Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/112 E. 2021/93 K. 09.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/112
KARAR NO : 2021/93
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/10/2016
KARAR TARİHİ : 09/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı/alacaklı tarafından müvekkili aleyhine … İcra Müdürlüğünün 2016/… esas sayılı dosyası ile bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibi başlatıldığını, böyle bir borçlarının bulunmadığını, davacı müvekkili ile davalı … …’in çok yakın aile dostu ve komşu olduklarını, arkadaşlıklarının yıllara dayandığını, cezasının infaz edilirken kendisine vasi olarak davalı … …’in atandığını, davalının … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/… esas sayılı dosyası ile tayin edildiğini bu vesayet ilişkisi olduğu halde davacı müvekkiline icra takibi başlattığını, müştekiye zorla senet imzalattığını, davalının müvekkilinin kişisel zayıf durumundan yararlandığını, korkuttuğunu, psikolojik durumundan yararlanarak ve kandırarak elinden senedi zorla aldığını böylelikle açıkça görevi kullandığını, müştekinin mallarını almaya yeltendiğini, müvekkilinin saf ve akli meleklerinin zayıf bir kişi olduğunu belirterek yapılan menkul ve gayrımenkul hacizleri de dikkate alınarak müvekkilinin zararının ve mağduriyetinin daha fazla büyümemesi ve ilerine telifisi zor zararlar oluşmaması için söz konusu icra takibinin teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini, … İcra Müdürlüğünün 2016/… esas sayılı dosyası ile işleme konulan senet ile ilgili müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ve iptaline, davalının icra takibi için %20 den az olamamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkiline borcu olmadığı iddiasının somut delillere dayanmadığını, davacının aynı zamanda müvekkilinin vasilik görevini kötüye kullandığını ve müvekkilinin davalının mallarını almaya yeltendiğini iddia ettiğini, müvekkilinin davacıya vasi olarak atandığının doğru olduğunu, ancak bu vasilik görevinin davacının ceza evinde kaldığı süre ile sınırlı olduğunu, davacı ceza evine giriş tarihi 16/01/2014, vasi atama kararının 11/12/2014 şartlı tahliye tarihinin ise 30/11/2015 olduğunu, takibe konu senedin tarihinin ise bu dönemlerden hiçbirine denk gelmediğini, davacının iddialarının hiçbirinin kabul edilebilir ve hatta hukuk alanında etki doğurabilecek iddiaların dahi olmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava davacının davalıya … İcra Müdürlüğünün 2016/… e. Sayılı dosyası ile başlatılan takip nedeni ile borçlu olup olmadığı tespiti istemidir.
Dosya mahkememize …. Asliye Hukuk Mahkemesinin 03/01/2017 tarih 2016/… esas 2017/4 karar sayılı görevsizlik kararı ile tevzi edilmiştir.
Dava konusu olay ile ilgili yürütülen … Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/… soruşturma 2019/… karar numaralı kararının bir örneği dosyamıza celp edilmiş, dosyanın Müştekisi dosyamız davacısı … …, Şüphelisinin ise dosyamız davalısı … … olduğu, kararda; “Şüphelinin üzerine atılı suçlama açısından müştekinin soyut iddiası dışında kamu davası açmaya yeterli delil bulunmadığından şüpheli hakkında üzerine atılı açığa imzanın kötüye kullanılması suçundan dolayı kamu adına KOVUŞTURMA YAPILMASINA YER OLMADIĞINA,” dair karar verildiği görülmüştür.
Dava taraflar arasında düzenlenen 30.10.2013 tarihli 31.12.2013 vade tarihli 50.000,00 TL bedelli bonodan dolayı borçlu olmadığının tespiti istemi olup, İ.İ.K 72. maddesinde düzenlenen menfi tespit davasında, genel hükümlere göre inceleme yapılarak, taraflar arasındaki borç alacak ilişkisinin ortaya çıkarılmasının zorunlu olduğu ve senede karşı senetle ispat zorunluluğu açıktır.
Kambiyo senetleri, sebepten mücerret olup, kambiyo senedinin hangi ilişki için verildiği hususunun yazılı belge ile ortaya konulması gerekmekte ve Senede bağlı olan her çeşit iddiaya karşı defi (savunma) olarak ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler, senetle ispat sınırından az bir miktara ilişkin olsa bile tanıkla ispat olunamaz, ancak ve ancak senet (kesin delil) ile ispat olunabilir (HUMK, m. 290; HMK, m. 201).
Davacı taraf , tarafların komşu olup yakın aile ilişkisi içerisinde olduklarını ,aralarında ticari ilişki bulunmadığını , davacının başka bir suçtan hükümlü olduğu esnada davalı … … in kendisine …. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014 / … Esas sayılı dosyası ile vasi olarak atandığını ,davacının duygusal ve kişisel zayıf durumundan faydalanılarak zorla senet imzalatılarak 30.10.2013 tarihli 31.12.2013 vade tarihli 50.000,00 TL bedelli senet imzalatılarak … İcra müdürlüğünün 2016/… E sayılı dosyası ile haksız ve kötü niyetli olarak takibe konulduğu beyan olunmaktadır.
Davalı taraf ise senedin davacının ceza evine girmeden ve davalının vasi atanmasına karar verilmeden önce düzenlendiğini, davacı tarafından sahtecilik iddiası ile yapılan şikayetin komu davası açılmasına yer olmadığı kararı verildiği, davacıya hata hile korkutma ile senet imzalatılmasının söz konusu olmadığı beyan olunmuştur.
Davacı tarafça davaya konu senet altındaki imza inkar edilmediği gibi davacının akli melekelerinin yerinde olduğu beyan olunmuştur.
Davalı taraf 31.05.2016 tarihinde Çağlayan polis Merkezi Amirliğinde verdiği ifadesinde; Ev tadilat işinin davacı tarafından üstlenildiğini , iş bittikten sonra 12.000 TL üzerinden anlaştıklarını ve elden iki taksit halinde ödediğini ,Davacının … isimli kişiye 10.000 TL olan borcunu elden ödediğini ,Hapishanede olduğu müddetçe kendisine vasi olarak atandığını ve oradaki ihtiyaçlarının kendisi tarafından karşılandığını ve dışarındaki borçlarının ve kredi borcunun kendisi tarafından ödendiğini bu miktarın toplamda 54.000 TL ye ulaştığını, davacı bu borca karşılık evi devretmeyi vaad etmesine rağmen devretmeyerek 3. Bir kişiye devir aşamasında olduğunu öğrenmesi ile senet yapmak teklifinde bulunduğunu onunda kabul ettiğini beyan etmiştir.
…. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014 / … Esas 2014/ … Karar sayılı dosyası ile hükümlü … … ‘e … …’in 11.12.2014 tarihi itibari ile vasi olarak atanmasına karar verildiği görülmüştür.
Davalı tarafından ibraz edilen banka dekontları ile davacı tarafından çekilen bir kısım kredilerin davalı tarafça ödendiği görülmüştür.
Davacı yanca hata hile zorla senet imza edilmesi iddia edildiğinden bu hususta tanık dinlenilmesine karar verilmiş olup mahkememizce dinlenilen davacı tanığı … , yeminli beyanında; “davacının bulunduğu sitede ikamet edip ve aynı sitede bulunan bakkal dükkanını işlettiğini ve tarafları iyi tanıdığını, Davacı ile davalı arasında iyi bir arkadaşlık ilişkisi olup davalıda bu sitede ikamet ettiği için davacı davalının evinin tadilatı işini yüklendiği ,davacının davalı evinde yatıp kalktığı, davacının hapse girdiğinde davalı nın da kendisine vasi olarak atandığı, dava konusu senedin imzalanması aşamasını görmediği ancak davacı … Abi dükkana gelerek hıçkıra hıçkıra ağlayıp davalı ile eşi olan … Bey tarafından davacının itilmek suretiyle zorla senet imzalatıldığını ağlayarak anlattığını, davacının davalı ile neden senet imzalayıp verdiğini bilmediğini davalı işsiz olup davacıya borç verecek durumu söz konusu olmadığını davacının kendisine ” beni çağırdılar, Senin bana borcun var. Şu senedi imzala. Yarın yine hapise gireceksin. Şu senedi imzala. İmzalayınca da ittiler beni elimden senedi aldılar “dediğini beyan etmiş görgüye dayalı bir bilgisinin olmadığı anlaşılmıştır.
Davacı … …’in HMK 169 maddesi uyarınca isticvabına karar verilmiş duruşmadaki beyanında ” benim davalı ile herhangi bir gönül ilişkim mevcut değildir, Sitenin en zengin kişisi ben idim. Benim imam nikahlı eşim ile davalı arkadaştı. O yüzden bizim eve gelip giderdi. Davalının evinin anahtarı bendeydi. Bu nedenle onun evine girip çıkardım. Ben davalıya çok güvenmekteydim. Ben davalının evini yapılan tadilat parasını ödediğim için kendisinin bana 20.000-TL borcu vardı. Ben borcun karşılığında bana para verecek diye bana gösterdiği 3-4 tane senede imza attım. Şu anda davalının kocasının elinde benim imzaladığım başka senetler de mevcuttur. Ben 1.200.000-$ miktarlı parayı evlilik hayatımın son bulmasından sonra batırdım. Bu nedenle psikolojim bozuldu. Ancak akli melekelerimde psikolojik stres dışında herhangi bir şey yoktur. Akli melekelerimde herhangi bir sorun mevcut değildir. Ben davalıya verilmek üzere 3-4 tane senet imzaladım. Ancak senetler bizzat davalı … tarafından hazırlanmış benimde saflığımdan istifa edip imzalamamı sağladı. İmzalar imzalamazda elimden senetleri çekti. Davalının benden bir kuruş bile alacağı mevcut değildir. Davalının bana vermiş olduğu herhangi bir para da mevcut değildir. Benim adıma yapmış olduğu herhangi bir ödeme söz konusu değildir. Ben cezaevinde iken bana bakma durumu söz konusu değildir. Ben cezaevinde hep çalışıp kendi paramı kendim çıkardım. Ben 4 Ocak 2016 tarihinde bu senetleri imzaladım. Ancak senedin tanzim tarihi 2013 yılı gösterilmiştir. Ben Ocak 2014-Aralık 2015 tarihleri arasında cezaevindeydim. 4 Ocak 2016 tarihinde de yani cezaevinden çıktıktan sonra bu senetleri imzaladım. Ancak senetlerin tanzim vade tarihleri 2013 yılı olarak gösterilmiştir. Ben bu durumu sonradan farkettim. Davalının benden herhangi bir alacağı mevcut değildir. Bu nedenle senetten dolayı borçlu olmadığımın tespitini talep ediyorum,” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tüm dosya kapsamı nazara alındığında davacı tarafça imzası inkar edilmeyen ancak eski tarihli olarak imza ettirildiği iddia olunan senedin zorla imza edildiğine dair bir delil olmadığı, davacının akli melekelerinin yerinde olduğu senedin verildiği hususunun inkar edilmediği nazara alınarak sebepten mücerret olan senedin ödendiği iddiası da yer almadığı görülmüş ,Davacı asile 08/12/2020 tarihli celsede davacıya yemin delili hatırlatılmasına rağmen davacı yemin deliline dayanmamış ,anılan durum karşısında ispat yükü davacıda olan ve ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince peşin alınan 853,88-TL den 59,30-TL nispi karar harcının mahsubu ile kalan 794,58-TL. harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı vekili lehine karar tarihindeki avukatlık asgari ücret tarifesi üzerinden hesap olunan 7.300-TL. nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-HMK 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde davacıya iadesine,
Dair, Davacı … … ve Davalı … … ile Vekili Av. … ‘in yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.09/02/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır