Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/191 E. 2020/128 K. 11.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/191 Esas
KARAR NO : 2020/128
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/05/2016
KARAR TARİHİ : 11/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Müvekkilinin … ve … abone numarası üzerinden davalı şirketten elektrik enerjisi temin ettiğini, müvekkilinin tüketmiş olduğu enerji miktarı ve yasal alacak kalemleri üzerinden fatura tahakkuk ettirilmesi gerektiği halde Kayıp-Kaçak Bedeli, Dağıtım Bedeli, İletim Bedeli, Sayaç Okuma Bedeli ve Perakende Satış Hizmeti olarak adlandırılan bedeller de düzenlenerek faturalara yansıtıldığını ve müvekkil şirketten tahsil edildiğini, tüketilen gerçek elektrik bedelinin dışında kalan ve faturaya yansıtılarak müvekkilinden tahsil edilen bedellerin mal ve hizmet olarak herhangi bir karşılığı bulunmadığı gibi, bu bedellerin tahsiline dayanak oluşturacak bir yasal düzenlemede bulunmadığından bahisle 2007 yılı Ocak ayından dava tarihine kadar geçen dönem içerisinde müvekkilinden tahsil edilen bedellerin şimdilik 125.000,00 TL tutarındaki kısmının ve ilgili kanunlara aykırı bir şekilde fazladan tahsil edilen TRT Payı ve Elektrik Tüketim Vergisi’nin şimdilik 1.875,00 TL sinin ve fazladan tahsil edilen KDV tutarının şimdilik 22.837,00 TL sinin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; Öncelikle 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 82.maddesi hükmü uyarınca zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davacının davasının muhatabının Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu olduğunu, müvekkil şirketin EPDK mevzuatı ve kurul kararları gereği tespit edilen tarifelere göre faturaları tahakkuk ettirdiğini, tarifelerin uygulanması 4628 sayılı Kanunun 4. ve 5. maddeleri ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. maddesine göre lisans sahibi şirketler bakımından yasal bir zorunluluk olduğunu, müvekkil şirketin kayıp-kaçak bedeli, dağıtım bedeli vb.adlardaki bedelleri tahsil etme hak ve yükümlülüğü abonelik sözleşmesine değil kanuna dayandığından müvekkil şirketin dava konusu uyuşmazlık nedeniyle sorumluluğu bulunmadığını, tahsil edilen bu bedellere ilişkin mevcut uygulamanın hukuki kaynağının Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği ve EPDK’nın yürürlükte bulunan kararları olduğunu, müvekkil şirketin abonelerle yapmış olduğu sözleşmelerde kararlaştırılan edimlerin kapsamı dışında talepleri olmadığını, davacının ödediği bedellerin faturalarda açık ve belli olduğundan davanın belirsiz alacak davası olarak açılmış olmasını kabul etmediklerini ve tüm bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davacıdan tahsil edilen Kayıp-Kaçak Bedeli, Dağıtım Bedeli, İletim Bedeli, Sayaç Okuma Bedeli ve Perakende Satış Hizmeti, TRT Payı ve Elektrik Tüketim Vergisi ve KDV tutarının davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizce; davanın 6719 sayılı yasa ile kayıp kaçak ve sair bedellerin EPDK’nın öngördüğü ölçütler dahilinde tahsil edilmesinin hukuka aykırı olmadığı; mahkemelerin ancak EPDK tarafından belirlenen ölçülere uygunluk denetimi yapabileceğinin öngörüldüğü, konu ile ilgili Anayasaya aykırılık iddiaları nedeni ile Anayasa Mahkemesine başvurular yapılmış ise de, aykırılık iddiasının ciddi görülmemesi ve 5 aylık yasal bekleme süresinin de dolması nedeni ile Anayasa Mahkemesine yapılan başvuruların sonucunun beklenmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş olup, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
… Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 29/12/2017 tarih ve … Esas … Karar sayılı kararı ile ”Davacı tarafın Anayasa Mahkemesindeki davaların bekletici mesele yapılmamasına ilişkin istinaf sebepleri yönünden, dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı yasanın yürürlük tarihi gözetildiğinde çok sayıda mahkemenin Anayasaya aykırılık başvurularının, istinafa konu kararın karar tarihi itibariyle yasal karara bağlama süresinin geçtiği ve henüz sonuçlanmadığı, bazı mahkemelerinin başvurularının da usulden reddedildiği anlaşılmaktadır. Anayasa Mahkemesi, işin kendisine noksansız olarak gelişinden başlamak üzere beş ay içinde kararını verir ve açıklar (Anayasa m. 152,III; An. Mah. m. 28,IV c,2). Aksi halde, Anayasa Mahkemesine başvurmuş ve onun kararını beklemekte olan mahkeme, beklemeye son vererek, davayı yürürlükteki kanun hükümlerine göre sonuçlandırabilir. Dolayısıyla, mahkemenin, Anayasanın m. 152,III; Any. Mah. Kuruluş Kn m. 28,IV c,2 gereğince, Anayasa Mahkemesine başvurunun esastan incelenmesini beklemeksizin, yürürlükteki 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na, 04.06.2016 tarihli ve 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un hükümlerine göre somut olayı sonuçlandırılması ve Anayasa Mahkemesine yapılan başvuruları bekletici mesele yapmaması hukuka aykırı bulunmamıştır. Bu sebeple davacı tarafın buna ilişkin istinaf talebi yerinde görülmemiştir. Diğer yandan,yargılama sırasında yürürlüğe giren geçmişe de etkili 6719 Sayılı Kanunun 21. maddesi ile 6446 sayılı Kanunun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde EPDK.nun Kanundaki yetkileri genişletilerek ,yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir. Yine, 6719 sayılı Kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmünü, geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir. Bu sebeple, yasa değişikliği ve getirilen yeni düzenleme sebebiyle, bu bedeller maliyet unsuruna dahil edildiğinden ve bu düzenlemelerin eldeki davalara da uygulanacağı 17. maddede belirtildiğinden, mahkemelerin ve tüketici hakem heyetlerinin bu konudaki yetkileri, denetim görevi ile sınırlandırılmıştır. Davacı tarafça dava dilekçesinde, faturalara yansıtılan ve tahsil edilen TRT payı, BTV vs. bedellerinin kayıp-kaçak bedelleri üzerinden hesaplandığı, tüm bu bedellerin üzerinden % 18 KDV tahsil edildiği, bu şekilde davacıdan haksız ve fazla olarak tahsilat yapıldığı ileri sürülmüştür. Bu sebeple 3093 sayılı TRT Gelirleri Hakkında Kanun’un 4/c maddesi ile 2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanununun 37. maddesi hükümleri de gözetilerek, mahkemece uzman bilirkişi raporu alınmak suretiyle, dava dilekçesinde ileri sürülen ve yukarıda açıklanan talepler sebebiyle, hesaplamada esas alınması gereken matrahlar (aktif tüketim bedeli mi yoksa giydirilmiş bedel üzerinden mi) gözetilerek, buna göre alınması gereken miktarların ve KDV’lerinin tesbiti ile davacı taraftan bu hususta yapılan fazla tahsilat olup olmadığı ve miktarının belirlenmesi gerektiği halde, davacı tarafın bu hususta gösterdiği esasa ilişkin bu delilleri hiç toplanmadan/değerlendirilmeden karar verilmesi HMK’nun 6. maddesine aykırılık teşkil ettiğinden, davacının buna ilişkin istinaf talebinin HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kabulü ile istinaf konusu kararın kaldırılmasına” gerekçesiyle karar kaldırılmış, dosyanın mahkememize gelmesi üzerine yeni bir esasa kaydı yapılmıştır.
Mahkememizce dava dosyası ve ilgili kayıtları üzerinde inceleme yapılarak davacı alacağının varlığı yönünden bilirkişi Elektrik Elektronik Mühendisi … ‘dan rapor alınmasına karar verildiği, bilirkişi tarafından sunulan 30/01/2020 tarihli raporu özetle; ”Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun konuya ilişkin 21/05/2014 günlü ve 2013/7-2454 Esas 2014/679 Karar sayılı emsal ilamında kayıp-kaçak bedelinin tüketiciye iadesine yönelik kararı ve Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 30/09/2014 günlü ve … Esas … Karar sayılı emsal ilamında dağıtım-iletim-PSH bedellerinin de tüketiciye iadesine yönelik kararı bulunduğu, ancak 6719 sayılı Kanun ile 6446 sayılı Kanunda yapılan değişiklik ile kayıp-kaçak elektrik bedeline açıkça yasal dayanak sağlandığı, Elektrik Piyasası Kanununa eklenen geçici 20.madde nedeniyle kanunda yapılan değişikliğin derdest davalara da uygulanacağı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin kayıp-kaçak bedellerinin tüketicilerden tahsili uygulamasını hukuka aykırı bulduğu kararlarından sonra Elektrik Piyasası Kanununda yapılan değişiklikler sonucu kayıp-kaçak maliyetini tarifeler üzerinden tüketicilere yansıtmasının mevcut mevzuata uygun olduğu, 6719 sayılı Kanun ile yapılan düzenlemenin Anayasaya aykırılığı iddiası ile Anayasa Mahkemesine götürüldüğü, mevcut düzenlemeler kapsamında 6719 sayılı Kanun ile 17.maddeye 10.bent eklenmiş, açılan davalarda mahkemelerin yetkisinin bu bedellerin Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlandırıldığı, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluk denetimi için yapılan incelemelerde her bir fatura için yapılan birim fiyat analizlerinde davalı tedarikçi şirket tarafından davacı şirkete tahakkuk ettirilen dağıtım, iletim, PSH bedellerinin EPDK tarafından belirlenen sınırları geçmediği, faturalarda kayıp-kaçak bedelinin yer almadığı, dava konusu yapılan hizmet bedellerinin EPDK’nun düzenleyici işlemlerine uygun olduğu, faturalara yansıtılan dağıtım, iletim, PSH bedellerine ait birim fiyatların, davacı şirketin Tek Terim Alçak Gerilim Sanayi Tarifesi’nde fatura dönemleri itibariyle yürürlükte olan EPDK’ca belirlenen TEDAŞ birim fiyatları ile bire bir uyuştuğu, faturalarda davacı tarafça ödenmiş dava konusu edilen kalemler için fazladan tahakkuk ödemesi bulunmadığı, Enerji Fonu, TRT Payı, Belediye Tüketim vergisi kalemleri içerisine kayıp-kaçak bedelinin dahil edilmesine 2020/01 dönemi itibariyle başlanıldığı, hesaplamalarda fazladan tahakkuk bulunmadığı, sözleşme ve EPDK hükümlerine uygun tahakkuk edildiği, davacı tarafça Enerji Fonu, TRT Payı, Bedeliye Tüketim vergisi kalemlerinin talep edilemeyeceği, 2464 sayılı Kanun, 3096 sayılı Kanun ve 3093 sayılı Kanun kapsamında davalı tarafça TRT Payının davacı şirketten tahsil edilmekte olduğu” kanaatiyle rapor tanzim etmiştir.
GEREKÇE :
Tarafların iddiaları ile toplanan deliller ve usulüne uygun olarak alınan bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davacı tarafça dava dilekçesinde, faturalara yansıtılan ve tahsil edilen TRT payı, BTV vs. bedellerinin kayıp-kaçak bedelleri üzerinden hesaplandığı, tüm bu bedellerin üzerinden % 18 KDV tahsil edildiği, bu şekilde davacıdan haksız ve fazla olarak tahsilat yapıldığı ileri sürülmüş olup 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilerek,Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir. Yine, 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; Geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmünü, Geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir. Yukarıda açıklanan bu yasa değişiklikleri birlikte değerlendirildiğinde; Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu kararlarına dayanılarak alınmış olan ve dava konusu yapılan bedeller ile ilgili olarak açılan (ve halen derdest olan) davalar, (açıklanan yasa değişikliklerinin yürürlüğe girmesiyle birlikte) konusuz kalmıştır. Alınan bilirkişi raporuyla davalı tarafça yapılan fazladan tahakkuk bulunmadığı ve kesintilerin mevcut mevzuata uygun olduğunun bildirildiği görülmüştür. Uyuşmazlıkla ilgili yargılama sırasında yasa değişikliklerinin yürürlüğe girmesiyle birlikte dava konusuz kalmış olup dava açıldıktan sonra hasıl olan yasa değişikliği nedeniyle, davacının dava açmasında haksız sayılamayacağı cihetle; konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı yararına maktu vekalet ücreti takdir edilmesine ayrıca yapmış olduğu yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Dava konusuz kaldığından esas hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu Genel Tebliği gereğince hesap olunan 54,40-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 2.556,71-TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 2.502,31-TL harcın kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 3.400,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 54,40-TL harç ve 931,00-TL yargılama gideri olmak üzere toplam 985,40-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-HMK. 333. md. uyarınca taraflarca yatırılan gider avansından bakiyesinin kararın kesinleşmesinden sonra talepleri halinde taraflara iadesine,
Dair, hazır olan tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.11/02/2020

Katip …
☪e~imzalıdır.☪

Hakim …
☪e~imzalıdır.☪