Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/589 E. 2019/602 K. 18.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2018/589 Esas
KARAR NO: 2019/602

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
DAVA TARİHİ: 26/06/2018
KARAR TARİHİ: 18/06/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Davalının %89.5 hisse sahibi bulunduğu … Şirketi adına Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’nın 2012/026788, 2012/026787, 2012/014220, … Esas no ile borç takibi yapıldığını, ödemenin tamamı 24.547,00 TL olarak müvekkili tarafından yapıldığını, diğer borçlu şirketin %5 hissesi davacı müvekkiline, %5 hissesi …’a, %0.5 hissesi de İzzet Bayrak’a, kalan %89.5 hissenin ise davalı borçlu …’e ait olduğunu, müvekkilinin SGK ödemesinin tamamını bizzat kendisi yaptığını diğer borçlu davalıya hissesi oranında rücu ettiğini, takibin her ne kadar 24.547,00 TL olarak başlatılmış ise de alacaklının talebi asıl alacak olarak 21.969,00 TL olduğunu, kalan kısımdan davalı borçlu için feragat ettiklerini, hisse oranını bilen ve sorumluluktan kaçmak isteyen davalının bu sebepten müvekkilini mağdur ettiğini ve tüm bu nedenlerle davalı tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, davalının alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; Müvekkilinin dava dışı … Şti. hisselerini … Noterliği’nin 25.02.2012 tarih ve … ve… Yevmiye Numaralı hisse devir sözleşmeleri ile davacı … ve kardeşi …’dan devir aldığını, bu hususun ticaret sicil kayıtları ile sabit olduğunu, dava konusu SGK prim ödemesinin dava dışı …Şti. adına davacının şirkette olan borçlarına karşılık olmak üzere ödendiğini, söz konusu prim borçlarının müvekkilinin şirket hisselerini devraldığı dönemden öncesine ait olan borçlar olduğunu, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 4369 Sayılı Yasa ile değişik 35’inci maddesine göre amme borcunun muhatabı şirketten tahsili yoluna gidilmesine rağmen, bunun tahsilinin mümkün olmaması halinde ortakların sorumluluğu söz konusu olduğunu, bu sebeple davacı ortağın ödediğini iddia ettiği bu kalemlere ilişkin borcun tamamının amme alacağı olup olmadığını, borcun kaynaklandığı dönemi, ödemeler anındaki limited şirketin mali durumu, aktif ve pasifleri, uyuşmazlık konusu borçların ödendikleri tarihlerde borçların asıl muhatabı şirketten tahsil imkanı olmadığını ispatlaması gerektiğini ve tüm bu nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, İİK. 67 ve devamı maddeleri uyarınca açılan itirazın iptali istemidir.
Dava, davacının SGK ya ödediği prim borcunun davalıdan tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Delil olarak; icra dosyası, ödeme dekontları, bilgi ve belgeler, ticari defter kayıtları ve bilirkişi incelemesine dayanılmış olup, gösterilen deliller toplanarak dosya arasına konulmuştur.
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İİK’nın 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Dosyaya getirtilen İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 27/03/2015 tarihinde 7 örnek nolu ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya tebliğ edildiği, davalı vekilinin 16/04/2015 tarihinde borca, faize ve faiz oranına itiraz ettiği ve davalı borçlunun itirazının süresinde olduğu görülmüştür.
Mahkememizce verilen 30/05/2017 tarih ve … Esas … Karar sayılı davanın kabulüne ilişkin karar davalı vekilinin tarafından istinaf edilmekle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …Hukuk Dairesi’nin 10/05/2018 tarih ve…Esas … Karar sayılı ilamıyla ”Davalı, dava dışı şirkete davacı ile dava dışı ortağın paylarını devralarak ortak olmuştur. Pay devir tarihi 25/01/2012 dir. Sicil kaydına göre de şirketin 13/02/2012 tarihinde tasfiyeye girdiği ve bu tarihte de davalının tasfiye memuru olarak atandığı anlaşılmaktadır. Davacının yaptığı ödemelerin kaynağı olarak dosyada bulunan SGK evrakları arasında bulunan ödeme emirlerinden takibe konu borçların işsizlik sigortası primi, prim ve damga vergisi borçları olup dönemlerinin 2012 yılı öncesi olduğu anlaşılmaktadır. 5510 sayılı Kanunun 88/19 maddesine göre SGK prim alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı kanun uygulanır. 6183 sayılı Kanunun 35 ve mükerrer 35. Maddesi gereği;Limited şirket ortakları, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulurlar. Ortağın şirketteki sermaye payını devretmesi halinde, payı devreden ve devralan şahıslar devir öncesine ait amme alacaklarının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulur. Amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda pay sahiplerinin farklı şahıslar olmaları halinde bu şahıslar, amme alacağının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulur. HMK 266/1 gereği mahkeme çözümü hukuk dışında ,özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde talep üzerine veya kendiliğinden bilirkişi görüşü alınmasına karar verir.İlk Derece Mahkemesince davalının şirket hisselerini devir aldıktan sonraki pay durumuna göre getirtilen tahakkuk-ödeme evraklarına göre davacının ödediği borçtan sorumlu tutularak hüküm verildiği anlaşılmaktadır. TBK 167.maddesi gereği müteselsil sorumlu borçluların iç ilişki de; aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasında ki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça ,borçlulardan her biri alacaklıya karşı yapılan ifadan birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludur.Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan istemeye hakkı vardır.Bu durumda borçlu ,her bir borçluya ancak payı oranında rücu edebilir.Davacının rücu isteminin dayanağı ödeme belgelerine göre kamu borcunun doğum tarihleri kesin olarak belirlenerek ;paylarını devreden ve devralanların müteselsilen sorumlu oldukları gözetilerek davalıya ne oranda rücu edilebileceği uzman bilirkişi aracılığıyla hesaplanmalıdır.Bu hesaplama yapılmaksızın borcun doğum tarihi belirlenmeden ödenen borç nedeniyle davalıya ne miktarda rücu edileceği belirlenmeden hüküm verilmesi hükme tesir edecek delillerin hiç ya da gereği gibi toplanmadığı anlamında olduğu kabul edilerek hükmün kaldırılmasına”gerekçesiyle mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce dava dosyası, icra dosyası ve ilgili kayıtları üzerinde inceleme yapılarak istinaf kaldırma kararı doğrultusunda rapor alınmasına karar verildiği, mali müşavir bilirkişi M. Uğur Üstün tarafından sunulan 29/03/2019 tarihli raporda özetle; ”Dava konusu dava dışı … Şti.ne ait SGK borçlarının 2011/02-03-06-07-08-09-10-11-12 dönemlerine ait prim, işsizlik sigortası primi ve damga vergisi borçlarından oluştuğu, dava konusu borçların şirket ortağı … tarafından 05/12/2013 tarihinde toplamda 24.548,48 TL olarak ödenmiş olduğu, davalı yanın ileri sürdüğü dava konusu SGK prim ödemelerinin dava dışı şirket adına davacının şirkete olan borçlarına karşılık olmak üzere ödendiği iddialarının davacının var ise şirkete olan borçlarının da hisse devir sözleşmesinde belirtildiği şekilde hukuki ve mali yükümlülükleri ile birlikte davalıya geçtiği hususu da dikkate alınarak kabul göremeyeceği, dava konusu SGK borçlarını ödeyen davacı …’ın bu ödeme ile ilgili olarak şirket ortaklarından %89,50 hisse payına sahip davalı …’e 21.970,89 TL sini, diğer şirket ortağı %5 hisse payına sahip dava dışı Şamil Cabbar Bezirgan’a 1.227,42 TL sini, diğer şirket ortağı %0,5 hisse payına sahip dava dışı İzzet Bayrak’a 122,75 TL sini rücu edebileceği” kanaatiyle rapor tanzim etmiştir.

GEREKÇE :
Tarafların iddiaları ile toplanan deliller ve usulüne uygun olarak alınan bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğine göre; Davalı, dava dışı şirkete davacı ile dava dışı ortağın paylarını devralarak ortak olmuştur. Pay devir tarihi 25/01/2012 dir. Sicil kaydına göre de şirketin 13/02/2012 tarihinde tasfiyeye girdiği ve bu tarihte de davalının tasfiye memuru olarak atandığı anlaşılmaktadır. Davacının yaptığı ödemelerin kaynağı dosyada bulunan SGK evrakı arasında bulunan ödeme emirlerinden takibe konu borçların işsizlik sigortası primi, prim ve damga vergisi borçları olup dönemlerinin 2012 yılı öncesi olduğu anlaşılmaktadır. 5510 sayılı Kanunun 88/19 maddesine göre SGK prim alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı kanun uygulanır. 6183 sayılı Kanunun 35 ve mükerrer 35. Maddesi gereği; Limited şirket ortakları, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulurlar. Ortağın şirketteki sermaye payını devretmesi halinde, payı devreden ve devralan şahıslar devir öncesine ait amme alacaklarının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulur. Amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda pay sahiplerinin farklı şahıslar olmaları halinde bu şahıslar, amme alacağının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulur. Yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu; davacının rücu isteminin dayanağı ödeme belgelerine göre kamu borcunun doğum tarihleri kesin olarak belirlenmiş, paylarını devreden ve devralanların müteselsilen sorumlu oldukları göz önünde bulundurularak davacının davalıya ne oranda rücu edilebileceği hesaplanmış, bu hesaplama üzerinden dava kabul edilmiştir. Davalı sorumlu olduğu likit ve bilinebilir borcu ödemesi için yapılan icra takibine haksız olarak itiraz ettiğinden icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile,
Davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin aynen devamına,
Asıl alacak 21.969,00 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu Genel Tebliği gereğince hesap olunan 1.500,70-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 375,18-TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 1.125,52-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından peşin yatırılan 375,18-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.725,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 600,00-TL bilirkişi ücreti ve 135,60-TL posta gideri olmak üzere toplam 735,60-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-HMK. 333. md. uyarınca taraflarca yatırılan gider avansından bakiyesinin kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde taraflara iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır