Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/752 Esas
KARAR NO : 2022/121
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/12/2014
KARAR TARİHİ : 15/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; müvekkilinin davalı … A.Ş.den İstanbul İli, … İlçesi, Merkez Mahallesi, … Ada, … Pafta, 3 Parselde inşa edilen … projesinden 5. Kat 36 nolu bağımsız bölümü ofis olarak kullanmak üzere bir ortak arkadaış ile birlikte 462.000 amerikan doları bedel artı %1 KDV’sini de ödeyerek satın aldığını, müvekkilinin 21.04.2011 tarihinde …. Noterliğinde imzalamış olduğu düzenleme şeklinde satış vaadi sözleşmesinde müvekkilinin satış aldığı 36 nolu bağımsız bölüm alan metre karesinin brüt 126,00 metre kare göründüğünü, sözleşme imzalandıktan üç yıl sonra gayrimenkulun diğer davalı … A.Ş. Tarafından tapu ile teslim edildiğini, tapuda dairenin satış bedelinin 731.133,87-TL olarak gösterildiğini, müvekkilinin söz konusu ofisi teslim aldıktan sonra kendi imkanı ile metrekare alanını ölçtürdüğünde 71,82 metre kare olduğunu gördüğünü, müvekkiline satışan dairenin brüt metre kareleri ile net metre kareleri arasında %43 fark bulunduğunu, davalı … ‘dan satın almış olduğu 5. Katta bulunan 36 nolu bağımsız bölümün eksik metrekare ile teslim edildiğini, bedelin tenzilini talep ettiğini beyan ederek davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekilinin cevap dilekçesi özetle; taraflar arasında … Kat 5 Bağımsz Bölüm N:36 ve brüt 126 metrekareli rezidansa ilişin olarak 21/04/2011 tarihli taşınmaz satış sözleşmesi akdedildiğini, müvekkilinin projenin ruhsatını 31.03.2011 tarihinde aldığını, davacının ayıp iddiasının 30 gün içinde müvekkiline bildirmediğinden davanın reddi gerektiğini, müvekkilinin dava konusu taşınmazı sözleşme ve teknik şartnameye ve projeye uygun olarak imal ettiğini, davacının bu bağımsız bölüm ile birlikte 25282,74 metre kare ortak alanda da hak sahibi olduğunu ve yapına isabet eden miktar nispetinde davacının tapudaki hissesinin arttığını, dava konusu taşınmazın niteliğinin residans olduğu ve davacının da tacir olmadığı nedenle Mahkemenin görevsiz olduğunu dosyanın görevli ve yetkili tüketici mahkemesine gönderilmesi gerektiğini beyan etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekilinin cevap dilekçesi özetle; ne satış vaadi sözleşmesinde ne de tapu senedinin üzerinde söz konusu bağımsız bölümlerin iddia edildiği şekilde ofis olduğunu gösteren bir bilgi bulunmadığı gibi bilakis tapu senedinde taşınmazın niteliği, residans olarak gösterildiğini, şahıs olan davacı tüketicinin residans niteliğine sahip olarak satın aldığı bağımsız bölümü ne şekilde kullanacağının yalnız kendisine ait bir durum olduğunu beyanla görev itirazında bulunarak dosyanın görevli tüketici mahkemelerine gönderilmesini talep etmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 4. maddesinde; Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; denilerek Ticaret Kanunun ve diğer bazı kanunların hükümlerinin uygulanmasından çıkacak uyuşmazlıklardan kaynaklanan davaların ticari dava niteliğinde olduğu ve ticaret mahkemelerinin görevine girdiği sayılmıştır.
Taraflar arasındaki ihtilaf, yapılan konut (rezidans) satışına ilişkin noterde yapılan taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ve tapuda taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklanmaktadır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucu mahkememizce 08/06/2015 tarih ve 2014/ … Esas 2015/ … Karar sayılı ilamıyla davanın görevsizlik nedeniyle reddine karar verilmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 24/05/2017 tarih ve 2016/ … Esas 2017/ … Karar sayılı ilamıyla; ”Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder. 6502 sayılı yasanın 73. maddesi, bu Kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Bir hukuki işlemin sadece 6502 Sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. Temyize konu is bu dava, taraflar arasında düzenlenen düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ve sözleşme hükümleri gereği ofis (işyeri) olarak kullanılmak amacıyla tapuda devri yapılan taşınmazın, satış vaadi sözleşmesinde yer alan metrekaresi ile davacı tarafından metrekare ölçümü yaptırılması neticesinde ortaya çıkan metrekare farkı nedeniyle bedelden indirime ilişkin alacak davasıdır. Eldeki davada davacı davaya konu taşınmazı ofis (işyeri) olarak kullanmak amacıyla satın almıştır. Hâl böyle olunca davacı Tüketicinin Korunması Hakkında kanunda tanımlanan tüketici sıfatını taşımamaktadır. Görev kamu düzenine ilişkın olup, yargılamanın her aşamasında gözonune alınır. O halde Mahkemece, işin esasına girilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.” gerekçesiyle davacının temyiz talebinin kabulü ile kararın bozulmasına karar verilmiş ve dosya yeni bir esas almıştır.
Mahkememizce dosyanın bilirkişi heyetine tevdi ile mahalde keşif icrasına ile rapor aldırılmasına karar verilmiş olup, Yüksek Mimar Restorasyon Uzmanı bilirkişi …, İnşaat Mühendisi bilirkişi … ve Gayrimenkul Uzmanı bilirkişi … tarafından sunulan 21/01/2020 tarihli bilirkişi heyet raporu özetle; ”Teknik Bilirkişi Değerlendirmesi; Net alanın 74,33 m2 den 69,96 m2 ye düşmesi ile 4,37 m2 net alan kaybından (%5,88 eksilme) brüt alanın yeniden hesaplanması gerekeceği, bu hesap yöntemi ve bu verilerle hesaplama yapıldığında 74,33 m2 net alana düşen 126,81 m2 brüt alan için 69,96 m2 net alan için brüt alanın da %5,88 eksilmesi gerekeceği kabulü ile 126,81 m2 brüt alanın yaklaşık 7,46 m2 eksilerek 119,35 m2 mertebesinde hesaplanması gerekeceği, sözleşmeye göre brüt 126,00 m2 sözleşme eki plan şemasına göre net 74,33 m2 olan davaya konu taşınmazın tadilat projesi neticesi 4,37 m2 net alan kaybı ile net 69,96 m2 olduğu, dosyaya davalı tarafça sunulmuş olan net/brüt alan hesabı yüzdeleri ile yapılan hesaplama ile net alan olarak %5,88 eksilme ile 4,37 m2 olarak eksik teslim nedeniyle brüt alanın da %5,88 eksilmesi gerekeceği kabulü ile 126,81 m2 brüt alanın da 7,46 m2 eksik teslim ile 119,35 m2 mertebesinde olduğu, Gayrimenkul Uzmanı Bilirkişi İncelemesi; Davaya konu taşınmazda rapor tarihi itibariyle rayiç bedel tespiti için aynı binadaki emsallerden yararlanılarak taşınmazın bulunduğu projede yaklaşık m2 birim bedelinin 14.183,00 TL olduğu, 4,37 m2 net alan kaybının kabulü halinde 4,37 m2 x 14.183,00 TL = 61.980,00 TL olduğu, Nisbi Metod: Satış bedelinden indirilecek miktarın tespitinde doktrinde mutlak metod , nispi metod ve tazminat metodu adıyla bilinen değişik görüşler mevcutsa da Yargıtay tarafından öteden beri uygulanan nispi metod olarak adlandırılan hesaplama yöntemi benimsendiği, bu metoda göre satış tarihi itibariyle satılanın ayıpsız ve ayıplı değerleri arasındaki oranın satış bedeline yansıma miktarı belirlendiği, başka bir ifade ile satılanın taraflar kararlaştırdıkları satış bedeli gözetilmeksizin satış tarihi itibariyle gerçek ayıpsız rayiç değeri ile ayıplı haldeki rayiç değeri ayrı ayrı belirlenerek bu iki değerin birbirine bölünmesi suretiyle elde edilecek oran satış bedeline uygulandığı, satış tarihinde 126,81 m2 taşınmazın bedeli 462.000 USD, satış tarihinde 119,35 m2 taşınmazın bedeli 434.821 USD olduğu, 462.000 USD / 434.821 USD = 1,06 tenzil düşülecek olursa 434.821 USD x ( 2 – 1,06 ) = 4.609 USD olduğu” kanaatiyle rapor tanzim etmişlerdir.
Mahkememizce davalıların itirazları doğrultusunda bilirkişilerden ek rapor aldırılmasına karar verilmiş olup, Yüksek Mimar Restorasyon Uzmanı bilirkişi …, İnşaat Mühendisi bilirkişi … bilirkişi … tarafından sunulan 31/12/2020 tarihli bilirkişi heyet ek raporu özetle; ””Davalı … A.Ş. 14.07.2020 KK tarihli bilirkişi raporuna itiraz ve beyan dilekçesi incelendiğinde; Davalı tarafın 2. Maddede kendi cümlesi ile ”Oysa Sayın Bilirkişiler yapılan keşif esnasında dikkatle inceleme yapmış olsalardı projede yer alan şaftın fili durumda inşa edilmediğini tespit etmiş olacaklardı. Projede yer almasına rağmen fili durumda inşa edilmeyen bir şaftın var olduğundan bahisle hesaplama yapıp eksik imalat yapıldığını tespit etmek kabul edilebilir bir durum olmadığı gibi, hakkaniyet ölçüleri ile de bağdaşmamaktadır.” diyerek şaftın projesinde yer aldığını kabul ve beyan ettiklerini, yine aynı şekilde, davalı … .Ş. 14.07.2020 KK tarihli bilirkişi raporuna itiraz ve beyan dilekçesi incelendiğinde; Davalı tarafın 2. Maddede kendi cümlesi ile; 2a ve 2d maddesinde; a)Bilindiği üzere mekanik veya elektronik şaftlar; bir bina içerisinde aynı hizada bütün katlara sirayet edecek şekilde tasarlanan, binanın zemininden çatısına kadar belirli iletimlerin (elektrik, su, klima vb.) sağlanmasına yarayan, modern aktarım bölümleridir. Müvekkil şirket, inşaat projesinin başında, davacının bağımsız bölümünün de bulunduğu dikey düzlemde bir mekanik şaft inşa etmeyi planlamış, buna göre proje çizmiştir. Ancak devam eden süreçte, bina içerisindeki diğer şaftların yeterli olacağına, davacının bağımsız bölümünden de geçen şaftın kaldırılmasına karar verilmiştir. Bunun sebebi, teknik anlamda bu şafta ihtiyaç bulunmamasıdır. Bu duruma istinaden ilgili idareden izinler alınmış, nihayetinde şaft hiç inşa edilmemiştir. b)Nitekim şaftın hiç inşa edilmediği, 21.12.2018 tarihli keşif sırasında da gözlemlenmiştir. Keşif sırasında çekilen fotoğraflar (Rapor’un 11. sayfası) incelendiğinde, proje üzerinde mevcut görünen şaftın mahalde mevcut olmadığı açıkça görülebilmektedir. c)Kaldı ki, yukarıda açıklandığı üzere, bir mekanik şaftın binanın tabanından çatısına aynı dikey hizada devam etmesi gerekmektedir. Ancak dava konusu bağımsız bölümün tam bir üst katında yer alan ve mimari özellikleri neredeyse aynı olan 52 no.lu bağımsız bölümde de böyle bir şaft bulunmamaktadır. Bu durum, Rapor’un tarafımıza ulaşması sonrasında müvekkil şirketçe yerinde gözlemlenmiş ve fotoğraflanmıştır. d) Projede mevcut olmasına rağmen hiç inşa edilmeyen, dolayısıyla da keşif sırasında orada olmayan bir şaftın, nasıl olup da Rapor’a aktarıldığı tarafımızca anlaşılamamaktadır. Şaft mevcutmuş gibi hesaplama yapılması, en hafif tabirle, hilaf-ı hakikattir. Diyerek şaftın projesinde yer aldığını kabul ve beyan etmektedirler. Ayrıca yine davalı … A.Ş. Tarafından Bu duruma istinaden ilgili idareden izinler alındığı, nihayetinde şaft’ın hiç inşa edilmediği, beyan edilmekle birlikte, kök rapor sonrası dosya kapsamından, bu itirazını destekleyecek, herhangi bir resmi bilgi belgenin dosyaya sunulmadığı anlaşılmaktadır. Onaylı projede böylesi bir değişiklik; fiili duruma uygun tadilat projesi çizilerek yeniden onaylanmasını ve ruhsata bağlanmasını gerektirmektedir. Bu konuda, ilgili belediyesinden görüş alınması hususu Sayın Mahkemenizin takdirlerine saygıyla arz olunur. Aslında her iki davalı da itirazlarında; “projede yer almasına/mevcut olmasına rağmen” şeklinde bir ibare kullanmaları ile, kök raporda teknik olarak tespit ettiğimiz ve değerlemeye esas aldığımız eksikliği ikrar etmektedirler.
Kök raporumuzda ayrıntılı olarak incelendiği ve açıklandığı üzere … Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğü tarafından mahkemenize gönderilen 07.12.2018 tarih ve 31636 sayılı yazı ekinde
24.06.2013 tarih, 3019/… sayılı … için düzenlemiş Yapı Kullanma İzin Belgesi bulunan davaya konu taşınmaz için; Ruhsata ve iskana esas projesine aykırı olarak şaft alanının yapılmaması ve buna ilişkin ilgili idareden izinler alındığı, yönünde taraf beyanını destekleyici onaylı tadilat projesi, tadilat ruhsatı vb. resmi belge sunulmadığı anlaşılmakla, Aslında her iki davalı da itirazlarında; “projede yer almasına/mevcut olmasına rağmen” şeklinde bir ibare kullanmaları ile, kök raporda teknik olarak tespit ettiğimiz ve değerlemeye esas aldığımız eksikliği ikrar etmektedirler.
Kök raporumuzda ayrıntılı olarak incelendiği ve açıklandığı üzere … Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğü tarafından mahkemenize gönderilen 07.12.2018 tarih ve 31636 sayılı yazı ekinde
24.06.2013 tarih, 3019/… sayılı Yeni Yapı için düzenlemiş Yapı Kullanma İzin Belgesi bulunan davaya konu taşınmaz için; Ruhsata ve iskana esas projesine aykırı olarak şaft alanının yapılmaması ve buna ilişkin ilgili idareden izinler alındığı, yönünde taraf beyanını destekleyici onaylı tadilat projesi, tadilat ruhsatı vb. resmi belge sunulmadığı anlaşılmakla, yapı kullanım izin belgeli, davaya konu taşınmazın onaylı projesinde, davaya konu bağımsız bölüm içinde şaft yer aldığından, bu onaylı yasal projeye göre de eksik yüzölçümü tespitimizde bir isabetsizlik bulunmadığı sabittir. Yine kök raporumuzda ayrıntılı olarak incelendiği ve açıklandığı üzere; Taraflar arasındaki sözleşmede;11-a’da Alıcı’nın, Projenin herhangi bir safhasında … tarafından Projesinde, yerleşim planında, kadastral planda ve vaziyet planında tadilat ve her türlü değişiklik yapılabileceğini bildiğini, Projede herhangi bir nedenle değişiklik yapılması/yapılmasının gerekmesi halinde değişikliklere itiraz etmeyeceğini, yapılacak değişiklikleri kabul edeceğini beyan ve taahhüt ettiği; değişiklik halinde bağımsız bölümün net iç alan m2 ‘sinin korunması esas olduğu; Net iç alan m2’sinin değişmesi durumunda ek bedel talebi veya iadesi yapılabileceğinin imza altına alındığı da açıktır. bu nedenle tarafların bu husustaki itirazlarını destekleyici herhangi bir resmi bilgi belgenin dosyaya sunulmadığı anlaşılmakla, itirazları yerinde bulunmayarak, kök raporumuzun aynen geçerli olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. Ayrıca davalı … Ve İnşaat A.ş. 14.07.2020 kk tarihli bilirkişi raporuna itiraz ve beyan dilekçesindeki 4)dava konusu ayıp iddiasının ancak “açık ayıp”a tekabül edebileceği rapor dışı bırakılmıştır. Şeklindeki itirazı yönünden incelendiğinde de, Davaya konu bağımsız bölümdeki eksik yüzölçümü teslimi; onaylı projesine göre eksik teslim olduğundan ve fiili olarak şaft mevcut olmadığından, bu eksikliğin açık ayıp olarak değerlendirilemeyeceği sonuç ve kanaatine varılmıştır. Tüm dosya kapsamı ve eklerinde yeniden yapılan incelemeler neticesi tüm hukuki değerlendirme ve nihai takdir Sayın Mahkemenize ait olmak üzere, kök raporumuzun aynen geçerli olduğu” kanaatiyle ek rapor tanzim etmişlerdir.
Mahkememizce dosyanın yeni bir mimar bilirkişiye tevdi ile taraflar arasındaki 21/04/2011 tarihli Satış vaadi sözleşmesi ile brüt olarak 126 metre kare yer teslim edileceğinin taahhüt edildiği bu göz önünde bulundurularak taşınmazın dava tarihi olan 16/12/2014 tarihinde brüt olarak davacıya ne kadar yer teslim edildiği, 21/04/2011 tarihi itibariyle onaylanmış mimari projede davacıya ne kadar net yer teslim edileceğinin gözüktüğü sonrasında gerçekleşen tadilat projesiyle dava tarihi olan 16/12/2014 tarihi itibariyle davacıya hukuken ve fiilen teslim edilen net miktarın tespitine bu tespitlerden sonra davacı yönünden semen tenzili gerekmesi halinde davacının 1/2 hissedar olduğu da göz önünde bulundurularak tenzili gereken miktarın hesaplanmasının istenilmesine karar verilmiş olup, Mimar / Proje ve Uygulama Denetçisi bilirkişi … tarafından sunulan 12/07/2021 tarihli bilirkişi raporu özetle; ”Dava konusu taşınmazın yerinde yapılmış olan incelemeler, ölçümler ve dosya kapsamı incelemeleri sonucunda hususlar ve hesaplamalar doğrultusunda; 5.kat 36 numaralı bağımsız bölümün satış sözleşmesinde brüt alanı 126,00 m2 olarak gösterildiği, yapılan hesaplama sonucunda satış sözleşmesindeki net alanının 74,47 m2 olduğu, 5.kat 36 numaralı bağımsız bölümün ilk ruhsat projesinde içerisine proje ihtiyacı doğrultusunda 4,51 m2 ilk şaft alanı yerleştirilmiş olduğu ve 36 numaralı bağımsız bölümün toplam net alanının 69,96 m2 ye düştüğü, 5.kat 36 numaralı bağımsız bölümün tadilat ruhsat projesinde ilk ruhsat projesinden farklı bir durum olmadığı ve net alanının 69,96 m2 olduğu, yapılan inceleme ve ölçümler sonucunda 5.kat 36 numaralı bağımsız bölümün ofis alanı, mutfak alanı ve tuvalet alanı dahil toplam 74,86 m2 olarak hesaplandığı, bağımsız bölüm planının ve alanının 21/04/2011 tarih ve … yevmiye no ile İstanbul 20.Noterliğinde Düzenleme Şeklinde Satış Vaadi Sözleşmesi ekindeki plan şeması ile uyumlu olduğunu sözleşmedeki plan şemasına göre net alanın 74,47 m2 olduğunu yapılmış olan ölçüm ve hesaplama sonucunda bağımsız bölümünün net alanının 74,86 m2 olarak bulunmuş olduğu ve sözleşmeden farklı olarak 0,39 m2 fazla olduğunu, yerindeki durumun sözleşme eki plandan farklı olarak sadece tuvalet kapsının mutfak tarafından açılmış olduğu, 5.kat 36 numaralı bağımsız bölümün yapılan brüt alan hesaplamasında sözleşme eki projedeki 74,47 m2 net alandan yola çıkılarak hesaplanan brüt alanın 139,93 m2 olduğu, sözleşme projesinde ve sözleşmede brüt alan 126 m2 olarak gösterildiği, sözleşme gereği madde 11-c de alıcının projenin herhangi bir safhasında … Ve İnşaat Anonim Şirketi tarafından projesinde yerleşim planında, kadastral planda ve vaziyet planında tadilat ve her türlü değişiklik yapılabileceğini bildirdiğini, projede herhangi bir nedenle değişiklik yapılması / yapılmasının gerekmesi halinde değişikliklere itiraz etmeyeceğini, yapılacak değişiklikleri kabul edeceğini beyan ve taahhüt ettiği, değişiklik halinde bağımsız bölümün net iç alan m2 sinin korunması esas olduğu, net iç alan m2 sinin değişmesi durumunda ek bedel talebi veya iadesi yapılabileceğinin imza altına alındığının görülmekte olduğunu, sonuç olarak davaya konu taşınmazın net alanının değişmemiş olduğu giydirme cephe nedeni ile cephe tarafından m2 nin az bir miktar artmış olduğu ve sözleşmede 74,47 m2 olan net alanın 74,86 m2 ye çıkmış olduğunun tespit edildiği, dolayısıyla Satış Sözleşmesi madde 11-c de ifade edildiği gibi net alan azalması oluşmadığından herhangi bir ek bedel hesaplanması yapılmadığı” kanaatiyle rapor tanzim etmiştir.
GEREKÇE :
Tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları, Yargıtay ilamı ile dosya kapsamındaki tüm belge ve bilgiler birlikte değerlendirildiğinde; davanın konusu, taraflar arasında düzenlenen düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ve sözleşme hükümleri gereği ofis (işyeri) olarak kullanılmak amacıyla tapuda devri yapılan taşınmazın, satış vaadi sözleşmesinde yer alan metrekaresi ile davacı tarafından metrekare ölçümü yaptırılması neticesinde ortaya çıkan metrekare farkı nedeniyle bedelden indirime ilişkin alacak davasıdır. Yerinde fiilen ölçüm yapılarak alınan 12/07/2021 tarihli bilirkişi raporuyla davacıya taahhüdü yapılan bağımsız bölümün brüt olarak 126,00 m2 ve net alanın ise 74,47 m2 olduğu, tadilat projesiyle net alanın 69,96 m2’ye düştüğü ancak davacıya fiilen teslim edilen net alanın 74,86 m2 ve brüt alanın 139,93 m2 olduğunun tespit edildiği bu suretle davacıya taahhüt edilen alandan daha fazla net ve brüt alan teslim edildiğinin anlaşıldığı, davalı … Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Anonim Şirketi’nin düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin tarafı olmadığından işbu davalıya husumet yöneltilemeyeceğinden bu davalı yönünden davanın husumet yokluğundan reddine, davalı … İnşaat Anonim Şirketi’nin ise taahhüdünden fazla yer davacıya teslim ettiğinden ispat olunamayan davanın bu davalı yönünden esastan reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … Anonim Şirketi yönünden davanın husumet yokluğundan REDDİNE,
2-Davalı … ve İnşaat Anonim Şirketi yönünden davanın REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu Genel Tebliği gereğince hesap olunan 80,70-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 85,40-TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 4,70-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.000,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı … ve İnşaat Anonim Şirketi tarafından yapılan 1.000,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı … ve İnşaat Anonim Şirketi’ne verilmesine,
7-HMK.nun 333 (1) maddesi uyarınca davacı tarafça yatırılan gider avansından bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası resen mahkememizce davacıya iadesine
Dair, hazır olan tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içinde YARGITAY’a hitaben yazılacak dilekçeyle TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi. 15/02/2022
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
e-imzalıdır