Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1113 E. 2020/288 K. 25.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2018/1113 Esas
KARAR NO: 2020/288

DAVA:Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:23/11/2018
KARAR TARİHİ:25/06/2020

Mahkememizde görülen Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA/Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle;
Müvekkili şirket ile davalı … Şti. Arasında ticari ilişki bulunduğunu, müvekkili şirkete verilen 10.03.2018 keşide tarihli 1.000.000 TL bedelli çekin karşılıksız çıktığını, …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … D. iş sayılı dosyasından davalı aleyhine ihtiyati haciz kararı alınarak icra takibine geçildiğini, takibin kesinleştiğini, davalı borçlunun menkul mallarının haczi için şirket merkezine hacze gidildiğini, ancak borcu karşılayacak menkul mal bulunmadığı gibi, borçlu şirketin resmi adresinde bulunan tüm malların üzerinde davalı … Acenteleri Birliği (…) tarafından istihkak iddiasında bulunulduğunu, davalı borçlu şirkete ait taşınmaz kayıtlarına haciz şerhi işlenmiş ise de bu taşınmazlar üzerindeki yüksek meblağlı kamu hacizleri, icrai hacizler ve ipotekler nedeniyle taşınmazlardan tahsil kabiliyetinin olmadığını,
Davalı … Acenteleri Birliği (…) tarafından kurulan davalı borçlu ….Ltd. Şti.’nin %99,9 hakim hissedarının davalı … olduğunu, diğer davalıların ise çatı kuruluş olan … ve ….Ltd. Şti.’ne bağlı iştirakler olduğunu, davalı … yönetiminin yakın zamanda el değiştirdiğini, yeni yönetimin davalı borçlu ….Ltd. Şti.’nin borçlarını ödemekten imtina ettiğini, alacaklılardan mal kaçırmak saikiyle davalı borçlu ….Ltd. Şti.’nin sahip olduğu mal varlığının doğrudan ve dolaylı gelirlerinin, mevcut ve müeccel hak ve alacaklarının diğer davalılara aktarıldığını, özellikle davalı borçlu şirketin doğrudan ve dolaylı gelirlerinin bu sefer davalı …’daki yeni yönetiminin genel sekreteri … ile … tarafından kurulan sahibi davalı … olan davalı … Acenteleri Birliği İktisadi İşletmesine aktarıldığını,
Esasen davalı borçlu şirketin malvarlığının ve gelirlerinin aralarında organik, idari, iktisadi ve ticari ilişki bulunan ve malvarlıkları tümüyle birbirine karışan tek bir elden aynı adreste ve aynı çalışanlarla birlikte yönetilen başka tüzel kişilikler olan diğer davalılara transfer edilmesine ve gelirlerinin aktarılmasına rağmen farklı ve bağımsız tüzel kişilikleri bulunduğu savunmasının tüzel kişilik perdenin aralanması teorisi karşısında korunamayacağını ileri sürerek; davalı borçlu ….Ltd Şti. tarafından ödenmesi gereken 1.000.000 TL’nin aynı organik yapı içerisinde bulunduğu davalılardan tüzel kişilik perdesinin düz ve çapraz kaldırılarak dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tüm davalılardan müteselsilen tahsiline ve davalıların her türlü taşınır, taşınmaz, mal, hak ve alacakları ile mevduat hesapları ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP/Davalı … İktisadi İşletmesi vekili cevap dilekçesinde ve özetle;
Davacı tarafından talep edilen tüzel kişiliğin kaldırılması kavramının adalete ve hakkaniyete aykırı olduğunu, davaya esas oluşturan icra takibi, kambiyo senedi olan çeke dayalı olup mücerretlik ilkesi gereğince kambiyo senedinde yer alan alacak sebebinden ayrı hale gelmiş olduğunu, diğer davalı limited’e tüzel kişilik perdesinin kaldırılması yoluyla başvuru hakkı mevcut olmadığını,
Kambiyo senetlerinin doğumlarına neden olan hukuki işlemle bağlı durumda bulunmayan senetler olduğunu, senedin doğumuna neden olan hukuki işlemdeki sakatlık hali kambiyo senedine yansımayacağını, senedin devrinde hamil cirantanın esas borç ilişkisinden kaynaklanan haklarını değil senette yazılı olan hakları devir alacağını,
Davacı tarafından söz konusu münhasır takip yollarına başvurmaksızın ve borcun sebebinden tamamen bağımsız olan kambiyoya özgü takip yolları izlenmeksizin tüzel kişilik perdesinin kaldırılmasının talep edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, sınırlı sorumluluk ilkesinin esas kabul edildiği tüzel kişilik perdesinin, kambiyo senedine dayalı bir alacağa ilişkin olarak kaldırılmasının mümkün olmadığını , borcun semeresiz kaldığı ispat edilmeksizin, salt kambiyo alacağının mevcudiyeti ileri sürülerek tüzel kişilik perdesinin kaldırılması talep edilemeyeceğini,
Davacı tarafından davalı … Limited’e yönelik icra takibi başlatılmış, diğer yandan işbu takip henüz haciz aşamasına dahi ulaşmamıştır. Bu durumda, alacağının semeresiz kaldığını usulüne uygun şekilde ispatlayamayan davacının tüzel kişilik perdesinin kaldırılması sureti ile müvekkil … İktisadi İşletmesi ve sair davalıları sorumlu tutmaya yönelik talebi hukuka aykırı olup, reddi gerektiğini,
… (“…”) görevleri Anayasa’dan ileri gelen bir meslek birliği olup, tacir sıfatına haiz olmadığını, dolayısıyla, işbu dava ile tüzel kişilik perdesinin kaldırılması ve ihtiyati tedbir uygulanmasının hukuken olanaksız olduğunu, belirterek; öncelikle davacı tarafından talep edilen hukuka aykırı ve kötü niyetli ihtiyati tedbir talebinin reddine, davacı tarafından haksız ve hukuki mesnetten yoksun şekilde ikame edilmiş işbu davanın her halükarda reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle ;
Davacının gerçekten uzak ve mesnetsiz iddialarının aksine, diğer davalı … limited uhdesinden, müvekkil şirket herhangi bir aktarım gerçekleşmediği gibi, müvekkil şirketin davaya esas oluşturan borç ile ilgisi bulunmadığını, davacının gerçek dışı iddiasının tam aksine birçok kişiye karşı alacaklı olarak görülen … Limited’in borçları ödenmeye çalışılmakta olduğunu, … Limited’den …’e değil, …’ten borçları kapatmak üzere … Limited’e aktarım gerçekleştiğini, Müvekkil şirket ise, …’deki seyahat acentacılığı mesleğinin gelişmesi ve büyümesi amacına uygun eğitim, araştırma çalışmaları, bilimsel ve teknik çalışmalar yapmak üzere okullar açmak amacıyla kurulduğunu, dolayısıyla, davacının gerçek dışı iddialarının aksine, işbu dava ve bahse konu ticari ilişkiler ile hiçbir ilgisi bulunmadığını,
Davaya esas oluşturan icra takibi, kambiyo senedi t olan çeke dayalıdır. mücerretlik ilkesi gereğince kambiyo senedinde yer alan alacak sebebinden ayrı hale gelmiş olup, diğer davalı limited’e tüzel kişilik perdesinin kaldırılması yoluyla başvuru hakkı mevcut olmadığını, davacı tarafından davalı … Limited’e yönelik icra takibi başlatılmış olup, işbu takip henüz haciz aşamasına dahi ulaşmadığını,
Bu durumda, alacağının semeresiz kaldığını usulüne uygun şekilde ispatlayamayan davacının tüzel kişilik perdesinin kaldırılması sureti ile … ve müvekkil şirketi sorumlu tutmaya yönelik talebi hukuka aykırı olup, reddi gerektiğini belirterek öncelikle davacı tarafından talep edilen hukuka aykırı ve kötü niyetli ihtiyati tedbir talebinin reddine, davacı tarafından haksız ve hukuki mesnetten yoksun şekilde ikame edilmiş işbu davanın her halükarda reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … AŞ vekilinin cevap dilekçesinde özetle ;
Sınırlı sorumluluk ilkesinin esas kabul edildiği tüzel kişilik perdesinin, kambiyo senedine dayalı bir alacağa ilişkin olarak kaldırılmasının mümkün olmadığını, borcun semeresiz kaldığı ispat edilmeksizin, salt kambiyo alacağının mevcudiyeti ileri sürülerek tüzel kişilik perdesinin kaldırılması talep edilemeyeceğini, davacı tarafından davalı … Limited’e yönelik icra takibi başlatılmış olup, işbu takip henüz haciz aşamasına dahi ulaşmadığını,
Müvekkili …’e tacir sıfatı yüklenmek suretiyle kambiyo senedinden kaynaklanan bir alacak tahsil edilmeye çalışıldığını, Müvekkil …’in Anayasa’dan doğan tüzel kişiliği davacı tarafından da bilinmekte olmasına ve dava dilekçesinde ifade edilmesine rağmen, mesnetsiz iddialar ile müvekkil …’in Anayasa’dan ileri gelen vasfı göz ardı edilmek suretiyle davanın ikame edilmesi hukuka aykırı olduğunu,
…Limited Şirketinin ise; eski Başkan … tarafından kurulmuş olup, istifa ettiği tarihe kadar da temsil ve ilzama yetkili kişinin de kendisi olduğunu, davalı … Limited şirketinin 25 Şubat tarihinden sonra da eski başkan … hakimiyetinde faaliyete devam ettiğini, … un, Müvekkili …’nin yönetim kurulu seçimlerini kaybettiği tarihten sonra …. Noterliği’nin 17.04.2018 tarih, … yevmiye nolu ihtarnamesi ile istifasını sunduğunu, şirketin iş ve işlemleri konusunda yetkili bulunmadığını,
… iktisadi işletmesi, … tarafından üstü kapalı ve usulsüz şekilde yürütülen ticari faaliyetleri denetlenebilir hale getirmek ve alacaklıların hak kaybına uğramalarını önlemek amacıyla hukuka uygun şekilde yeni yönetim tarafından kurulduğunu,
Dava dilekçesinin ekinde yer alan bahse konu duyuruların müvekkili … tarafından, üye acentaları ve kamuyu en açık şekilde bilgilendirmek, gerçekleştirilen ticari faaliyetlerin şeffaflık kazanması ve acentalar ile müvekkil … ile ticari ilişki halinde olan herkes nezdinde … sebebiyle oluşan kötü intibaya ilişkin soru işaretlerinin giderilmesi amacıyla gerçekleştirildiğini, … Limited üzerinden gerçekleştirilen …’e ait üstü kapalı ticari faaliyetlerin denetlenebilir hale getirilmesinin amaçlanmış olup, … Limited’in aksine … İktisadi İşletmesi yürütmekle yükümlü olduğu tüm faaliyetlerini usule ve hukuka uygun şekilde gerçekleştirdiğini, belirterek ;talep edilen hukuka aykırı ve kötü niyetli ihtiyati tedbir talebinin reddine, davacı tarafından haksız ve hukuki mesnetten yoksun şekilde ikame edilmiş işbu davanın her halükarda reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle;
Davacının gerçekten uzak ve mesnetsiz iddialarının aksine, diğer davalı … limited uhdesinden, müvekkili şirkete herhangi bir aktarım gerçekleşmediği , müvekkili vakfın davaya esas oluşturan borç ile ilgisi bulunmadığını
Davacı tarafından ayrıca, … Ltd. hesaplarından, yukarıda belirtildiği üzere müvekkil vakfa ve diğer davalılara mali aktarım yapıldığı ileri sürüldüğünü, ibraz edilen borç ödemelerine ilişkin dekontlardan da anlaşılacağı üzere, davacının gerçek dışı iddiasının tam aksine birçok kişiye karsı alacaklı olarak görülen … Limited’in borçları ödenmeye çalışıldığını,
Müvekkili vakfın, Dayanışma, eğitim, araştırma çalışmaları, teknik destek temini ve benzeri teşebbüslerle Türkiye’deki seyahat acentalarının gelişmesine, büyümesine ve uluslararası rekabet gücü kazanmasına yardımcı olmak suretiyle ülke turizmine katkıda bulunmak ve …’in çalışma ve teşebbüslerine destek temin etmek amacıyla kurulduğunu davacının gerçek dışı iddialarının aksine, işbu dava ve bahse konu ticari ilişkiler ile hiçbir ilgisi bulunmadığını, salt ortaklarının … olmasından bahisle ilgili kambiyo senedine dayalı borçtan müvekkil vakfın sorumlu olamayacağını ,
Şirket tüzel kişiliğinin borcu için ortaklara gidilebilmesinde aranan temel kıstaslar icra takibinin semeresiz kalması veya şirketin herhangi bir sebeple sona ermiş olması gerektiğini, ancak huzurdaki dosyada her iki hususunda gerçekleşmediğini, Davacı tarafından yapılan icra takibi devam ettiği gibi, diğer davalı … LTD. de halen hukuken ve fiilen var olan bir şirket olduğunu bu yönüyle de huzurdaki davanın haksız olarak ikame edildiğini belirterek ; davacı tarafından talep edilen hukuka aykırı ve kötü niyetli ihtiyati tedbir talebinin reddine, davacı tarafından haksız ve hukuki mesnetten yoksun şekilde ikame edilmiş işbu davanın her halükarda reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir .
Davalı … Acenteliği LTD ŞTİ ve … LTD ŞTİ vekili cevap dilekçesinde özetle;
Davacının gerçek dışı iddiasının tam aksine birçok kişiye karşı alacaklı olarak görülen … LTD nin borçları ödenmeye çalışıldığını, … LTD den birliğe değil birlikten borçları kapatmak üzere … LTD e aktarım gerçekleştiğini,
Şirketin borç ve taahhütlerinden dolayı birinci derecede şirketin sorumlu olduğunu, ancak şirkete karşı yapılan icra takibi semeresiz kaldığını veya şirketin herhangi bir sebeple sona ermiş ise, yalnız ortak veya ortakla birlikte şirket aleyhine dava açılabileceğini ve takip yapılabilceğini,
Davacı tarafından davalı … LTD e yönelik icra takibi başlatılmış olup , takip henüz haciz aşamasına dahi ulaşmadığını, bu durumda alacağın semeresiz kaldığını, usulüne uygun şekilde ispatlanamayan davacının tüzel kişilik perdesinin kaldırılması sureti ile … ve müvekkil şirketi sorumlu tutmaya yönelik talebi hukuka aykırı olup reddi gerektiğini, belirterek davacı tarafından talep edilen hukuka aykırı ve kötü niyetli ihtiyati tedbir talebinin reddine, davacı tarafından haksız ve hukuki mesnetten yoksun şekilde ikame edilmiş işbu davanın her halükarda reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir .
Davalı … …. LT ŞTİ vekili cevap dilekçesinde özetle:
Davacı tarafından müvekkili … LTD e yönelik icra takibi başlatıldığını, takibin henüz haciz aşamasına dahi ulaşmadığını, alacağın semeresiz kaldığını usulüne uygun şekilde ispatlanamayan davacının tüzel kişilik perdesinin kaldırılması sureti ile davalıları sorumlu tutmaya yönelik talebin hukuka aykırı olduğunu,
… ve iktisadi işletmesi kamu hizmeti kapsamında yürüttüğü faaliyetler birliğin kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu olması sebebiyle kanundan ileri gelen ve zorunlu faaliyetler olduğunu bu sebeple daha önce … LTD aracılığıyla halihazırda ise iktisadi işletme ile yürütülmekte olan faaliyetler kamu hizmeti niteliğinde kabul edildiğini,belirterek davacı tarafından talep edilen hukuka aykırı ve kötü niyetli ihtiyati tedbir talebinin reddine, davacı tarafından haksız ve hukuki mesnetten yoksun şekilde ikame edilmiş işbu davanın her halükarda reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir .
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava; organik bağın tespiti tüzel kişilik perdesinin düz ve çapraz olarak aralanmasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının ….icra müdürlüğünün … esas sayılı dosyalarında davalı … Ltd Şti hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlattığı icra takibi nedeniyle diğer davalılar ile arasında olan organik bağ sonucu aralarındaki tüzel kişilik perdesinin Düz ve Çapraz olarak kaldırılması ve alacağının tahsili isteminde bulunması, davalıların alacağın semeresiz kalmadığı ve tüzel kişilik perdesinin kaldırılması koşullarının oluşmadığı savunmaları konusundadır.
Yargıtay 23 Hukuk Dairesinin 23/12/2015 tarih ve 2014/10384 Esas- 2015/8391 Karar sayılı örnek kararı mahkememizce uyuşmazlığın çözümünde dikkate alınmıştır.
Tüzel kişilik perdesinin kaldırılması teorisi açısından tüzel kişiliğin nevi’nin bir önemi bulunmadığı gibi ortak sayısı bakımından da tek kişi ortaklığı olması ya da çok ortaklı olmasının bir önemi bulunmamaktadır. Halka açık şirketlerde de yatırımcılar tarafından olmasa bile spekülatörler tarafından hukukun dolanılması için bir araç olabileceği, gerek çapraz, gerekse düz perdenin kaldırılması mümkündür.
Tüzel kişilik perdesinin kaldırılması üç şekilde olabilir:
a) Tüzel kişinin borçlarından dolayı, tüzel kişiyi oluşturan ortaklar ve şirket yöneticilerinin sorumlu tutulabilmesi, (tüzel kişilik perdesinin düz kaldırılması)
b) Ortağın şahsi borcundan dolayı doğrudan şirketin mal varlığı ile sorumlu tutulması, (tüzel kişilik perdesinin tersten kaldırılması)
c) Bağlı ortaklık üzerinden ana ortağın mal varlığına gidilebilmesi, sonra da tekrar perdenin kaldırılması suretiyle diğer bir yavru ortağın mal varlığına müracaat edilebilmesi (tüzel kişilik perdesinin çapraz kaldırılması).  Şeklindedir.
Tüzel kişilik perdesinin kaldırılması, sınırlı sorumluluk ilkesinin istisnası olduğu gibi, icra ve iflas hukukunun “kişinin borçlarından dolayı, ancak borçlunun hak ve mallarına el konulabilir” temel kuralının da istisnasıdır. Tüzel kişilik perdesinin kaldırılması halinde, perdenin arkasındaki kişi borçtan sorumlu tutulur. Böylece, tüzel kişinin borçlarından ortak veya yöneticiler; ortakların borçlarından tüzel kişilik yahut bir tüzel kişiliğin borcundan diğer tüzel kişilik sorumlu olabilir. Bu nedenle, anılan ilkenin uygulanmasının, mümkün olduğu kadar dar uygulanması “ayrılık ilkesinin” gerekir.
Kanunlarımızda adı konmadan kabul edilen “tüzel kişilik perdesinin kaldırılması” düzenlemelerinde (TTK.m.202, 206, 325/1, 237/1; 6183 s.K.m.35 ve mükerrer 35; 5411 s.K.m.137);
-Asıl borçluya yapılan başvuru neticesinde;borcun tahsil edilememesi veya tahsil edilmeyeceğinin açıkça anlaşılması yahut takibin semeresiz kalması hallerinde tüzel kişilik perdesinin kaldırılarak perde arkasındaki kişinin sorumluluğuna gidilebileceği hükme bağlanmıştır.
Özel kanunlardaki anılan ön koşul düzenlemelerinin, MK.nın 2. maddesi gereğince ilkenin uygulanacağı durumlarda takip ve usul hukuku açısından da kıyasen uygulanmalıdır. Bir başka deyişle alacaklı öncelikle şeklen borçlu olana müracaat etmelidir.
Ancak ödemelerin tatil edilmesi, aciz hali veya iflas gibi nedenlerle borcun tahsil edilemeyeceğinin açıkça anlaşılması veya icra takibinin semeresiz kalması hallerinde; yapılacak icra takibi veya davanın perde arkasındaki kişiye yöneltilerek sorumlu tutulması gerekir.
-Doğrudan dava açılması halinde ise; mahkeme, alacaklının alacağını asıl borçludan tahsil imkanının bulunup bulunmadığını ön sorun olarak incelemeli, asıl borçludan tahsil imkanı varsa, perdenin kaldırılması yoluna gitmeden asıl borçlu aleyhine hüküm kurmalıdır ki, “her kişi borcundan dolayı kendi mal varlığı ile sorumludur” ilkesine (ayrılık ilkesi) riayet edilmiş, alacaklının keyfi ve kötü niyetli taleplerinin önüne geçilmiş olsun.
Somut olayda;
Mahkememizce tarafların bildirdiği deliller toplanmıştır.
Davalı şirketlerin ortakları ve yöneticilerini gösterir ticaret sicil kayıtları alınmıştır.İncelenmesinde ;
… Ltd Şti nin (İcra takibine konu çekin keşidecisi ve asıl borçlusu ) ortaklarının; Davalı … AŞ ile … olduğu
Davalı … AŞ nin ortağının; … Vakfı, …, … Ltd Şti olduğu
Davalı … ortaklarının; …,
Davalı… Ltd Şti nin ortaklarının; … Acenteliği Ltd Şti ile …
Davalı … Ltd Şti nin ortaklarının ; …Vakfı ile … Ltd Şti
Davalı … nin ortaklarının; … …Birliği
… Ticaret Ltd Şti nin ortaklarının; … ile … Ltd Şti
Olduğu tespit edilmiştir.Bu tespite göre icra takibi borçlusu … Ltd Şti ile davalı … arasında ve (birliğin ortağı olduğu diğer şirketler ile) davalı … AŞ arasında (şirketinr ortağı olduğu diğer şirketler ile) yönetim ortaklığı olduğu belirlenmiştir.
Mahkememizce davalıların ticari defterleri üzerinde YMM bilirkişi … ve İşletme bilirkişisi … e inceleme yaptırılmış, asıl borçlu şirketin borcu ödemek için özkaynak yetersizliği olup olmadığı,davalıların şirket merkezi ve adreslerinin aynı olup olmadığı, şirket yönetiminin aynı olup olmadığı,şirket hisse durumu ve hissedarlarının aynı olup olmadığı, davalılar arasında malvarlığının ve organizasyonun birbirine karışıp karışmadığı, kurumsal olarak şirket yönetimlerinin kötüye kullanılıp kullanılmadığı konusunda düzenledikleri 11/02/2020 tarihli bilirkişi raporu alınmıştır.; Bilirkişi raporunda özetle; davalı şirketlerin yönetiminde aynı kişilerin bulunduğu, şirketlerin birbirlerinin ortağı oldukları ( önceki satırda açıklandığı şekilde), davalı şirketlerin ödenmiş sermayelerini aşar boyutta para alışverişi ve mahsuplarda bulundukları,ibraz edilen defter ve belgeleri göre … Ltd Şti dışındaki davalılar ( … değerlendirilmemiş) yönünden kurumsal olarak şirket yönetimlerinin iyi olmadığı, asıl borçlu … Ltd Şti nin ödenmiş sermayesi 50.000.000,00 TL ve özvarlığının 40.946.922,82 TL olduğu, davalı şirketin özvarlığı miktarınca ödemeye ehil olduğudavacı alacağının ödenmesinin mahvına sebep olmayacağı tespit edilmiştir.
Davacının alacağının tahsili için başlattığı ….icra müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası ve İhtiyati haciz kararının verildiği ….ATM nin … d,iş sayılı dosyası getirtilip incelenmiş; 10/03/2018 keşide tarihli ve 1.000.000,00 TL bedelli , keşidecisi… Şti , Lehdarı … Ltd Şti , son hamil cirantasının … Hiz AŞ ( ünvan değişikliği ile … AŞ olmuş) olan çek nedeniyle önce ihtiyati haciz kararı ile ardından kambiyo senetlerine mahsus esas takibin başlatıldığı, takibin kesinleştiği, çek lehdarı mahkememiz dosyası davalı … Ltd Şti hakkında menkul ve gayrimenkul haczi uygulandığı, takip dosyasında davacı alacaklı lehine takibin semeresiz kaldığını gösterir geçici yada kesin aciz belgesi düzenlenmediği görülmüştür.
Alınan bilirkişi raporuna göre asıl borçlu … Ltd Şti nin ödenmiş sermayesi 50.000.000,00 TL ve özvarlığı 40.946.922,82 TL olup, davacı alacağının ödenmesi halinde şirket mahvının gerçekleşmeyeceği, şirketin özvarlığı olan 40.946.922,82 TL ye kadar ödeme yapabileceği tespit edilmiştir.Bu tespite göre davalı asıl borçlu şirketin davacı alacağını ödeme gücü vardır. Asıl borçlu şirket hakkında aciz vesikası düzenlenmesinin koşulu olan borca batıklık halinin gerçekleşmediği bilirkişi raporu ile belirlenmiştir.
İncelenen icra takip dosyasında da davalı çek lehdarı … Ltd Şti dışında keşidecisi… Şti de takip borçlusudur.takip her iki borçlu yönünden kesinleşmiş ve borcu karşılayacak miktarda menkul ve gayrimenkul haczi yapılmıştır. Davacı şirketin bu hacizler neticesinde borcunun karşılanıp karşılanmayacağı açıkca belli değildir. Yani davalı borçlu şirketin ödemelerini tatil ettiği, aciz hali veya iflas gibi nedenler icra takip dosyasında sabit değildir. Davacı alacağının semeresiz kaldığını gösterir geçici veya kesin aciz belgesi düzenlenmemiştir.
Alacağın semeresiz kalması tüzel kişilik perdesinin kaldırılması için ön koşuldur.Bu koşul huzurdaki davada gerçekleşmemiştir.Davalı asıl borçlu … Ltd Şti nin 40.946.922,82 TL özvarlığı miktarınca ödeme yeteneği vardır.
Mahkememizce tüzel kişilik perdesinin aralanabilmesi için aranan ön koşulun gerçekleşmediği dikkate alınarak davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M/
1-Sabit olmayan davanın reddine
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 54,40 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 17.077,50 TL harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına artan 17.023,1 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap olunan 67.050,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendini vekil ile temsil eden davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 28,43 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Davacı vekili Av…. Davalı … , … iktisadi işletmesi, … vekili Av. … , diğer davalılar vekili Av. … yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul BAM da istinaf yolu açık olmak üzere, verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı 25/06/2020

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır