Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/541 E. 2021/365 K. 26.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/541 Esas
KARAR NO : 2021/365
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 11/06/2018
KARAR TARİHİ : 26/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Müvekkilinin davalıdan olan alacağını tahsil için 22.05.2018 tarihinde … İcra Müdürlüğü 2018/… Esas sayılı dosyası ile takip başlattığını, davalının haksız olarak itiraz ederek takibi durdurduğunu, müvekkili firmanın üyesi olduğu … A.Ş.ne itiraz eden kart hamili misafirlerin online acenta olan … com aracılığı ile iade yapılmaz rezervasyon yaptırdıklarını, davacı şirket bünyesinde bulunan … Hotelin rezervasyon sistemine düşen konaklama bedelinin mail order ile tahsil edildiğini, rezervasyon ismi … … ve … … olduğunu, rezervasyon giriş günü … …’nın tek olarak geldiğini ve tek konaklayacağını bildirdiğini, hotelin güvenlik prosedürleri gereği misafirden rezervasyon tutarını çektiği kredi kartını görmek istendiğini ve gelen misafir … … kartın … ‘a ait olduğunu bildirerek kartı ibraz ettiğini, müvekkili şirketin de bu şekilde ödemeyi kabul edemeyeceğini, kredi kartı sahibinin mail order prosedürlerini yerine getirmesi gerektiğini belirttiğini ve misafirin whatsapptan görüntülü olarak kart sahibi ile görüşme sağlandığını, kart sahibi mail order formunu imzalı ve konaklayacak kişinin … … olduğunu belirterek çekimin bilgisi ve onayı dahilinde yapıldığını teyid ve beyan ettiğini, tüm prosedürün yerine getirilmiş olmasına rağmen bankanın misafir otelden ayrıldıktan sonra kart sahibinin “işlem bilgim ve onayım dışında yapıldı” itirazını kabul ederek taraflarına bilgi verilmeden usule aykırı olarak tüm tutarı kart sahibine iade ettiğini, 5464 sayılı Banka kartları Kanunu’nun 17/2. maddesine göre davacı, üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirmiş olmasına rağmen bankanın parayı iade ettiğini bu nedenlerle, yapılan itirazların iptalini, takibin devamını, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin borçlulara yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; Davacı, dava dışı … ‘a ait … no’lu kredi kartı kullanılarak 14.02.2018 tarihinde 8.422,75TL tutarında kartsız satış işlemi yaptığını, 03.04.2018 tarihinde … takas sistemi ile müvekkili bankaya ulaşan itirazın … itiraz kuralları ve 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu hükümleri kapsamında incelemeye alındığını ve aynı tarihli ekli mail ile konuya ilişkin firmanın bağlı olduğu şubeye bildirim yapıldığını, itiraza konu işlem için kartın bankası tarafından işlemin gerçek kart hamiline ait olmadığının belirtildiğini, davacı firmadan temin edilen dokümanların incelenmesi ve karşı bankaya sunulması için hazırlanmasının akabinde belgelerin kartın bankasına iletilerek itirazın müvekkili Banka tarafından geri çevrildiğini, karşı bankadan gelen itiraz formu ve davacı firmadan temin edilen belgeler incelendiğinde, otelde konaklama yapan kişinin kredi kartı hamili olmadığının gözlemlendiğini, kart bankasından gelen itiraz formunda kart hamili isminin … olarak yer aldığını, davacı tarafından müvekkili Banka’ya sunulmuş olan belgelerde işlemi yapan şahısların … … ve … … olduğunu, kart sahibinin adının … , faturanın ise … … adına kesildiğinin görüldüğünü, davacı üye işyerince gönderilen belgelerde, harcamanın kart hamili rızası/talimatı ile yapıldığını gösterir bir kaydın müvekkili Banka’ya sunulmadığını, işlemlerin hiçbir yerinde kart hamilinin adının geçmediğini, 23/04/2018 tarihinde, müvekkili Banka tarafından kendilerine sunulan belgelere rağmen harcama itirazının tekrarlandığını, temin edilen belgelerin gerçek kart hamili ile paylaşıldığı ve kart hamilinin itirazından vazgeçmediği, bu işlem için kendisinin onayı olmadığının kartın bankası tarafından müvekkili Bankaya iletildiğini beyanla, davanın reddini, davacı aleyhine %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; İİK.nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, yapılan ilamsız icra takibine karşı davalının vaki itirazının iptali ve icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması istemine ilişkindir.
Dosyaya getirtilen … İcra Müdürlüğü’nün 2018/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 22/05/2018 tarihinde 7 örnek nolu ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin 24/04/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 28/05/2018 tarihinde, borca ve fer’ilere itiraz ettiği, itirazın ve 11/06/2018 tarihinde açılan davanın süresinde olduğu görülmüştür.
Mahkememizce bilirkişi olarak görevlendirilen … tarafından sunulan 31.10.2019 tarihli bilirkişi raporu özetle; Otelde konaklama yapan … …’nın kart sahibi olmadığı, karttan işlem yapabilmek için kart sahibinin kendisinin kartı kullanması ve bizzat onay vermesi gerektiği, asıl kart sahibinin bilgisi ve onayı ile verilen ek kartın, ancak hamili tarafından kullanılabileceği, ayrıca whatsapptan yapılan görüşmenin görüntüleri sunulmadığı için, görüntülerle kimlik ve karttaki resimlerin uyuşup uyuşmadığının tespit edilemediği, otel yönetiminin gerekli imza ve resmi belgelerdeki fotoğrafların kontrolünü yapmış olsa bile kartın sahibi tarafından kullanılmayarak üçüncü kişi tarafından kullanılmasına izin vermiş olmasının usul ve yasala aykırı olduğunu, mal ve hizmet alımında kişiye ait bilgilerde uyumsuzluk olması halinde yapılan ödemenin Banka’ca reddedilmeyeceği, üye işyerinin bu işlemle ilgili tüm sorumluluğun ve zararların tamamen kendisine ait olduğunu kabul ettiğinden davacının talepte bulunamayacağı belirtilmiştir.
13.01.2020 Tarihli bilirkişi ek raporu özetle; 5464 saylı Kanunun 12.maddesinin 5.fıkrası, 17 ve 32.maddesi gereği davalı bankadan bir talepte bulunulmayacağı belirtilmiştir.
Dava dilekçesinde, davacı işyerine konaklamaya gelen kişinin … … olduğu ve kartın … …’a ait olduğunun belirtilmesi üzerine whatsapptan görüntülü iletişim kurulduğu ve kontrol işlemi yapıldığı belirtilmiştir.
Ancak, dosya kapsamına sunulan belgelerden kart hamilinin Dan Ong olduğu ve adı geçenin kartsız olarak yapılan işleme işlemin kendisine ait olmadığını belirterek itiraz ettiği, dava dilekçesinde yer alan bilgi ve belgelerden de kartsız olarak yapılan işlemin kart hamili … tarafından yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında “Üye İşyeri Sözleşmesi” yapılmıştır. Sözleşmenin 12.maddesinde “…MAIL ORDER işlemlerinde ÜYE İŞ YERİ’nden mal ve hizmet alımında veya karşılıksız bağış işleminde bulunan kişiye ait bilgiler ile ÜYE bilgilerinde uyumsuzluk olması halinde yapılan ödeme BANKA’ca reddedilmeyecektir. ÜYE İŞ YERİ, bu işlemle ilgili tüm sorumluluğun ve zararların tamamen kendisine ait olduğunu kabul eder…” düzenlemesi yapılmıştır.
5464 Sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nun 17. maddesinin “Üye işyerleri, mal ve hizmet bedeli karşılığını banka kartı veya kredi kartı ile ödemek isteyen kişilerin imza gerektiren işlemlerde imza kontrolünü yapmak, kartın tahrifata uğrayıp uğramadığını kontrol etmek ve üye işyeri anlaşması yapan kuruluşlarca kendilerine ulaştırılan bilgiler çerçevesinde kartın geçerliliğini tespit etmekle yükümlü olup, gerekli durumlarda kart üzerinde yer alan bilgilerle kimlik belgesi üzerinde yer alan bilgileri karşılaştırmak üzere geçerli bir kimlik belgesi ibrazını talep etmek ve harcama belgesi üzerindeki bilgilerle kredi kartı üzerindeki bilgileri karşılaştırarak kontrol etmekle yükümlüdür. Bu kontrollerin yapılmamasından doğan zararlardan üye işyerleri sorumludur” hükmü düzenlenmiştir.
Yine anılan Kanun’nun “İspat yükü” başlıklı 32.maddesinde “Kart numarası bildirilmek suretiyle üye işyerinden telefon, elektronik ortam, sipariş formu veya diğer iletişim araçları yoluyla yapılan işlemlerden doğacak anlaşmazlıklarda ispat yükü üye işyerine aittir…” hükmü yer almaktadır.
Tarafların iddiaları ile toplanan deliller ve usulüne uygun olarak alınan bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davacı ile davalı Banka arasında “Üye İşyeri Sözleşmesi” yapıldığı, konaklama tutarının mail order ile tahsil edildiği, davacı işyerinde konaklamaya … …’nın geldiği, rezervasyon tutarının çekildiği kartın istenmesi üzerine … …’nın kartın … …’a ait olduğunu belirterek kartı ibraz ettiği ve üye işyerinin whatsapptan görüntülü konuşma yapmak suretiyle hizmeti verdiği, ancak davacı Banka tarafından sunulan belgelerden ilgili banka kartının ait olduğu … tarafından söz konusu kartın hamilinin … olduğunun ve adı geçenin bu işleme itiraz ettiğinin bildirildiği görülmekle, davacı üye işyerinin anılan hükümler uyarınca gerekli denetimleri yapmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davacının icra takibinde haksız ve kötüniyetli olması koşullarının bir arada bulunması gerektiği ancak davacının kötüniyetli olduğu ispat edilemediğinden davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE
2-Davalının kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince peşin alınan 147,33-TL. nin 59,30-TL. nispi karar harcından mahsubu ile kalan 88,03-TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
4-Davalı vekili lehine karar tarihindeki avukatlık asgari ücret tarifesi üzerinden hesap olunan 4.080,00-TL. nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-HMK.’nun 333. maddesinin “Hükmün kesinleşmesinden sonra mahkeme kendiliğinden, yatırılan avansın kullanılmayan kısmının iadesine karar verir. Bu kararın tebliğ gideri iade edilecek avanstan karşılanır” hükmü uyarınca yatırılan avansın bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası yatıran tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde, Mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair verilen karar, hazır olan taraflar vekillerinin yüzüne karşı karar verildi. 26/05/2021

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)