Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/337 E. 2018/1222 K. 20.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/337 Esas
KARAR NO : 2018/1222

DAVA : İstirdat
DAVA TARİHİ : 11/04/2018
KARAR TARİHİ : 20/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Dava dışı … Ltd.Şti. ile aralarında 16/01/2015 tarihli “… Sözleşmesi” imzalandığını, bu sözleşme gereğince dava dışı … Şti tarafına “İstanbul ili, … ilçesi, … köyünde kain ve tapunun … parsellerinde kayıtlı A1 Blok , A Giriş, 2+1 daire tipi bağımsız bölüm” inşaa ederek devir ve teslim etmeyi taahhüt ettiğini, buna istinaden peşinat ve senetlerin tarafından alındığını, bu şirkete yapılan 40.000,00 TL peşin ödemenin yanı sıra davalıların … A.Ş … Şubesi kanalıyla yapılan ihbarname dolayısıyla davalılara 19/04/2015 tarih, 2.500,00 TL bedelli, 19/05/2015 tarih, 2.500,00 TL bedelli, 19/06/2015 tarih 2.500,00 TL bedelli, 19/07/2015 tarih, 2.500,00 TL bedelli 4 aylık senet bedeli olan toplam 10.000,00 TL’lik … şirketinin battığını sözleşmenin feshinin şartlarının söz konusu olduğunu bilmeden dava dışı … Ltd.Şti.’ne ödenmek üzere davalılara haksız olarak ödeme yapıldığını, davalıların senetlerin tüketici senedi olduğunu bildiklerini ve bilebilecek durumda olduklarını, davalıların adi şirket cirosu ile senetleri yan yana imzalamış tacirler olduğunu, dava dışı … Ltd.Şti.nin battığını sözleşmenin feshinin şartlarının söz konusu olduğunu bilmeden … AŞ.-… Şubesinden gönderilen senet ihbarnamesine istinaden, davalılara 19/04/2015 tarihinde 2.500,00 TL, 19/05/2015 tarihinde 2.500,00 TL, 19/06/2015 tarihinde 2.500,00 TL, 19/07/2015 tarihinde 2.500,00 TL olmak üzere 10.000,00 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren ayrı ayrı işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, davalılara haksız olarak ödenen toplam 10.000,00 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren ayrı ayrı işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yarggılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalılara müştereken ve müteselsilen tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilinin cevap dilekçesi özetle; 19/04/2016, 19/05/2016, 19/06/2016, 19/07/2016 tarihli 2.500,00 TL bedelli senetlerin davalılar tarafından dava dışı … Ltd.Şti.nden ciro ile devralındığını, davalılar dava dışı … Ltd.Şti. tarafından kendilerine düzgün ciro zinciri ile devredilen senetlerin kimden ve ne şekilde alındığını bilmediği gibi bilebilecek durumda da olmadığını, davacı ve dava dışı … Ltd.Şti. arasında ki uyuşmazlığın tarafı olmayan davalıların iyi niyetli üçüncü kişiler olduğunu, Yargıtay’ın muhtelif kararlarında taksitli konut satışlarında nama yazılı olması gerekirken emre yazılı olarak düzenlenen senedi düzgün ciro zinciri ile devralan iyi niyetli üçüncü kişilerin haklarının korunmasının gerektiğini, senedin keşidecisi ve lehtarı arasında ki hukuki ilişkiden kaynaklı uyuşmazlıklardan doğan geçersizliklerin senedin iyi niyetli hamili olan üçüncü kişiye karşı dermeyan edilemeyeceğinin hükme bağlandığını, davacının uluşmazlık konusu senetleri dava dışı … Ltd.Şti. ile aralarında bulunan sözleşmeye istinaden keşide ettiğini, senetleri bilerek ve isteyerek emre yazılı düzenleyen ve tedavül yeteneği kazandıran davacının bunun sonuçlarına da katlanması gerektiğini, davalıların kötü niyetli olduğunun ispat edilemediği gibi, senet üzerinde senedin tüketici sözleşmesine istinaden verildiğine dair bir ibareninde bulunmadığını belirtmiş davanın reddini, davacının istirdadını talep ettiği bedele ticari avans faizi uygulanmasına yönelik talebin reddine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, taksitli satış sebebiyle düzenlenen senetleri ciro yoluyla ele geçiren davalılardan istirdatına ilişkindir.
Tarafların iddia ve savunmaları ile tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacının taksitli satış sebebiyle düzenlenen senetlere istinaden davalılara ödediği toplam 10.000,00-TL bedelin iadesi ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Görevli mahkemenin belirlenmesinde dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un dava konusu uyaşmazlık ile ilgili 3/1-k-1, 4/3, 73/1 ve 83/2 maddelerinde yer alan hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.
6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-k maddesinde; tüketicinin, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi ifade ettiği,
3/1-l maddesinde; tüketici işleminin, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade ettiği,
4/3.maddesinde; Tüketiciden; kendisine sunulan mal veya hizmet kapsamında haklı olarak yapılmasını beklediği ve sözleşmeyi düzenleyenin yasal yükümlülükleri arasında yer alan edimler ile sözleşmeyi düzenleyenin kendi menfaati doğrultusunda yapmış olduğu masraflar için ek bir bedel talep edilemeyeceği, bankaların, tüketici kredisi veren finansal kuruluşlar ve kart çıkaran kuruluşlar tarafından tüketiciye sunulan ürün veya hizmetlerde ise tüketiciden faiz dışında alınacak her türlü ücret, komisyon ve masraf türleri ile bunlara ilişkin usul ve esaslar Bakanlığın görüşü alınarak bu Kanunun ruhuna uygun olarak ve tüketiciyi koruyacak şekilde Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından belirleneceği,
73/1. maddesinde; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevli olduğu,
83/2.maddesinde; taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda; taraflar arasındaki uyuşmazlığın satış vaadi sözleşmesi gereği tanzim edilen senetlerden kaynaklandığı, yüklenicinin senetleri ciro yoluyla davalılara devrettiği, yüklenici ile davacı arasındaki hukuki ilişkininde … Tüketici Mahkemesi’nin 03/05/2016 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamıyla da sabit olduğu üzere davacının 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-k maddesinde belirtildiği şekilde tüketici konumunda olduğu, yapılan işlemin de 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-l maddesinde ifade edilen tüketici işlemi kapsamında olduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda; taksitli satış sebebiyle düzenlenen senetlerin nama düzenlenmesi gerektiği 4077 sayılı Yasanın gereğidir, bu senedi ciro yoluyla ele geçiren davalılara karşı da yükleniciye karşı ileri sürülebilecek itiraz ve def’ilere dayanılabilinir, davacı tüketici olup uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinin görevine girdiği, mahkememizin ise görevsiz olduğu anlaşılmaktadır.
Göreve ilişkin düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup mahkemece re’sen gözetilmesi gerekmektedir.
Bu sebeplerle; dava dilekçesinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 1., 20., 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca görev yönünden usulden reddi ile Mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu anlaşıldığından davanın USULDEN REDDİNE,
2-6100 sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince; süresi içinde kanun yoluna başvurmayarak karar kesinleşmiş ise YARGI YERİ BELİRLENMESİ İÇİN DOSYANIN RE’SEN İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ’NE GÖNDERİLMESİNE; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli İSTANBUL TÜKETİCİ MAHKEMESİNE gönderilmesini talep etmesi gerektiğine, aksi takdirde, mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na gönderilmesine,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin ihtaratına,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair, hazır olan tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.20/11/2018

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır