Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/353 E. 2022/700 K. 27.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/353 Esas
KARAR NO : 2022/700
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan), Alacak
DAVA TARİHİ : 17/04/2018
KARAR TARİHİ : 27/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekilleri sunduğu dava dilekçesinde özetle, davalı/karşı davacı aleyhine, …. İcra Müdürlüğü nezdinde 2018/… esas sayılı dosya ile müvekkili tarafından ödenen peşinatın iadesini içerir icra takibi başlattıklarını, borçlunun bu takibe itiraz ettiğini, davalı ile aralarında “erkek bakım marka araştırma müşteri deneyimi tasannu projeşitıi” gerçekleştirmek amacıyla 07.04.2017 tarihinde sözleşme imzalandığmı, sözleşmenin ücret başlıklı 4. maddesi gereği 21.500 Euro’nun (ücretin peşin olarak ödenmesi gereken %25’i) ödendiğini, bu durumun delillerde bulunan EFT dekontlan ile sabit olduğunu; ödenen ücrete rağmen kararlaştınlan hizmetin alınamadığını, aralannda mevcut ödeme planı gereği iş bedeli olan 86.000 EURO’nun proje fazlanna göTe peyderpey ödenmesi gerektiğini., peşin ödenen 21.500 EURO’nun anılan fazlarda belirtilen miktarların birbirlerine oranları ışığında bölünüp, verilen peşinat düşülerek ödeme yapılmasının planlandığım; 1. faz gereği anlaşılan Ödemenin (24.500 6) yapıldığım, ardından davalı şirketin 3. faza geçerek sözleşmeyi ihlal ettiğini, toplam 8.000 EURO hizmet aldıklarım, ancak buna karşılık 21.500 EURO ödeme yaptıklarını; 2. fazın konusunu olan “marka kimliğinin oluşturulması” hususunda bir hizmet alamadıklarım; davalı TBK 77 uyarınca 13.500 EURO tutarında bir sebepsiz zenginleşme oluştuğunu, kötü niyetli itiraz sebebiyle icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini; markanın esaslı unsurunu oluşturan tasarım ve logo çalışmalarının sözleşmenin gizlilik maddesine (m. 7.1.) aykırı bir şekilde davalı tarafından diğer kişilerle paylaşıldığım, sözleşmenin 7.5. maddesi gereği araştırma, marka ve mimari tasarımların mağazanın resmi lansmanı yapılana kadar gizli tutulması gerekirken “….net” isimli internet sitesinde portfolyo olarak sunulduğunu, bu konuya dair ekran görüntülerinin ve e-postaların delil olarak sunulduğunu, açıklanan sebeplerle sözleşmenin çekilemez hale geldiğini belirterek icra takibine yapılan itirazın iptali ile icra İnkar tazminatının kendilerine ödenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekilleri 13.06.2018 tarihinde sundukları asıl davaya cevap dilekçesinde, özetle, Davacının sözleşmeyi feshetmesinin ileriye etkili olup sözleşmenin hukuki varlığını ortadan kaldırmadığını, sebepsiz zenginleşme olarak belirlenen hukuki nitelemenin hatalı olduğunu; sözleşmenin akdedildiği tarihte yapılan 21.500,00 EURO tutarındaki ödemenin teslim edilmeyen aşamaların bedeli niteliğindeki bir ön ödeme olmadığını, aksine projenin başında çalışılan sürenin kişi/gün saatleri baz alınarak yapılan hesaplama sonucunda, hizmet bedeli olarak yapılmış bir ödeme olduğunu ve aşama sonunda yapılacak toplu ödemeden mahsup edilmesinin söz konusu olmadığını; dava dışı üçüncü kişi tarafından paylaşılan görsellerin projenin son aşamasına yönelik olmayıp sözleşmenin 7. maddesinde verilen gizlilik tanımı kapsamına girmediğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte, Müvekkil şirketin anılan ihlali engellemek adına tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, Davacının/karşı davalının paylaşımın yapıldığına dair bildirimde bulunmasının ardından, takip eden saat içinde paylaşımın yayından kaldırılmasının sağlandığını, aynca paylaşımı sadece 72 kişinin gördüğü ve paylaşılan tasarımının Davacı/Karşı davalı tarafından kullanılan nihai tasarım olmadığı düşünüldüğünde, davacınm/karşı davalının zararının oluşmadığını; hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemekle birlikte, yapılan feshin sözleşmede öngörülen usul şartlarına aykırı olduğunu belirterek davanın reddini ve Müvekkil şirket lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
KARŞI DAVA
Davalı/Karşı Davacı vekilleri aynı tarihte sundukları karşı dava dilekçesinde, özetle, sözleşmenin 4.1. maddesinde belirtildiği üzere, yapılan masrafların ücrete dahil olmayıp bunların aynca ödenmesinin gerektiğini. 1.616 EURO tutarında hala ödenmemiş masrafların bulunduğunu; projenin 2. aşaması olan kısmın ifa edilerek bu kısma ilişkin ücretin faturalandirilip onay alınmak Üzere Davacıya/Karşı Davalıya gönderildiğini, ancak Davacı tarafından bu kısma yönelik bir ödeme yapılmadığını; Davacının/Karşı Davalının sözleşme kapsamında olmayan (… sunumları) yeni bir hizmet talebinde bulunduğunu, ancak sözleşmenin 2.2 maddesine uygun olarak bu hizmetin ödemesinin yapılmadığını; projelerin oluşturulması aşamasında projenin dört kez revize edildiğini, sözleşmenin 4.5. maddesine göre revizyon bedellerinin ödenmediğini; sözleşmenin haksız olarak feshedilmesi sebebiyle, Davacının/Karşı davalının Müvekkil şirkete mahrum kaldığı karı ödemesi gerektiğini, tüm bu haksız ve mesnetsiz iddialar sonucunda Müvekkil şirketin itibarının zedelendiğini ve Müvekkil Şirketin manevi zararının tazmin edilmesi gerektiğini, sözleşmenin 4.3. maddesinde, ödemelerde meydana gelen gecikmelerden dolayı %1 oranında temerrüt faizi öngörüldüğünü, ve tazminat taleplerine dava tarihinden itibaren bu faizin işletilmesinin gerektiğini belirterek toplamda şimdilik 500,00 TL maddi tazminat ve 15.000,00 TL manevi tazminatın kendilerine ödenmesini talep ve dava etmiştir.
KARŞI DAVAYA CEVAP
Davalı vekilleri sundukları dilekçede özetle, davalı/karşı davacının üzerinde anlaşılan işleri yerine getirmediğini, buna karşın müvekkilinin anlaşılan ödemeyi yaptığını, bu durumun sebepsiz zenginleşme teşkil edeceğini; hukuken geçerli bir sözleşmenin gerçeklcşmemesınin sebepsiz zenginleşme oluşturacağını; gizlilik maddesinin ihlal edildiğini ve bunun haklı sebep oluşturduğunu, I-AM (Davalı/Karşı Davacı) firmasının proje kapsamında müvekkili için marka oluşturma yükümlülüğünü taahhüt ettiğini; … isminin müvekkili tarafından bulunduğunu ve bu isimde Almanya’da sadece firma kurulduğunu, buna karşın, ismin anılan sözleşmede marka olarak tescilinin İstendiğini, … ismini, müvekkil internet sitesinde yalnızca firma ismi olarak tanıtım amaçlı kullandıklarını, marka üretme anlaşmasının başarısızlığı nedeniyle yeni bir firma ile tekrar marka yaratmak amacıyla anlaşma yapıldığını, AM’in ekip kurma çalışmaları esnasında gereklilikleri yerine getirmediğini; … sunumları ile revizyonlarının I-AM tarafından yapılacak işler kapsamında sözleşmede bulunduğunu ve ücretlerinin ödendiğini, … çalışmalarının sözleşmenin 3.1. maddesi kapsamında I-AM’in yükümlülüğünde olduğunu, yapılması düşünülen revizyonlarla alakalı olarak tarafların öncelikle uzlaşması gerektiğini, iddia ettiği manevî zararın ispata muhtaç olduğunu iddia ederek karşı davanın reddini; asıl davanın kabulünü talep etmiştir.
DELİLLER
Dosya kapsamına göre tarafların bildirdiği deliller toplanmış, ilgili bilgi ve belgeler celp edilmiş, icra dosyası dosya içerisine alınmış ve bilirkişi incelemeleri yaptırılmıştır.
Alınan 08/04/2019 tarihli raporda özetle, Davacı karşı davalı bakımından sözleşmesel ilişkinin devamının çekilemez hale geldiği ve feshin haklı nedene dayandığı, Davalı/karşı davacı bakımından haksız kazanç teşkil eden 13.500 EURO tutarındaki peşinat ödemesinin talep edilebileceği sonucuna varılmıştır. Karşı dava yönünden ise, Davalı/karşı davacının onay vermediği masrafları karşılaması yükümlülüğünün bulunmadığı, Sözleşme haklı sebeple feshedildiği için 2. Aşama için talep edilen 10.275 Euro ile; logonun vasat ve sakil gözüktüğü, revizyon istemenin haklı olduğu göz önünde tutularak revizyon bedeli 12.750 Euro’nin talep edilemeyeceği, … ile mood işlemlerinin sözleşme dışı olduğu ve bu hizmetlerin niteliği ve gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin tespiti teknik inceleme gerektirmekte olduğu vc dosya kapsamında incelenemediği, Feshin haklı nedene dayanması sebebiyle, davalı/karşı davacının bu fesihten kaynaklı olarak zarara uğradığından söz edilemeyeceği, Haklı bir nedene dayanan feshin manevi bir zararın meydana gelmesine sebebiyet vermeyeceği sonucuna varılmıştır.
Alınan 27/12/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle, Asıl dava yönünden; sözleşmeye aykırılık sebebiyle sözleşmenin feshi ve ödenen peşina::n iadesi isteminin yerinde olup olmadığı hususunda teknik incelemede sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği tespiti kabul edilecek olursa bu halde sözleşmenin sona erdiği ancak dosya kapsamı değerlendirildiğinde, davacının iradesinin sözleşmenin ileriye etkili şekilde sonlandırılmasına yönelik olduğu, fesih anına kadar yapılmış eser imali ve ödenmiş bedeller tasfiye konusu olmaksızın, fesih anından sonraya ilişkin eser imalatının yapılmayacak olmasından dolayı peşin ödenen eser bedelinin davalı/karşı davacının rnalvar’ığından zenginleşme teşkil ettiği, fesih anına kadar imal edilen eser kapsamında davacı-karşı davalının fazladan 13.500,00 Euro alacaklı olduğu, Karşı dava yönünden; sözleşme sebebiyle alacak ve tazminat isteminin yerinde olup olmadığı hususunda; sözleşmenin davacı/karşı davalı tarafından haklı nedenle feshedildiği kabul edilecek olursa davalı/karşı davacının kâr mahrumiyeti ve manevi tazminat talep edemeyeceği, kaldı ki dosya kapsamından kâr mahrumiyetini ispatlayan delile rastlanmadığı, ayrıca manevi tazminat talebi yönünden de sözleşmeye aykırılığın kişilik haklarına saldırı niteliğinde olması zorunlu olduğundan dosya kapsamında bu unsurun gerçekleşmediği: davacının iddia ettiği olayların kişilik hakkını nasıl ihlal ettiği hususunun anlaşılarnadığı, elbette takdirin Sayın Mahkeme’ye ait olduğu, davalı/karşı davacının masraf talebi bakımından değerlendirme yapmak gerekirse sözleşmenin 4.1. maddesi gereğince masraf talep edebileceği, bu masrafın sözleşmenin aynı maddesinde belirtilen sözleşme bedeli olan 86.000 Euro’nın %10’unu aşmayacağının ve yine masrafların önceden işsahibi tarafından yazılı olarak onaylanmış olanların faturalandırılacağının kararlaştırıldığı, teknik incelemede taraflar arasındaki yazışmalardan masrafların işsahibi tarafından onaylanmadığı tespit edilmiş olduğundan davalı/karşı davacının masraf talep edip edemeyeceği tespit edilmiştir.
Alınan 13/04/2022 tarihli bilirkişi raporunda ise özetle, 05.04.2021 tarihli Ek raporumuzun sonuç kısmının 4. Maddesinde yer alan “…pack ve … çalışmalarının taraflar arasında imzalanan Hizmet Sözleşmesinin ekinde yer alan Teklif Mektubunda, yer aldığı, … çalışmasının ödemesinin yapıldığı, sözleşme kapsamındaki …pack çalışmasıyla ilgili ödeme kaydına rastlanmadığı bu sebeple Davalı/Karşı Davacının …pack çalışmasının ödemesini talep edebileceği”, 05.04.2021 tarihli Ek raporumuzun sonuç kısmının 5. Maddesinde yer alan ” … isimli çalışmanın dosya üzerinde yapılan incelemede zaten …pack isimli çalışmanın içinde yer aldığını tespit edildiğini bundan dolayı … isimli çalışmanın ayrı bir çalışma olmadığı için ayrıca bir ücret ödenmesine gerek olmadığı”, …pack adlı çalışmanın ücretlendirilmesiyle ilgili Teklif Metnindeki aşama bedeli ücretinin 6300 EURO olarak yer aldığı ayrıca sözleşmenin 4. Maddesi olan Ücret Bölümünün 4.5 maddesinde yapılacak işin işgücü ücretlerine yer verildiği ve buna göre hazırlanan dosyaya mübrez “Adam/Saat Çalışma ve Ücret Tablosunda” yer alan … adlı çalışmanın ücretiyle Teklif Metnindeki aşama bedeli olan 6300 EURO’nun örtüştüğü ve davalı/karşı davacının 6300 ücreti talep edebileceği tespit edilmiştir.
Dosyada yapılan inceleme neticesinde …adlı çalışmanın Teklif Metninin … bölümünün 2.3 Brands Element maddesinde … adlı çalışmanın yer aldığı e-mail yazışmalarından ve dokümanlardan … çalışmasının yapıldığı görülmekle, bu çalışma ile ilgili ödeme yapıldığına dair dosyada herhangi bir ödeme dekontu görülmemiştir.
Alınan bilirkişi raporu uyarınca, Dosya üzerinde yapılan incelemede 30.04.2019 tarihli bilirkişi raporusonra dosyaya ibraz edilen delillerde Davalı /Karşı Davacı tarafından yapılan logo harfinin yazı fontlarından lombok yazı fontuna ait olduğu anlaşılmakla, Fontlar herkesin kullanımına açık olup font sitelerinden ücretsiz olarak indirip kullandığından ” … ” ve ” … ” Markalarının Logolarındaki harfinin … isimli fonttan alınarak tasarım olarak hiçbir müdahalede bulunmadan kullanılmış ve “…” logosunda Bold ( Kalın ) yazı tercih edilmiştir. Her iki logo benzerliğinin aynı fontun kullanılmasından kaynaklandığı birbirine benzeseler dahî “…” logosunun “…” logosunun taklidi olmadığı tesadüfen kullanıldığı tespitine varılmıştır.
Taraflar arasındaki sözleşmenin 7. Maddesinde “AM tarafından yapılacak çalışmalar sırasında veya çalışmalar sonrasında, İşveren’in sahip olduğu vc alacağı ve iştigal ettiği her türlü ticari, mali, teknik ya üa benzeri konulardaki sözlü, yazılı veya manyetik ortamda veya başkaca herhangi bir şekilde l-AM’e iletilen ve/veya i-AM’in öğrenebileceği İşveren’e yo da İşveren’in kendi müşterilerine ve/veya personeline alî her türlü bilgi, yazılım ve yazılım kodu, belge, ürün ve hizmetlere ilişkin bilgiier ile her türlü manyetik şerit, kartuş, doküman, ef kitabı, şartname, sirküler, program listeleri, veri dosyaiarı iie İşveren’in yürürlükteki veya henüz kamuya duyurulmamış ürün ve hizmetleri, işveren’in iştigal ettiği her türlü hizmet, bunların keşfi, icadı, araştırılması, geliştirilmesi, imali ve satışı, süreçler ve genel ticari faaliyetler, satış maliyetleri, kar fiyattandır rr,a metotları, organizasyon ve personel üstesi dâhi! olmak üzere her türlü bilgi ve belgeler “Gizli Biigi” tanımına girer.'” Denilmek suretiyle gizli bilginin tanımı kapsamlı olarak yapılmıştır. Bu tanıma göre Davacı Karşı Davalı’nın açacağı mağazaların adı gizli bilgi kapsamında değerlendirilmelidir.
GEREKÇE:
Davacı/karşı davalı, davalı/karşı davacı ile aralarında erkek bakım marka araştırma müşteri deneyimi tasarımı projesi yapılmasına yönelik bir sözleşme akdedildiğini, sözleşmenin gerekliliklerini yerine getirmeyip projenin ikinci aşamasını tamamlamadığını, proje ekibinin sözleşme görüşmelerinde kendilerine vaad edilen kişilerden oluşmadığını, bu sözleşmenin 7.5. maddesine aykın olarak gizli kalması gereken bilgilerin behance.oct isimli internet sitesinde ifşa edildiğini ve bunun haklı sebeple feshe yeterli bir neden olduğunu, her faz için peşin olarak ödenen %25’lik kısımdan (21.500 Euro) ifa edilen aşamalara yönelik ücretin mahsup edilmesinden arta kalan 13.500 Euro’nun TBK 77 uyarınca kendilerine ödenmesini bu nedenle icra takibine yapılan itirazın iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı/karşı davacı, konu hakkında bilgili uzman bir ekibin kurulduğunu, 2. fazuı davacı/karşı davalıdan kaynaklanan sebeplerle gerçekleşmediğini, behance.net isimli internet sitesinde ilgili bilgilerin yalnızca 1 saat kaldığını ve bu paylaşımı sadece 72 kişinin gördüğünü, paylaşımın projenin nihai aşamasına İlişkin olmayıp gizlilik yükümlülüğünü ihlal etmediğini belirtmiş ve sözleşme kapsamında yapmış olduğu masrafların karşılanması ve proje aşamalarına dair birden fazla revizyon yapılması sebebiyle buna yönelik kişi/saat oranında ödeme yapılması gerektiğini, proje kapsamında henüz ödenmeyen aşamalara yönelik yapılan … işlemlerinin aynca Ücrete tabi olduğunu, haksız fesihten kaynaklı manevi zararlarının ve kar mahrumiyetinin oluştuğunu belirterek şimdilik 500,00 TL maddi ve 15.000,00 TL manevi tazminatın ödenmesini karşı dava yoluyla talep etmiştir.
Somut olayda, 1-AM teklif mektubu ile belirtilen hizmetleri yerine getirmeyi, davacı/karşı davalı ise sözleşmede kararlaştırılan bedeli sözleşmede öngörülen şekilde ödemeyi taahhüt etmiştir. Yani, taraflar arasında sürekli bir borç ilişkisine dayanan hizmet sözleşmesi mevcuttur.
TBK MADDE 435 uyarınca, ” Taraflardan her biri, haklı sebeplerle sözleşmeyi derhâl feshedebilir. Sözleşmeyi fesheden taraf fesih sebebini yazılı olarak bildirmek zorundadır. Sözleşmeyi fesheden taraftan, dürüstlük kurallarına göre hizmet ilişkisini sürdürmesi bekJenemeyen bütün durum ve koşullar, haklı sebep sayılır.
Somut olayda davacı/karşı davalı, gizlilik yükümlülüğünün ihlali sebebiyle sözleşmenin çekilmez hale geldiğini ileri sürerek sözleşmeyi haklı nedenle feshetmiş; ardından, “marka kimliğinin oluşturulması” konusunda hizmet alamadıklarını gerekçe göstererek 21.500 Euro tutarındaki peşinat ödemesinin sebepsiz zenginleşme teşkil ettiğini iddia etmiştir. Buna göre marka ad ve işaretini içeren görsellerin sözleşme hükümlerine aykırı ifşası ( bilirkişi raporunda da tesit edildiği üzere) gizliliğin ihlalini teşkil etmekte olup, haklı nedenle fesih için yeter sebeptir. Bu durumda, davacının/karşı davalının, sözleşme kapsamında yerine getirmesi gereken edimleri ifa etmeyen davalıdan/karşı davacıdan sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanarak sağladığı haksız kazancı isteyebilir.
Yine Bilirkişi raporunda belirtilen ekran görüntülerinde Davalı Karşı Davacı ajansın ” … ” adlı kurumsal mail adresini kullanan tasarımcısının uluslararası portfolyo sitesi olan … ‘de Davacı Karşı Davalı’nın marka adı, logosu ve mağaza ön görünümünü paylaştığı ve paylaşımı 72 kişinin gördüğü 8 kişinin beğendiği anlaşılmakla, bu durumun davacı tarafından yukarıda belirtilen sözleşmenin 7.5 maddesini ihlal ettiği sonucuna varılmıştır.
Buna göre davacının fesih hareketi haklı görülmekle mali açıdan yapılan değerlendirmeler sonucu, projenin 2. Aşamasının birinci ve ikinci aşamasının tamamlandığının anlaşılması üzerine (Projenin 2. Aşamasının birinci ve ikinci etabının tamamlanıp tamamlanmadığı yönünde yapılan incelemeler sonucunda ise alınan bilirkişi raporunun teknik değerlendirmesi sonucu yapılan açıklamalar doğrultusunda yapılan konuşmalar, mesajlaşmalar ve ifadelerle gönderilen e-mail ve ekran görüntüsü alınan tüm e-mail yazışmaları ve yapılan çalışmalar dikkate alındığında Teklif Mektubu’nda 2. Aşama: olan Marka Kimliğinin Oluşturulması aşamasının 2.2 bölümü olan Marka Kimliği ve Görsel Ditin Oluşturulması aşamasının tamamlandığı görüş ve kanaatine ulaşılmıştır.) davacı- karşı davalının sadece 2. Aşamanın %75 kalan ücret tutarının ödenmediği tespit edilmekle buna göre bakiye kalan 10.075 eurodan ödenmeyen 10.275 euro mahsup edildiğinde davacı karşı davalının 200 euro borcunun olduğu sonucuna varılmakla asıl dava bakımından alacağı kalmayan davacının davasının reddine karar verilmiş, Davalının ise tamamlanan 2. Aşamanın ücret talebi kabul edilmiştir. (Davalı-Karşı Davacı tarafından 02.06.2017,24.08.2017 ve 15.10.2017 tarihlerinde ilgili aşama bedelinin kalan % 75 ücret tutarları için düzenlenen faturalarla, taraflar arasında imzalanan Hizmet Sözleşmesinin 45.700,00 EURO’luk bölümünün tamamlandığı anlaşılmaktadır. 45.700,00 EURO hizmet bedelinin % 25’ine tekabül eden Peşin Ödeme Tutarı toplamı 11.425,00 EURO olarak hesaplanmıştır. Davacı-Karşı Davalı tarafından 07.04.2017 tarihinde ödenen peşinat tutan ise 21.500,00 EURO’dur. Bu durumda Davacı-Karşı Davalının, Davalı-Karşı Davacıdan Peşin ödeme tutarından kaynaklanan 10.075,00 EURO (= 21.500,00 – 11.425,00) alacak tutan bulunduğu kanaatine ulaşılmıştır. Söz konusu hizmetlerden; Aşama ile 3. Aşamanın 1. Etabına ilişkin ücretin ve onay verilen masraf tutarlanmn ödendiği, 2. Aşama Birinci ve İkinci Etabına ilişkin 15.10.2017 tarihli 11.891,00 EURO tutarlı fatura bedelinin ise ödenmediği anlaşıldığından 15.10.2017 tarihli 11.891,00 EURO tutarlı fatura içeriğindeki 1.616,00 EURO’luk masraf tutarının, sözleşmenin 4.1. maddesi uyarınca talep edilemeyeceği kanaatine ulaşılarak Davacı-Karşı Davalı tarafından sadece 10.275,00 EURO 2. Aşama’nın % 75 katan ücret tutarının ödenmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda. Peşin ödenen tutardan bakiye kalan 10.075,00 EURO, ödenmeyen 10.275,00 EURO fatura bedelinden mahsup edildiğinde, takip tarihi itibariyle Davacı-Karşı Davalının, Davalı-Karşı Davacıya 200,00 EURO 10.275,00-10.075,00) borcu bulunduğu tespit edilerek bu kapsamda davalının tamamlanan 2. Aşamanın ücret talebi kabul edilmiştir. )
Sözleşmenin 4. Maddesi uyarınca, ” masraflar, sözleşmenin bu maddesinde belirtilen bedelin %10’unu geçmeyecek şekilde, teklif mektubunda yer alan her bir aşama sonu, faturasıyla veya ilgili diğer bir belgeyle birlikte, önceden işveren tarafından yazılı olarak onaylanmış olanlar fatural andırılacak ve masraf belgeleri 1-AM tarafından paylaşılacaktır” şeklindedir.
Buna göre karşı davanın masrafa alacağı talebi bakımından, davalı/karşı davacı tarafından karşılanması talep edilen masraflara karşı tarafça (davacı) onay verilmediği görülmüştür. Onay verilen masraflara ilişkin ise ödeme yapıldığı anlaşılmıştır. Yukarıda anılan sözleşme hükmü gereği davalı/karşı davacının talep ettiği masrafların davacı/karşı davalı tarafından karşılanması (onayı bulunmadığından) yükümlülüğü bulunmadığı sonuç ve kanaatine ulaşılarak bu talebi reddedilmiştir.
Karşı davacının revize bedeli talebi bakımından, Erkek Bakım Araştırma, Marka ve Müşteri Deneyimi Tasan mı Projesi kapsamında yapılan çalışmaların sözleşme metninin revizelerle ilgili 4.5 numaralı maddesi dikkate alındığında yapılan revizyonlarının teklif mektubunda belirtilen “her bir aşama sunumu” sonrasında değil aşamalar sonuçlanmadan önce ve birden fazla olarak yapıldığı, ek revizyon çatışması başlamadan önce de Davalı/Karşı Davacı tarafından gerekli İş gücü hesaplanarak Davacı/Karşı Davalı’nın onayına sunulduğuna dair de yazılı bir belgeye dosya kapsamanda rastlanmadığından Davalı karşı davacının revize noktasında sözleşmede belirtilen şekle uygun hareket etmediği anlaşılmış bu sebeple revizyonlarla ilgili alacak taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Karşı davacının kar mahrumiyeti talebi bakımından, dosya kapsamına göre davalının kar mahrumiyetine uğradığını ispatlar nitelikle delil sunmadığı gibi davacı karşı davalının yaptığı fesih durumu haklı görüldüğünden davalı karşı davacının kar mahrumiyeti talep edemeyeceği sonucuna varılarak bu talebi reddedilmiştir.
Karşı davacının manevi tazminat talebi bakımından ise TBK m. 114/11 hükmünün TBK m. 58/1 hükmüne atfı dolayısıyla davacı manevi zararın tazmini talebinde bulunabilecektir. TBK m. 58/1 hükmü gereğince manevi tazminat koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği irdelendiğinde; kişilik hakkına hukuka aykırı bir tecavüz olmalı, bu tecavüz yani borca aykırı davranış arasında uygun illiyet bağı kurulmalıdır. Yargıtay kararlarında da görüleceği üzere üzüntünün manevi tazminat gerektirebilmesi için kişilik hakkının ihlali sonucu oluşması aranacaktır.
Yargıtay 15. HD 2016/4623 esas, 2018/661 karar,19.02.2018 tarihli kararında; “Sözleşmeye aykırılık halinde 6098 Sayılı Kanun’ım 114/11. maddesi uyarınca, haksız fiil sorumluluğuna ait hükümler kıyas yoluyla uygulanıp manevi tazminat istenebilirse de, TBK’nın 58. maddesi hükmünce, sözleşmeye aykırılığın kişilik haklarına saldırı niteliğinde olması zorunlu olup, somut olayda bu unsurun gerçekleşmediği anlaşıldığından, koşulları oluşmayan manevi tazminat isteminin reddi gerekir.” görüşünü açıklamıştır.
Somut olayda üzüntü, acı, ızdırap, kişilik hakkının ihlali sonucu değil, davacının malvarlığı hakkının ihlali sonucu talep edilmektedir. Malvarlığındaki azalma, Yargıtay kararlarında açıklandığı üzere maddi tazminat ödenmesi ile karşılanabilecektir. Buna göre karşı Davacının manevi tazminat istemi yasal koşullar oluşmadığından kabul edilmemiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, asıl dava bakımından davacı tarafından yapılan fesih iradesi yerinde görülerek buna göre açtığı dava bakımından yapılan incelemede, “Erkek Bakım Araştırma, Marka ve Müşteri Deneyimi Tasarımı ProjesTnîn Teklif Mektubu’nda 2. Aşama: olan Marka Kimliğinin Oluşturulması aşamasının 2.1 bölümü olan İsim Oluşturma aşaması ve 2.2 bölümü olan Marka Kimliği ve Görsel Dilin Oluşturulması aşamasının tamamlandığı, böylece taraflar arasında imzalanan sözleşmesinin 45.700,00 EURO’luk bölümünün tamamlanmış olduğu, 45.700,00 EURO hizmet bedelinin % 25’ine tekabül eden Peşin Ödeme Tutarının toplamı 11.425,00 EURO (45.700,00 x % 25) olduğu, Davacı-Karşı Davalı tarafından 07.04.2017 tarihinde ödenen peşinat tutarının 21.500,00 EURO olduğu, bu durumda Davacı-Karşı Davalının, Davalı-Karşı Davacıdan Peşin Ödeme tutanndan kaynaklanan 10.075,00 EURO (= 21.500,00 -425,00) alacak tutarı bulunduğu, işbu tutar, 2. Aşamanın Birinci ve İkinci Etabına ait ödenmeyen 10.275,00 EURO fatura bedelinden mahsup edildiğinde, TAKİP TARİHİ İTİBARÎYLE DAVACI-KARŞI DAVALININ, karşı davacıya 200,00 EURO (= 10.275,00 – 10.075,00) borcunun bulunduğu anlaşılmakla asıl dava bakımından davacının talep edebileceği bir alacak miktarı olmadığından reddine karar verilmiş, karşı dava bakımından ise bu miktar taleple bağlı kalınacak şekilde hüküm altına alınmış, Sözleşmenin 4.1. maddesi uyarınca, Davacı-Karşı Davalı tarafından onay verilmeyen 616,00 EURO masraf tutannın talep edilemeyeceği anlaşılmakla masraf talebi reddedilmiş, …pack ve … çalışmalarının taraflar arasında imzalanan Hizmet Sözleşmesinin ekinde yer alan Teklif Mektubunda, yer aldığı, … çalışmasının ödemesinin yapıldığı, sözleşme kapsamındaki …pack çalışmasıyla ilgili ödeme kaydına rastlanmadığı bu sebeple Davalı/Karşı Davacının … çalışmasının ödemesini talep edebileceği, buna göre …pack adlı çalışmanın ücretlendirilmesiyle ilgili Teklif Metnindeki aşama bedeli ücretinin 6300 EURO olarak yer aldığı ayrıca sözleşmenin 4. Maddesi olan Ücret Bölümünün 4.5 maddesinde yapılacak işin işgücü ücretlerine yer verildiği ve buna göre hazırlanan dosyaya mübrez “Adam/Saat Çalışma ve Ücret Tablosunda” yer alan … adlı çalışmanın ücretiyle Teklif Metnindeki aşama bedeli olan 6300 EURO’nun örtüştüğü ve davalı/karşı davacının 6300 euro ücreti talep edebileceği sonucuna varılarak bu talep taleple bağlı kalınacak şekilde kabul edilmiş, revize bedeli için ise ilgili 4.5 numaralı maddesi dikkate alındığında yapılan revizyonlarının teklif mektubunda belirtilen “her bir aşama sunumu” sonrasında değil aşamalar sonuçlanmadan önce ve birden fazla olarak yapıldığı, ek revizyon çatışması başlamadan önce de Davalı/Karşı Davacı tarafından gerekli İş gücü hesaplanarak Davacı/Karşı Davalı’nın onayına sunulduğuna dair de yazılı bir belgeye dosya kapsamanda rastlanmadığı için Davalı/Karşı davacının revize noktasında sözleşmede belirtilen şekle uygun hareket etmediği anlaşılmış bu sebeple revizyonlarla ilgili alacak taleplerinin reddine, kar mahrumiyeti ve manevi tazminat açısından ise yukarıda yapılan açıklamalar sonucu yapılan fesih yerinde görüldüğünden ve mahrumiyet açısından ispata yarar delil sunulmadığından kar mahrumiyet talebinin reddine, manevi tazminat için ise koşulları oluşmadığından reddine karar verilerek asıl davanın reddine karşı davanın kısmen kabulüne dair (sözleşmenin 4.3. maddesinde, ödemelerde meydana gelen gecikmelerden dolayı %1 oranında temerrüt faizi düzenlendiği dikkate alınarak) aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
KARŞI DAVA YÖNÜNDEN;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
Sözleşme karşılığı tamamlanan 2. Aşama bakımından belirlenen ( dava tarihi itibariyle günündeki TC. Merkez Bankası efektif satış kuru üzerinden yapılan hesaplama ile 200 USD – 750,00 TL) taleple bağlı kalınacak şekilde 100,00 TL nin, … hizmeti bakımından belirlenen 6300 Euro bakımından ( dava tarihi itibariyle günündeki TC. Merkez Bankası efektif satış kuru üzerinden yaapılan hesaplama ile 6300 Euro- 28.500,00 TL) taleple bağlı kalınacak şekilde 100,00 TL nin dava tarihinden itibaren (18/06/2018) işleyecek aylık %1 yasal faiz uygulanarak davacıdan-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya veilmesine,
Diğer talepler (proje kapsamında yapılan masraf, revize bedeli, kar mahrumiyeti) ve manevi tazminat talebinin REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu Genel Tebliği gereğince hesap olunan 80,70-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan harçtan mahsubu ile 1.021,61-TL harcın karar kesinleştiğinde davalı-karşı davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 200,00-TL nispi vekalet ücretinin davacı karşı davalıdan alınarak davalı- karşı davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davalı karşı davacıdan alınarak davacı- karşı davalıya verilmesine,
5-Davalı-karşı davacı tarafından yapılan toplam 6.931,90-TL yargılama giderinin kabul ret oranına göre 90,11 TL sinin davacı-karşı davalıdan tahsili davalı-karşı davacıya verilmesine, bakiyesinin davalı karşı davacı üzerinde bırakılmasına,
ASIL DAVA YÖNÜNDEN;
1-Davanın REDDİNE,
Kötüniyet tazminat talebinin REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu Genel Tebliği gereğince hesap olunan 80,70-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan harçtan mahsubu ile fazla olan 184,10-TL harcın karar kesinleştiğinde davacı-karşı davalıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 10.960,00-TL nispi vekalet ücretinin davacı- karşı davalıdan alınarak davalı- karşı davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerine bırakılmasına,
5-HMK. 333. md. uyarınca davacı ve davalı tarafından yatırılan gider avansından bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası taraflara iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde, Mahkememize ve Mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle … BAM ilgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere istinaf yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair verilen karar, hazır olan davacı birleşen dosya davalısı ve davalı birleşen dosya davacısı vekilinin yüzüne karşı karar verildi.27/09/2022

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA