Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/207 E. 2021/425 K. 08.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/207
KARAR NO : 2021/425
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 02/03/2018
KARAR TARİHİ : 08/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 21/01/2018 tarihinde müvekkillerinin müşterek çocuğu olan … …’ın davalı … şirketine kaza tarihini kapsayan … poliçe numaralı Zorunlu Mali Mesuliyet Trafik Sigorta Poliçesi ile sigortalı olan … plakalı araç içerisinde yolcu konumunda iken araç sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybederek %100 oranında asli ve tam kusurlu olarak sebebiyet verdiği tek taraflı trafik kazası sonucunda vefat ettiğini, müvekkillerinin müşterek çocuğu … …’ın yolcu konumunda bulunduğu için hiçbir kusurunun bulunmadığını, müvekkillerinin destekten yoksun kalma tazminatını alabilmesi için davalı … şirketine 12/02/2018 tarihinde tüm belgeler ile birlikte yazılı olarak başvuruda bulunduğunu ancak yasal süresi içerisinde herhangi bir geri dönüş olmadığını beyanla;
Davanın kabulü ile fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik davacılardan baba … için 100-TL ve anne … için 100-TL olmak üzere toplam 200-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan sadece … Sigorta A.Ş’den poliçe limitleri ile sınırlı olmak kaydı ile sigorta şirketine başvuru tarihi olan 12/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline,
Davacılardan Baba … için 100.000-TL manevi tazminatın sadece diğer davalılar olan araç sahibi … ve araç sürücüsü …’dan kaza tarihi olan 21/01/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde … nolu 17/01/2018-17/01/2019 vadeli zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe limitleri, poliçe vadesi, sigortalının ve sürücünün kazadaki kusur, kusur oranı ve maddi zararlarla sınırlı olduğunu, davacıların müteveffanın ölümü nedeniyle uğradıkları gerçek zararın belirlenmesi için aktüerya konusunda uzman aktüer bilirkişi marifetiyle inceleme yapılmasının ve bu şekilde sigortalı araç sürücüsünün kusur durumu ve kusur oranları ve poliçe limitleri de dikkate alınarak hesap yapılmasının gerektiğini, bu nedenle tarafların kusur durumunun tespiti için kusura ilişkin rapor alınmasının gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle davacının avans faizi talebinin de yerinde olmadığını beyanla;
Davanın müvekkili yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, 21/01/2018 günü saat 16.00 sıralarında davalı sürücü … yönetimindeki … plaka sayılı aracı ile Manisa istikametinden Menemen istikametine seyri sırasında, … Mahallesi kavşağında yoldan çıkıp devrilmesi sonucu yanması ve araç içinde yolcu olarak bulunan davacıların kızı … …’ın ölümüne neden olması nedeniyle davacıların davalı … şirketinden destekten yoksun kalma tazminatı ve davacı …’ın diğer davalılar aracın işleteni ve sürücüsünden manevi tazminat talebine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; meydana gelen dava konusu trafik kazası nedeniyle desteğin ölümü nedeniyle davacıların talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatı miktarının ne kadar olması gerektiği, istenen tazminatların sigorta teminatı kapsamında kalıp kalmadığı hususlarında toplandığı anlaşılmaktadır.
Dava konusu kaza ile ilgili yürütülen, Sanığının … olduğu … Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/… esas sayılı ceza dosyasında 22/03/2019 tarih 2019/… karar numarası ile; “Sanığın sabit olan taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan eylemine uyan TCK’nın 85/2 maddesi gereğince suçun işleniş biçimi, işlenmesindeki özellikler, meydana gelen zararın ağırılığı, sanığın taksire dayalı kusur yoğunluğu dikkate alınarak takdiren ve teşdiden 9 YIL 6 AY HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA” karar verilmiş, yine ceza dosyasında alınan kusur raporunda; mahal şartlarına uygun bir hızda ve kontrollü bir şekilde seyrini sürdürmesi halinde olayı önlemesi mümkün iken mahal şartlarının üzerinde ve tehlike tevlit eder tarzda seyrini sürdürüp olayın meydana gelmesine sebebiyet veren sanık sürücü …’ın olayda %100 oranında asli kusurlu olduğu, kusur atfedilebilecek başkaca kişi veya unsurun bulunmadığı kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizce dosyanın bilirkişi heyetine tevdi ile kazanın oluşumunda kazaya karışan tarafların kusur oranları ile davacıların talep edebilecekleri tazminat miktarının hesaplanmasının istenilmesine karar verildiği, İTÜ Makine Fakültesi Em. Öğretim Üyesi Bilirkişi Prof. Dr. Müh. M. …, Tazminat Hesap Uzmanı Bilirkişi Yük. Müh. … ve Makine Yüksek Mühendisi Bilirkişi Prof. Dr. … tarafından sunulan 27/01/2020 tarihli bilirkişi raporunda; Davalı sürücü … olay sırasında belirtilen kurallara uymadan süratli seyrettiğinden, kavşağa yaklaşması sırasında hızını azaltmadığından, olay yerindeki araçları hatalı şekilde manevra ile sollamak istediğinden, belirtilen hatalı davranışları sonucu aracın kontrolünü kaybettiğinden, böylece aracın yayalara çarpması ile yol dışı kalıp devrilmesi sonucu yanarak araçta bulunan davacılar yakınının ölümüne neden olduğundan olayda asli ve tam kusurlu olduğu, Davacıların çocuğu … …’ın olayda kusursuz olduğu, yapılan hesaplamalar ile Davacı …’ın nihai ve gerçek maddi zararının 112.856,23-TL, Davacı …’ ın nihai ve gerçek maddi zararının 99.338,61-TL, Temerrüt başlangıcının davalı … yönünden 02.03.2018 dava tarihi, davalı sürücü ve isleten yönünden ise 21.01.2018 kaza tarihi ve işleyecek faizin yasal faiz olduğu kanaati bildirilmiştir.
Davacı vekili 04/03/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile; dava değerini bilirkişi raporu doğrultusunda her iki davacı için toplam 212.194,84-TL olarak ıslah ettiklerini beyan etmiştir.
Dosya kapsamı ile uyumlu bulunarak hükme esas alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde;
21/01/2018 günü saat 16.00 sıralarında davalı sürücü … yönetimindeki … plaka sayılı aracı ile Manisa istikametinden Menemen istikametine seyri sırasında, … Mahallesi kavşağında yoldan çıkıp devrilmesi sonucu yanması ve araç içinde yolcu olarak bulunan davacıların kızı … …’ın vefat ettiği,
Davalı sürücü … olay sırasında belirtilen kurallara uymadan süratli seyrettiğinden, kavşağa yaklaşması sırasında hızını azaltmadığından, olay yerindeki araçları hatalı şekilde manevra ile sollamak istediğinden, belirtilen hatalı davranışları sonucu aracın kontrolünü kaybettiğinden, böylece aracın yayalara çarpması ile yol dışı kalıp devrilmesi sonucu yanarak araçta bulunan davacılar yakınının ölümüne neden olduğundan olayda asli ve tam kusurlu, davacıların çocuğu müteveffanın kusursuz olduğu hem mahkememiz dosyasında alınan kusur raporunda hem de ceza dosyasında alınan kusur raporunda tespit edilmiştir.
Davalı sürücü …’ın, meydana gelen olayda % 100 (yüzde yüz) oranında tamamen kusurlu olduğu, davacıların çocuğu müteveffa … …’ın, olayda kusursuz olduğu bildirilmiş mahkememizce de bu belirlemeye itibar edilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1.maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1 maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “ işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1.maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (Fikret Eren, Borçlar Hukuku, 9. Bası, s. 631 vd.; Ahmet Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku, Genişletilmiş 10. Baskı, s. 264 vd).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanunun 85.maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarar olup, buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.
Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle, ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir.
Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; oluşan ve dosya kapsamına uygun oluşu nedeniyle mahkememizce tatminkar görülerek itibar olunan bilirkişi marifetiyle hesaplanan ve kusur durumu nazara alınarak hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatından ve Yargıtay kararları davalı … şirketinin (ZMMS poliçesi kapsamında) sorumlu olduğu anlaşıldığından davacının ıslah istemi de gözetilerek Davacı … için 112.856,23-TL, Davalı … için 99.338,61-TL olmak üzere toplam 212.194,84-TL üzerinden davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Davacı … murisinin vefatı nedeni ile 100.000-TL manevi tazminat isteminde bulunmakta olup, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nın 56. maddesinde; hâkimin, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda olayın özelliklerini göz önünde tutarak zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebileceği hüküm altına alınmıştır.
Kişilik hakları, hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir, manevi tazminat, bozulan manevi dengenin yerine gelmesi için kanunun öngördüğü bir telafi şeklidir, bir yönü ile de insanlardaki kırgınlık ve kızgınlığı hatta intikam duygusunu tatmin etme aracıdır. Amacı olaydan duyulan acı, ızdırap, elem ve kızgınlığı kısmen olsun gidermek, olayı unutturarak tekrar normal hayata dönüşü sağlamaktır.
Hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır ve bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin bir zararın giderilmesini de amaç edilmemiştir. Sayılan bu ana özellikleri nedeni ile de manevi tazminatın bir taraf için zenginleşme diğer taraf için de fakirleşme aracı olarak görülmemesi gerekir. Manevi tazminatın miktarının belirlenmesinde, saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur durumu, sıfatı, işgal ettiği makamı, diğer sosyal ve ekonomik durumlarının da dikkate alınması, bunun yanında olaya göre değişebilecek hal ve şartların bulunabileceği ve TMK’nun 4. md. gereği hakkaniyetin de gözetilmesi gerektiği açıktır.
Somut olayda; meydana gelen trafik kazası sonucu çocuğunun ölümü nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hak ve adalet düşüncesi, kazanın oluş şekli ve kusur oranları, davalıların sorumluluğunun niteliği, kazadaki kusur durumları gözönünde tutularak olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşecek şekilde davacının manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Anılan durum karşısında mahkememizce davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-Davacılar tarafından davalı … aleyhine açılan destek tazminat talebinin KABULÜ ile Davacı … için 112.856,23-TL, Davalı … için 99.338,61-TL olmak üzere toplam 212.194,84-TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihi olan 22/02/2018 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalı … şirketinden tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Davalılar … ve … aleyhine davacı … tarafından açılan manevi tazminat istemli davanın KISMEN KABULÜ ile kaza tarihi, kusur durumu ve paranın satın alma gücü nazara alınarak 80.000-TL manevi tazminatın müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’a verilmesine, fazlaya dair istemin reddine,
MADDİ TAZMİNAT TALEBİ YÖNÜNDEN:
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 14.495,03-TL nispi karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 3.621-TL (ıslah harcı) harcın mahsubu ile bakiye 10.874,03-TL harcının davalı …’nden alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 23.303,64-TL nispi vekalet ücretinin davalı …’nden alınarak davacılara verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 3.656,90-TL ilk gider (Islah harcı ve başvuru harcı), bilirkişi, tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere 1.354,50-TL (maddi-manevi tazminat talebi oranına göre) Yargılama giderinin davalı …’nden alınarak davacılara verilmesine,
6-HMK. 333. md. uyarınca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde yatırana iadesine,
MANEVİ TAZMİNAT TALEBİ YÖNÜNDEN:
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 5.464,80-TL nispi karar harcından davacılar tarafından peşin yatırılan 324,24-TL (peşin harç) harcın mahsubu ile bakiye 5.140,56-TL harcının davalılar … ve …’dan alınarak hazineye gelir kaydına,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 11.200-TL nispi vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan alınarak davacılara verilmesine,
9-Davacılar tarafından yapılan 324,24-TL ilk gider (peşin harç), bilirkişi, tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere 1.354,50-TL (maddi-manevi tazminat talebi oranına göre) Yargılama giderinin red ve kabul durumu nazara alınarak takdiren 2.491,44-TL sinin davalılar … ve …’dan alınarak davacılara verilmesine,
10-HMK. 333. md. uyarınca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde yatırana iadesine,
Dair, Davacı Vekili Av. … ve Davalı … (eski … Sigorta) Vekili Av. …’nün yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/06/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır