Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/499 E. 2021/540 K. 06.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/499
KARAR NO : 2021/540
DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/05/2018
KARAR TARİHİ : 06/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının Müvekkili şirket ile 20/05/2015 tarihinde imzaladığını ve 28/11/2018 yılında sona erecek sözleşme hükümlerine aykırı davranarak ihlal ettiğini, sözleşme 5.4.7. maddesi ile “Franchisa alan işin yürütülmesi esnasında Franchise verenin menfaatlerini koruma ve sadakat ilkelerine riayet edecek, Franchise verenin marka isim veya itibarına zarar verecek herhangi bir işlem ve faaliyette bulunmayacaktır.” ibarelerinin bulunduğunu, müvekkili şirket ile davalık olan …’a işletmesi bünyesinde stüdyo kiralayarak ve bununla ilgili sosyal medyadan paylaşımlafrda bulunan davalının bu hükümlere aykırı davrandığını ve sözleşme maddelerini ihlal ettiğini, bunun yanında eski çalışan ve müvekkili şirket arasında görülen 2 ayrı dava bulunan bir kişiyi şirkete karşı korumak, savunmak data ve müşteri portföyünü kötü niyetle kullandırmak ve yine kullanılan programlar ve şirket interaktif uygulamalarına ulaşılmasını sağlamasının mümkün olması nedeni ile gizlilik ve rekabet kuralları açısından aykırılık teşkil ettiğini, yine sözleşmenin personel kısmını düzenleyen maddeleri de açıkça eski çalışan ile hiçbir suretle işbirliği yapılmayacağına dair ibareler içerdiğini, davalının ihlal eylemleri müvekkili şirkete, davalı hakkında sözleşmeyi fesih ederek 20.000-TL tutarında cezai şartın ve tazminatın tahsili amacıyla yasal yollara başvurma hakkı verdiğini, sözleşmeye aykırılık teşkil eden bu duruma derhal son vermesi istenen davalı alaycı ifadeler ve eylemlerle müvekkili şirketin itibarına da zarar verdiğini beyanla; davanın kabulü ile sözleşmede belirtilen fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 20.000-TL’nin sözleşme, ihlali ve fesih tazminatı olarak yasal faizi ile birlikte kendilerine ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; “20.02.2015 tarihinde davacı ile müvekkili arasında Franchise Sözleşmesi imzalandığını, 06.03.2017 tarihinde davacının çalışanı …’ın iş akdini feshettiğini, buna ilişkin … işçilik alacağı davası açtığını ve davanın devam ettiğini, 01.04.2017 tarihinde …’ın müvekkilinin yanında pilates, pilates reformer eğitmeni ve özel antrenör olarak tam zamanlı olarak çalışmaya başladığını, 28/08/2017 tarihinde davacının müvekkiline “ihtarnamedir” konulu bir e-posta göndererek haksız ithamlarla ve hiçbir hukuki gerekçe olmaksızın …’a stüdyo kiralamaması gerektiğini, aksi taktirde sözleşmeye aykırılık teşkil edeceğini bildirdiğini, 13/03/2018 tarihinde davacı tarafından … Noterliğinden müvekkiline gönderilen … yevmiye numaralı ihtarname ile e-postadakine benzer şekilde … ile ilgili haksız, hukuka aykırı ithamlarda bulunduğunu, 10/04/2018 tarihinde müvekkilinin … Noterliğinden … yevmiye numaralı ihtarname göndererek cevap verdiğini, 01/06/2018 tarihinde müvekkili işbu davaya ilişkin tebligatı aldığını ve bu sayede sözleşmenin feshedildiğini öğrendiğini, 05/06/2018 tarihinde müvekkilinin … Noterliğinden … yevmiye numaralı ihtarnameyle feshe ilişkin yapılması gerekenlerle ilgili bilgi ve özellikle franchise konusu aletlerin nakliyesine ilişkin adres gönderilmesini talep ettiğini, bu ihtarnamenin bir örneğini e-posta yoluyla da paylaşmış olmasına rağmen herhangi bir cevap alamadığını, 06/06/2018 tarihinde davacının cari borç hakkında konulu bir e-postayla sanki sözleşme halen yürürlükteymiş gibi aylık franchise bedeli talep edildiğini, bunun üzerine müvekkilinin işbu davayı hatırlatmak suretiyle sözleşmenin feshedildiğini ve borcunun bulunmadığını ifade ettiğini, aynı gün davacının sözleşmenin feshedilmediği şeklinde cevabi bir posta gönderildiğini, 11/06/2018 tarihinde müvekkili tarafından … Noterliğinden gönderilen … yevmiye numaralı ihtarname ile sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini, 29/06/2018 tarihinde davacının …Noterliğinden gönderilen … sayılı ihtarname ile hiçbir hukuki ilkeyle bağdaşmayacak şekilde feshi kabul etmediğini bildirdiğini, eski bir çalışana karşı kişisel husumet nedeniyle açılmış olan davanın haksız ve kesin surette reddi gerektiğini, müvekkilinin davacının menfaatlerine aykırı, sadakat yükümlülüğünü ihlal edecek herhangi bir fiili bulunmadığı gibi davacının marka, isim ve itibarına zarar verecek bir fiili de bulunmadığını, sözleşmenin 5.6 gizlilik maddesine herhangi bir aykırılık bulunmadığını, …’ın … ile ilgili sistemlere erişimi bulunmadığını, muğlak bir ifadeyle talep edilen tazminatın dayanaktan yoksun olduğunu belirterek tamamen maddi gerçeğe, usul ve yasaya somut adaletin tesisi gayesine aykırı olduğu sabit bulunan davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, Taraflar arasında mevcut frenchese sözleşme uyarınca davalının sözleşmeye aykırı davrandığı iddiasına dayalı olarak sadakat ve bağlılık ilkesine ve ayrıca gizli bilginin ifşasına neden olan davalıdan 20.000-TL tazminat alacak istemine ilişkindir.
Mahkememizce Tarafların 2015 – 2018 yılı ticari defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına, davacı şirket ticari defterlerinin İzmir’de olduğunun beyan edilmesi nedeniyle öncelikle davacı ticari defterlerinin incelenmesi için … Asliye Ticaret mahkemesine talimat yazılmasına karar verildiği, … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/… talimat sayılı dosyasında SMM Bilirkişi … tarafından sunulan 06/12/2019 tarihli bilirkişi raporunda; Davacı şirkete ait ticari defterlerin 6102 sayılı TTK’nun 64/3. maddesi ve V.U.K. 182, 220, 221 Maddesi uyarınca yapılması gereken noter açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, Usulüne uygun tutulan ticari defterlerin sahibi lehine delil vasfına sahip olduğu, Davacı şirkete ait 2015 ve 2016 yılı ticari defterlerinde Alıcıların genel hesap olan … hesabında izlendiği, alıcılara ait ayrıntılı olarak tek tek carilerin izlendiği alt hesapların oluşturulmadığı, 2017 yılı ticari defterlerinde, … ve … alt hesaplarında izlendiği, 2018 yılında ise … ve … alt hesabında, … Şüpheli ticari alacaklar hesabında izlendiği, Davacı şirket 2015 ve 2016 yılı ticari defterlerinde; Davacı şirket ticari defterlerinde davalının kendisine ait bir cari hesabının bulunmadığı, tüm alıcıların genel hesap olan … hesabında izlendiği bu sebeple 2015 ve 2016 yılında taraflar arasındaki ticari ilişkinin ayrıntılarının tespit edilemediği ve 2015 ve 2016 yıl sonunda davalı tarafın borç alacak durumunun tespitinin mümkün olmadığı, Davacı şirket 2017 yılı ticari defterlerine göre … alt hesabına göre; 2016 yılından devreden bakiyenin 401,70 TL olduğu, 2017 yılında davacı şirket tarafından davalı tarafa toplam bedeli 12.516,37 TL olan 23 adet fatura düzenlendiği ve kayıt altına alındığı, davalı tarafça düzenlenen toplam bedeli 1.003,00 TL olan 5 adet fatura kaydı yapıldığı, toplam bedeli 11.206,30 TL olan ödeme kaydı yapıldığı, 2017 yıl sonunda davacı şirket ticari defterlerine göre davalı tarafın 708,77 TL borçlu olduğu, Davacı şirket 2018 yılı ticari defterlerine göre; 2017 yılından devreden bakiyenin 708,77 TL olduğu; davacı şirket tarafından düzenlenen toplam bedeli 4.232,26 TL olan 6 adet fatura kaydı yapıldığı, aralarındaki ticari alış verişin 30/06/2018 tarihinde son bulduğu, davalı tarafından toplam bedeli 4.437,57 TL olan ödemelerin aşağıda listelenen ödemelerin yapıldığı ve davacı şirket ticari defterlerinde kayıt altına alındığı, 2018 yıl sonunda davalı tarafın izlendiği … nolu alıcılar alt hesabında davalı tarafın 503,46 TL borçlu olduğu, Davacı şirket tarafından 2015-2016 yıllarına ait hesapların genel hesaplar ile tutulmuş olmasından dolayı 2015 ve 2016 yılında davalı tarafa yapmış olduğu satışlar tespit edilemediği, 2018 yılında ise taraflar arasındaki ticari alış-verişin 07/06/2018 tarihinde son bulduğu tespit edilmiş olup, 2017 yılı ticari defter ve belgeleri dikkate alınarak yapılan inceleme ve değerlendirmelere göre davacı şirketin davalı taraf ile yapılan sözleşmenin feshi halinde davalı tarafa yaptığı satışların karlılığına olan oranının yukarıda ayrıntılı olarak yapıldığı üzere 0,0028 olduğu, kardan mahrum olunan tutarın ise nihai takdir mahkemenize ait olmak üzere 1.702,65 TL olarak hesaplandığı kanaati bildirilmiştir.
Dosyanın sözleşme alanında uzmanı bilirkişi ve Mali Müşavir Bilirkişi incelemesine tevdi ile; Davacının 2015-2018 yıllarına ait ticari defterlerinin incelenerek taraflar arasındaki sözleşme feshinde haklı olup olmadığı ve bu kapsamda davalının cezai şart ödeme yükümlülüğünün de bulunup bulunmadığı, cezai şart takdirinin davalı mahfına sebebiyet verip vermeyeceğinin değerlendirildiği rapor tanziminin istenilmesine karar verildiği Muhasebe ve Finans Uzmanı Bilirkişi … ve Sözleşme, Borçlar Uzmanı Bilirkişi Prof. Dr. … tarafından sunulan 02/06/2021 tarihli bilirkişi raporunda; davalı, davacının işine son vermiş olduğu çalışanı (davacının eski çalışanını) kendi bünyesinde işe almakla gizlilik borcunu ihlal etmediği, bu nedenle de, sözleşmede gizlilik borcunun ihlalinin müeyyidesi olarak öngörülmüş olan 20.000 TL tutarlı cezai şartı davacıya ödeme yükümlülüğü altına girmediği kanaati bildirilmiştir.
Dosya kapsamı ile uyumlu bulunarak hükme esas alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde;
Taraflar arasında 20.02.2015-28.11.2018 tarihleri arasında geçerli olmak üzere imzalanan “FRANCHİSE SÖZLEŞMESİ” mevcut olup davacı tarafça sadakat ve gizlilik yükümlülüğüne aykırı davranıldığından bahisle sözleşmenin fesih edildiği ve sözleşmede belirtilen fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 20.000-TL’nin sözleşme ihlali ve fesih tazminatı olarak yasal faizi ile birlikte tahsili talep edilmiş olup, ,taraflar arasındaki uyuşmazlığın “davalı/franchise alanın, davalı ile davacı arasında akdedilmiş olan Franchise Sözleşmesinin 5.4.7 nolu maddesinde öngörülmüş olan “sadakat borcu” ile 5.6 nolu maddesinde öngörülmüş olan “gizlilik borcunu” ihlal edip etmediği; davalının, sözleşmenin 5.6 nolu maddesinde “gizlik borcunun ihlalinin müeyyidesi” olarak öngörülmüş olan 20.000 TL tutarlı cezai şartı davacı/franchise verene ödeme yükümlülüğü altına girip girmediği noktalarındadır.
Davacı/franchise veren ile davalı/franchise alan arasında 20.02.2016 tarihli “Franchise Sözleşmesi” akdedilmiş olup, bu sözleşme; davalının yürüteceği Plates Salonu İşletmesi İşi için, davacıya ait fikri ve sınai hakların kullanımının davalıya devredilmesini konu edindiği Söz konusu sözleşmenin KONU başlıklı 2.maddesinin “Franchise Verenin, işbu Sözleşme ile belirlenen hüküm ve şartlar altında, kendisine ait marka, know-how, iş görme ve teknik yöntemleri, iş görme sistemleri dahil olmak üzere, işletme ve pazarlama sistemini oluşturan her türlü fikri ve sınai unsurlar üzerinde, Franchise Alan’a, münhasır olmayan kullanma (lisans) hakkı tanıması, Farnchise Alan’ın ise ŞİRKET’in belirlediği ilkelere uymak ve verilen fikri/sınai unsurlardan yararlanmak kaydıyla, iş ve hizmet sürümünü kendi nam ve hesabına yapması ve karşılığında Franchise Veren’e yine bu Sözleşme’de belirtildiği şekilde ücret ödemesi ile ilgili hüküm ve koşulların belirlenmesidir.” Şeklinde olduğu, yine söz konusu sözleşmenin 5.6 Gizlilik: başlıklı maddesinin “5.6.1. Franchise Alan, bu Sözleşme kapsamında kendisine verilen know-how, her türlü yazılı ve sözlü bilgi, tecrübe, usul, materyal ve malzemeyi (Gizli Bilgi) özel ve gizlilik ilkesine riayet ederek saklayacak ve bu gizliliğin gerek kendi bünyesinde gerek üçüncü kişiler nezdinde ifşa edilmesinin önlenmesi ve bu durumun sürdürülmesi için gerekli tüm tedbirleri alacaktır 5.6.5. Franchise Alan, bu maddede belirtilen yükümlülüklerden herhangi birinin ihlali halinde, ŞİRKET’e 20.000 (yirmibin) TL tutarında bir ceza-i şartı15 iş günü içerisinde, ŞİRKET’in belirtilen banka hesabına ödemekle yükümlü olacaktır.”…. şeklinde olduğu,
Davacı tarafından keşide edilen … Noterliğinin 13.03.2018 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile “Şirketimiz ile davalık olan …’ın Şubeniz bünyesinde Stüdyo kiralayarak faaliyette bulunduğunu ve bununla ilgili sizin de sosyal medyadan paylaşımlarda bulunduğunu tespit etmiştir. Müvekkilim şirket ile imzaladığınız sözleşme hükümlerine aykırılık teşkil eden bu işlem nedeni ile şirketimiz marka değeri olarak zarar görmekte, data ve müşteri portföyünün kötü niyetle kullanılması ayrıca kullanılan programlar ve şirket interaktif uygulamalarına ulaşılmasının kolayca mümkün olması nedeni ile gizlilik ve rekabet kuralları açısından aykırılık teşkil etmektedir.” Şeklinde olup haksız rekabet ve gizlilik kurallarının ihlal edildiğinin ihtar edildiği,
Davacı ihtarnamesine cevaben davalı tarafça keşide edilen … Noterliğinin 10.04.2018 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile ; 28.08.2017 tarihli e-posta ve … Noterliğinden gönderilen 13.03.2018 tarihinde … yevmiye numaralı ihtarname içerikleri gerçeklerden uzak olup müvekkile yaptırım uygulanabilecek bir durum kesinlikle bulunmadığının bildirildiği, davalı tarafından davacıya keşide edilen … Noterliğinin 11.06.2018 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile ” sözleşmenin haklı nedenle sona erdirildiği, feshe ilişkin kapanış işlemlerinin en geç 22.06.2018 tarihine kadar tamamlanması gerektiği, malzeme ve makinaların teslimi için ivedilikle tarafımıza bilgi verilmesinin gerektiğinin bildirilmiş olduğu, davacı tarafından davalı yana keşide edilen … Noterliğinin 19.06.2018 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile ” İhtarnamede belirtilen iddiaların hiçbiri doğru olmayıp; farazi ve hayal ürünü aynı zamanda dayatmaya çalışılan fesih ısrarınızı kabul etmemekteyiz. Müvekkil şirket … hakkında sözleşmeden kaynaklanan ve hükümlerine aykırı davranıldığı için tazminat talepli dava açılmıştır. Müvekkilimin Fesih iradesi yoktur. Dava dilekçesinde fesih kelimesinin geçmesi sözleşmeyi fesih etmez” şeklinde olduğu görülmüştür.
Sözleşmenin 8. Maddesine göre; sözleşme süresinin 28.11.2018 tarihinde sona erecek olup, tarafların yazılı anlaşması ile sözleşme süresi 5 yıllık dönemler halinde uzatılacaktır hükmü taşıdığı ancak 28.11.2018 tarihinde Sözleşmenin normal süresinin sona ermesine rağmen, sürenin 5 yıl daha uzatılmasına ilişkin bir “yazılı anlaşmanın” yapılmadığı bu nedenle tarafların örtülü anlaşmaları ile sözleşmenin belirsiz süreli olarak uzatıldığı ,
Sözleşmenin 5.4.7 nolu maddesi hükmü ile davalı/franchise alana; işin yürütülmesi sırasında davacı/franchise alanın menfaatlerini koruma ve sadakat borcu altına girme borcu yüklenmiş olup, bu borcunu ihlal etmesi halinde davalının davacıya cezai şart ödemekle yükümlü olacağı öngörülmemiştir.
Sözleşenin 5.6 nolu maddesi hükmü ile davalı/franchise alana; gizlilik borcu yüklenmiş olup, Gizlik borcu ile kastedilen, işin yürütülmesi sırasında davalının öğrendiği ve davacı bakımından gizli kalması gereken ticari bilgileri üçüncü kişilere açıklamama ve üçüncü kişiler yararına kullanmama borcu olup Bu borcunu ihlal etmesi halinde davalının davacıya 20.000 TL cezai şart ödemekle yükümlü olacağı öngörülmüştür.
Davacı/franchise veren, dava dilekçesi ile, taraflar arasındaki sözleşmeyi feshetmeye yönelik iradesini davalıya bildirmiş olup, dava dilekçenin davalıya tebliği ile birlikte taraflar arasında sözleşme ilişkisinin sona erdiği anlaşılmıştır.
Davacı fesih gerekçesi olarak, daha önce davacı bünyesinde çalışmış olan davadışı/… isimli çalışanın (işçinin) işine davacı tarafından son verilmesinden ve işine son verilmesi sebebiyle bu işçi tarafından davacıya karşı dava açılmasından sonra bu işçinin davalı tarafından işe alınmış olmasını” göstermekte olup, davalının bu şekilde davranmak suretiyle, taraflar arasındaki sözleşmede öngörülmüş olan gizlilik borcunu ihlal ettiğini, bu nedenle de, gizlilik borcunun ihlalinin müeyyidesi olarak öngörülmüş olan 20.000 TL tutarında cezai şartı davacıya ödeme yükümlülüğü altına girdiğini, iddia etmekte ise de davalı bu şekilde davranmakla gizlilik borcunu ihlal etmiş değildir.
Davalının davacının işine son vermiş olduğu davacının eski çalışanını kendi bünyesinde işe alması gizlilik borcunu ihlal etme anlamı taşımadığı, işbu eski çalışanının davalı tarafından işe alınması halinde, bu kişinin davacının gizli bilgilerini üçüncü kişilere açıklama ve/veya üçüncü kişiler yararına kullanması “riskinin ” bulunduğu hususunun ispat edilemediği bu koşulda davalının sözleşmede gizlilik borcunun ihlalinin müeyyidesi olarak öngörülmüş olan 20.000 TL tutarlı cezai şartı davacıya ödeme yükümlülüğü altına girmediği bu nedenle davanın reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalı tarafından harcı yatırılarak açılmış bir karşı dava olmadığından davalı tarafından talep olunan frenchise sözleşmesinin hükümsüzlüğünün tespiti ile hasar ve masrafların davacıya tevdi edilen aletler ve ekipmanların taşınması, depo edilmesine ilişkin hasar ve masrafların davacı üzerinde bırakılmasının tespitine yönelik talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davalı vekilinin davacının HMK 329 md uyarınca disiplin cezasına mahkum edilmesi yönündeki talebinin koşulları oluşmadığından reddine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince peşin alınan 341,55-TL den 59,30-TL nispi karar harcının mahsubu ile kalan 282,25-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
5-Davalı vekili lehine karar tarihindeki avukatlık asgari ücret tarifesi üzerinden hesap olunan 4.080-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-HMK 333. md. uyarınca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06/07/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır