Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/317 E. 2019/1108 K. 26.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/705 Esas
KARAR NO : 2019/976

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/07/2018
KARAR TARİHİ : 23/10/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Davacı …ile dava dışı…-…Ticaret arasında imzalanan 23/03/2015 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi gereği Davalı şirkete ticari kredili mevduat hesabı ve taksitli ticari kredi kullandırıldığını, Davalı …’ın Genel Kredi Sözleşmesini müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, Müvekkili ile imzalanan kredi sözleşmesi hükümlerinin ihlal edilmesi ve bakiye borcun ödenmemesi üzerine, 09/02/2017 tarihi itibari ile hesabın kat edildiğini, Davalı borçlulara Kahramanmaraş … Noterliği’nden 09/02/2017 tarihli ve … yevmiye numaralı borcun ödenmesi ihtarını ve kullanılan krediye ilişkin hesap özetini içeren ihtarnamenin keşide edilerek gönderildiğini, talep edilen muaccel borçların ödenmemesi nedeniyle İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını ve borçluların borcun tamamına, faize ve tüm fer’ilerine itiraz ettiğini beyanla haksız itirazin iptali ile takibin takip talebindeki şartlarla aynen devamına, kötü niyetli davalılar aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, vekalet ücreti ve dava giderlerinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; Davacı ile yapılan sözleşme ticari faaliyet çalışmalarının Muğla/Bodrum ilçesinde başladığını ve kendileri ile 18/03/2014 tarihli sözleşme yapıldığını bu nedenle davanın Bodrum Mahkemelerinde, takibin Bodrum İcra Dairelerinde yürütülmesi gerektiğini belirterek yetki itirazının olduğunu, takiplerdeki ödeme emrinin bankaya ilişkin borç alacaklarının tamamını kapsayan bir dosya haline getirilerek, tek bir dosya ile tarafına takip başlatıldığını, gönderilen ödeme emrinin usulsüz ve haksız olduğunu, gerek icra dosyası ile gerek dava dilekçesi ekinde tarafına gönderilen sözleşme evrakından anlaşılacağı üzere sadece 750,00-TL tutarında kefilliğinin söz konusu olduğunu, tarafından imzalanmış evrakın, borcunun ve imzasının olmadığını, diğer bankalar ile davacı bankanın uygulamalarının farklı olduğunu, tarafına söz konusu dava dayanağı olan icra dosyasından herhangi bir açıklayıcı bilgi ve belge gelmediğini, davaya ilişkin tarafından ödenmesi istenen ve dava dilekçesi ekinde gönderilen arabulucu teklif formuna kefilliği sebebiyle istenilen 750,00 TL kısım için kabul ettiğini, icra dosyasında belirtilen tutar üzerinden tamamına itiraz ettiğini beyanla yetki yönünden itirazının kabulüne karar verilmesini, icra takibinin durdurulması yönünde alınan kararın devamına, davacının haksız yere mahkemeye başvurması sebebiyle %20 inkar tazminatını tarafına ödenmesine, takibin iptali ilişkin kararın alınmasını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; İİK.nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmıştır.
Mahkememizce İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası celbedilerek incelenmiştir. İcra takip dosyasının incelenmesinden; davacı banka tarafından dava dışı asıl borçlu ile davalı aleyhine 15/05/2018 tarihinde 3.501,69-TL. asıl alacak, 4.736,37-TL. işlemiş gecikme faizi, 223,47 TL. ihtar gideri, 236,82-TL %5,00 BSMV olmak üzere toplam 8.698,35-TL. üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, örnek 7 nolu ödeme emrinin davalı (borçlu) …’a 23/05/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlu tarafından 29/05/2018 tarihinde yasal süresi içerisinde borca itiraz edildiği, 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde davacı banka tarafından davalı aleyhine huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığı görülmüştür.
Davalı tarafından mahkememize sunulan cevap dilekçesi ile Bodrum mahkemelerinin ve icra dairelerinin yetkili olduğu belirtilerek mahkemenin ve icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiştir. Ancak İstanbul …İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosayına sunulan 23/05/2018 tarihli itiraz dilekçesinde icra dairesinin yetkisine itiraz edilmediğinden icra dairesinin yetkisinin kesinleştiği, ayrıca Davacı Banka… Şubesi ile dava dışı … arasında 23.03.2015 tarihli sözleşmenin 31.1. maddesinde İstanbul mahkemelerinin ve icra dairelerinin de yetkili kılındığı görüldüğünden mahkememizin iş bu davada yetkili olduğu anlaşılmıştır. Zira, HMK’nun 17.madesinde; “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır” hükmü getirilmiş ve TTK 7/2 gereği teselsül karinesi gereği sözleşmedeki yetki koşulu sözleşmeye kefil olan davalıyı bağlayacaktır.
Uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir. Bilirkişi … tarafından alınan 26/07/2019 tarihli bilirkişi raporunda; Davacı … Şubesi ile dava dışı … arasında 20.03.2015 tarihli 750.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davalı …’ın sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığı, genel kredi söleşmesinin taksitli ticari kredi başlıklı 43.maddesinde yer alan hüküm doğrultusunda davacı bankanın Genel Kredi Sözleşmesinin ayrılmaz parçası ola¬rak ana para miktarı, akdi faiz oranı, taksit tutarı, aylık ödememe günleri ve de aylık taksit miktarı belirlenecek şekilde düzenleyeceği ödeme planı doğrultusunda taksitli ticari işletme kredisi kullandırıbileceğinin açık olduğu,sözleşmenin 22. maddesi ile; kredinin muacceliyet ve temerrüt faizi oranının düzenlenmiş olduğu, konu sözleşme içeriğine göre kullandırılacak krediler nedeniyle yasa ve Yargıtay ka-rarlarına uygun biçimde temerrüt faizi uygulanması kabul edildiği, Davacı banka asıl borçlu dava dışı … – … TİCARET ve davalı müteselsil kefil tarafından imzalanmış sözleşme içeriğine uygun olarak 10.000,00 TL. ANA PARA tutarlı İlk taksit ödemesi 12.12.2016 de başlamak ve 12.11.2018 tarihinde son taksit ödemesi olacak şekilde 24 aylık, aylık akdi faiz oranı %1,80 ticari kredi ödeme planı hazırlanmış olduğu, yukarıda belirtilen kredinin dava dışı asıl borçlu tarafından 10.01.2018 tarihli 14. taksit dahil gecikmeli de olsa ödemelerinin yapılmış olduğu, bundan sonraki taksitlerin ödenmiş olduğuna rastlanılamamış olduğu, dava dışı asıl borçlu ve davalı müşterek borçlu ve müteselsil kefilin borcunun kat 09/02/2017 tarihi itibariyle herhangi bir taksitin ödenmiş olduğuna rastlanılamadığı, ilk taksit vadesinin 12.12.2016 olmasına karşın, ödemelerin 24.02.2017 tarihinde başlamış oldu¬ğu, dolayısı ile kat ve hatta temerrüt 16.02.2017 tarihi itibariyle 10.000,00 TL’sı anapara tutarı ve vadesi geçmiş 12.12.2016, 10.01.2016, 10 02.2016 tarihli taksitlerin bulun¬duğu, Davacı bankanın, Kahramanmaraş … Noterliğinin 09.02.2017 tarih …yevmiye nolu ihtarnamesini keşide edildiği, dava dışı asıl borçlu ile davalı muhatap…’a Tebligat Kanununun 21. Maddesi gereği 14.02.2017 tarihinde muhtara tebliğ edildiği, muhatapların 16.02.2017 tarihinde temerrüde düşmüş olduğu kanaatine varıldığı, taraflar arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmesi “Temerrüt Faizi Ve Diğer Mali Yükümlükler” başlıklı 22. maddesi ile; “. . . kredi borcunun muaccel olduğu tarihte cari olan “Bankanın TCMB’na uygulayacağını bildirdiği en yüksek kredi taiz oranına bu oranın yüzde yüzünün ilavesiyle bulunacak oran” üzerinden hesaplanacak oran olduğunu, ödeyeceği faiz yanında fon, vergi, harç vb. . . ödeyeceğini kabul eder.” hükmünün bulunduğu, bu konuda davacı bankanın yıllık %100 temerrüt faizi talep etmiş ise de, incelemeye sunmuş olduğu 24.01.2017 tarihli Kredi Yıllık Azami Faiz Oranları Bildirim Formu içeriği ile konu emsal kredilere (İşletme Kredileri) ne uygulanabilecek en yüksek faiz oranı olarak yıllık %50 oranı belirlenmiş olduğu, bunun %100 fazlasının ise yıllık %100 oranına tekabül etmekte olduğu, dolayısı ile bankaca davaya konu Taksitli Ticari kredisine uygulanabilecek Temerrüt faiz oranının yıllık %100 olması gerektiği kanaatine varıldığı ve banka talebi ile tespitlerinin örtüştüğü, davacı bankanın dava dışı asıl borçlu ve davalı müşterek borçlu ve mütesemsil kefilden Kat 09.02.2017 ve Temerrüt 16.02.2017 tarihi itibariyle 10.000,00 TL. Iık ana para tutarı ve vadesi geçmiş 12.12.2016, 10.01.2016, 10.02.2016 tarihli taksitler faizi ve BSMV.leri alacaklı bulunduğu, ancak temerrüt sonrası borçlular tarafından en son 10.01.2018 tarihli 14. taksit dahil ödendiği, 10.01.2018 tarihli 14.taksit sonrası kalan ana para bakiyesinin 4.728,17 TL omarak görülmekte ise de davacı bankanın takip talebi ile 3.501,69 TL asıl alacak talep ettiği taleple bağlılık ilkesi gereğince talebi olan 3.501,69 TL’nın asıl alacak olarak dikkate alınması ve bu tutara son ödeme tarihi 10.01.2018 tarihinden itibaren yıllık %100 temerrüt faizi ve BSMV ile birlike davacı bankanın takip tarihi ile dava dışı asıl borçlu ve müteselsil kefilden 3.501,69 TL asıl alacak, 1.225,59 TL işlemiş temerrüt faizi ve 61,28 TL %5 BSMV, 223,47 ihtarname masrafı olmak üzere toplam 5.012,03 TL nakit alacaklı olduğu, davacı bankanın işlemiş faiz ile BSMV yönünden taleplerinin fazla olduğunu, 15.05.2018 takip tarihinden itibaren 3.5069 TL. asıl alacak üzerinden yıllık %100 oranında temerrüt faizi ve %5 BSMV. uygulanması gerektiği, davalı müşterek borçlu ve müteselsil kefilin kefalet sözleşmesinde belirtilen azamî miktara (Kefalet limitleri ile sınırlı olarak) 750.000,00 TL. ya kadar, asıl borçlunun tüm anapara, işlemiş ve işleyecek faizler, vergiler vs. masraflardan sorumluluğunun bulunması nedeniyle yukarıda tespit edilen 5.0103 TL’nin tamamından ve takip sonrası temerrüdünün hukuki sonuçlarından sorumlu olduğu belirtilmiştir.
Dosya içerisindeki Genel Kredi Sözleşmesi başlıklı sözleşmenin incelenmesinden, davalı …’ın 20/03/2015 tarihinde 750.000-TL. kefalet limitiyle sorumlu olmak üzere müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzaladığı, kefaletin kefalet tarihinden sonraki borçlarla birlikte önceki kredileri de kapsayacağı anlaşılmaktadır. Bir kefaletin geçerli olarak kabul edilebilmesi için yazılı şekilde yapılması, kefilin sorumlu olacağı belirli bir miktarın açıkça gösterilmesi, kefalet edilen borcun geçerli bir borç olması, kefilin medeni hakları kullanma ehliyetinin bulunması gerekir. Tüm bu şartların somut olayda ve dosya kapsamındaki sözleşmede bulunduğu anlaşılmaktadır. TBK’nun 589. ve 590. maddelerine göre kefil her durumda kefalet sözleşmesinde belirtilen azami miktara kadar sorumludur. Davacı banka tarafından davalıya keşide edilen ve dosyada bulunan ihtarname ile hesap borcu kat edildiğinden, takip ve dava konusu miktar da davalının sözleşmede belirlenen kefalet limitinin altında olduğundan kefilin takip ve dava konusu borçtan sorumlu olduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamı ile uyumlu bulunarak hükme esas alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; Dava dışı… ile davacı …Bordum Şubesi arasında 20.03.2015 tarihli 750.000 TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davalı …’ın sözleşmeyi müteselsil kefil olarak imzaladığı, kefil olunan miktarın 750.000 TL olduğu, Kahramanmaraş … Noterliği’nden gönderilen 09/02/2017 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarname ile sözleşme hükümlerinin ihlal edilmesi nedeniyle hesabın 09/02/2017 tarihinde kat edildiğinin bildirildiği ve borcun ödenmesinin ihtar edildiği, hükme esas alınan bilirkişi raporu ile takip tarihi itibariyle toplam alacak miktarı 5.012,03 TL olarak hesaplandığı ve hesaplanan bu miktarın davalı kefilin kefalet limitinden daha az olmakla kefilin borcun tamamından sorumlu olduğu kanaatine varılmış, anılan durum karşısında takiplerin konusu alacağın likit ve hesap edilebilir nitelikte olması nedeniyle davalı-borçlunun İİK’nın 67/2. maddesine göre hükmolunan alacağın %20 oranı üzerinden hesaplanan icra inkar tazminatından da sorumlu olması gerektiği hususu da göz önünde bulundurularak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Gerekçesi ekli kararda belirtileceği üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile,
Davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 3.501,69 TL asıl alacak, 1.225,59 TL işlemiş faiz ve 61,28 TL %5 BSMV, 223,47 ihtar masrafı olmak üzere toplam 5.012,03 TL üzerinden aynen devamına,
Asıl alacak 3.501,69 TL’nin %20’si oranında (700,33 TL) icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafın diğer ve fazlaya ilişkin taleplerinin REDDİNE,
2-Davalının inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Harçlar Kanunu Hükümlerine göre alınması gereken 342,37-TL ilam harcından peşin alınan 148,55-TL harcın mahsup edilerek 193,82-TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü yazılı olan 1.105,05-TL yargılama giderinden davanın kabul edilen miktarı nazara alınarak yapılan oranlamaya göre 714,90-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte olan AAÜT gereğince 2.725,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Artan avansın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde, Mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere istinaf yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair verilen karar, hazır olan Davacının yüzüne, davalının yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı.. 23/10/2019

Katip …

Hakim …

HARÇ BEYANI YARGILAMA GİDERİ (DAVACI)
342,37-TL İLAM HARCI 148,55-TL PEŞİN HARÇ
148,55-TL PEŞİN HARÇ 35,90 TL BAŞVURU HARCI
193,82 TL BAKİYE İLAM HARCI 750,00 TL BİLİRKİŞİ ÜCRETİ
169,6 TL TEB.MÜZ.GİDERİ
1.104,05-TL TOPLAM GİDER