Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/645 E. 2020/746 K. 20.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :2018/645 Esas
KARAR NO :2020/746
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :11/07/2018
KARAR TARİHİ :20/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Müvekkili …’un … San. Ve Tic. Ltd.Şti yetkilisi olduğunu, …Ticaret Ltd. Şti.’den aldığı bazı emtia karşılığında …. İcra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla icra takibine konu edilmiş olan … Bankası A.Ş. … Şubesine ait 20/08/2016 düzenleme tarihli ve 100.000TL meblağlı, … seri numaralı çek ile, icra takibine konu edilmeyen … Bankası A.Ş. … Şubesine ait 20/08/2016 düzenleme tarihli ve 100.000TL meblağlı, … seri numaıalı çeki keşide ederek teslim ettiğini, bu çeklerin aynı sektörde faaliyet gösteren dava dışı … ‘nun ricasıyla …Ticaret Ltd. Şti tarafından diğer davalı … ‘a vadesinden önce iade edilmek üzere yani hatır çeki olarak verildiğini, protokolün mezkur çeklerin teslim anındaki fotokopilerinin altına yapılmış olduğundan, bahse konu fotokopiye bakıldığında çeklerde müvekkili …’un şahsını ilzam anlamına gelecek bir imzasının, “… -…” yazısının bulunmadığının açıkça görüldüğünü, müteakip süreçte yaşanan ekonomik sıkıntılar sebebiyle …’ın bu çeklerden takibe konu olanını ödeyemediğini ve müvekkiline getiremediğini, müvekkilinin yetkili müdür ve hissedarı olduğu şirketin de çeki vadesinde ödeyemeyince iş bu çekin yazıldığını, karşılıksız olduğu hususunun çekin arkasına dercedildiğini, davalı … A.Ş. tarafından çekte cirosu bulunan cirantalar ile müvekkilinin yetkilisi olduğu … San ve Tic. Ltd.Şti ‘ye ve müvekkilinin şahsına … İcra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla 25/05/2018 tarihinde icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin kendisine tebliği ile duruma ıttıla kesbeden müvekkilinin çekin ön yüzüne sonradan “…-…” ibaresinin yazılı olduğunu ve imzasının taklit edilerek kendisinin ticari kefalet ile borçlandırıldığını gördüğünü, müvekkilinin ödeme emrinde yazılı haklarının mahiyetini anlayana kadar İcra Mahkemesinde imza inkarında bulunma süresini kaçırdığını, bu sebeple genel yetkili mahkemede menfi tespit davasını ikame zarureti hasıl olduğunu, Müvekkilinin şahsının çeki keşide ederek verdiği …Ticaret Ltd. Şti.’ye her hangi bir borcu bulunmadığını, bu borcun bir şirket borcu olduğunu ve keşideci borçlusunun yalnızca …San ve Tic. Ltd.Şti olduğunu, hatır çekinin hukuken bir anlamı olmayıp, çek keşide ederek ticari piyasaya tedavüle sokan kişinin bundan sorumlu olsa da iş bu mesuliyetin sadece … San ve Tic. Ltd.Şti’ye ait olduğunu, çekin ön yüzüne keşideci şirket yetkilisi şahsını da borçlandıracak şekilde sahte imzasının atılması ve … kaydının konulmasının T.C.K anlamında Resmi Evrakta Sahtecilik ve Nitelikli Dolandırıcılık cürmünün maddi ve manevi unsurlarını oluşturmakta olduğunu, mezkur eylemi yapan başta … olmak üzere kişi veya kişiler hakkında … Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/… Haz. nolu şikayet dilekçesiyle suç duyurusunda bulunulduğunu, müvekkilinin adına atılan bu imza ile müvekkilinin bizzat kendisinin … San ve Tic. Ltd.Şti’yi ilzamen attığı imza arasında çıplak gözle bakıldığında dahi tefrik edilecek bir farklılık söz konusu olduğunu beyanla, müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespiti ile kötüniyet tazminatına hükmedilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekilinin cevap dilekçesi özetle; Müvekkili Banka’nın, TTK’nın 780. maddesi’nde yazılı tüm unsurları ihtiva eden takip dayanağı çeki ciro yolu ile teslim almış iyi niyetli üçüncü şahıs olduğunu, takip dayanağı çekin Bankaları … Şubesi müşterilerinden … ve Sanayi Ltd. Şti.’nin tahsilat halinde Bankalarına olan borçlarının bir kısmının ödenmesi amacıyla temlik hükmündeki beyaz ciro ile Müvekkili Banka’ya devredildiğini, takip konusu çekin, TTK.’nın 780. maddesinde yazılı tüm unsurları içerdiğini, tüm unsurları içeren çekin mücerretlik ilkesi gereği çek keşidecisi ile lehtarın arasındaki hatır çeki olarak teslim edildiğine dair iddialarından ari olarak, çeki elinde bulunduran bankanın iyi niyetli üçüncü şahıs lehine kayıtsız şartsız kesin bir borç kabulü olduğunu, Davacı/Borçlu’nun, müvekkili bankaya devredilen bu çekin cirantası olması sebebiyle TTK.’nın 720. ve 722. maddeleri gereğince müvekkili bankaya karşı borçlu/sorumlu olduğunu, kambiyo senetlerinin mücerretliği ilkesi gereği ayrıca bir borç ilişkisinin varlığına gerek dahi bulunmadığından müvekkili banka’nın Davacı/Borçlu aleyhine icra takibi yapmasının hukuki en doğal hakkı olduğunu, Davacı/Borçlu’nun iddialarının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, Davacı/Borçlunun iyiniyetli olmadığını, imzaya açıkça itiraz edilmemesi halinde imzanın Davacı/Borçlu’nun eli mahsulü sayılacağı İİK m.168/4’ün açık ve amir hükmünün bir gereği olduğunu, borçlu tarafından …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından gönderilen ödeme emri tebliğ alındığını, Davacı/Borçlu tarafından icra mahkemelerinde imzaya itiraz edilmediğini ve takibin kesinleştiğini, İİK 168/4’ün açık ve amir hükmü gereği Davacı/Borçlu çekteki imzayı kabul etmiş bulunduğunu, kanun gereği imzasını kabul ettiği bir çek ile ilgili menfi tespit davası açılmasında ise Davacı/Borçlu’nun kötüniyetli olduğunun aşikar olduğunu, Davacı/Borçlu’nun ödeme emrinin tebliğ edilmesine rağmen imzasına itiraz etmemesinin, Davacı/Borçlu’nun niyetinin sadece alacağın tahsilini geciktirmek olduğunu açıkça ortaya koyduğunu, müvekkili olan Banka’nın, ciro yolu kendisine devredilen ve ödenmeyen çeke dayalı olarak yaptığı takipten dolayı tazminata mahkum edilmesinin hukuken mümkün olmadığını, kendisine ciro ile gelen ve tüm unsurları tam olan çekin avalistin imzasının sıhhatiyle ilgili olarak hamil bankanın kusurlu olduğundan söz edilemeyeceğini beyanla, davanın reddine, takip konusu alacağın %20’ sinden az olmamak üzere hükmedilecek tazminatın Davacı/Borçlu tarafından müvekkili olan bankaya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekilinin cevap dilekçesi özetle; Takip dosyasında müvekkilinin takip borçlusu olarak bulunduğunu, icra takibinde dava dışı … Ltd. Şti’nin borçlu olarak göründüğünü ancak davanın sadece takip alacaklısı ile takip borçlularından sadece müvekkiline karşı açıldığını, icra takibinin iptali isteminin kabul edilmesinin sadece diğer davalı yönünden sonuç doğuracağını, bu nedenle davanın sadece takip alacaklısına yöneltilmesi gerektiğini, davanın husumet ve hukuki yarar eksikliğinden reddine karar verilmesini, davacı tarafın çekin sağ alt tarafında adı soyadı bölümüne kendi ismi yazılarak imza atıldığını, bir an için çekte “… …” ibaresi ve altındaki imzanın davacıya ait olmadığı kabul edilse bile çekin şirket kaşesi altında davacının imzası ime keşide edilmesi gerekirken davacının sadece kendi ismini yazarak çeki keşide etmesi karşısında, davacının kişisel olarak kendini borçlandırmaya yönelik iradesini ortaya koyduğunun açık olduğunu, icra inkar isteminin yasaya ve dava konusu olay bakımından haksız olduğunu beyanla, davanın reddine, icra inkar tazminatının davacıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava menfi tespit davasıdır.
Somut olayda; Davaya konu çekte yer alan “…-…” ibaresinin altına atılan imzanın sahte olduğu iddiası ile bu çekten dolayı davalılara ve bu çeke dayanakla başlatılan …. İcra Dairesi’nin … takip sayılı dosyasına konu borçtan dolayı boçlu olmadığının tespitine karar verilmesi talep edilmiştir.
… İcra Dairesi’nin … sayılı dosyasının incelenmesinden; … A.Ş. tarafından, 20/08/2016 düzenleme tarihli 100.000,00-TL’sı bedelli çeke dayanakla, … Limited Şirketi, …Ticaret Limited Şirketi, …, … Şirketi, … , …-…’e karşı icra takibi başlatıldığı görülmüştür.
Mahkememizce bilirkişi olarak görevlendirilen … Adli Tıp Enstitüsü İmza, yazı ve Belge İnceleme Em. Öğr.Üyesi … tarafından sunulan 09/102019 tarihli bilirkişi raporunda; çekte üzerindeki … imzasının davacı … …’un eli ürünü olmadığı ve çek üzerindeki … adına atılı 2 imzanın aynı kalemle atılmış olmayıp, mutemelen sonradan eklenmiş olabileceği sonucuna varıldığı belirtilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı … İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesinin 09/07/2020 tarihli raporunda özetle; inceleme konusu çekte ön yüz sol tarafta … … adına atılı imza ile …’un mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından söz konusu imzanın mevcut mukayese imzalarına kıyasla …’un eli ürünü olmadığı belirtilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 818.maddesinin 1.fıkrasının ‘g’ bendinin yollaması ile “çek” hakkında da uygulanacak olan anılan Kanunun “Aval verenler” başlıklı 700.maddesine göre; poliçede bedelin ödenmesi, aval suretiyle tamamen veya kısmen teminat altına alınabilecek, bu teminat üçüncü bir kişi veya poliçede imzası bulunan bir kişi tarafından da verilebilecektir. Yine anılan Kanunun “Şekil” başlıklı 701.maddesinde aval şerhinin poliçe veya alonj üzerine yazılacağı, avalin “aval içindir” veya bununla eş anlamlı başka bir ibareyle ifade edilebileceği ve aval veren kişi tarafından imzalanacağı, muhatabın veya düzenleyenin imzaları hariç olmak üzere, poliçenin yüzüne atılan her imzanın aval şerhi sayılacağı, kimin için verildiği belirtilmemişse avalin düzenleyici için verilmiş sayılacağı belirtilmiştir.
Türk Ticaret Kanunu’nun anılan hükümleri gereği, davacının çek üzerindeki keşideci kısmını dava konusu çekin keşidecisi … Şirketini temsile yetkili olarak imzaladığı anlaşılmış olup, davacı tarafından “…-…” ibaresi altındaki imzanın kendisine ait olmadığı iddia edilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 04/03/2015 tarih ve E.2013/1746 K.2015/896 sayılı kararında “…senede karşı mutlak defiler senede hamil olan herkese karşı ileri sürülebilir. Senedin hükümsüzlüğünü gerektiren defiler senet ve eklentilerinden anlaşılsın anlaşılmasın bütün ya da bir kısım sorunları bakımından hükümsüz sayılmasını gerektiren defilerdir. Bu defilerin bir kısmı mutlak, bir kısmı nispi (kişisel) defi niteliğindedir.
Hangisinin mutlak, hangisinin nisbi defi sayılacağı, ‘görünüşe itimat (güven)’, ‘iyiniyet’ ilkesiyle, ‘kambiyo senetlerine ilişkin işlemlerdeki emniyetin korunması’ ilkelerinden hangisine öncelik tanınacağı sorunuyla ilgilidir. Bu iki çıkarın karşılıklı olarak çatıştığı bazı durumları yasa yapıcı özel olarak ele alıp hangi çıkarın korunacağını kendisi (örneğin; TTK. mad. 571/II, 592, BK. mad. 18/II, 505/II, TMK. mad. 990’ da olduğu gibi) düzenlemiştir.
Kanunda öngörülüp açık bir hükümle düzenlenen bu durumların dışında gerek doktrinde ve gerekse de uygulamada “imzanın sahte olması”, “senet metninde sahtekarlık (tahrifat) yapılmış olması”, “borçlunun borçlanma ehliyetinin bulunmaması”, “senette zorunlu şekil koşullarının bulunmaması”, “imza sahibinin temsil yetkisinin bulunmaması”, “senedin zamanaşımına uğramış bulunması” vb. defiler senedin hükümsüzlüğüne yönelik olup her hamile (iyiniyetli olsa dahi) karşı ileri sürülebilen mutlak def’i olarak kabul edilmektedir…” gerekçelerine yer verilmiştir.
Tüm bu açıklanan nedenlerle, Davacı tarafından “…-…” ibaresinin altına atılan imzanın sahte olduğu iddiası ile dava açılmış olup, bu iddia mutlak def’i olduğundan Mahkememizce gerekli bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve yapılan incelemeler sonucunda çek üzerindeki “…-…” altına atılan imzanın davacının eli ürünü olmadığı anlaşıldığından, dava konusu çekten dolayı davacı …’un … olarak şahsi sorumluluğunun bulunmadığı anlaşılmakla davanın kabulüne, dava konusu çekin tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin davalı … A.Ş. tarafından başlatılması ve bu davalının da ağır kusurlu ve/veya kötü niyetli olduğu davacı tarafça ispatlanamadığından tazminat koşullarının oluşmadığı kanaatine varılarak davacının tazminat isteminin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının, davaya konu “… Şubesine ait …LTD.Şti. tarafından …. Tic.Ltd.Şti adına keşide edilen … numaralı” çekten dolayı davalılara ve bu çeke dayanakla başlatılan …. İcra Dairesi’nin … takip sayılı dosyasına konu borçtan dolayı boçlu olmadığının tespitine,
Fazlaya dair istemin REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu Genel Tebliği gereğince hesap olunan 6.831,00-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 1.707,75-TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 5.123,25-TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 13.450-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 1.743,65-TL ilk gider, 700,00-TL bilirkişi ücreti ve 291,20-TL posta gideri olmak üzere toplam 2.734,85-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-HMK. 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası davacıya iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde, Mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair, davacı vekilinin ve davalılar vekillerinin yüzlerine karşı karar verildi. 20/11/2020

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)