Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/136 E. 2019/933 K. 15.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/136
KARAR NO : 2019/933
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 09/02/2018
KARAR TARİHİ : 15/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin … nolu trafik poliçesi ile … plakalı aracın 26/03/2013-26/03/2014 tarihleri arasında geçerli olmak üzere sigortalandığını, 07/08/2013 tarihinde …’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracın seyir halinde iken müvekkilinin sigortalısı araçla çarpışması sonucu ölümlü, yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen trafik kazası sonucu … plakalı araçta bulunan sürücü … ve …’in vefat ettiğini, kaza sonrası … Müdürlüğü tarafından hazırlanan tutanakta davalıların araç sahibi ve sigortacısı olduğu aracın asli kusurlu, müvekkili şirkete sigortalı aracın ise tali kusurlu olduğunun tespit edildiğini, vefat eden … ve …’in mirasçılarının müvekkili şirket aleyhine … Asliye Hukuk Mahkemesinin … e. Sayılı dosyası ile tazminat davası açtıklarını, … Asliye Hukuk Mahkemesinin … e. … karar sayılı ilamı doğrultusunda müvekkili şirketin 267.948,23-TL ödeme yaptığını, dava konusu olayda müvekkili şirketin sigortalısı … plakalı aracın %15 oranında davalı … şirketine sigortalı … plakalı aracın %85 oranında kusurunun bulunduğunu, buna göre kusur oranı dikkate alındığında müvekkili şirket tarafından 227.755,99-TL’nin fazladan ödendiğini, bu nedenlerle davanın kabulü ile kusur oranına göre müvekkilinin fazla ödediği 227.755,99/TL’nin ödeme tarihi olan 27/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı …vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde … nolu trafik poliçesi ile sigortalı olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla söz konusu poliçeye göre müvekkilinin teminatının maddi hasarlarda araç başına azami 22.500-TL sakatlanma ya da ölüm halinde ise şahıs başına azami 225.000-TL ile sınırlı olduğunu, müvekkili şirketin poliçelerden kaynaklanan sorumluluğunun azami teminat limiti dahilinde gerçek zarar ve sigortalı araç sürücüsünün kusur oranı ile sınırlı olduğunu, davacı … şirketinin tazminat ödemesi yaptığı kişilerden birisinin … plakalı ZMMS trafik poliçesinin sigortalısı ve işleteni olduğunu, Yani …’in işleten ve sigortalı sigorta ettiren olduğunu, dolayısıyla gerek 2918 sayılı KTK’nun 92. Maddesi uyarınca işletenin sigortalının taleplerinin teminat dışı olduğunu, sigortacının poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı 2918 sayılı KTK’ya göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin taleplerin kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlü olduğunu, …’in üçüncü şahıs değil doğrudan ZMM sigortalı ve işleten olduğunu, bu nedenle davacı … şirketinin işleten müvekkili sigortalısına ödediği tazminatın müvekkili sigorta şirketine rücu etme imkanının bulunmadığını, bu nedenlerle davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı … şirket tarafından rücuen tazminat davası açıldığını, sigortacının rücu hakkının 2918 sayılı KTK 95/2 maddesi uyarınca tazminat yükümlülüğünün azaltılması ve kaldırılmasına ilişkin hallerin 3. Kişilere karşı ileri süremeyeceğinden zarar görene ödeme yaptıktan sonra sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre tazminatın kaldırılamısını ve indirlimesini sağlayabileceği oranda kendi sigorta ettirene rüce edebileceğini, sözleşme ve yasa gereği sigorta ettirenine karşı defi hakkı bulunan sigortacının bu hakka dayanarak kendi sigortaslısına dönebileceğini, trafik sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat isteminin sigortacının davayı ancak kendisi ile sözleşme yapan akidine karşı açabileceğine, müvekkili ile davacı arasında yapılmış herhangi bir sigorta poliçesi olmadığından davacı tarafından müvekkili aleyhine dava açılamayacağını, bu nedenlerle davanın müvekkili yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, meydana gelen trafik kazası neticesinde davacının sigortalısına yapmış olduğu destekten yoksun kalma tazminat bedelinin kazaya sebebiyet veren aracın kusuru oranında trafik sigortasını düzenleyen davalı … şirketinden ve davalı araç malikinden rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Taraf arasındaki uyuşmazlığın; 07/08/2013 tarihinde meydana gelen kazada … plakalı aracın ZMM sigortacısı olan davacının kaza nedeniyle yaptığı ödemeyi kazaya karışan … plakalı aracın ZMM sigortacısı olan davalı … şirketinden ve araç malikinden sürücünün kusuru oranında rücu istemi konusundadır.
Davacı taraf kanıt olarak; poliçe, hasar dosyası, ekspertiz raporları, trafik kayıtları ve bilirkişi incelemesine dayanmıştır.
Taraf vekilince gösterilen deliller toplanarak dosya arasına konulmuştur.
Mahkememizce dosyanın kusur ve aktüer incelemesi yapılmak üzere bilirkişilere tevdine karar verildiği, Sigorta Uzmanı Bilirkişi … , Tazminat Hesap Uzmanı Bilirkişi Y. Müh. … ve Makine Yüksek Mühendisi Prof. Dr. … tarafından sunulan 10/06/2019 tarihli bilirkişi raporunda; Kaza şartında 2918 sayılı K.T.K.’ nun 47/c v e 57/a maddelerine aykırı davranarak kavşaklarda geçiş önceliğine uymama asli kusurunu işleyen, … plakalı aracın davacı sürücüsü … trafik kurallarına aykırı, dikkatsiz ve tedbirsiz davranışlarıyla olayda (%85 oranında) asli kusurlu, kavşakta ilk geçiş hakkına sahip olmakla birlikte kavşak yaklaşımında hız kurallarını ihlal eden şoför …’in ise (%15 oranında) tali kusurlu olduğunu, yapılan hesaplamalar ile Davacı … Sigorta A.Ş nin rücuen alacağının 227.755,99 TL olduğu ve 27.07.2017 tarihinden itibaren faiz talep edebileceği kanaati bildirilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin T.C. … Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasına sunulan 22/09/2014 tarih, … sayılı raporunda; sürücü …’ in kavşak yaklaşımında hızını azaltmadığı için %15 oranında kusurlu, ilk geçiş hakkını anayol üzerinden gelmekte olan vermederf kavşağa giren sürücü …’ in asli kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır.
… Asliye Hukuk Mahkemesinin … sayılı dosyasına sunulan 12/01/2015 tarihli Bilirkişi Raporunda; “DUR” trafik işaret levhasına rağmen kavşağa giriş yapan sürücü … %85 oranında asli kusurlu, kavşak yaklaşımında hız kuralarına aykırı davrandığı belirtilen sürücü … %15 oranında tali kusurlu bulunmuştur.
… Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasına sunulan 27/12/2016 tarihli Bilirkişi Raporunda; kavşak yaklaşımında 250 metre mesafede kontrolsüz kavşak levhası, 200 metre mesafede 70 km/h hız levhası, yön ve “DUR” trafik işaret levhaları bulunduğu, kavşak kollarının orta ayırıcı ile bölünmüş, 7,20 metre genişliğinde tek yönlü yol olduğu belirtilerek “DUR” trafik işaret levhasına uymadan kavşağa giriş yapan sürücü …’ in %80 oranında asli kusurlu, kavşak yaklaşımında hız kuralarına aykırı davrandığı belirtilen sürücü …’ in %20 oranında tali kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, bilirkişi raporu ile dosya kapsamındaki tüm belge ve bilgiler birlikte değerlendirildiğinde;
İşletenin sorumluluğu Karayolları Trafik Kanunun 85.maddesinde düzenlenmiştir. Bu hükme göre bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın işleteni doğan zarardan sorumludur. Sürücüler için Karayolları Trafik Kanununda özel bir sorumluluk getirilmemiştir. Sürücünün sorumluluğu genel hükümlere göre belirlenir ve ancak kusuru varsa sorumlu olur. İşleten dışındaki kişilerin sorumluluğu TBK. hükümlerine dayanan bir kusur sorumluluğudur. Motorlu araç sürücüsünün sorumluluğunda zarar ve nedensellik bağının yanında kusur unsurunun varlığı da gerekmektedir.
Trafik Sigortası, Karayolları Trafik Kanununun 91.maddesinde düzenlenmiş olup buna göre işletenlerin aynı yasanın 85.maddesinde olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunlu tutulmuştur. Trafik sigortası ile sigortacı poliçede tanımlanmış olan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre işletene düşen hukuki sorumluluğu poliçe teminat limitlerine kadar karşılamaktadır. Sigorta poliçesi teminat limitleri her yıl T.C.Hazine Müsteşarlığınca kararlaştırılmaktadır.
07/08/2013 tarihinde Adana İli, Ceyhan İlçesi, D400-20 Devlet Karayolu Otoyol bağlantı yolu kavşağında, D400-20 Devlet Karayolu üzerinden sürücü … yönetiminde Osmaniye yönünde kavşağa giren … plakalı kamyon ile Otoyol yönünden gelerek sürücü … yönetiminde kavşağa giren … plakalı aracın çarpışması sonucu ölümlü/yaralamalı trafik kazası meydana gelmiştir. Kazada sürücü … vefat etmiştir.
Davacı şirkete sigortalı … plakalı aracın sürücüsü …’ in tali kusurlu 15% oranında olduğu ve Davalı şirkete sigortalı … plakalı aracın sürücüsü …’ in asli kusurlu 85% oranında olduğu, Karayolları trafik Kanunun uygulanması için kazanın mutlaka Karayolunda meydana gelmesinin gerekli olmayıp karayolu ile bağlantısı olan karayolu sayılan meydana gelmesinin yeterli olduğu ,bu kapsamda somut olayda kazanın şantiye sahasında gerçekleşmiş olmasının Karayolları Trafik Kanunun 2/a maddesinin uygulanmasına engel teşkil etmediği, yapılan ödemenin sigortacılık mevzuatına uygun bir ödeme olduğu, bu sebeplerle; davacı … şirketinin sigorta poliçesi kapsamında sigortalısına ödediği destekten yoksun kalma bedelini kazaya sebebiyet veren davalı ZMMS poliçesini akdeden davalı … şirketinden ve işletenden Türk Ticaret Kanununun 1472.maddesi ile poliçe genel şartı gereğince rücu edebileceği anlaşıldığından davalı sigortalı araç sürücüsünün kusuruna tekabül eden 227.755,99-TL rücu tazminatının ödeme tarihi olan 27/07/2017 temerrüt tarinden itibaren yasal faizi davalılardan alınarak davacıya verilmesine dair davanın kısmen kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile 227.755,99-TL’nin 27/07/2017 ödeme tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 15.558,01-TL nispi karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 3.889,51-TL harcın mahsubu ile bakiye 11.668,50-TL harcının davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 19.615,36-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 3.925,41-TL ilk gider, 2.250-TL bilirkişi, 219,20-TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 6.394,61-TL. Yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-HMK. 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/10/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır