Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/457 E. 2018/1093 K. 22.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/457 Esas
KARAR NO : 2018/1093

DAVA : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 17/05/2018
KARAR TARİHİ : 22/10/2018

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA / Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle;
11.03.2018 günü müvekki maliki bulunduğu … plaka araç Sürücü …’in sevk ve idaresindeyken , sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu kaza yaptığını,kaza sebebi ile araç büyük oranda hasar gördüğünü,aracın davalı … şirketinin … poliçe numarası sigortalı olup , kaza sonrası davalı … şirketine başvuru yapıldığını ve … numaralı hasar dosyası açıldığnı. Davalı yanca 04.05.2018 tarihinde verilen cevapta hasarın karşılanmayacağı bildirdiğini, belirterek
Fazlaya dair haklar saklı kalmak üzere ; şimdilik 50.000,00TL.hasar bedelinin olay tarihinden başlayarak en yüksek ticari faizi ile tahsilini ,yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı … şirketine yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle;
Davanın HMK 107 maddesi gereğince belirsiz alacak davası olarak görülemeyeceğinden, davanın hukuki yarar yokluğundan reddi gerektiğini,
Dava konusu kötü niyete dayalı talepler kasko sigortası genel şartları a.5.5. ve a.5.10 maddeleri uyarınca teminat kapsamı dışında kaldığını,
Olay sonrası olaya ilişkin … tarafından düzenlen araştırma raporunda; sigortalı aracın maliki olan şirket yetkilisi …’nın kaza esnasında dava konusu aracın sürücüsü olduğu, kaza esnasında alkollü olduğu, alkollü olduğunun tespitini önlemek amacıyla Trafik ekiplerine sürücünün kendisi olmadığını, …’in sürücü olduğu ve hastaneye gittiği yönünde gerçek dışı beyanda bulunduğu, trafik ekiplerinin ise bu beyanlara itibar etmeyerek (sürücü olduğunu kabul etmemesi nedeniyle) sürücü firar olarak rapor düzenlediğini
Kasko Sigortası ile verilen teminat bir meblağ teminatı olmayıp, sigortacı yalnızca meydana gelen gerçek zararı gidermekle yükümlü olduğunu, Kasko sigortası genel şartları uyarınca sigortacının meydana gelen zarar bakımından sorumluluğu ancak meydana gelen gerçek zarar miktarı ile sınırlı olduğunu,bu nedenle davacı taleplerinin miktar bakımından da kabul edilebilir olmadığını belirterek ;
Poliçe teminatı dışında kalan taleplere ilişkin haksız ve hukuka aykırı davanın reddini, her türlü yargılama masrafı ve ücreti vekâletin davacıya yükletilmesini,talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın 11/03/2018 günü meydana gelen kaza nedeni ile … plakalı araç maliki davacının araçtaki hasar nedeni ile belirsiz alacak olarak şimdilik 50.000 TL nin olay tarihinden itibaren en yüksek ticari faizi ile davalı kasko sigortacısından tahsili istemi konusunda olduğu tespit edilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde ; davacı şirket ile davalı … şirketi arasında imzalanan ve 05/04/2017-05/04/2018 vade tarihleri arası … plakalı araç için geçerli kasko sigorta poliçesi uyarınca 04/05/2018 tarihinde meydana gelen kaza nedeni ile hasar bedelinin davacının kasko sigorta poliçesi kapsamında ödenmesi talebine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Dosya içine davalı tarafından sunulan 13/07/2018 tarihli delil dilekçesi ekinde ; kaşko sigorta poliçesi, hasar araştırma raporu, trafik kaza tespit tutanağı , alkol rapor ,ekspertiz raporu, adli rapor, … , … ve … nın yazılı beyanı, … in telefon arama dökümü, olay yeri fotoğrafları, hasara ilişkin belge ve kayıtlar ,alınmıştır.
Dosya içine davacı tarafından sunulan 06/06/2018 havale tarihli dilekçesi ekinde ;… genişletilmiş mavi kasko poliçe örneği, kaza tutanağı, adli rapor sureti, … ltd şti ye ait zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçe örneği alınmıştır .
Görevli mahkemenin belirlenmesinde dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un dava konusu uyaşmazlık ile ilgili 3/1-k-1, 4/3, 73/1 ve 83/2 maddelerinde yer alan hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.
6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-k maddesinde; tüketicinin, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi ifade ettiği,
3/1-l maddesinde; tüketici işleminin, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade ettiği,
4/3.maddesinde; Tüketiciden; kendisine sunulan mal veya hizmet kapsamında haklı olarak yapılmasını beklediği ve sözleşmeyi düzenleyenin yasal yükümlülükleri arasında yer alan edimler ile sözleşmeyi düzenleyenin kendi menfaati doğrultusunda yapmış olduğu masraflar için ek bir bedel talep edilemeyeceği, bankaların, tüketici kredisi veren finansal kuruluşlar ve kart çıkaran kuruluşlar tarafından tüketiciye sunulan ürün veya hizmetlerde ise tüketiciden faiz dışında alınacak her türlü ücret, komisyon ve masraf türleri ile bunlara ilişkin usul ve esaslar Bakanlığın görüşü alınarak bu Kanunun ruhuna uygun olarak ve tüketiciyi koruyacak şekilde Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından belirleneceği,
73/1. maddesinde; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevli olduğu,
83/2.maddesinde; taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda; taraflar arasındaki uyuşmazlığın taraflar arasındaki kasko sigorta poliçesinden kaynaklandığı, aracın ticari araç olmadığı ve taraflar arasındaki bu hukuki ilişkide davacıların 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-k maddesinde belirtildiği şekilde tüketici konumunda olduğu, yapılan işlemin de 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-l maddesinde ifade edilen tüketici işlemi kapsamında olduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda; uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinin görevine girdiği, mahkememizin ise görevsiz olduğu anlaşılmaktadır.
Göreve ilişkin düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup mahkemece re’sen gözetilmesi gerekmektedir.
Bu sebeplerle; dava dilekçesinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 1., 20., 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca görev yönünden usulden reddi ile Mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle dava dilekçesinin REDDİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi karannın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli İSTANBUL TÜKETİCİ MAHKEMESİNE gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar serileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair,davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Yargı yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/10/2018

Katip …

Hakim …