Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1213 E. 2020/495 K. 23.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1213 Esas
KARAR NO : 2020/495
DAVA : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 28/12/2018
KARAR TARİHİ : 23/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Davalı şirket ile müvekkili arasında akdolunan Ticari Kredi Sözleşmesi uyarınca; müvekkili şirkete yüksek meblağda kredi limiti açıldığını ve açılan işbu kredi limitinden bir kısmının kullandırıldığını, kredi geri ödemeleri esnasında komisyon, ipotek fekki, kredi erken kapatma ücreti, dosya masrafı ve benzeri isimler altında bir takım haksız şekilde bedellerin müvekkili şirketten talep ve tahsil edildiğini, sözleşme kurulması esnasında yazılı şartların taraflarca müzakere edilmesi, bir suretinin müvekkili şirkete teslimi bir yana söz konusu bedellerin tespiti için davalı tarafa huzurdaki dava öncesi yapılan tüm başvuruların davalı tarafından sonuçsuz bırakıldığını, müvekkilinin tarafı ve mağduru olduğu sözleşme ve fazla ödemeye ilişkin belgelerin ibrazından kaçınıldığını, bu itibarla müvekkili şirkete ait … vergi kimlik numarası ile davalıdan kredi işlem dosyası ve tüm münderecatının celp edilmesini talep ettiklerini, müvekkiliyle müzakere edilmeden bankacılık uygulamalarında sık rastlanan şekilde sadece banka tarafından tanzim edilip iade şartları konusunda karşı tarafa hiçbir bilgi verilmeden, yalnızca müvekkiline imza yerlerini göstermek suretiyle kurulan, kredi alınabilmesi için imzalanması yönünde zorunluluk bulunan ticari kredi sözleşmesine göre tahsil edilen haksız bedellerin faiziyle iadesi gerektiğini, istikrarlı hale gelen emsal nitelikteki Yargıtay Kararları doğrultusunda, çeşitli isimler adı altında tahsil edilen haksız bedellerin bankadan tahsili gerektiğini, dosya masrafı, komisyon, hesap işletim ücreti gibi bankacılık uygulamalarının değişmez giderlerinin müstakar Yargıtay kararları ile haksız şart niteliğinde olduğunun izahtan vareste olduğunu beyanla, ticari kredi ilişkisi sebebiyle; komisyon, ipotek fekki, kredi erken kapatma ücreti, dosya masrafı ve benzeri isimler altında haksız şekilde tahsil edilen ileride alınacak bilirkişi raporuyla tespiti mümkün olduğundan bilahare sunulacak bedel artırım dilekçesinde talep olunmak üzere belirsiz olarak şimdilik 1.000,00 TL’nin bankanın yasal dayanağı olmaksızın tahsil ettiği bedellerin kendi hesabına girdiği, nemalandırdığı andan itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davacıya ödenmesine, yargılama masrafı ve vekâlet ücretinin davalı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; Belirsiz alacak davası olarak davanın hukuki yarar şartı yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, HMK’nun 107. maddesi gereğince davanın belirsiz alacak davası türünde açılabilmesi için, davanın açıldığı tarih itibariyle uyuşmazlığa konu alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin olarak davacı tarafça belirlenememesi gerektiğini, şartları bulunmadığı halde dava dilekçesinde davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı durumda davacıya herhangi bir süre verilmeden hukuki yarar yokluğundan davanın reddi yoluna gidilmesi gerektiğini, dava dilekçesi incelendiğinde müvekkili yönünden davanın açık ve somut olmadığı, müvekkili hakkında, hangi vakaya ve gerekçelerle dava açıldığı, müvekkilinden talebin ne olduğu, somut bir şekilde ortaya konulmadığını, ayrıca dilekçede davacının müvekilden olan talebinin de net bir şekilde ortaya konulmadığını, davaya konu kredi dosya masrafının sözleşmeye, usul ve yasaya uygun olarak tahakkuk ettiğini, davaya konu ücretin dayanağı olan kredinin genel kredi taahhütnamesine dayanarak kullandırılan ticari krediler olduğu, Bankacılık Kanunu ve ilgili mevzuata bakıldığında, 01.11.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun “Faiz oranları ile diğer menfaatler” başlıklı, 144. maddesinde de yukarıdaki maddeye paralel şekilde “Bakanlar Kurulu, bankaların ödünç para verme işlemleri ve mevduat kabulünde uygulanacak azamî faiz oranlarını, katılma hesaplarında kâr ve zarara katılma oranlarını, özel cari hesaplar dâhil bu maddede belirtilen işlemlerde sağlanacak diğer menfaatlerin nitelikleri ile azamî miktar ya da oranlarını tespit etmeye, bunları kısmen veya tamamen serbest bırakmaya yetkilidir. Bakanlar Kurulu, bu yetkilerini Merkez Bankasına devredebilir” şeklindeki düzenlemesi ile bankaların ödünç para verme işlemleri ve mevduat kabulünde uygulayacakları azami faiz oranları ile sağlayacakları diğer menfaatlerin nitelikleri ile azami miktar ya da oranlarını tespit etmeye, bunları kısmen veya tamamen serbest bırakmaya Bakanlar Kurulunun yetkili kılındığını, Bakanlar Kurulunun ise bu yetkisini Merkez Bankasına devredebileceğinin ifade edildiğini, Bakanlar Kurulunun bu yetkisini 2006/11188 sayılı Mevduat ve Kredi Faiz Oranları ve Katılma Hesapları Kar ve Zarara Katılma Oranları ile Özel Cari Hesaplar Dahil Bu İşlemlerde Sağlanacak Diğer Menfaatler Hakkında Kararı ile T.C. Merkez Bankasına devrettiğini, Kararın 4/2 inci maddesinde aynen “Bankaların kredi işlemlerinde sağlayacakları faiz dışındaki diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların nitelikleri ile azami miktar ya da oranları ve bunların kısmen veya tamamen serbest bırakılması Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca yayımlanacak tebliğlerle düzenlenir.” denildiğini, T.C. Merkez Bankası’nın Bakanlar Kurulu kararından aldığı bu yetkisini kullanarak, faiz dışı menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların bankalar tarafından serbestçe belirleneceğinin Mevduat Ve Kredi Faiz Oranları, Katılma Hesapları, Kar ve Zarara Katılma Oranları İle Kredi İşlemlerinde Faiz Dışında Sağlanacak Diğer Menfaatler Hakkında 2006/1 sayılı Tebliğ ile düzenlendiğini, bu düzenlemelerle birlikte Türk Ticaret Kanunu’nun Ücret İsteme Hakkı başlıklı 20.maddesi gereğince müvekkili bankanın ticari işletmesiyle ilgili olarak bir iş veya hizmet görmesi durumunda ücret isteme hakkı bulunduğunu, işlem masrafı tutarını düzenleyen Kredi Sözleşmesinin ilgili maddesinin haksız şart niteliğinde olmadığını, davacı kredili borçlunun imzalamış olduğu Genel Kredi Taahhütnamesi’nde yer alan “Erken Ödeme Komisyonu” adı altında düzenlenen maddesi ile davacının; erken kapama komisyonu ödemeyı ve komisyon oranını peşin olarak kabul ettiğini, bununla birlikte, söz konusu taahhütnamenin devamı niteliğinde olan, davacı ile müvekkili Banka Şubesi arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmesi’nin “Erken Ödeme” başlıklı maddesinde“Banka, erken ödeme isteğini kabul ederse, bunun şartlarını bildirir ve maruz kalacağı kar mahrumiyeti, zarar ve maliyetleri, erken ödeme nedeniyle doğabilecek vergi, KKDF gibi mali yükümlülükleri müşteri’den talep edebilir.” hükmünün yer aldığını, kanunların şekil şartı öngördüğü haller hariç olmak üzere türk hukukunda akit serbestisinin mevcut olduğunu, genel kredi taahhütnamesinin tarafların serbest iradesiyle tanzim ve imza edildiğini, söz konusu komisyon kesintisinin, sözleşmelerin “erken ödeme ve delil” başlıklı maddeleri gereği taraflar arasındaki kesin delil mahiyetinde olan banka kayıtlarına uygun bir biçimde ve davacı tarafın kredi kullanılırken imzaladığı ve hiçbir ihtirazi kayıt ve şart içermeyen kredi sözleşmelerinin ilgili hükümlerine göre yapılan bir kesinti olduğunu, Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere, krediler erken kapatılmak istenildiğinde, sözleşmede belirtilen şekilde Bankaların erken kapama komisyon ücreti alabileceği ve yapılan işlemin mevzuata uygun olduğunun ifade edildiğini beyanla, davanın reddine, yargılama gideri ile avukatlık ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesi talep edilmiştir.
GEREKÇE:
Dava; komisyon, ipotek fekki, kredi erken kapatma ücreti, dosya masrafı ve benzeri isimler altında haksız tahsil edildiği belirtilen bedellerin tahsili istemine ilişkindir.
Dava ve delil dilekçesinde delil olarak; Taraflar arasında akdolunan Ticari Kredi Sözleşmesi, müvekkili tarafından yapılan ödemeleri gösterir banka dekontları, ticaret sicil kayıtları, kredi ödeme planı, kredi geri ödeme belgeleri, keşif, bilirkişi incelemesi, ticari defter ve kayıtlar, yemin, Yargıtay Kararları belirtilmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde delil olarak; Genel Kredi Sözleşmesi, müvekkili banka kayıtları, ödeme dekontları, keşif ve bilirkişi incelemesi, tanık belirtilmiştir.
Mahkememizce bilirkişi olarak görevlendirilen … tarafından sunulan 05/11/2019 tarihli bilirkişi raporu özetle; Davacının 1.066.00TL’lık senet giriş masrafını 28.12.2018 dava tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile birlikte davalı bankadan talep edebileceği belirtilmiştir.
Davalı … T.A.Ş.’ye 07/01/2019 tarihinde müzekkere yazılarak, … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’ne ait bankaları nezdinde yer alan ticari kredi sözleşmesi, geri ödeme planı, banka dekontları, kredi işlem dosyası ve tüm münderecatının gönderilmesi istenmiş olup, alınan 14/01/2019 tarihli yazıda temin edilen bilgilerin ekli tablolarda sunulduğu, ilgili kredi sözleşme örneklerinin … Şubesi’nden iletildiği belirtilmiştir. … T.A.Ş.’ye yazılan 12/12/2019 tarihli müzekkere ile genel kredi sözleşmesi istenmiş ve alınan 25/12/2019 tarihli yazı ekinde temin edilen bilgilerin Mahkemeye sunulduğu belirtilmiştir.
Mahkememize sunulan 08/06/2020 tarihli bilirkişi ek raporu özetle; Davacının, davalı bankadan 28.12.2018 dava tarihi itibariyle 1.066.00TL Masraf + 800.23TL faiz olmak üzere toplam 1.866.23TL talep edebileceği belirtilmiştir.
Davacı vekili tarafından sunulan 23/06/2020 tarihli dilekçe ile dava değeri 66,00 TL’sı artırılmıştır.
Tarafların iddiaları ile toplanan deliller ve usulüne uygun olarak alınan bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; bilirkişi raporunda yapılan incelemede Davacı tarafından 01/09/2009 tarihinde taksitli ticari kredi kullanıldığının ve bu kredi kapsamında 525.00-TL’sı ( %0.23) kredi kullanım komisyonu, 11/01/2012 tarihinde taksitli ticari kredi kullanıldığının ve bu kredi kapsamında 150,00-TL’sı (%0.03) kredi teklif ücretinin alındığı ve bunların kredi miktarları dikkate alındığında %0.03 ile %0.23 oranlarında tahsilat yapıldığının hesaplandığı ve finans sektöründe yapılan tahsilatlar ile uyumlu olduğu, Davacının 02/08/2011 tarihinde ticari kredi kullandığı ve bu krediye karşılık davacıdan 10/08/2012 tarihinde 535,00-TL’sı +531,00-TL’sı = 1.066,00-TL’sı senet giriş masrafının tahsil edildiği ve bu masrafın finans sektöründe yapılan tahsilatlarla uyumlu olmadığı ve davacının 1.066,00-TL’sı senet giriş masrafını talep edebileceğinin belirtildiği görülmekle, davacının davalıdan 1.066,00-TL’sı alacağı olduğu anlaşılmış ve davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE, 1.066,00-TL’nin dava tarihinden tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 72,82-TL nispi karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 40,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 31,92-TL harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 1.066-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 76,80-TL ilk gider, 750-TL bilirkişi, 147,90-TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 974,70-TL. Yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-HMK. 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası reesen davacıya iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde, Mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı karar verildi. 23/09/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza