Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/147 E. 2021/388 K. 01.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/147
KARAR NO : 2021/388
DAVA : Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/02/2018
KARAR TARİHİ : 01/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının …. Noterliği tarafından hazırlanan, 17.02.2017 tarihli, 4704 ve 25.05.2017 tarihli, … yevmiye nolu İhtarnameleri kapsamında müvekkili acente ve davalı yan arasında akdedilmiş olan Sözleşme Yapma Ve Prim Tahsiline Yetkili Acentelik Sözleşmesi ve eklerinin feshedilmiş olduğunun taraflarına hiçbir haklı neden sunulmaksızın bildirdiğini, Davalı tarafından yapılan fesih ihbarının taraflar arasında geçerli 29.04.2014 başlangıç tarihli Acentelik Sözleşmesinin haksız ve geçersiz olduğunu, hukuken geçerli bir fesih bildirimi yapılmaksızın davalı yan tarafından yapılmış olan ekran erişiminin engellenmesi işleminin açıkça hukuka aykırılık teşkil ettiğini ve müvekkilini maddi zarara uğrattığını, hiçbir haklı sebebe dayanmayan bu fesih sebebiyle müvekkilinin kendi yarattığı müşteri portföyünün avantajlarından yararlanamadığını, bu sebeple yapılacak yargılama ile tespit edilecek miktarda denkleştirme tazminatı ve komisyon zararlarının davalı şirketçe tek taraflı ve haklı bir sebebe dayanmadan, hukuka aykırı olarak düşürülen komisyon oranlarından doğan farkın davalı şirketten alınarak müvekkili acenteye ödenmesi gerektiğini beyanla;
Fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5684 sayılı sigortacılık kanunun 23/15 ve 23/16 ve TTK – 121 ve 122 maddeleri uyarınca Bilirkişi incelemesi ile belirlenecek davacının portföy hakkından doğan 5.000-TL alacağının ve kısa sürede yapılacak ve tamamlanmayan işler dolayısıyla 1.000-TL alacağının 25.05.2017 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari avans faizi ile davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep etmiştir
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı acente ile aralarında aktedilen Acentelik Sözleşmesi’nin 22. maddesi uyarınca müvekkili şirketin defter ve kayıtlarının münhasır delil olarak kabul edildiğini, bu nedenle öncelikle ilgili dokümanların incelemeye alınmasını talep ettiklerini, acentelik Sözleşmesi’nin 12. maddesi gereği fesih öncesinden itibaren 3 ay evvel haber verilmek suretiyle akdin sona erdirildiğini, bu sözleşmede yer alan davacının kabulü uyarınca hiç bir tazminat isteme hakkı bulunmadığını, Davacının aracılık ettiği sigota sözleşmelerinden yüzde kaçının bir sonraki yıl müvekkili şirketin müşterisi olduğu hususunun inceleme yolu ile tespit edilmesini ve buna göre acentenin portföy hakkı bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerektiğini, Yargıtay kararları uyarınca acentelik sözleşmesinin davacı yanın kusuru ile fesh edildiğinin saptanması halinde davacı tarafın talep hakkı bulunmayacağını, TTK 122. maddesinde düzenlenen denkleştirme tazminatı için sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra acentenin bulduğu müşteriler dolayısı ile önemli menfaat elde edilmesi şartı bulunduğunu belirterek haksız ve dayanaksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir
GEREKÇE:
Dava, davacının acente sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle HMK 107 gereğince belirsiz alacak olarak şimdilik 6.000-TL portföy-denkleştirme tazminatı ile komisyon zararı ve alacakların 25/05/2017 tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizce dosyanın bilirkişi heyetine tevdi ile tarafların iddia ve savunmaları, dosyaya sunulan deliller üzerinde inceleme yapılarak rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verildiği, Muhasebe Finans Uzmanı Bilirkişi … , Aktüeryal Hesap Uzmanı Bilirkişi … ve Sigorta Hukuku Uzmanı Bilirkişi … tarafından sunulan 10/07/2019 tarihli bilirkişi raporunda; Davalı … şirketinin, acentelik sözleşmesini, fesih ihbar süresine uymaksızın feshettiği, somut uyuşmazlıkta davalı sigortacının acentelik sözleşmesini fesih nedeni belirtilmediği gibi dava dosyasında mübrez davalı yana ait vesaik ve delillerin değerlendirilmesinden acenteliğin haklı bir sebeple sona erdirildiğine ilişkin bir kanaatin takdiri mahkemeye ait olmak üzere tespit edilemediği, Davalı … şirketinin acentelik sözleşmesini 02.05.2011 tarihinden itibaren davacı acentenin acentelik sözleşmesinin haklı olarak feshedildiğinin ortaya konulamamış olması nedeniyle 23.838.67 TL tazminatı uğradığı zarar karşılığı olarak davalı yandan ( TTK m. 121/4) isteyebileceği, başlamış işlerin tamamlanamaması yüzünden davacı acentenin bu konuda ilgili belgeler sunulmamış olmakla nihai takdir hakkı mahkemeye ait olmak üzere ne kadar zarara uğradığını ortaya koyamadığı kanaati bildirilmiştir.
Davacı ve davalı vekilinin beyan ve itirazları nazara alınarak dosyanın rapor hazırlayan bilirkişi heyetine tevdi ile itirazları karşılayan ek rapor tanziminin istenmesine karar verildiği, bilirkişi heyeti tarafından sunulan 11/03/2020 tarihli ek bilirkişi raporunda; sundukları 10.07.2019 tarihli Kök Bilirkişi Raporlarında yer verdikleri görüşlerini muhafaza ettiklerini beyan etmişlerdir.
Davacı vekili 24/03/2020 tarihli bedel arttırım dilekçesi ile; dava değerini 23.838,67-TL olarak arttırdıklarını beyan etmiştir.
Dosya kapsamı ile uyumlu bulunarak hükme esas alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde;
Somut uyuşmazlık ; Taraflar … Sigorta Kooperatifi ile … Sigorta Aracılık Hizmetleri- … arasında 29.04.2014 tarihinde akdedilen “Sözleşme Yapma Ye Prim Tahsiline Yetkili Acentelik Sözleşmesi” nin davalı tarafından tek taraflı bir iradeyle fesih edilmesi nedeniyle Denkleştirme Tazminatı ve Acentelik sözleşmesinin feshedilmesinden kaynaklanan zararının karşılanması istemidir.
Davalı … tarafından 13.07.2016 tarihinde “ Değerli Acentemiz” başlığı ile hazırlanan yazışmasına 16.01.2016 tarihi ve 294595 sayılı R.G ile Yayınlanan Sigorta Acenleri Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmelik gerekçe gösterilerek mevcut sözleşmelerin revize olunduğu hususunun bildirildiği,
Davalı tarafından keşide edilen … Noterliği 17.02.2017 tarihli, … ve 25.05.2017 tarihli,… yevmiye nolu “İhtarnamesi Azilname ve Fesihnamesi kapsamında 12.07.2016 tarihli “Sözleşme Yapma Ve Prim Tahsiline Yetkili Acentelik Sözleşmesi” nin ve T.C … Noterliği tarafından hazırlanan, 29.04.2014 tarihli, … yevmiye nolu vekaletname’ nin 3. ayın bitiminde herhangi bir gerekçe belirtilmeksizin fesih edileceği hususunun davacı tarafa bildirildiği görülmüştür.
Sözleşmenin 35 . Maddesi uyarınca ;sözleşmenin 1 yıl süreli aktedildiği ve sözleşmemin bitiminden itibaren 1 ay öncesinden ihbarda bulunulmaz ise kendiliğinden 1 yıl müddetle aynı şartlarda uzayacağı belirtilmiş olmakla fesih tarihi itibariyle süresiz hale geldiği anlaşılmıştır.
Sözleşmenin 36 ve 37 maddelerinde acente veya şirket tarafından feshi halinde, acente portföy mülkiyeti veya başka bir tazminat talebinde bulunamayacağına dair düzenlemelerin yer aldığı görülmüştür.
Kural olarak Acentelik sözleşmesi, sona ermesine rağmen, acentenin işletmeye ( sigortacıya ) bağladığı müşterilerin sağladıkları kazançtan doğan komisyonlarının tamamını , yani acente ücretini aynen talep etmesine imkân vermemektedir. Ancak Bu tazminat acentenin faaliyeti dolayısıyla ( Sigortacının ) Acentenin faaliyette bulunduğu çevre içinde müşteri çevresini genişletmesi veya büyütmesi gerekçesiyle müvekkile sağlanan devamlı nitelikteki kazançtan münasip bir miktarının, bir sözleşme sonu akçesi olarak acenteye ödenmesi anlamını taşımaktadır.
Acentelik sözleşmesi süresinde acentenin emeği sonucu, ortaya ekonomik değeri olan bir müşteri çevresi çıkmaktadır. Sözleşme döneminde acente ve müvekkilinin birlikte yararlandıkları bu ekonomik değer sözleşmenin sona ermesi ile sigortacıda kalmaktadır. Acentenin ise, bu çevreyle devam eden ticari ilişkilerden kaynaklanan ücret hakkı ise sona ermektedir. Bu noktada ücret ( komisyon) hakkı düzenlemesinin acente aleyhine yarattığı menfaat dengesizliğini, Sigortacının “Acentesinin portföyü sayesinde önemli menfaatler elde ediyor ve hakkaniyet gerektiriyorsa, sigorta acentesi, sigorta şirketinden tazminat talep edebilir. Ancak, sigorta acentesinin haklı bir nedene dayanmaksızın sözleşmeyi feshetmesi ya da kendi kusuruyla sözleşmenin feshine neden olması halinde tazminat hakkı düşer.” denilmek suretiyle, bu durumlarda acentenin tazminat talebinde bulunabileceği, taraflar arasında düzenlemiş olan acentelik sözleşmesinin sonlandırması halinde “Hakkaniyet Gereği” tazminat talebinin söz konusu olabileceği kabul edilmiştir.
TTK m. 122/1’de denkleştirme tazminatı şartları şöyle belirtilmiştir:
“(1) Sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra; a) Müvekkil, acentenin bulduğu yeni müşteriler sayesinde, sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra da önemli menfaatler elde ediyorsa, b) Acente, sözleşme ilişkisinin sona ermesinin sonucu olarak, onun tarafından işletmeye kazandırılmış müşterilerle yapılmış veya kısa bir süre içinde yapılacak olan işler dolayısıyla sözleşme ilişkisi devam etmiş olsaydı elde edeceği ücret isteme hakkını kaybediyorsa ve c) Somut olayın özellik ve şartları değerlendirildiğinde, ödenmesi hakkaniyete uygun düşüyorsa, acente müvekkilden uygun bir tazminat isteyebilir.” Somut uyuşmazlıkta kanunda belirtilen bu şartların gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespiti gerekmektedir.
Eğer sigorta şirketinin haklı sebeple acentelik sözleşmesini feshettiği kabul edilirse, fesih ihbar süresine uyulmaması sebebiyle uğradığı zararın tazminini ( TTK m. 121/4 ) ile acentenin denkleştirme tazminatı ( TTK m. 122/3 ) isteyemeyecektir.
Buna karşılık sigorta şirketinin acentelik sözleşmeni haklı sebep olmaksızın ve ihbar süresine uymaksızın feshettiğini kabul edilirse, bu takdirde acente hem fesih ihbar süresine uyulmaması sebebiyle uğradığı zararın tazmini ( TTK m.121/4 ) hem de denkleştirme tazminatı ( TTK m. 122/1 ) talep edebilecektir.
Somut olayda davalı … şirketinin, acentelik sözleşmesini, fesih ihbar süresine uymaksızın fesih nedeni belirtilmeksizin haksız olarak feshettiği anlaşılmıştır.
Yargıtay 11.HD’ in 20.04.1996 tarih ve 1996/2084 E, 1996/544 K. sayılı kararında; ”Sözleşmesinin 25/son fıkrasında tazminat talep edilmeyeceğine ilişkin şart ise BK’ un 99/2.maddesi hükmü gereğince Mahkemece dikkate alınmaması gerekir” ifadesine yer vermiş olup buna görede Sözleşme ile portföy hakkından feragati geçersiz kabul etmiştir.
Acentelik sözleşmesinin haksız feshinden kaynaklı tazminat ile ilgili düzenlemelere TTK 122 maddede yer verilmiş olup buna göre tazminatın , acentenin son beş yıllık faaliyeti sonucu aldığı yıllık komisyon veya diğer ödemelerin ortalamasını aşamayacağı sözleşme ilişkisi daha kısa bir süre devam etmişse, faaliyetin devamı sırasındaki ortalama esas alınacağı ifade edilmiş olup ,davacı, ile davalı … arasında 29.04.2014 -25.05.2017 tarihleri arasında 3 Yıl, 26 günlük süre içindeki elde edilen komisyonlar, kazandığı ücretin ödenme zamanı, yine tamamlayıcı nitelikteki TTK md. 116 hükmünde ücretin doğum tarihinden itibaren en geç üç ay içinde ve herhâlde sözleşmenin sona erdiği tarihte ödenmesi gerekmektedir.
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu 23 madde (15) bendinde yer alan düzenlemede Sigorta Acentesinin , acentelik sözleşmesinin sona ermesi halinde, sigorta ettirenlerle yaptığı veya kısa bir süre içinde yapacağı işlerle ilgili sözleşme ilişkisi devam etmiş olsaydı elde edeceği komisyona hak kazanacağını ifade edilmiş olup bu düzenleme, TTK md. 113/3 hükmüyle paralellik taşımaktadır.
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu 23 madde (16) bendinde Acentelik sözleşmesinin sona ermesi üzerine acenteye portföy tazminatı talep hakkı tanımış olup, Buna göre, sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra sigorta şirketi sigorta acentesinin portföyü sayesinde önemli menfaatler elde ediyor ve hakkaniyet gerektiriyorsa, sigorta acentesinin , sigorta şirketinden tazminat talep edebileceği belirtilmiştir. İlgili düzenlemede Acentenin portföy tazminatı hak ediyor olmasının şartı ° Hakkaniyetin Bunu Gerektirmesi “ nin yanı sıra en önemli şart olarak ” sigorta şirketinin sigorta acentesinin portföyü sayesinde önemli menfaatler elde etmeye devam etmesi olarak sınırlandırılmıştır.
İbraz edilen bilirkişi raporu ile ;29.04.2014 faaliyet başlangıç tarihi- 25.05.2017 Fesih/Azilname tarihi sonrasında genellikle kümül ağırlığı 1 yıl vadeli Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta poliçelerinden oluşan davacının acentelik portföyü kapsamında davalı sigortacının elde ettiği önemli menfaat ile ilgili olarak davacı acentenin acentelik faaliyetinin devam ettiği süreyi kapsayacak şekilde 2014-2017 arasındaki faaliyeti sonucu aldığı yıllık komisyon ortalamasına isabet eden 95,354,70 TL olup ve TTK 134/1 gereği davacı yanın ancak 3 aylık komisyon talep edebileceğinin kabulü halinde bu tutarın takdiren (/12=7.946,22 x3ay= 23.838.67 TL olduğu anlaşılmıştır.
Acente, acentelik sözleşmesi sona ermiş olmasına rağmen, sonradan kurulan işlemlerden ötürü TTK uyarınca bazı şartlar altında ücrete hak kazanabilecektir: (i) Acente, işleme aracılık etmişse veya işlemin yapılmasının kendi çabasına bağlanabileceği ölçüde işlemi hazırlamış ve işlemde acentelik ilişkisinin bitmesinden sonra uygun bir süre içinde kurulmuşsa ücrete hak kazanacaktır (TTK md. 113/3/a).
TTK md. 113/1’de; acentelik ilişkisinin devamı süresince, acentenin kendi çabasıyla veya aynı nitelikteki işlemler için kazandırdığı üçüncü kişilerle kurulan işlemler için ücrete hak kazanacağı düzenlenmiştir.
Sigorta acentesi, sigorta şirketi ile sigorta ettiren arasında kurulan işlemin kendi katkısı veya çabası sonucu doğduğunu ispatla yükümlüdür. Dolayısıyla acente işlemin, kendi çabası veya katkısı ile kurulduğunu sigorta şirketine ispatladığında ücrete hak kazanır. Acentenin faaliyeti ile kurulan işlem arasında nedensellik bağını ispat yükümlülüğü yine acente üzerinde olup , Acentenin aracılık ettiği veyahut altyapısını hazırladığı işlemin acentelik sözleşmesinin bitmesinden sonra makul süre içinde kurulmuş olması durumunda ancak acente ücrete hak kazanabilir Buradaki “kısa bir süre içinde yapacağı isler” ifadesinin ise teklifi alınan isler olarak anlaşılması gerekmekte olup bu konuda ispat yükü üzerinde olan davacı tarafın dava dilekçesinde yer alan soyut iddia niteliğinde ki ‘’ Kısa sürede yapılacak ve tamamlanmayan işler dolayısıyla 1.000.00 TL alacak talebi mevcut ise de fesih öncesinde başlamış ancak tamamlanmamış işlerinin ne olduğu hususu davacı tarafça ortaya konulamamış olduğundan bu yöndeki istemin reddine karar verilmiştir.
Anılan durum karşısında ;Davalı … şirketinin, acentelik sözleşmesini, fesih ihbar süresine uymaksızın fesih nedeni belirtilmeksizin haksız olarak feshettiği davalı … şirketinin acentelik sözleşmesini 02.05.2011 tarihinden itibaren davacı acentenin acentelik sözleşmesinin haklı olarak feshedildiğinin ortaya konulamamış olması nedeniyle 23.838.67 TL tazminatı uğradığı zarar karşılığı olarak davalı yandan (TTK m. 121/4) isteyebileceği, başlamış işlerin tamamlanamaması yüzünden davacı acentenin bu konuda ilgili belgeler sunulmamış olmakla bu yöndeki talebin ispat edilemediği kanaatine varılmış aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
Davacının 23.838,67-TL denkleştirme tazminatının 25/05/2017 tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
2-Tamamlanamayan işler nedeni ile talep olunan tazminat talebinin reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 1.628,42-TL Harçtan peşin alınan 368,47-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.259,95-TL harcın davalıdan tahisili ile hazineye gelir kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 4.080-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Red edilen kısım yönünden avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 1.000-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 404,37-TL ilk gider, 156,20-TL tebligat ve müzekkere gideri ile 4.200-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.760,57-TL yargılama giderinin red ve kabul durumu nazara alınarak takdiren 4.585,19-TL’sinin davalıdan tahsili davacıya verilmesine,
7-HMK 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/06/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır