Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/436 E. 2020/727 K. 17.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/436 Esas
KARAR NO : 2020/727
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/05/2018
KARAR TARİHİ : 17/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Taraflar arasında Ardahan ilinde akaryakıt istasyonu işleticiliği hususunda 15/12/2014 tarihli ve 01/06/2017 tarihine kadar geçerli Bayilik Sözleşmesi ve yine aynı tarihli Çerçeve Protokolü akdedildiğini, Bayilik Sözleşmesi ve Çerçeve Protokolüne ilave olarak Ürün Alım Taahhütnamesi ile yıllık asgari 500 ton beyaz ürünü müvekkil şirketten almaya, eksik kalan ton üzerinden 100 USD tutarınca kâr mahrumiyetini ödemeyi davalı tarafın kabul ve taahhüt ettiğini, davalı tarafın taahhüde aykırı davranarak müvekkil şirketten alması gereken 230,137 ton ürünü almadığını ve kâr kaybı yaşadıklarını, bu durumda davalının müvekkil şirkete 23.013,70 USD ödemekle yükümlü olduğunu ve tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000 USD alacağın temerrüt tarihinden itibaren yabancı paraya işleyecek en yüksek mevduat faizi ile davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; Davacı tarafın iş bu davadan sonra 28/07/2018 tarihinde …. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… Esas sayılı dosyasından müvekkil şirket aleyhine icra takibi başlattığını ve taraflarınca süresi içerisinde itirazda bulunduklarını, davacı tarafça itirazın iptali davası yerine alacak davası ikame edildiğini, davacının işbu davayı alacaklı olduklarını iddia ettikleri meblağ olan 23.013,17-USD’ nin belirli bir alacak olmasına rağmen 1.000,00-USD üzerinden olacak şekilde kısmi alacak davası şeklinde açarak açıkça HMK’nun 109/2.md.si hükmüne aykırı davrandığını, taraflar arasında sözleşme süresince herhangi bir sorun yaşanmamış olup; müvekkili ile davacı arasındaki bayilik ilişkisi 2,5 yıl süresince sorunsuz ve karşılıklı uyum içerisinde sürdürülmüş olup; taraflar arasındaki ilişkinin yine Bayilik Sözleşmesi’nin eki niteliğindeki Çerçeve Protokolünün 8. Madde hükmünde düzenlendiği şekilde süresi sonunda karşılıklı olarak anlaşılarak 01/06/2017 tarihinde sona erdiğini ve davacının 16/06/2017 tarihli ihtarname keşide ederek cari hesap alacağı adı altında bir miktar ve kâr mahrumiyeti adı altında ise 13.000,00-USD talep ettiğini, müvekkil şirketçe 30/06/2017 tarihinde cevabi ihtarname keşide edilerek hiçbir meblağı kabul etmediklerini davacıya bildirdiklerini, müvekkil şirketin davacı yanın iddialarının aksine uygun şekilde ticaretini sürdürdüğünü ve taahhütlerinin üzerine çıkarak davacının yüksek kâr elde etmesini sağladığını, davacının gerek işbu davadaki taleplerine ilişkin ve gerekse de başkaca herhangi bir sebeple müvekkil şirket nezdinde doğmuş ve doğacak herhangi bir hak ve alacağı bulunmadığını ve tüm bu nedenlerle davanın reddine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davacının kâr mahrumiyeti alacağının davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Taraflarca delil olarak; Bayilik Sözleşmesi, Çerçeve Protokol, Ürün Alım Taahhütnamesi, ihtarnameler, ticari defter ve kayıtlar her türlü bilgi belgeler ile bilirkişi incelemesine dayanmıştır.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda dava dosyası ile ilgili kayıtlar üzerinde davacının talep edebileceği kâr mahrumiyeti alacak bedelinin olup olmadığı ve var ise tespitine ilişkin bilirkişi heyetinden raporu alınmasına karar verildiği, SMMM bilirkişi …, Akaryakıt ve LPG Sektör Uzmanı bilirkişi …ve Borçlar Hukukçusu bilirkişi Dr.Öğr.Üyesi … tarafından sunulan 08/06/2020 tarihli bilirkişi heyet raporu özetle; ”15/12/2014 tarihli sözleşmenin sona erme tarihinin 01/06/2017 tarihi olduğu, sözleşme ve Ürün Alım Taahhütnamesine göre taraflar arasındaki sözleşmenin süresinin 5 (beş) yıl olduğu, davalı şirketin davacı şirketten anlaşma süresi boyunca beyaz üründen asgari olarak yıllık 500 ton alım yapmayı taahhüt ettiği, davalı şirketin davacı şirketten ilk mal alış tarihinin 30/01/2015, son mal alış tarihinin ise 27/09/2016 tarihi olduğu muavin defter dökümlerinden ve beyan ürün mal alış dökümlerinde görüldüğü, davalının davacıdan 05/01/2015 – 06/01/2016 tarihleri arasında beyaz ürün alım taahhüdünü gerçekleştirdiği, davalının davacından 06/01/2016 – 07/01/2017 tarihleri arasında alması gereken beyan ürün miktarının 500 ton olduğu fakat davalı şirketin 496,70 ton mal aldığı, aradaki farkın 500,00 – 496,70 = 3,30 ton olduğu, davalının 07/01/2017 tarihinden 01/06/2017 tarihleri arasında beyaz ürün aldığı, bu süre zarfında alması gereken beyaz ürün miktarının 500/365*145 = 198,63 ton olduğu, dolayısıyla cezai şart olan ton başına 100 USD üzerinden 198,63 + 3,30 = 201,93*100 = 20.193,00 USD cezai şartın hesap edildiği, Lukoil Standart Bayilik Sözleşmesi, Çerçeve Protokol ve Ürün Alım Taahhütnamesinde faiz ile ilgili herhangi bir ibare olmadığından faiz talebi değerlendirmesinin mahkeme takdirinde olduğu” kanaatiyle rapor tanzim etmişlerdir.
Davacı vekilinin; 14/09/2020 tarihli bedel arttırım talepli ıslah dilekçesi sunarak müvekkil davacı için kâr mahrumiyeti alacağını 20.193-USD’ye çıkarttıklarını beyan etmiş olup, ıslah harcını süresi içerisinde yatırdığı ve ıslah dilekçesinin davalı tarafa usulüne uygun tebliğ edildiği anlaşıldı.
GEREKÇE :
Tarafların iddia ve savunmalar ile tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve usulüne uygun olarak alınan bilirkişi raporu ile birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında “Standart Bayilik Sözleşmesi”, “Çerçeve Protokol” ve “Ürün Alım Taahhütnamesi” düzenlendiği, buna göre davalı tarafın yıllık 500 ton beyaz ürün alım taahhüdü olduğu, 2 yıl 145 gün süren sözleşme boyunca 1.198,63 ton ürün alım taahhüdü olmasına rağmen 996,70 ton ürün aldığı, Ürün Alım Taahhütnamesi’nin a) bendi gereği eksik kalan miktar üzerinden ton başına 100-USD kâr mahrumiyeti ödemeyi kabul ettiği, eksik 201,93 ton ürünün kâr mahrumiyetinin bilirkişiler tarafından 20.193,00 USD olarak hesaplandığı anlaşıldığından bu miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile,
20.193,00 USD’nin dava tarihi olan 11/05/2018 tarihinden itibaren yabancı paraya işleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 10.710,78-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 2.523,47-TL (73,47 TL peşin harç + 2.450,00 TL ıslah harcı toplamı) harçtan mahsubu ile eksik kalan 8.187,31-TL harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından peşin yatırılan 2.523,47-TL (73,47-TL peşin harç + 2.450,00-TL ıslah harcı toplamı) harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 18.845,68-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 3.000,00-TL bilirkişi ücreti ve 175,65-TL posta gideri olmak üzere toplam 3.175,65-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-HMK. 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansı bakiyesinin kararın kesinleşmesinden sonra mahkememizce resen davacıya iadesine,
Dair, hazır olan tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne hitaben yazılacak dilekçeyle istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.17/11/2020

Katip …
☪e~imzalıdır.☪

Hakim …
☪e~imzalıdır.☪