen faturaların, davalı adına düzenlenerek, bu faturalara ilişkin tahsilâtların ise müşterilerin rızaen yaptıkları ödemelerin, ya doğrudan davalının banka hesaplarına, ya da nakit olarak müvekkiline yapılıp yine davalıya aktarılmakta, müvekkili Acentenin, geciken veya hiç ödenmeyen kargo ücretlerinin hukuki takipler yapmak suretiyle tahsili hususunda herhangi bir yetki ve sorumluluğunun bulunmamakta olduğunu, alacakların tahsili hususunda, müvekkilinin bu “hukuki imkânsızlık halinin” davalı tarafça bilindiği halde, bu türden müşteriler hakkında hukuki takip yapılıp, alacağın tahsiline gidileceği yerde, bu yola gidilmeyerek, vadesi dolan ve ödenmeyen fatura bedelleri ve dahi gecikmeye ilişkin vade farkları, doğrudan Acentenin borç hanesine kaydedilerek Acentenin alacaklarından mahsup edildiğini, bu kalemdeki fiillerin de, açıkça akde aykırı olduğunu, bu kapsamda muhtelif kalemler ve süspan kesintileri adı altında müvekkilinden yapılan tüm kesintilerin iade edilmesi gerektiğini, faaliyet kapsamında gerçekleştirilen tüm kargo faaliyetlerinin sigortalanmakta olduğunu, kargo kayıp ve sair tüm sebeplerden meydana gelen hasarların sigorta şirketleri tarafından tazmin edilip, bu bedeller davalı tarafa ödendiği halde, bu hasar bedellerinin, mükerrer olarak Acenteden yapılması ve/veya bu bedellerin Acente alacaklarından mahsup edilmesinin akde aykırılık teşkil etmekte olduğunu, Acenteden bu kalemde yapılan kesintilerin iade edilmesi gerektiğini, Davalı tarafından yapılan reklam harcamalarına ilişkin olarak, sözleşme gereği Acentenin hiçbir sorumluluğu olmadığı halde, bu kalemde yapılan harcamaların da Acenteye borç kaydedildiği ve alacaklarından düşülmüş olması nedeniyle, anılan kalemde yapılan kesintilerin Acenteye iadesi gerektiğini, acentenin sözleşme kapsamındaki faaliyetlerinden olan giden kargolara ilişkin hizmetleri ücretlendirildiği halde, gelen kargoların dağıtımına ilişkin hizmetlerinin hiçbir şekilde ücretlendirilmemiş olduğunu, Acentenin bu faaliyetlerinin de parasal karşılığının Acenteye ödenmesi gerektiğini, Davalı şirket elemanlarınca yapılan anlık kontrollerde, gerçekte var olan ve dahi istendiği an sistemden bir sureti tekrar üretilebilecek olan müşteri faturalarının, sadece o an itibariyle temin edilememiş olması sebebiyle, anılan fatura bedellerinin, henüz tahsil edilip edilmediği ve/veya doğrudan davalının hesabına yatırılıp yatırılmadığı kontrol edilmeksizin, Acente tarafından tahsil edilmiş varsayılarak, “suiistimal nedeniyle hak ediş alacağından düşülen tutar” adı altında, Acenteye borç kaydedilmesi ve alacaklarından düşülmesinin, akde açıkça aykırı olduğunu, bu kalemde Acenteden tahsil edilen miktarların iadesinin gerektiğini, İnternet üzerinden yapılan alışverişlerin gelişmesi üzerine son zamanlarda yaygınlaşan “kapıda ödemeli mal bedelli kargoların teslim ve tahsilâtın da sözleşme dışı olarak Acente tarafından yapıldığını, davalı tarafça göndericiden Acente tarafından yapılan mal bedeli tahsilâtları üzerinden %5-10 arasında komisyon tahsil edildiği halde, Acentenin bu türden faaliyetlerinin hiçbir şekilde ücretlendirilmediğini, Acentenin bu kalemdeki faaliyetlerine ilişkin ücretlerin de Acenteye ödenmesi gerektiğini, Acente alacağının hiç ödenmemesi veya geç ödenmesi nedeniyle, Acente haksız bir finansman zararına uğramış olmakla, bu kalemdeki Acente alacaklarının da ödenmesi gerektiğini, müvekkili Acenteden, sözleşmenin başlangıcından itibaren yapılmış bulunan, yukarıda belirtilen ve sair kalemlerdeki akde aykırı kesintilere ilişkin olarak, davalı tarafça, VUK.’na aykırı olarak hiçbir faturanın düzenlenmediğini ve bu nedenle de bu miktarlarla ilgili giderlerin Acente kayıtlarına geçirilemediğini, bu miktarlardaki giderlerin gösterilemediğini, sonuç itibariyle de akde ve açıkça kanuna aykırı davalı fiilleri neticesinde, Acentenin, haksız yere fazla vergi ödemek zorunda kalmış olmakla, bu kalemdeki Acente zararlarının da tazmin edilmesi gerektiğini, bu nedenlerle davanın kabulü ile kalem ve miktar itibariyle fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 100.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında imzalanmış olan 28.05.2010 tarihli Acentelik Sözleşmesi, Acentelik Sözleşmesi Ek Protokolü, Cari Hesap Sözleşmesi niteliğindeki Ek Protokol ve Alt Kira Sözleşmeleri uyarınca davacıya müvekkili şirketin … İrtibat Bürosu (Şubesi)’nin acente olarak devredildiğini ve davacının işletmesine bırakıldığını, 08.11.2014 tarihli Acentelik Sözleşmesi, Acentelik sözleşmesi Ek Protokolü, Cari Hesap Sözleşmesi niteliğindeki Ek Protokol ve Alt Kira Sözleşmeleri uyarınca davacıya müvekkili şirketin Safranbolu İrtibat Bürosunun (Şubesi) acente olarak devredildiğini, Safranbolu acentesine ait acentelik sözleşmesinin davacı tarafından tek taraflı olarak kendi isteği ile feshedildiğini, … Acentesine ilişkin ise; Türk Ticaret Kanununda açıkça tarif edildiği üzere, acentelik ilişkisi güvene dayalı bir ilişki iken 26.04.2017 tarihinde … Acentede yapılan denetimde, kasa sayımında 32.514,49.TL tutarında 1215 adet faturanın birimde bulunmadığı, müvekkili şirket adına müşterilerden tahsil edilmiş olmasına rağmen tahsil edilmemiş gibi gösterilmek suretiyle acente yedine alınmış olduğunu, yani kasa açığı fiilini işlediğinin, Söz konusu hususların, tespit tutanağı ile tespit edildiğini, acente sahibi ve müdürü davacı tarafından da tespit tutanağı imza edilerek sübut bulduğunu, bunun üzerine, müvekkili şirket tarafından acenteye ihtarname gönderilmek ve ihtarnamede fesih gerekçeleri de açıkça belirtilmek suretiyle Acentelik Sözleşmesi ve eklerinin … Noterliği marifetiyle gönderilen 02.05.2017 tarih, … yevmiye numaralı ihtarname ile haklı nedenle tek taraflı olarak feshedildiğini, acentelik ilişkisine son verildiğini, Davacının fesih gerekçesinden ve müvekkili şirketin güvenini suiistimal eden işbu fiilinden hiçbir şekilde bahsetmeyerek bir takım gerçeğe aykırı taleplerde bulunmuş ise de, Acentelik Sözleşmesinin 20. maddesinde davacının tahsil etmiş olduğu fatura bedellerini hangi vadede yatırması gerektiği ve yatırmadığı takdirde günlük % 0,1 fazlalığı ile ödemesi gerektiğinin açıkça ifade edildiğini, bu vadede yatırılmamasının açık olarak haklı nedenle fesih sebebi olduğunun öngörüldüğünü, davacının bu fatura bedellerini süresinde yatırmadığı gibi, bundan çok daha ağırını yaptığını, bu bedellerin tahsil edildiğini müvekkili şirketten sakladığını ve yedine aldığını, aynı zamanda müvekkili şirketi kandırdığını ve emniyeti suiistimal suçunu işlemiş olduğunu, bu nedenle müvekkili şirketin haklı nedenle feshi karşısında davacı taleplerinin mesnetsiz ve haksız olduğunu, Taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca tüm ödemelerin fatura karşılığı yapılmakta olup, acente tarafından ödenmesi gerekip de ödenmeyen ve müvekkili şirket tarafından yapılan ödemelere ilişkin de fatura düzenlendiğini, davacının tacir sıfatı dolayısıyla vergisel yükümlülüklerinin ise tamamen davacının tacir sıfatından kaynaklı olup, kendi sorumluluğunda olduğunu, davacının müvekkil şirketi töhmet altında bırakır nitelikteki mesnetsiz iddialarının kabulünün mümkün olmayıp bu durumun ticari kayıtlarıyla da tespit edilebileceğini, bu nedenlerle haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında bağıtlanan acentelik sözleşmesi gereğince sözleşmeye aykırılık nedeni ile davacının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 100.000 TL alacağın dava tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizce davalının ticari defter ve kayıtları üzerinde sözleşmenin 40 maddesi gereğince davacının alacak istemlerinin tespiti bakımından inceleme yapılarak rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verildiği, Yeminli Mali Müşavir bilirkişi … ve Lojistik ve Taşımacılık Hukuku Uzmanı Bilirkişi Dr. Öğretim Üyesi … tarafından sunulan 16/01/2019 tarihli bilirkişi raporunda; Davalı … A.Ş. ‘nin ticari defterlerinde yapılan inceleme ve hesaplamaya göre Davacı … …’ın 5.350,94TL alacaklı olduğu, Davacı alacaklı olduğu halde Davalı Şirketin, uhdesinde bulunan teminat senedi üzerinden …. icra Müdürlüğü’nün 2018/… E. Numarasında takip başlattığı, söz konusu takip dayanağı senedin teminat amaçlı olduğunun gözetilmesi gerektiği, Davalının 27.000,00 TL senede dayanan alacak iddiasının sabit olmadığı, eğer davacı bu senet için takip sürecinde ödeme yapmak durumunda kalmış ise İADESİNİ talep edebileceği, Davacının aşan talepleri ve 100.000 TL alacak iddiası bakımından iddiasının sabit olmadığı, davacının davalıya henüz fatura etmediği ve alacaklı olduğunu belirttiği miktarın 337.695,06 TL olduğu, anca bunun dosyada davacı lehine bu kadar alacak olduğu anlamına gelmeyeceği, Bu kapsamda davacının 27.000 TL bedelli senetten borcunun bulunmadığı, ödenmiş ise istirdat edilebileceği, ayrıca bakiye 5.350,94 TL alacaklı olduğu kanaati bildirilmiştir.
Dava dosyasında alınan bilirkişi raporunda taraflar arasındaki delil sözleşmesi gereğince incelenen davalı defterlerinden davacı tarafın 5.350,94 TL alacağı tespit edilmiş olmakla bu alacağın kaynağı ve davacının iddia ettiği alacak kalemleri icinde kalıp kalmadığı belirlenemediğinden davacının faaliyet gideri alacağı , ödenmeyen kargo bedelleri sigortadan tahsil edilmesine rağmen acentedan mükerer olarak alınan kaybolan kargo bedelleri, acentenin reklam harcamalarına katilma yükümlülüğünün bulunmamasına rağmen alınan reklam bedeli, gelen kargolardan bu kargonun dağıtımına ilişkin ücret alacağı , denetim esnasında hazır edilemeyen müşteri faturaları nedeni ile davacı acentenin hak edişinden suistimal nedeni ile düşülen tutar, kapıda yapılan kargo ödemeleri için komisyon alacağı başlıkları altındaki davacı alacaklarının belirlenmesi konusunda davacının hakedişlerine ilişkin ticari defter ve kayıtları ile yine davacının hakedişlerine ilişkin davalı tarafın ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılarak rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verildiği, Yeminli Mali Müşavir Bilirkişi …, Loj. Ve Taş. Uzmanı Bilirkişi … ve Loj. Ve Taş. Uzmanı Bilirkişi A… tarafından sunulan 2. Bilirkişi raporunda; Finansal Acıdan: Davalı şirket defter kayıtlarına göre; 18.07.2018 dava tarihi itibariyle, … Acente Şb. alacak bakiyesinin 13.348,60 TL, … Şb. borç bakiyesinin 7.147,66 TL, dolayısıyla dava tarihindeki davacı şirket net alacağının 6.200,94 TL olduğu, Önceki raporda tespit edilen 5.350,94 TL tutarındaki alacak miktarının; 31.12.2018 tarihi itibariyle 13.348,60 TL olan … Şb. alacak bakiyesinden 7.997,66 TL olan … Şb. borç bakiyesinin mahsubu sonrası kalan net tutar olduğu, 2010/Haziran-2016/Aralık arasındaki dönemde “faaliyet giderleri” nedeniyle düzenlenmiş olan davacı faturalarının toplam tutarının 1.041.610,70 TL olduğu, anılan faturaların davalı kayıtlarına da alınarak, davacı cari hesabına alacağına kaydedildiği, dosyaya Excel tablolar halinde sunulmuş olan masraf listelerine göre; fiili giderler toplamı 1.379.305,76 TL olduğundan, eksik ödendiği iddia edilen tutarın 337.695,06 TL olarak hesaplandığı, Davalı şirketçe sunulan cari hesap ekstrelerinde; ‘‘suiistimal nedeniyle” … Şb. acente cari hesabına; 2015 yılında 3.481,75 TL, 2016 yılında 1.483,91 TL borç kaydedildiği, 2017 yılında ise; 26.04.2017 tarihli tutanak uyarınca 25.05.2017 tarihinde 32.514,49 TL, muhtelif tarihlerde ise toplam 370,93 TL, ayrıca “Kasa Açığı” açıklaması ile 31.05.2017 tarihinde de 31.500,74 TL borç kaydedildiği, Dava dilekçesinde yer alan diğer iddiaların dayanağı somut belge ve bilginin sunulmadığı, taraflar arasındaki ticari ilişkinin çok kapsamlı oluşunun yanında, davalı şirketçe sunulan cari hesap özetlerinde de, davalı şirkete borç kaydedilen faturaların içerikleri ile ilgili açıklama bulunmadığından rakamsal bir tespitin yapılamadığı,
Sektörel Acıdan; Birim Kasa (Süspan) Denetim süreci sonunda düzenlenen tutanağın taraflarca imza altına alınacağı, kasa açığına itirazın olması durumunda, birim yetkilisinin “şerh” düşerek tutanağı imzalayacağı, 26.04.2017 tarihli tespit tutanağına göre; 1215 adet faturanın birimde bulunmadığı, toplam tutarlarının 32.514,49 TL olduğu, bu faturaların davacı tarafından müşterilerden tahsil edildiği ancak davalı banka hesaplarına aktarılmadığının beyan edildiği, davacı, birim çalışanları ve denetimi gerçekleştiren yetkililer tarafından tespit tutanağı ile imza altına alındığı, Kasa açığı nedeniyle davacı hakkında suç duyurusunda bulunması üzerine, kamu davasının açıldığı, …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin E.2018/… K. 2018/…, 15.11.2018 tarihli kararıyla … …’ın hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan mahkum edildiği, Davacı ile yapılan acentelik ana sözleşmesinin Zeyilname (B tipi) kısmında davalı tarafından yapılacak reklam ve tanıtım faaliyetlerinde davacı tarafından katılım bedeli ödeneceği ve bunun nasıl olacağının açıkça belirtildiği, Taraflar arasında akdedilmiş olan acentelik sözleşmesi ek protokolü cari hesap sözleşmesinde yer alan hükümler uyarınca aylık acente masraflarının belirlenmesi veya güncellenmesinin davalıya ait olduğu, ancak ekonomik koşullara ve acentenin ciro artışına bağlı olarak acentelik başlangıç tarihinden sonraki süreçte giderlerin artmış olmasının da bir gerçek olduğu, Davacı acentenin kendisine yansıtılan kayıp kargo tutarlarına ilişkin herhangi bir kusurunun olmadığı hususunu davalıya ispat etmesi gerektiği, Taraflar arasında akdedilen Acentelik cari hesap sözleşmesinde; gelen kargoların dağıtımına ve kapıda yapılan kargo ödemelerine ilişkin olarak, davacıya hakediş ödemesi yapılacağı hakkında bir hükmün bulunmadığı kanaati bildirilmiştir.
Dosya kapsamı ile uyumlu bulunarak hükme esas alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde;
Davacı şirket ile Davalı şirket arasında imzalanmış olan 28.05.2010 tarihli Acentelik Sözleşmesi, Acentelik sözleşmesi ek protokolü, cari hesap sözleşmesi niteliğindeki ek protokol ve alt kira sözleşmeleri uyarınca davacıya davalı şirketin … İrtibat Bürosu (Şubesi) acente olarak devrediip ve davacının işletmesine bırakıldığı, taraflar arasındaki akdi ilişkinin Nisan 2017 itibariyle sona ermiş olduğu davacı tarafça “Akde aykırı olarak ödenmemiş olan sözleşme dönemi içerisindeki gerçek faaliyet giderleri ile ödenen kısmi faaliyet giderleri arasındaki fark” talep edilmektedir.
26.04.2017 tarihinde davacının işletmesinde olan … Acente biriminde yapılan denetimde, kasa sayımında 32.514,49 TL tutarında 1215 adet faturanın birimde bulunmadığı, faturaların davalı şirket adına davacı tarafından tahsil edilmiş olmasına rağmen tahsil edilmemiş gibi gösterilerek kasa açığı fiilinin işlendiği gerekçesiyle Acente Sahibi Davacı … … ile Acente personellerinin de imzaladığı tutanak tutulduğu, Sonrasında davalı tarafından acenteye ihtarname gönderilmek ve ihtarnamede fesih gerekçeleri de açıkça belirtilmek suretiyle Acentelik Sözleşmesi ve ekleri Davacı tarafından … Noterliği marifetiyle gönderilen 02.05.2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname ile tek taraflı olarak feshedilerek ve acentelik ilişkisine son verilmiştir.
Tutanakta 1215 adet faturanın birimde bulunmadığı, toplam tutarlarının 32.514,49 TL olduğu ve bu faturaların Davacı tarafından müşterilerden tahsil edildiği ancak Davalı banka hesaplarına aktarılmadığı beyan edilmiş, davacı, birim çalışanları ve denetimi gerçekleştiren yetkililer tarafından tespit tutanağı imza altına alınmıştır.
Kasa açığı nedeniyle davacı hakkında suç duyurusunda bulunulmuş ve … Cumhuriyet Başsavcılığımın E. 2018/… sayılı iddianamesiyle davacı hakkında kamu davası açılmıştır. Davacı hakkında açılan kovuşturma neticesinde, … Asliye Ceza Mahkemesi’nin E.2018/… K. 2018/… ve 15.11.2018 tarihli kararıyla … …, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan mahkum edilmiş olup, 1 yıl 6 ay hapis ve 1.660 TL adli para cezası verildiği görülmüştür.
Taraflar arası sözleşme uyarınca davacı acente ile davalı “… Kargo” arasında çıkacak çekişmelerde “… Kargo”nun defter ve kayıtları geçerli ve KESİN DELİL olacağı kararlaştırılmıştır. Bu yönü ile taraflar arasında cari hesabın işleyişinden davalı sorumlu, hesap bakiyesinden borçlu ve kayıtları taraflar açısından delil olarak kabul edilmiştir.
Davalı şirket defter kayıtlarına göre; 18.07.2018 dava tarihi itibariyle, … Şb. alacak bakiyesinin 13.348,60 TL, … Şb. borç bakiyesinin 7.147,66 TL, dolayısıyla dava tarihindeki davacı şirket net alacağının 6.200,94 TL olduğu, Önceki raporda tespit edilen 5.350,94 TL tutarındaki alacak miktarının; 31.12.2018 tarihi itibariyle 13.348,60 TL olan … Şb. alacak bakiyesinden 7.997,66 TL olan … Şb. borç bakiyesinin mahsubu sonrası kalan net tutar olduğu, dava konusunun … acenteyle sınırlı olup, Taraflar arasında akdedilen Acentelik cari hesap sözleşmesinde; gelen kargoların dağıtımına ve kapıda yapılan kargo ödemelerine ilişkin olarak, davacıya hakediş ödemesi yapılacağı hakkında bir hükmün bulunmadığı,
2010/Haziran-2016/Aralık arasındaki dönemde “faaliyet giderleri” nedeniyle düzenlenmiş olan davacı faturalarının toplam tutarının 1.041.610,70 TL olup, anılan faturaların davalı kayıtlarına da alınarak, davacı cari hesabına alacağına kaydedildiği, masraf listelerine göre; fiili giderler toplamı 1.379.305,76 TL olduğundan, eksik ödendiği iddia edilen tutarın 337.695,06 TL olarak hesaplandığı, Davalı şirketçe sunulan cari hesap ekstrelerinde; ‘‘suiistimal nedeniyle” … Şb. acente cari hesabına; 2015 yılında 3.481,75 TL, 2016 yılında 1.483,91 TL borç kaydedildiği, 2017 yılında ise; 26.04.2017 tarihli tutanak uyarınca 25.05.2017 tarihinde 32.514,49 TL, muhtelif tarihlerde ise toplam 370,93 TL, ayrıca “Kasa Açığı” açıklaması ile 31.05.2017 tarihinde de 31.500,74 TL borç kaydedildiği, Davacı acentenin kendisine yansıtılan kayıp kargo tutarlarına ilişkin herhangi bir kusurunun olmadığını ve dava dilekçesinde yer alan diğer iddiaların dayanağı somut belge ve bilginin sunulmadığı, davalı şirkete borç kaydedilen faturaların içerikleri ile ilgili açıklama bulunmadığından rakamsal bir tespitin yapılamadığı mali müşavir bilirkişi raporu ile 18.07.2018 dava tarihi itibariyle … Şb. borç bakiyesinin 7.147,66 TL, dolayısıyla dava tarihindeki davacı şirket net alacağının bulunmadığı tespit edilmekle davanın reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince peşin alınan 1707,75-TL den 59,30-TL nispi karar harcının mahsubu ile kalan 1.648,45-TL. harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı vekili lehine karar tarihindeki avukatlık asgari ücret tarifesi üzerinden hesap olunan 13.450-TL. nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-HMK 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.02/02/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır