Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/180 Esas
KARAR NO: 2019/601
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 22/02/2018
KARAR TARİHİ: 18/06/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; müvekkilinin reklam, tanıtım ve basın danışmanlığı alanında faaliyet gösterdiğini, davalı şirketin başvurusu ve talebi ile… kanalında yayınlanan … isimli programa davalı borçlu şirketin sahibi Dr….’ın katılarak faaliyetlerinin tanıtımını yapması için gerekli olan işlemleri yapmak üzere davalı ile anlaştıklarını, tüm işlemlerin tamamlanmasından sonra 17/10/2017 ve 26/10/2017 tarihlerinde yayınlanan programlara davalı şirketin yetkilisi Dr….katılarak tanıtımlarını gerçekleştirdiğini, müvekkil ile 2 adet yayına çıkması karşılığında 6.000,00-TL + KDV ödemek üzere davalı şirket ile anlaşılmasına rağmen 30/10/2017 tarihli 7.080,00-TL bedelli bir adet faturanın müvekkile ödenmediğini, ödenmeyen bu faturadan dolayı alacağın tahsili amacıyla davalı borçlu şirket aleyhine 15/12/2017 tarihinde İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın haksız ve mesnetsiz olarak yaptığı itiraz ile takibin durduğunu ve tüm bu nedenlerle davalı şirket tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, davalının alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; müvekkil şirket yetkilisi ile davacı ise ortak bir arkadaşları vasıtası ile tanıştığını, davacının müvekkilinin sağlık sektöründe hastane tıp merkezi estetik ve cerrahi merkezi gibi sağlık alanında faaliyette bulunduğunu öğrendiğini ve bunun üzerine müvekkilini bir televizyon programına konuk etmek istediğini belirttiğini, müvekkilinin yoğun işleri arasında davet üzerine bu programa katıldığını, daha sonra davacının bu işi profesyonel olarak yaptığını çeşitli televizyon programlarına ve medyada röportajlar ayarlayabileceğini belirtmiş ve müvekkiline bu hizmeti vermeyi teklif ettiğini, müvekkilinin sahibi olduğu sağlık grubunun yönetimini yürüttüğünden yoğun şekilde çalışmakta olduğundan ve hastanelerinde SGK lı hastalara hizmet verdiği ve yoğunluğu sebebi ile davacının bu teklifini kabul etmediğini, bunun üzerine davacı esasen herhangi bir bedel talep etmeden davet ettiği program için bedel istediğini, müvekkili ile davacı arasında dava dilekçesinde bahsedildiği şekilde bir anlaşma yada sözleşme yapılmadığını, taraflar arasında yeni programlara dair anlaşma sağlanamadığında ise davacı bu kez icra takibine konu edilen faturayı müvekkile gönderdiğini, söz konusu fatura müvekkili tarafından davacıya iade edildiğini, davacının faturaya dayanarak müvekkile karşı başlattığı icra takibi açıkça kötüniyetli olduğunu, davacının icra inkar tazminatı talepleri de açıkça mesnetsiz olduğunu, müvekkilinin davacıya hiçbir borcu olmadığını, takibe de bu nedenle itiraz edildiğini ve tüm bu nedenlerle davanın reddine, davacı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, İİK. 67 ve devamı maddeleri uyarınca açılan itirazın iptali istemidir.
Dava, davacının faturadan kaynaklanan borcunun davalıdan tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Delil olarak; icra dosyası, fatura, bilgi ve belgeler, ticari defter kayıtları ve bilirkişi incelemesine dayanılmış olup, gösterilen deliller toplanarak dosya arasına konulmuştur.
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İİK’nın 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Dosyaya getirtilen İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 15/12/2017 tarihinde 7 örnek nolu ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 20/12/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin 20/12/2017 tarihinde borca, faize ve ödeme emrine itiraz ettiği ve davalı borçlunun itirazının süresinde olduğu görülmüştür.
GEREKÇE :
Tarafların iddiaları ile toplanan deliller ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı taraf, davalı şirketin sahibini televizyon programına çıkarmak konusunda anlaştıklarını, iki yayına katılımın sağlandığı ve bunun karşılığı fatura düzenlediklerini, faturanın davalı tarafça ödenmediği iddiasında bulunmuş ise de; taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığı, davalı tarafın anlaşma iddiasını kabul etmediği, programa davet üzere çıktığını beyan ettiği, basiretli tacir gibi hareket etmesi gereken davacı tarafın iddiasını yazılı bir belgeyle ispat etmesi gerektiği, tek taraflı olarak fatura düzenlenmesinin anlaşma olgusunu ispat etmeyeceği anlaşıldığından ispat olunamayan davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu Genel Tebliği gereğince hesap olunan 44,40-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 120,91-TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 76,51-TL harcın kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.725,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-HMK. 333. md. uyarınca taraflarca yatırılan gider avansından bakiyesinin kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde taraflara iadesine,
Dair, hazır olan tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır