Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/182 E. 2021/452 K. 15.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/182 Esas
KARAR NO : 2021/452
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/02/2018
KARAR TARİHİ : 15/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; 07/06/2016 tarihinde müvekkil şirketin altyapı tesislerinin davalı şirket tarafından yapılan satış ofisi su çalışmaları esnasında hasara uğradığını, hasar nedeniyle müvekkil şirketin 2.239,93 TL maddi zararının meydana geldiğini ve hasarı giderdiklerini, alacaklarının rızaen tahsili mümkün olmadığından fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 2.239,93 TL zararın hasar tarihinden itibaren T.C. Merkez Bankası’nın kısa vadeli avanslara uygulanan değişen oranlarda avans faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; Somut olayda müvekkiline husumet yöneltilmesini gerektirecek hiçbir maddi ve hukuki olgu ve dayanak bulunmadığından müvekkilli açısından pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle davanın usulden reddi gerektiğini, müvekkilinin şirket merkezinin Beykoz/İstanbul hudutlarında bulunduğundan davacının davasının yetkisi bulunmadığını ve davanın yetki bakımından reddi gerektiğini, ispat yükü davacı tarafta olduğundan davacının davasını dayandırdığı olguları ispat etmesi gerektiğini, dava konusu zararın meydana geldiği yerde müvekkili tarafından üstelenilmiş bulunan satış ofisi atık su çalışmasının kesinlikle söz konusu olmadığını, davacının da bu hususu somutlaştıramadığını ve hiçbir delil ileri süremediğini ve tüm bu nedenlerle davanın reddine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davacının zarar bedelinin davalıdan tahsili istemine ilişkin alacak davasıdır.
Taraflarca delil olarak; hasar tespit tutanağı, fotoğraflar, hasar dosyası, tanık, bilgi ve belgeler, ticari defter kayıtları ve bilirkişi incelemesine dayanılmış olup, gösterilen deliller toplanarak dosya arasına konulmuştur.
Mahkememizce tarafların tanıklarının dinlenmesine karar verilmiş olup, tarafların tanıklarına çıkartılan davetiye ile beyanları alınmakla;
Tanık …’nin 25/01/2019 tarihli celse beyanında; ”Ben … A.Ş’de tekniker olarak çalışıyorum, olayı hatırladım, … koordinasyon merkezinin fiber optik kablosu kopmuş bize direk alarm olarak geldi, hasarın nerede gerçekleştiğini görmek üzere sahaya gittiğimizde, … güzarhının … Şantiyesi sınırında hasar gördüğünü tespit ettik, bu şantiyeye ait araçlar çalışıyordu, çalışanlarla görüştük hangi firmada çalıştılarını tespit etmek için … İnşaatta çalışıyor bilgisini aldık, çalışmaya ait şantiyeninde … inşaata ait olduğunu bildiğimizden dolayı da tutanağı da bu şekilde tanzim ettik, karşımızda tam bir yetkili bulamadığımızdan karşı taraf imzasını almadık, 07 ekim 2016 tutanak tarihidir, olayın gerçekleşme tarihi 03/10/2016’dır, olay gece vakti oldu, afat önemli bir kurum olduğu için hemen tadilatı yaptık daha sonra bu zarara kimin sebep olduğunu araştırdık … İnşaatı tespit edince tutanağa not düşerek 07 ekim 2016’da tutanağı tanzim ettik, biz önce …’nin bu zararı verdiğini düşündük kendilerine sorduk onlar bizim değil dedi, bu kazıyı …’un kendisi yaptığını söyledi, … İnşaat atık su kazısı yaparken kabloyu kopartarak bu zararı vermiştik, gece gittiğimizde her hangi bir tabela görmediğimizden araştırma yapmamız gerekmektedir” beyan etmiştir.
Tanık …’un 25/01/2019 tarihli celse beyanında; ”Ben … ta bilgi teknolojileri departmanında çalışıyorum, şantiyeleri geziyorum olay tarihinde olay yerinde şantiyesi yoktu geçen yıl şantiye açıldı, yeni açılan şantiye bile tutanak tutulan alandan bir buçuk kilometre uzaktaydı, tutanakta görülen fotoğraf … inşaatın … satış ofisiydi o dönem onların orda çalışması vardı” beyan etmiştir.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda konusunda uzman bilirkişilerden mahalinde keşif yapılarak rapor aldırılmasına karar verilmiş olup, Elektrik Elektronik Mühendisi bilirkişi … ile İnşaat Mühendisi bilirkişi … tarafından sunulan 18/11/2019 tarihli bilirkişi raporu özetle; ”07/10/2016 tarihinde davacı şirketin altyapı tesislerinin davalı şirket tarafından yapıldığı iddia edilen satış ofisi atık su çalışmaları esnasında hasara uğratıldığı gerekçesiyle hasar tazmini yönünden huzurdaki dava açılmış olup hasar akabinde 07/10/2016 tarihli hasar tespit tutanağı tanzim edildiği, dava konusu tutanak içeriğinde arızaya satış ofisi atık su kazı çalışmaları esnasında sebebiyet verildiği belirtilmekle keşif mahallinde davacı şirket elemanlarınca konteyner grupların bulunduğu farklı bir mahalde fiber optik kablonun kopartılmış olduğu belirtilerek yer gösterme işlemi yapıldığı, dava dilekçesi ekinde yer alan arıza yerine ilişkin paftalarda her 2 arıza mahalli ayrıca belirtildiği, keşif mahallinde davacı şirketin teknik elemanlarınca gösterilen arıza yeri ile dava dilekçe eklerinden tespiti yapılan dava konusu edilen arıza yeri mahal olarak farklılık arz ettiğinin tespit edildiği, ayrıca … Belediye Başkanlığı Zabıta Müdürlüğünce dosya kapsamına sunulan 09/07/2019 tarihli yazı içeriğinde konteynerlerin … ve alt yüklenicilerine ait olduğunun anlaşıldığı, dosya kapsamında davalı şirketin … ın alt yüklenicisi olduğuna ilişkin belgeye rastlanmadığı, dava konusu hasara davalı şirket tarafından sebep olunduğuna ilişkin yeter bulunmadığı” kanaatiyle rapor tanzim etmişlerdir.
… Başkanlığı, Kiptaş ve …anonim Şirketi’nden sorulduğunda davalı …’nin haksız fiilin gerçekleştiği yerde hiçbir çalışmasının olmadığının bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE :
Tarafların iddia ve savunmalar ile tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, tanık beyanları ve usulüne uygun olarak keşif icrasıyla alınan bilirkişi raporu ile birlikte değerlendirildiğinde; dava haksız fiil sonucu davacıya verilen zararın tahsili istemine ilişkindir. Türk Borçlar Kanunu’nun 49’uncu maddesinin “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”, 50’nci maddesinin ise “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.” hükmünü düzenlediği, yapılan yargılama sonucu davacıya zarar verinin davalı olduğu ispat olunamadığından davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu Genel Tebliği gereğince hesap olunan 59,30-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 38,26-TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 21,04-TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesap olunan 2.239,93-TL nispi vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
5-HMK.nun 333 (1) maddesi uyarınca taraflarca yatırılan gider avansından bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası resen mahkememizce taraflara iadesine,
Dair, hazır olan tarafların yüzüne karşı davanın miktarı ve niteliği itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.. 15/06/2021

Katip …
☪e~imzalıdır.☪

Hakim …
☪e~imzalıdır.☪