Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/507 E. 2021/160 K. 25.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/507 Esas
KARAR NO : 2021/160
DAVA : İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/05/2018
KARAR TARİHİ : 25/02/2021

Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA / Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle;
Müvekkili … AŞ. ile dava dışı borçlu … Tic. ve San. Ltd. Şti. arasında Genel Bayilik Sözleşmesi akdedildiğini, anılan sözleşmeye müvekkilinin sahip olduğu veya ileride sahip olacağı markalar altında üretilen seramik ürünlerinin pazarlanması için bayilik ve satış şartlarının düzenlemesinin konu edildiğini, Dava dışı şirket ile akdedilen sözleşmeye davalı …’m kefil olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin 01.01.2012 tarihinde akdedildiğini, anılan tarihte 818 sayılı Borçlar Kanunun yürürlükte olduğunu, müvekkili şirkete olan 325.617,64-TL borcun ödenmesi için sözleşmenin tarafları ile yapılan yazılı ve sözlü görüşmelerin neticesiz kaldığını, Müvekkili şirket tarafından davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğü nezdinde takip başlatıldığını, davalının soyut ve haksız itirazları neticesinde takibin durduğunu, takip konusu alacağın müvekkili şirketin her türlü ticari kayıt, belge, itiraz edilmeyen fatura ve irsaliyeler ile sabit olduğunu, davalının vadesinde yapması gereken ödemeyi yapmadığını, davalının likit alacağın tahsilini geciktirmek için takibe haksız mesnetsiz ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini belirterek davalının …. İcra Müdürlüğünün 2017/… E. sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takip konusu alacağa ticari avans faizi uygulanmasına, takip konusu alacağın likit ve muayyen olması nedeniyle davalının takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmayan bir icra inkar tazminatını ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle;
Taraflar arasında akdedilen kefalet sözleşmesinin Borçlar Kanunun 583. maddesine aykırı şekilde oluşturulduğunu, müteselsil kefilin bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğinin kefalet sözleşmesinde kendi el yazısı ile belirtmesinin şart olduğunu, anılan sözleşmedeki kefaletin kanuni şartları taşımadığından kesin hükümsüz olarak kabul edilmesi gerektiğini, takibe dayanak sözleşmedeki alacak için müvekkili dışındaki başkaca kişilerden tahsilatlar yapıldığını, müvekkiline bakiye alacağın 94.500-TL tutarında olduğunun bildirildiğini, davacı şirketin müvekkili aleyhine 325.617,64-TL tutarı üzerinden icra takibine giriştiğini, diğer dosyalardan yapılan tahsilatlar ve devredilen taşınmazdan elde edilen tutarlar mahsup edildiğinde müvekkilinin dava değerinin tamamından sorumlu tutulamayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava; İİK.nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, yapılan ilamsız icra takibine karşı davalının vaki itirazının iptali ve icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması istemine ilişkindir.
Davacı vekili alacağın sebebi olarak 01/01/2012 tarihli bayilik sözleşmesinden kaynaklanan alacağını ileri sürerek icra takibinde bulunmuştur.
Davalı tarafından yasal süresi içinde vaki itirazda bulunulduğu,icra takibinin İİK.nun 62 maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine nazaran da, bu itirazın iptali davasının İİK.nun 67. maddesi hükmünde öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki bir yıllık süresi içinde açıldığı da tespit olunmuştur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın bağıtlanan 01/01/2012 tarihli bayilik sözleşmesi gereğince … İcra Müdürlüğü 2017/… Esas sayılı takip dosyasında başlatılan cari hesap alacağına ilişkin olduğu, davalı tarafın kefalet koşullarının bulunmadığı ve şekil şartlarının uygun olmadığı savunmasında olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce bildirilen deliller toplanmış, … Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/… Talimat sayılı dosyasında davacı şirketin ticari kayıtları incelenerek bilirkişi … un 04/07/2019 tarihli raporu alınmıştır. Ayrıca mahkememiz dosyasında mali müşavir davalı delillerinin incelenmesi ve tüm dosya kapsamı bakımından SMM Duygu Arık , İcra müdürü …, Prof. Dr. … ‘nin 12/01/2021 tarihli bilirkişi raporu alınmıştır. Alınan bilirkişi raporu hükme esas alınmıştır.
Tüm Dosya Kapsamına Göre
Davacı … AŞ ile dava dışı …… San. Ltd. Şti arasında 01.01.2012 Tarihli Genel Bayilik Sözleşmesin bağıtlandığı, sözleşmeye davalı … ın müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imza koyduğu,davalının sözleşmedeki imzasını reddetmediği, Genel Bayilik Sözleşmesinin ;
3.1 maddesi; Ödemeler bayilerin kendi çekleri ile yapılacaktır. Çekler … AŞ. emrine keşide edilecektir.
3.2 maddesi; Sipariş olunan mal bedeli karşılığı verilen çeklerin karşılıksız çıkmaları halinde bayiye yapılacak sevkiyatlar, çek bedeli vade farkı ile birlikte tahsil edilinceye kadar durdurulacak, bayi tarafından günlük yapılamayan ödemelerde aylık %15 oran üzerinden akdi/ticari vade farkı tahakkuk ettirilecektir. İşbu hüküm taraflarca serbestçe belirlenmiş akdi/ticari faiz anlaşması hükmündedir. Tespit edilen bu vade farkı mal satış faturalarında değişik oranlarda gösterildiği takdirde bayi yeni tespit edilen oranı kabul etmiş sayılır.
3.3 maddesi; Bayi faturalarda bulunan gecikme halinde ödenmesi talep edilen vade farkını ve oranını itirazı kayıtsız kabul eder.
3.4 maddesi;Tahakkuk ettirilecek vade farkı için keşide edilen fatura bedellerini bayi fatura tarihinde itirazı kayıtsız ödemeyi kabul eder.
5.1 maddesi; İşbu Bayilik Sözleşmesinden doğan asıl borçlunun yükümlülüklerini müşterek borçlu ve müteselsil kefil olan bizler her ne sebeple olursa olsun asıl borçlunun borçlandığı veya borçlanacağı çek/senetli veya senetsiz doğmuş ve doğacak tüm borçlarının 1.000.000- TL’sine kadar müteselsil kefil ve müşterek borçlu sıfatı ile kefil ve zaim olduğumu/olduğumuzu, borç miktarının tespitinde Şirketiniz defter ve kayıtlarının tek ve kafi delil addolunup muteber olacağını, bu kayıtlara hiçbir sebep ve suretle itiraza hakkım/hakkımız olmayacağını, borçlunun borç miktarı bu kefaletimin /kefaletimizin hudut ve miktarı fevkinde olduğu takdirde herhangi bir surette yapacağınız tahsilattan sonra bakiye borç için, keza oluşan bir borcun veya borçlanılan meblağın ödenip tekrar borçlanılması halinde dahi işbu kefaletimin/kefaletimizin aşm şartlarla mevcut ve muteber olacağını ve devam edeceğini, borçlu firmanın borcunun kısmen veya tamamen ödenmediğini bildiren ilk yazılı talebinizde müteselsil kefalet konusu meblağı herhangi bir kanuni işleme, protesto keşidesine, hüküm istihsaline, borçlunun rızasını almaya hacet kalmaksızın talep tarihinden ödeme anma kadar geçecek zaman için aylık %5 oranında faizi ve TCMB kısa vadeli krediler için öngördüğü reeskont faiz oranı bu miktardan fazla olması durumunda talebiniz üzerine bu oranda faizi ve masrafları ile birlikte nakden ve defaten şirketinize derhal ödeyeceğimi/ödeyeceğimizi kabul ve taahhüt ederiz.
6.2 maddesi; Özel Şartlar – Taraflar arasındaki ihtilaflarda ,doğruluğu ve kesinliği şimdiden kabul edilerek şirketimizin tüm defter ve kayıtlar ile belge ve bilgileri yegane delil niteliğine haizdir. İşbu madde HUMK 287. maddesi uyarınca delil anlaşması niteliğine haizdir.
6.3 maddesi; İşbu sözleşmenin aynı zamanda Türk Ticaret Kanunu uyarınca cari hesap sözleşmesi mahiyetinde olduğunu taraflar kabul ederler. … AŞ. cari hesapta borcu gözüken bayinin her zaman hesabını keserek borcunu ödemesini talep edebilir.
6.4 maddesi; … AŞ. her zaman sözleşmeyi fesih hakkına sahiptir. Sözleşme fesih edildiği anda, bayinin cari hesabı kesilir ve borcu muaccel hale gelir. Fesih halinde bayinin teminatlarının paraya çevrileceğini ve borçları için her türlü takip yapılabileceğini bayi peşinen kabul eder. Bayi bu takip ve işlemlere karşı her türlü şikayet, itiraz ve dava hakkından feragat eder.
6.5. maddesi; İş bu sözleşmenin ve sözleşme gereği şirket kayıtlarının ve bayinin cari hesabının İcra/İflas Kanunu 68. maddesinde sayılan belgelerden olduğunu taraflar kabul ederler İşbu sözleşme tarafların bu sözleşmenin imza tarihinden önceki tüm ticari ve hukuki ilişkileri de doğmuş ve doğacak alacakları için de hüküm ifade edeceğini taraflar kabul ederler.
6.9.maddesi; Bayinin Fax, e-mail veya diğer iletişim araçları ile göndermiş olduğu yazışma ve siparişleri … AŞ. kabul edip etmemekte serbesttir. Kabul edildiği takdirde bayi bu bilgi ve belgelerin geçersiz olduğu iddiasında bulunamaz.hükümlerini içerdiği
…. İcra Müdürlüğünün 2017/… E. Sayılı Dosyasında davacı … AŞnin 325.617,64-TLasıl alacak üzerinden ilamsız icra takibi başlattığı, takip öncesi işlemiş temerrüt faizi talebinde bulunmadığı, takipten sonra sözleşmenin 5. maddesine göre ticari temerrüt faizi istediği tespit edilmiştir.
Davalı … genel bayilik sözleşmesinde kefalet koşullarının oluşmadığı savunmasında bulunmuştur. Taraflar arasındaki genel bayilik sözleşmesi 01.01.2012 tarihinde bağıtlanmış olup, bu tarihte 818 sayılı Borçlar Kanunu hükümleri yürürlüktedir.(6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. ) Mahkememizce 818 sayılı Borçlar Kanunu nun kefalet sözleşmesinin şeklini düzenleyen 484 md gereğince kefalet koşulları değerlendirilmiştir.
818 Sayılı Borçlar Kanununun, 484. Maddesi; “Kefaletin sıhhati, tahriri şekle riayet etmeğe ve kefilin mes’ul olacağı muayyen bir miktar iradesine mütevakkıftır “
Kanun hükmüne göre; kefalet belgesinin tamamen veya kısmen kefilin el yazısı ile oluşturulması gerekli olmayıp, bu belgede kefilin imzasının bulunması yeterlidir.
Somut olayda, Genel Bayilik Sözleşmesi 01.01.2012 tarihinde 1.000.000-TL miktar üzerinden yapılmış, davalı yazılı sözleşmeyi müteselsil borçlu/kefil sıfatıyla imzalamış, imzasını inkar etmemiştir. Kefalet imzası kabul edilmekle 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 484. maddesine uygun olarak kefaletin tesis edildiği,6098 Sayılı TBK’ nun 583.maddesindeki koşullar gerçekleşmediği için geçersizliğinin ileri sürülemeyeceği anlaşılmıştır.(Yargıtay 19. HD, 22.01.2014 tarih 2013/18631 esas- 2014/1721 karar)
Davacının defterlerinin bayilik sözleşmesinin 6.5 hükmü gereğince taraflar arasında kesin delil niteliğinde olacağı kararlaştırılmıştır. … Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/… Talimat sayılı dosyasında davacı … AŞ.’nin taraflar arasında kesin delil niteliğinde bulunan ticari defter ve kayıtları bilirkişi aracılığıyla incelenmiş, düzenlenen bilirkişi … un 04/07/2019 tarihli raporunda; davacı şirketin dava dışı … San. Ltd. Şti den ve davalı müşterek borçlu/ müteselsil kefil …’dan 114.783,64-TL. alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce sonuç olarak; sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 484. maddesine uygun olarak davalı hakkında kefaletin tesis edildiği, davacı … AŞ.’nin dava dışı … San. Ltd. Şti.’nin müşterek borçlu ve müteselsil kefili olan davalı …’dan 114.783,64-TL tutarında alacağını isteyebileceği, sözleşmenin 5. maddesine göre her iki tarafda tacir olduğundan ticari temerrüt faizi talebinin yerinde olduğu sabit bulunmuştur.
… İcranın 2017/… esas sayılı takip dosyasında ; tahsilde tekerrür olmamak üzere; 114.783,64 TL üzerinden itirazın iptaline takibin devamına fazla istemin reddine, 114.783,64 TL alacağa takip tarihinden itibaren takip koşullarında ticari temerrüt faizi yürütülmesine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /.
1-… İcranın 2017/… esas sayılı takip dosyasında ; tahsilde tekerrür olmamak üzere; 114.783,64 TL üzerinden itirazın iptaline takibin devamına fazla istemin reddine, 114.783,64 TL alacağa takip tarihinden itibaren takip koşullarında ticari temerrüt faizi yürütülmesine
Alacak yargılamayı gerektirdiğinden davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine
2-Harçlar Tarifesi gereği alınması gereken 7.840,87 TL karar ve ilam harcından peşin olarak yatırılan 3.932,65 TL harcın mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye 3.908,22 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına
3-Davacı tarafından bu dava sebebi ile yapılan 7.863,55 TL yargılama giderinin red ve kabul nispetine göre 5.341,58 TL’ sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından karar verilmesine yer olmadığına
4-Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği 14.854,45 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davalı kendini vekil ile temsil temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği 23.208,38 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Artan Gider Avansının karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine,
Davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı , gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul BAM da istinaf yolu açık olmak üzere, oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı .25/02/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır