Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1046 E. 2019/100 K. 05.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1046
KARAR NO : 2019/100
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 26/04/2013
KARAR TARİHİ : 05/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … Alt Yapı ve Çevre Düzenleme İşleri kapsamında yaptığı ilahe sonucunda en uygun teklifi veren davalılar ile 28/01/2013 tarihli eser sözleşmesinin imzalandığı, sözleşme ile davalının işi belli bir bedel karşılığında ve belli bir sürede yaparak müvekkiline teslim etme edinimini üstlendiğini, 26/11/2004 tarihinde kısmi geçici kabulün 15/02/2005 tarihinde de geçici kabulün yapıldığını, işin kesin kabulünün ise 04/01/2008 tarihinde gerçekleştirildiğini, müvekkilinin bu sözleşmeye göre davalı tarafından inşa edilen … sitesinde bulunan 2 nolu villayı 09/05/2006 tarihli satış vaadi sözleşmesine istinaden …’ ya satarak 17/06/2006 tarihinde de teslim ettiğini, adı geçen kişinin villada meydana gelen hasarlar nedeniyle … Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.İş sayılı dosyasında tespit yaptırdığını, … Tüketici Mahkemesinin … E. Sayılı dosyasında da, gizli ayıp, eksik ve kusurlu iş nedeniyle uğradığı zararın tanzimi amacıyla dava açtığını, müvekkilinin bu davayı iş bu dosyadaki davalılara ihbar ettiğini, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabul edildiğini ve kararın yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiğini, müvekkilince ilamın infaza konu edildiği tarafından … icra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasına 01/04/2013 tarihinde 24.188,57 TL ödendiğini, taraflar arasındaki sözleşme kapsamında sözleşmenin 17. Maddesinde ve 43. Maddesi kapsamında bu bedelden davalıların sorumlu olduğunu, zira … Tüketici Mahkemesinin kararı ile davalıların yaptığı ayıplı işler nedeniyle zararın doğduğunun sabit olduğunu belirterek dava dışı …ya ödenmek zorunda kalınan 24.188,57 TL’ nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP :
Davalı … Limited Şirketi Vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımı yönünden reddi gerektiğini, zira kesin kabul tutanağının 30/10/2005 tarihli olduğunu, BK 126/4. Ve 363/2. Maddeleri uyarınca bu davanın 5 yıllık zamanaşımı süresinin davanın açılış tarihi itibarı ile dolduğunu, esasa dair de, müvekkili şirketin dava konusu inşaatı taraflar arasındaki sözleşme şartlarına uygun şekilde tamamlayıp davacıya teslim ettiğini, davacının iddia ettiğinin aksine kesin kabul tarihinin 04/01/2008 olmayıp 30/10/2005 tarihi olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin 36. Maddesinde kesin kabulün düzenlendiğini, buna göre geçici kabul ile kesin kabul arasında geçen süre içinde eserin kullanımından kaynaklanan gizli ayıpların ortaya çıkması durumunda müteahhidin yükümlülüklerinin müeyyide altına alındığını, ayıp gizli olsa dahi, ayıbın anlaşılacağı hallerin meydana gelmesi durumunda gizli ayıptan bahsedilemeyeceği, BK 362/3. Maddesi uyarınca, iş sahibinin eserde sonradan meydana gelen kusurları öğrenir öğrenmez yükleniciye bildirmeye mecbur olduğunu, davacının bu gereği yerine getirmediğinden ayıba dayalı haklarından yararlanamayacağını belirterek haksız davanın esastan reddini savunmuştur.
GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki eser sözleşmesi kapsamında davalı tarafından inşa edilip, davacıya teslim edilen villanın dava dışı kişiye satılıp teslim edilmesi üzerine anılan kişinin villadaki ayıplar nedeniyle uğradığı zararı mahkeme ilamı gereğince ödeyen davacının ödediği bu bedeli sözleşmeye dayalı olarak davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizce 04/02/2015 tarih … e. 2015/55 karar sayılı kararı ile ” Davanın kabulüne, 24.188,57 TL’ nin 01/04/2013 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faiziyle birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine ” dair karar verilmiş,
Davalı vekilinin Mahkememize kararını temyizi üzerine dosya Yargıtaya gönderilmiş,
Yargıtay … Hukuk Dairesinin 27/04/2017 tarih … e. … karar sayılı ilamında; ” Dosya kapsamındaki kesinleşip icraya konu edilen mahkeme kararı ve bilirkişi raporu ile, davalı yüklenicinin gerçekleştirdiği imalâtın ayıplı olduğu ve bu ayıbın da gizli nitelikte olduğu anlaşılmaktadır. Davacı iş sahibi, gizli ayıbın varlığını, konut satışında bulunduğu dava dışı …’nın … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D. iş sayılı dosyasında yaptırdığı delil tesbiti sonucunda alınan bilirkişi raporunun kendisine tebliğ edildiği 09.11.2009 tarihinde öğrenmiştir. Davalı cevap dilekçesinde ihtarların süresinde yapılmadığını ileri sürdüğünden ayıp ihbarının süresinde olmadığı def’ini ileri sürdüğünün kabulü gerekir. Bu halde; ayıbı öğrenme tarihi itibariyle yürürlükte bulunan, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 362/son maddesi uyarınca, davacı iş sahibinin, gizli ayıbın varlığını öğrenir öğrenmez yükleniciye derhal ihbar etmediği, … Tüketici Mahkemesi’ne verdiği ihbar dilekçesinin 30.03.2010 tarihini taşıdığı ve bunun sonucu olarak eseri olduğu gibi kabul etmiş sayılması gerektiği anlaşıldığından davanın tümden reddi gerekir. Yerel mahkemece söz konusu hususlar gözden kaçırılıp, değerlendirilmeksizin davanın kabulü doğru olmamış, kararın temyiz eden davalı yararına bozulması gerekmiştir. ” kanaati ile ” temyiz eden davalı … Ltd. Şti. vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne, kararın bu davalı yararına bozulmasına ” dair karar verildiği görülmüştür.
Mahkememizce 05/02/2019 tarihli celsede usul ve yasaya uygun olarak verilen Yargıtay … Hukuk Dairesinin … e. … karar sayılı 27/04/2017 tarihli ilamına uyularak Davalının cevap dilekçesinde ihtarların süresinde yapılmadığını ileri sürerek ayıp ihbarının süresinde olmadığı def’ini ileri sürdüğü davacının ayıbı öğrenme tarihi itibariyle yürürlükte bulunan, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 362/son maddesi uyarınca, gizli ayıbın varlığını öğrenir öğrenmez yükleniciye derhal ihbar etmediği, … Tüketici Mahkemesi’ne verdiği ihbar dilekçesinin 30.03.2010 tarihini taşıdığı ve bunun sonucu olarak eseri olduğu gibi kabul etmiş sayılması gerektiği anlaşıldmakla davanın reddine dair karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince peşin alınan 413,10-TL den 44,40-TL karar harcının mahsubu ile kalan 368,70-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı … Limited Şirketi vekili lehine karar tarihindeki avukatlık asgari ücret tarifesi üzerinden hesap olunan 2.902,63-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davalı … Limited Şirketi’nin yapmış olduğu 123,50-TL tebligat giderinin davacıdan alınarak davalı … Limited Şirketine verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-HMK 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren yasal süresi içeresinde Yargıtay ilgili dairesinden temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
05/02/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır