Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1047 E. 2020/42 K. 21.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1047 Esas
KARAR NO : 2020/42
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/11/2018
KARAR TARİHİ : 21/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Müvekkil şirket ile davalı şirket arasında ticari ilişki bulunduğunu, davalı şirkete yapılan mal satımları sonucu cari alacak bedelleri toplamı olan 23.871,90 USD’nin ödenmediğini, alacağın tahsili amacıyla davalı şirket aleyhine … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin haksız ve dayanaksız olarak itiraz ederek icra takibini durduğunu ve tüm bu nedenlerle davalı şirket tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, davalının alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; Dayanak fatura, davacı şirket ile müvekkil şirket arasındaki cari hesaplara ilişkin olup, muaccel olmayan alacaklara ilişkin olduğunu, davacının sunduğu cari hesap ekstresi imzalı kaşeli olmayan bir ekstre olduğundan hukuki geçerliliği olmayan 103.245,50 USD döviz borç bakiye ile kapatılan cari hesap ekstresi muaceliyete delil olamayacağını, davacının 31.12.2017 tarihli mutabakat mektubu ise kanundaki tanımı karşılamayan bir belge olup, imzanın müvekkilin imzasına benzemediğinden imzaya itiraz ettiklerini, davacının 01.01.2018-31.12.2018 tarihli cari hesap ekstresi sunmuş ise de 23.871,90 USD bedelli bu ekstrenin imzasız ve kaşesiz olduğunu ve icra takibindeki miktarı gösterir mutabakat mektubu sunmadığını, ödeme emri ile gönderilen faturaların dava dilekçesindeki faturalar ile aynı olmadığını ve ödeme emrindeki miktar ve tarihlerin de faturalar ile uyuşmadığını, müvekkil şirketin 7.174,57 USD davacı şirketten alacaklı olup, davacının sırf alacağından mahsup etmemek için tarafımızın alacaklı olduğu faturayı iade ettiğini, müvekkil şirketin davacı şirkete herhangi bir borcu olmadığından itiraz ettiklerini ve tüm bu nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, İİK. 67 ve devamı maddeleri uyarınca açılan itirazın iptali istemidir.
Dava, davacının cari hesaptan kaynaklanan alacağının davalıdan tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Delil olarak; … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası, cari hesap kayıtları, mutakabat mektubu, faturalar, sevk irsaliyeleri, ticari defterler, bilgi ve belgeler ile bilirkişi incelemesine dayanılmış olup, gösterilen deliller toplanarak dosya arasına konulmuştur.
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İİK’nın 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Dosyaya getirtilen … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 27/09/2018 tarihinde 7 örnek nolu ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 01/10/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlu vekili tarafından 08/10/2018 tarihinde borca ve tüm ferilerine itiraz ettiği ve davalı borçlunun itirazının süresinde olduğu görülmüştür.
Mahkememizce taraflaraın iddia ve savunmaları doğrultusunda dava dosyası, icra dosyası ve ilgili kayıtları üzerinde inceleme yapılarak davacı alacağının varlığı ve miktarının hesaplanması ile uygulanan faiz yönünden mali müşavir bilirkişiden rapor alınmasına karar verildiği, Mali Müşavir bilirkişi … tarafından sunulan 13/09/2019 tarihli rapor özetle; ”Davacı yanın kendi ticari defter kayıtlarına nazaran 27.09.2018 takip tarihi itibariyle davalı yandan 23.871,91 USD karşılığı 44.488,86 TL alacaklı olduğu, davalı yanın kendi ticari defter kayıtlarına nazaran 27.09.2018 takip tarihi itibariyle davacı yana kümülatif manada 72.610,66 TL borçlu olduğu, takibe konu faturalar, sevk irsaliyeleri, davalının yurtdışı gümrük beyannameleri ve yurtdışı firmasına düzenlemiş olduğu faturaların incelenmesi sonucu davacının söz konusu fatura muhteviyatı ürünleri davalıya ihraç kayıtlı olarak teslim ettiği, davalının bu ürünleri yurtdışına ihraç ettiği, bu anlamda söz konusu fatura muhteviyatı ürünlerin davalı yanca teslim alınarak, yurt dışı ihracat işlemlerine konu edilmiş olduğu, taraflar arasındaki cari hesap farklarının, 2017 yılı TL devir bakiyelerindeki farklılıklardan, faturaların ve ödemelerin kaydı aşamasında farklı USD/TL kurlarının baz alınmasından ve davacının kendi kayıtlarında oluşturduğu kur farkı kayıtlarından kaynaklandığı, davacı yanın davalı yana yabancı para cinsinden fatura keşide ettiği, bu nedenle muhasebe kayıtlarını USD ve TL bazında takip ettiği, buna rağmen davalı yanın sadece TL bazında işlem kaydı gerçekleştirdiği, bu nedenle davalı kayıtlarında USD bazında borç/alacak bakiyesinin izlenmesinin mümkün olmadığı, bununla birlikte her iki tarafın birbirine keşide etmiş olduğu tüm faturaların karşılıklı olarak kayıtlarda yer aldığı, davalı yanın takipten sonra keşide ettiği reklamasyon faturasının ise her iki taraf defterlerinde kayıtlı olmadığı, 31.12.2017 yılsonu itibarıyla davacı yan alacak bakiyesinin 103.251,50 USD karşılığı 389.454,33 TL olmasına rağmen, davalı yanın 31.12.2017 yılsonu itibarıyla borç bakiyesinin sadece TL bazında 417.102,41 TL olduğu dikkate alındığında, dava dosyasına sunulu 31.12.2017 tarihli mutabakat mektubunda yer verilen, 103.251,50 USD karşılığı 389.454,33 TL tutarındaki bakiyenin doğru kabul edilmesi gerektiği, ayrıca her iki tarafın kendi kayıtlarına göre 27.09.2018 takip tarihi itibarıyla davacı yan alacak bakiyesinin 23.871,91 USD karşılığı 44.488,86 TL olmasına rağmen, davalı yan borç bakiyesinin kümülatif manada 72.610,66 TL olması karşısında, davacı yanın takip talebinin ve miktarının yerinde olduğu” kanaatiyle rapor tanzim etmiştir.
GEREKÇE:
Tüm dosya kapsamı ile toplanan deliller ve usulüne uygun olarak alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafın davalı tarafa mal satışı sebebiyle cari hesap alacağının olduğu, davalı tarafın borcunu ödemediği, ödenmeyen borçlar için davacı tarafça cari hesap alacağına dayalı icra takibi yapıldığı, davalı tarafın takibe itiraz ettiği, tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, davacı taraf ticari defterlerine göre davacının davalıdan 23.871,91 USD alacaklı gözüktüğü, davalı taraf ticari defterlerine göre davalının davacıya 72.610,66 TL borçlu gözüktüğü, taraflar arasındaki cari hesap farklarının 2017 yılı TL devir bakiyelerindeki farklılıklardan, faturaların ve ödemelerin kaydı aşamasında farklı USD/TL kurlarının baz alınmasından ve davacının kendi kayıtlarında oluşturduğu kur farkı kayıtlarından kaynaklandığı, alınan bilirkişi raporu bir bütün olarak değerlendirildiğinde taraf ticari defterlerinin birbirini doğrulaması nedeniyle davacı tarafın 23.871,91 USD alacaklı olduğunun tespit edildiği anlaşıldığından davanın kabulüne, tarafların tacir olmaları sebebiyle takip tarihinden itibaren ticari faiz istenebileceği, davalı tarafın ödeme yapmadığı halde haksız ve kötü niyetli olarak icra takibine itiraz ettiği anlaşıldığından asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile,
Davalının … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin aynen devamına,
Asıl alacak 146.680,89 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 8.739,68-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 1.545,22-TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 7.194,46-TL harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından peşin yatırılan 1.545,22-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 16.104,44-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.000,00-TL bilirkişi ücreti ve 202,90-TL posta gideri olmak üzere toplam 1.202,90-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-HMK. 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansı bakiyesinin kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya iadesine,
Dair, hazır olan tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.21/01/2020

Katip …
☪e~imzalıdır.☪

Hakim …
☪e~imzalıdır.☪