Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/638 E. 2021/463 K. 16.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/638 Esas
KARAR NO : 2021/463

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 09/07/2018
KARAR TARİHİ : 16/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Davalının müvekkili kurumun abonesi olup, … adresindeki ticarethanesine sağlanan enerji bedeline karşılık olan 10 adet fatura bedelinin ödenmediğinden davalı aleyhine alacağın tahsili amacıyla … 20. İcra Dairesi’nin …Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun ise itiraz ederek icra takibini durduğunu, davalı borçlunun itiraz dilekçesinde ileri sürdüğü kiralamış olduğu işyerini başka birine kiraya verdiğini iddia ettiğini, ancak sözleşmeye bağlı olan elektrik tesisatını iptal ettirmediğini, bu yöndeki iddiasını ispat edecek herhangi bir delil ortaya koymadığını, itirazında haksız olduğunu, davalı şirketin itiraz dilekçesinde ileri sürdüğü itiraz sebeplerinin tümünün geçersiz olduğunu, aleyhine başlatılan icra takibini uzatmak gayesiyle borca itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına, alacağın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, davalı aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalının cevap dilekçesi özetle; İş yerini terk ettiğini, mal sahibi …’a iş yeri kapanış belgesini verdiğini, bu tarihten sonra kullanılan elektriğin mal sahibi …’a ait olduğunu, kendisinden sonra burayı internet cafeye kiraladığını, elektrik kurumunun iyi niyetli olmadığını, kendisinden sonra elektrik kurullanılmış ise bunun ya mal sahinin ya da kiracısının kullandığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; İİK.nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, yapılan ilamsız icra takibine karşı davalının vaki itirazının iptali ve icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması istemine ilişkindir.
Dosyaya getirtilen … 20. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 09/05/2016 tarihinde 7 örnek nolu ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin 04/04/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 10/04/2017 tarihinde takibe itiraz ettiği, itirazın ve 09/07/2018 tarihinde açılan davanın süresinde olduğu görülmüştür.
Mahkememizce bilirkişi olarak görevlendirilen Elektronik ve Haberleşme Mühendisi …tarafından sunulan 28/08/2019 tarihli bilirkişi raporu özetle; 17.02.2014 tarihli taksitlendirmenin kim tarafından yapıldığının tespit edilmesi ve mahkemeye bildirilmesi gerektiği, abonenin bahse konu işyerini kapattıktan ve tahliye ettikten sonra kuruma başvurarak aboneliğini sonlandırması gerektiğinin tartışılmaz olduğu ve davalının bu konuda kusurlu olduğu, bir mekandaki elektriğin kim tarafından kullanıldığının takibinin ve tespitinin davacı kurumun işi ve görevi olmadığı, tüketilen elektrik bedelinden abonenin sorumlu olduğu, davalı abone ile bahse konu işyeri sahibi arasındaki işyeri tahliye/teslim tesellüm tutanağının ve üzerindeki imzaların gerçek olup olmadığının tespitinin ayrı bir inceleme ve uzmanlık konusu olduğu, 31.12.2012 tarihinden sonra bahsi geçen işyerine ait bir kontrat olup olmadığının işyeri sahibinden sorulması, ticaret odası kayıtlarından veya diğer devlet kurumlarından veya telefon operatörlerinden bu adreste 31.12.2012 tarihinden sonra kayıtlı bir işletme veya tacirin olup olmadığının sorgulanması ve araştırılması gerektiği ve var ise bilgilerinin dosyaya celbinin istenilmesi gerektiği, bu tarihten sonra kiracı var ise bu borç konusunda bu kişi veya kurumun da sorumluluğunun mahkemece değerlendirilmesi gerektiği, davacı kurumun abonenin elektriğini 2012 yılında yürürlükte olan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’ nin 24 maddesinde de belirtildiği gibi aralarındaki abonelik sözleşmesinin 5. maddesinin d bendine dayanarak 31.12.2012 tarihinden hemen sonrasında ödenmeyen borç nedeni ile 31.12.2012 den hemen sonra tahakkuk ettirilen faturada belirtilen son ödeme tarihini izleyen 5 iş günü (dahil) içerisinde abonenin elektriğini kesmesi gerektiği ancak kesmediği, davacı kurumun bu konuda kusurlu olduğu, yukardaki maddeye ve dosya içindeki aboneye ait “borç listesi” ve son ödeme tarihi 24.01.2013 ve Tahakkuk Fiş No: … olan 2013/01 dönemine ait faturaya dayanarak ve davalı abonenin işyerini tahliye ettiğini beyan ettiği ve imzalı belgesini de sunduğu belgenin gerçek ve geçerli olduğunu da varsayarak davalı/abonenin borcunun 169,30 TL + ödeme tarihine kadar işleyecek olan yasal faiz toplamı kadar olduğunun kabul edilebileceği, sonraki dönemlerde tahakkuk ettirilen bedellerin davalı kurumun sözleşme maddesini uygulamaması nedeni ile kendi kusurundan kaynaklandığından dolayı kabul edilemeyeceği belirtilmiştir.
27/12/2019 tarihli bilirkişi ek raporu özetle; davalı abonenin işyerini tahliye ettiğini beyan ettiği ve ıslak imzalı belgesini de sunduğu belgenin sahih olduğunun kabul edildiği takdirde davalının dava konusu borcun kendi kusurundan kaynaklanan kısmı kadar yani:169,30 TL + ödeme tarihine kadar işleyecek olan yasal faiz toplamı kadar olduğunun kabul edilmesi gerektiği, sonraki dönemlerde tahakkuk ettirilen bedellerin davalı kurumun davalı ile aralarındaki abonelik sözleşmesinin 5. Maddesinin d bendinin gereğini yerine getirmeyerek ve 2012 yılında Yürürlükte olan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin 24 maddesinde de belirtiği gibi 31.12.2012 tarihinden hemen sondaki ödenmeyen borç nedeni ile 31.12.2012 den hemen sonra tahakkuk ettirilen faturada belirtilen son ödeme tarihini izleyen 5. İş günü (dahil) içerisinde abonenin elektriğini kesmesi gerektiği halde sözleşme maddesini uygulamayarak yani; sözleşmeden kaynaklı görev ve sorumluluklarını tam ve eksiksiz yerine getirmeyerek abonenin elektriğini kesmemiş olmasından kaynaklanan görev kusuru olması hasebiyle bu bedelin davalı tarafa ödettirilmesinin kabul edilemeyeceği belirtilmiştir.
Mahkememizce bilirkişi olarak görevlendirilen bilirkişi Elektrik Yüksek Mühendisi … tarafından sunulan 05/04/2021 tarihli bilirkişi raporu özetle; Davalının, dava konusu faturaların tahakkuk ettirildiği dönemlerde abone sıfatını taşıdığı için, abonelik iptal ettirilmediği sürece elektrik borçlarından yükümlü olduğundan, dava konusu elektrik fatura bedellerini davacı şirkete ödemesi gerektiği, davacı şirket, davalının elektriğini kesmediğinden gecikme zammı ve KDV nedeniyle davalının borcunun artmasında müterafik kusurlu olduğu, davacı şirket müterafik kusurlu olduğu kanaatine varıldığı, faturaların gecikme zamlarının Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 17.10.2018 tarih ve 2018/6205 E ve 2018/10184 K sayılı kararına göre faturaların son ödeme tarihlerinden, elektriğin kesilmesi gereken tarihlere kadar 6183 sayılı kanunun 51. Maddesindeki %16,80 yıllık faiz oranı üzerinden, elektriğin kesilmesi gereken tarihlerden icra takip tarihine kadar da % 9 yıllık yasal faiz oranından hesaplandığı,
Davacı Şirketin Takip Tarihi İtibarıyla Davalıdan Talep Edebileceği Bedelin
Davacı şirketin asıl alacağı 3.251,17 TL
Gecikme zammı 672,33 TL
Gecikme zammı KDV 121,02 TL
Davacı şirketin toplam alacağı 4.044,52 TL
Davacı … A.Ş.’nin, icra takip tarihi itibariyle davalı …’dan alacağının 4.044,52 TL olduğu belirtilmiştir.
… A.Ş. ile davalı arasında sözleşme yapılmıştır.
Dosyada mevcut abonelik sözleşmesinin 5.maddesinin d bendinde “Müşteri, tahakkuk ettirilen fatura bedelini fatura veya ödeme bildiriminde belirtilen ödeme merkezlerine süresi içerisinde ödemekle yükümlüdür. Müşteriye tahakkuk ettirilen fatura bedeli, belirtilen son ödeme tarihine kadar ödenmediği takdirde, son ödeme tarihini izleyen beş işgünü (dahil) içerisinde ödenmediği takdirde Müşterinin elektriği kesilir” düzenlemesi yapılmıştır.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 27/11/2019 tarih ve E.2019/2630, K.2019/9433 sayılı kararında “…Mahkemenin de kabulünde olduğu gibi davalı abone, aboneliği iptal ettirmedikçe abonelik üzerinden tüketilen elektrik bedelinden davacıya karşı sorumludur. Davacının uzun bir süre elektrik tüketim bedeline esas faturaların ödenmemesine rağmen yönetmelik gereği elektriği kesmemesi davacı açısından müterafik kusur teşkil etse de, bu kusur tüketilen enerji bedelinin aslından davacının beraatını gerektirmeyeceği gibi (tüketim bedeli olan ana borçtan) hukukî sorumluluğunu da ortadan kaldırmaz ve müterafik kusur nedeniyle ana tüketim bedeli üzerinden indirimi gerektirmez. Olsa olsa davacının elektriği kesmemesi dolayısıyla davacının müterafik kusuru nedeniyle, davalı açısından normal tüketim bedeli dışında gecikme zammı ve işleyecek yasal faizden indirim sağlar. Davacının müterafik kusuru nedeniyle ana tüketim bedeli üzerinden indirim davalının sebepsiz zenginleşmesine yol açar ki, bu da usul ekonomisi ilkesine aykırılık teşkil eder. Mahkemeler bir davadan başka bir dava üreten kurumlar olmadığı gibi hukukî uyuşmazlıkları nihaî olarak sona erdiren yargı mercileridir.
Mahkemece, hükme esas alınan raporda; davalının ödenmeyen fatura bedellerinden sorumlu olduğu, müşteri hizmetleri yönetmeliğine göre, elektrik bedelleri ödenmediği takdirde elektriğin kesilmesi gerektiği halde davacı elektrik şirketi tarafından elektriğin kesilmediği, bu durumun müterafik kusur teşkil edeceği ve takdirin mahkemede olduğunun belirtildiği, mahkemece davacının müterafik kusurlu olduğu belirlendiği ne var ki toplam alacak( ana para, gecikme zammı ve KDV) üzerinden %20 oranında müterafik kusur indirimi yapıldığı anlaşılmıştır. Anılan kararın Dairemizin yerleşmiş içtihatlarına uygun olmadığı açıktır. (Yargıtay 3.Hukuk Dairesi’nin 2016/ 21494 Esas ve 2018/9196 Karar sayılı kararı; yine 2018/6205 Esas ve 2018/10184 Karar sayılı kararı.)
Bu itibarla, mahkemece yukarıda açıklanan ilke ve esaslar gözetilerek, dosyanın önceki bilirkişi dışında elektrik tüketim hesabı konusunda uzman olan elektrik mühendisi bilirkişiye ya da aralarında mühendis bilirkişilerin de bulunduğu üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna tevdi edilerek, dava konusu alacak döneminde yürürlükte bulunan yönetmelik ve abonelik sözleşmesinin ilgili maddeleri uyarınca, davalının normal tüketim bedelinin aslından (ana borçtan) her halükarda sorumlu olduğunun kabulü ile; Yönetmelik gereğince elektriğin kesilmesi gereken tarihin belirlenmesi, bu tarihe kadar olan borcun tamamının hesap edilmesi, bu tarihten sonraki dönem için ise davacının elektriği kesmemesinin müterafik kusur teşkil edeceği ve bunun da ancak davacı için gecikme zammından indirim sağlayacağı nazara alınarak rapor alınmak suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir…” gerekçelerine yer verilmiştir.
Yargıtay Hukuk Dairesi’nin yerleşik kararlarında belirtildiği üzere, abone, aboneliği iptal ettirmedikçe abonelik üzerinden tüketilen elektrik bedelinden davacıya karşı sorumludur. Davacının uzun bir süre elektrik tüketim bedeline esas faturaların ödenmemesine rağmen yönetmelik gereği elektriği kesmediği dönemler için bu durum davacı açısından müterafik kusur teşkil etmekte olup, bu müterafik kusur davacının tüketim bedeli olan ana borçtan sorumluluğunu ortadan kaldırmamakla birlikte davacının elektriği kesmemesi nedeniyle normal tüketim bedeli dışında gecikme zammından indirim sağlayacak ve bu indirim de en fazla yasal faize kadar olacaktır.
Açıklanan nedenlerle, davanın kısmen kabulüne, davalı taraf likit ve muaccel alacağa itirazı ile takibin durmasına sebebiyet verdiğinden icra inkar tazminatı talebinin kabulüne karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın Kısmen Kabulüne, … 20. İcra Dairesinin … sayılı icra takibinde (tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) 3.251,17-TL’sı asıl alacağa ve 672,33-TL’sı gecikmiş gün faizi ile 121,02-TL’sı KDV’ye yapılan itirazın iptali ile asıl alacağa yasal faiz ve faiz miktarına %18 oranında KDV uygulanmasına
2- Hüküm altına alınan 3.251,17-TL’sı asıl alacağın %20’si oranında 650,23 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Fazlaya dair istemlerin reddine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu Genel Tebliği gereğince hesap olunan 192,09-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 84,19-TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 192,09-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.044,52-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 120,09-TL ilk gider, 1.450-TL bilirkişi, 281,75-TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 1.851,84-TL yargılama giderinin red ve kabul durumu nazara alınarak takdiren 1.540,89TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-HMK.’nun 333. maddesinin “Hükmün kesinleşmesinden sonra mahkeme kendiliğinden, yatırılan avansın kullanılmayan kısmının iadesine karar verir. Bu kararın tebliğ gideri iade edilecek avanstan karşılanır” hükmü uyarınca yatırılan avansın bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalının yüzüne karşı, KESİN olarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı16/06/2021

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır