Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1002 E. 2022/438 K. 25.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1002 Esas
KARAR NO : 2022/438

DAVA : Haksız rekabet
DAVA TARİHİ : 25/10/2018
KARAR TARİHİ : 25/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Müvekkili şirketin 1886 yılından bu yana Dünyada, 1993 yılından bu yana ise Türkiye’de doğrudan satış alanında faaliyette bulunan, kayıtlı ve faal 300.000’den fazla doğrudan satışçısı ile Türkiye’nin en önde gelen şirketlerinden biri konumunda olan ve kadınlara yönelik sosyal kampanyalar ile dikkat çeken bir şirket olduğunu, müvekkili şirketin … ilçesinde bulunan ve 17.124 metrekare büyüklüğünde lojistik ve depo alanı bulunduğu, yine müvekkili şirketin bağlı bulunduğu uluslararası şirketin Polonya ülkesinde 49.661 metrekare büyüklüğünde kozmetik ürünler üretim tesisi bulunduğunu, Davalı Şirket’in ise … markasını kullanarak doğrudan satış sektöründe davacı ile rakip konumunda bulunan bir şirket olduğunu, sektörde rakip konumunda bulunan bu şirketin dönem dönem temsilcileri aracılığıyla davacı aleyhine haksız rekabete varan davranışlarda bulunduğunu ve davacı tarafından uyarılmak zorunda kalındığını, davalının Linkedin platformundaki sosyal medya hesabi üzerinden… adresinde ve yine davalıya ait Youtube hesabı üzerinden… adresinden yayınlanan videoların içeriğinde TTK Md. 55/a ve Ticari Reklam ve Haksız Ticari
Uygulamalar Yönetmeliği’nin 7. Maddesini ihlal eden, müvekkilinin haklarını zedeleyici iddia ve ifadelerin mevcut olduğunu, Davalının gerçekleştirdiği hakız rekabet eylemlerinin tespiti için … 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne … D.İş sayılı dosyası ile delil tespiti başvurusunda bulunulduğunu ve haksız rekabet teşkil edecek ifadelerin yer aldığının tespit raporu ile tespit edildiğini, bu raporda; “….”,“…”, “…”, “…”,“…’de var”, “…”, …” ifadelerinin haksız rekabet oluşturduğunun tespiti gerçekleştirildiğini, ayrıca kısaltılmış videonun yayınlandığı Youtube sayfasının açıklamasında da “…, büyük bir yatırımla yine Türkiye’nin en modern operasyon merkezini kurdu, … kozmetik ürünleri, 125 ülkede yaklaşık 350 milyondan fazla kişi tarafından kullanılmaktadır” ifadelerinin hal rekabet olduğunun tespiti ile bu ifadeleri içerir videoların ve görsellerin yayınlandığı her türlü mecradan kaldırılmasını, Davalının yine …anasayfa ” adresinde bulunan “…” ifadelerini içerir görseli açılır sayfa olarak en öne getirerek haksız rekabet yarattığını belirterek, Davalının Linkedin platformundaki sosyal medya hesabı üzerinden … adresinde ve yine davalıya ait Youtube hesabı üzerinden … adresinden yayınlanan videoların içeriğinde ifadelerin ve görsellerin yayınlandığı her türlü mecradan kaldırılmasına, davalının yine – … ” adresinde bulunan “…” ifadelerini içerir görselin haksız rekabet olduğunun tespiti ile bu ifadeleri içerir videoların ve görsellerin yayınlandığı her türlü mecradan kaldırılmasına, TTK Md. 59 uyarınca gerekçeli kararın masrafı davalıya ait olmak üzere Türkiye’de en yüksek tiraja sahip 5 gazetede yayınlanmasına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin 21/12/2018 tarihli cevap dilekçesi özetle; Davalının sıfat ve ehliyetinin bulunmadığını; davacının üretim yapmayan bir İthalat şirketi olup, üretim şirketi olan davalı ile karşılaştırılamayacağını; davalı şirkete ait olmayan, başka bir şirket tarafından kullanılan ifadelerin gerçek olup, haksız rekabet teşkil etmediğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
KARŞI DAVA
Davalı vekili 21/12/2018 tarihli karşı dava dilekçesi özetle; Davacı karşı davalının yurtdışındaki ana şirketinden kendisine hazır halde getirttiği ürünleri hiçbir işleme tabi tutmadan ambalajlı olarak Türkiye’de sadece depolayıp satan saf bir ticaret şirketi olduğunu, bu şirketin sanayi ile hiçbir ilişkisinin olmadığını, karşı davalının Türkiye’de küçük çapta bile olsa üretim yapacak bir tesisi bulunmadığını, karşı davalının ticaret unvanında bir sanayi şirketi olarak takdim ederek gerçeğe aykırı, müşterileri yanılttığını, kandırdığını, Türkiye’de üretimi olmadığını, davalıya esasen rakip olmadığını, hedef kitlede yanlış anlaşılma uyandırdığını, bu hususun TTK m. 46 ve TTK m. 54 vd. maddelerine aykırı olduğunu, davacının kendisi, ticari işletmesi ve faaliyetleri, iş ilişkileri hakkında gerçek dışı yanıltıcı açıklamalarda bulunduğunu, hakkı olmadığı halde organize sanayi bölgesini kullandığını, davacının anılan unvanla yer verdiği tüm tanıtım malzemelerinin imhası ile şimdilik 10.000 TL maddi, 5.000 TL manevi tazminata ve kararın yayınına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı Vekili Karşı davaya karşı Cevap Dilekçesinde özetle: Usulüne uygun olarak tescil edilmiş ticaret unvanının kullanımının haksız rekabet teşkil etmeyeceğini; “sanayi” ibaresinin davacı karşı davalının ticaret unvanındaki bir ek olduğunu ve resmi dokümanlar haricinde kullanımına ihtiyaç dahi duyulmadığını, bu unvan sebebiyle somut bir şekilde haksız rekabet yaratıldığını ispatlayamayan davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı için davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin uzun yıllardır Türkiye’de doğrudan satış sektöründe lider firma olduğunu, dünyanın en önde gelen doğrudan satış şirketlerinden birisi olan müvekkilinin Türkiye’de 25 yıldan uzun bir süredir faaliyet gösterdiğini, davalı …’ın ise 2010 yılında kurulduğunu, … markasıyla doğrudan satış sektöründe faaliyet gösterdiğini ve müvekkili ile rakip konumunda bulunan bir şirket olduğunu, dünyanın her tarafında kabul gören objektif ve bağımsız nitelikteki uluslararası pazar araştırması şirketi … tarafından yayınlanan Ocak 2019 tarihli araştırma raporuna göre müvekkili şirketin uzun yıllardır doğrudan satış sektörünün lideri konumunda olduğunun kanıtlandığını, …’un yaptığı araştırmalarda şirketlere bazı iddiaları ileri sürebilme hakkı tanıdığını, …’un açıkladığı veriler doğrultusunda müvekkili şirkete, “…” iddiasını her platformda 2019 yılının Kasım ayına kadar kullanma hakkı verdiğini, davalı tarafından 2019 yılının Temmuz ve Ağustos ayı tanıtım kataloglarında kullanılan “…” ifadesinin ve iddiasının hiçbir dayanağı bulunmadığını, tamamen yalan olduğunu, bu dayanaksız iddianın haksız rekabet yarattığını ve haksız kazanç elde etmeye yönelik olduğunu belirterek, davalı tarafından 2019 yılının Temmuz ve Ağustos ayı tanıtım kataloglarında kullanılan “…” ifadesinin haksız rekabet yarattığının tespitine ve bu yanlış veya yanıltıcı beyanların düzeltilmesine, TTK.’nun 59. maddesi uyarınca gerekçeli kararın masrafı davalıya ait olmak üzere Türkiye’de en yüksek tiraja sahip 5 gazetede yayınlanmasına, davalı şirketin haksız rekabet teşkil eden söz konusu fiilini tekrar etmesinin verilcek ihtiyati tedbir kararı ile tedbiren durdurulmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; mahkeme huzurundaki davanın derdest olduğunu, aynı davanın … 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyasında; işbu davanın davacısı … A.Ş.’nin ( …’un ) müvekkiline karşı açtığı karşı dava olarak görülmekte olduğunu, … 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …Esas sayılı dava dosyasındaki karşı davadaki talebin “…kataloglarda yer alan …” temalı yayınların TTK’nın 56. maddesi gereğince haksız rekabet yarattığının tespitine…” şeklinde olup huzurdaki davadanın sonuç ve talep kısmının HMK. m.114(1)/ı hükmü anlamında “aynı” olduğunu, davanın tamamen delilsiz açıldığını, davacının ispat yükününün gereğini yerine getirmediğini, müvekkilinin … şirketi olduğunu, bu beyanın gerçeğin ifadesi olduğunu, yanıltıcı ve aldatıcı olmadığını, haksız rekabet teşkil etmediğini, bir doğrudan satış şirketi olarak yani satışlarını bayiler vasıtasıyla icra etmeyen, “katılımcı” veya “girişimci” olarak adlandırılan kişiler vasıtasıyla, onlara gerçekleştirdikleri satışlar üzerinden orantılı primler vererek icra edenr bir şirket olarak Türkiye’de bir numara olduklarını, … A.Ş tarafından hazırlanan 21/12/2018 tarihli rapora göre … A.Ş. Server’ına girildiğinde veritabanı içerisinde 1.338,321 girişimci kaydı bulunduğunun tespit edildiğeini, bu tarihten sonra girişimci sayısının daha da arttığını, bu durumun bilirkişi incelemesi ile ortaya çıkacağını, karşı yan … A.Ş.’nin Türkiye’de üretim yapmayan, en küçüğünden dahi olsa bir üretim tesisi bulunmayan, sadece depoları olan bir ithalat şirketi olduğunu, müvekkili şirketin … A.Ş ile aynı kulvarda koşmadığını, bu sebeple … A.Ş. ve diğer çok uluslu dünya devi şirketlerin haksız dava ateşine maruz olduğunu, derdestlik itirazları olduğunu belirterek öncelikle derdestlik itirazlarının kabulüne, haksız ihtiyati tedbir talebinin reddine, delilsiz olarak açılan davanın usulden reddine, esasa ait iddiaların hukuki dayanaktan yoksun olmaları sebebiyle davanın esastan reddine, mahkeme masraflarının karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce bilirkişi olarak görevlendirilen Marka Yönetim Uzmanı …, Haksız Rekabet Uzmanı …, Ticaret Hukuku ABD Öğretim Üyesi Dr. Öğretim Üyesi … tarafından sunulan 23/09/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
1-Davalı- karşı davacının, tespiti yapılan … ve … adreslerinde yer alan videolarının içeriğinden, aşağıda yer verilen iddiaları revize ederek, sağlamaya elverişli iddiaları ile reklamlarını yayına almasırnın ve reklamların düzenlenmesinin, bu sebeple anılan reklamların yayının durdurulmasını, anılan iddialar düzeltilerek tekrar yayına alınmasının amaca uygun olacağı, Bu anlamda, “…” ifadesinin içerikten kaldırılması, ”…” ifadesinin sayın mahkemenizin uygun bulacağı; “…” veya “çok büyük entegre kozmetik tesis” gibi sair ifadelerlee DÜZELTİLMESİ VE DÜZENLENMESİ, “Türkiye’de bir milyondan fazla girişimci” ifadesinin haksız rekabet teşkil eden bir yönü olmadığına, haksız rekabet yaratan “bir numara” “tek” “en büyük” ifadelerinin kullanımından kaçırılmasının isabetli ve sektör uygulamasına uygun olacağı kanaati hasıl olmuştur.
2-Haksız rekabet davasında davalı mutlaka rakip olmayabilir. Dava haksız rekabet eylemine dolaylı veya dolaysız olarak katılan üçüncü kişilere karşı da açılabilir. Bu bakımdan ürettiği ürünlerinin üçüncü kişiler tarafından yayınlanan reklamlarında satışı arttırmada menfaati olan davalı karşı davacırın husumet itirazlarına iştirak edilememiştir.
3-Davacının “sanayi” ifadesini ticaret unvanına eklemesinin, haksız ve kötü niyetli olarak yapıldığına ve bu haksız fiil sebebiyle sektörde bu sayede öne geçmekte olduğuna dair dosyadan yeterli ve sağlamaya elverişli bilgi ve belge edinilemediği, Sayın Mahkemenin takdirine göre bu emarelerin taraflarca getirilmesi halinde yeninden inceleme yapılabileceği, şimdilik davalı karşı davacının eylem neticesinde zararının var olup olmadığının da anlaşılamadığı, belirtilmiştir.
Dosya kapsamı, davacı-karşı davalı ile davalı-karşı davacı vekillerinin rapora karşı beyan ve itirazları nazara alınarak dosyanın yeni bir bilirkişi heyetine tevdiine karar verildiği, …, …, … tarafından sunulan 02/04/2021 tarihli bilirkişi raporu özetle;
1-Söz konusu Bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davalı karşı davalının … adresinde ve davalıya ait youtube hesabı adresinde yayınlanan video içeriğinde yer alan ve … 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporu ile tespiti yapılan “…”. “…”, “…”. “…”. “…”, “…” . “…” şeklindeki ifadelerin gerçek olduğunun ispatlanmaması halinde haksız rekabet teşkil edeceği;
2-Davacı karşı davalının ticaret unvanının kullanımı haksız rekabel Teşkil etmediği: Davalı karşı davacı her ne kadar maddi ve manevi tazminat lalebinde bulunmuşsa da, davacı karşı davalının Ücaret unvanımda yer alan “sanayi” kelimesinin kullanımından dolayı ne şekilde zarara uğramış olduğunu ispat edemediğinden; bu talebinin yerinde görülmediği, sonuç ve kanaatine ulaşıldığı belirtilmiştir.
Mahkememizce verilen 21/06/2021 tarihli ara karar uyarınca taraf vekillerinin bilirkişi raporuna karşı itirazlarını karşılamak suretiyle taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu hakkında inceleme yapılarak ek rapor alınmak üzere dosyanın bilirkişi heyetine tevdii ile heyete makine mühendisi bilirkişisi eklenmesine karar verildiği, İTÜ Makine Fakültesi Öğretim Üyesi …, …, …, … tarafından sunulan 21/12/2021 tarihli bilirkişi raporu özetle;
ASIL DAVADA;
1- Dosya kapsamındaki belge ve bilgiler çerçevesinde, davalı karşı davacının linkedin
adresinde ve davalıya ait Youtube hesabı adresinde yayınlanan video İçeriğinde yer alan ve … 15, Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D.Iş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporu ile tespiti yapılan ifadelerden
a) “….” ibaresinde Davalı-K.Davacı firmanın makyaj malzemeleri, el-ayak ve cilt bakım ürünleri, … markası altında muhtelif vücut güzellik ürünleri (yüz maskeleri, yağlar, vücut ve yüz için bitkisel yağlar v.s) ürettiğinin anlaşıldığı, bu ibarenin haksız rekabet oluşturup oluşturmadığı yönünden değerlendirilmesinin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu;
b) “…” İfadesinin sadece davalıya ait verilerin incelenmesi ile kontrol edilmesinin mümkün olamayacağı, bu tespitin ancak detaylı bir çalışma raporu ile belirlenebileceği, davacı yan tarafından aksini ispat eder nitelikte veya davalı yan tarafından doğruluğunu ispatlar nitelikte sunulan herhangi bir raporun/çalışmanın/ verinin de dosyaya sunulmadığı, ancak davalıya ait fabrikanın Türkiye’de önemli bir Entegre kozmetik tesisi olduğu ve “…” gibi seçilecek sair ifadeler ile bu ifadenin düzenlenmesinin mümkün olabileceği kanaatine varıldığı,
c) Bunun dışında kalan diğer ifadelerin haksız rekabet oluşturmayacağı kanaatine varıldığı;
KARŞI DAVA AÇISINDAN;
a- Karşı Dava açısından, Davacı karşı davalı … Türkiye firmasının TOBB kayıtlarına göre üretim yapan bir firma olmadığı, firmanın ithalat yapan bir firma olduğu, firmanın adındaki “ Sanayii” unvanının kullanımının haksız rekabet teşkil etmediği;
b- Davalı karşı davacı her ne kadar maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuşsa da, davacı karşı davalının ticaret unvanında yer alan ”Sanayi” kelimesinin kullanımından dolayı ne şekilde zarara uğramış olduğunu ispat edemediğinden; bu talebinin yerinde görülmediği, sonuç ve kanaatine ulaşıldığı belirtilmiştir.
GEREKÇE:
Asıl ve birleşen dava; haksız rekabetin tespiti, meni ve ilanına, karşı dava ise; haksız rekabetin tespiti, meni ve maddi- manevi tazminata ilişkindir.
TTK m.54 uyarınca; Haksız rekabete ilişkin hükümlerin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Kanun koyucu bu hükümle, bütün hukuki ilişkiler için geçerli bir prensip olan doğruluk ve dürüstlük ilkesini iktisadi rekabete iştirak eden her şahsın yaptığı eylem ve işlemlerin haksız olarak nitelendirilip nitelendirilmemesinde bir ölçü olarak koymaktadır. Bu anlamda, doğruluk ve dürüstlük kuralı haklı rekabet eylemini haksız rekabet eyleminden ayırt etmeye yarayan bir kriter olarak öngörülmüştür.
Türk Ticaret Kanununun 55. maddesinde, sayılan özel hallere girmeyen durumlarda, yapılan eylemin veya işlemin haklı ya da haksız olduğunun tespiti meselesinde hakim, ticari ahlak kriterleri ile iktisadi rekabetin fonksiyonunu icra edebilmesini sağlayan kurallara başvuracaktır.
Yapılan eylem veya işlemin haksız rekabet teşkil edip etmediğinin tespitinde, dürüstlük kuralı, sadece 54. madde hükmü açısından yapılan değerlendirmede dikkate alınır. Bir eylem veya işlemin, Türk Ticaret Kanunu’nun 55. maddesinde örnek kabilinden bu eylem veya işlemin haksız rekabet sayılması için yeterlidir.
TTK m. 55/a-5 hükmüne göre, Kendisini, mallarını, iş ürünlerini, faaliyetlerini, fiyatlarını, gerçeğe aykırı, yanıltıcı, rakibini gereksiz yere kötüleyici veya gereksiz yere onun tanınmışlığından yararlanacak şekilde başkaları, malları, iş ürünleri veya fiyatlarıyla karşılaştırmak ya da üçüncü kişiyi benzer yollardan öne geçirmek haksız rekabet teşkil eder, Asıl davada; davacı taraf, davalının Linkedin platformundaki sosyal medya hesabı üzerinden …adresinde ve yine davalıya ait Youtube hesabı üzerinden yayınlanan videoların içeriğinde TTK Md. 55/a ve Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliği’nin 7. maddesini ihlal eden, haklarını zedeleyici iddia ve ifadelerin mevcut olduğunu, davalının gerçekleştirdiği haksız rekabet eylemlerinin tespiti için … 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne … D.İş sayılı dosyası ile delil tespiti başvurusunda bulunulduğunu ve haksız rekabet teşkil edecek ifadelerin yer aldığının tespit raporu ile tespit
edildiğini, bu raporda; “….”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…” ifadelerinin haksız rekabet oluşturduğunu, ayrıca “Sektöründe 1 Numara olan …, büyük bir yatırımla yine Türkiye’nin en modern operasyon merkezini kurdu, … kozmetik ürünleri, 125 ülkede yaklaşık 350 milyondan fazla kişi tarafından kullanılmaktadır” ifadelerinin haksız rekabet olduğunun tespiti ile bu ifadeleri içerir videoların ve görsellerin yayınlandığı her türlü mecradan kaldırılmasını; davalının yine …. ” adresinde bulunan ”…” ifadelerini içerir görseli açılır sayfa olarak en öne getirerek haksız rekabet yarattığını belirterek; yayınlanan ifadelerin ve görsellerin yayınlandığı her türlü mecradan kaldırılmasını, haksız rekabetin tespitini ve ilanını talep etmiştir.
Davacının itiraz ettiği “…” ifadesinin sadece davalıya ait verilerin incelenmesi ile kontrol edilmesinin mümkün olmadığı, detaylı bir çalışma raporu ile karşılaştırmalı olarak belirlenebileceği, davacı yan tarafından aksini ispat eder nitelikte veya davalı yan tarafından doğrulunu ispatlar nitelikte sunulan herhangi bir raporun/çalışmanın/ verinin de dosyaya sunulmadığı, ancak davalıya ait fabrikanın Türkiye’de önemli bir Entegre kozmetik tesisi olduğu ve dosyaya sunulu olan 19.09.2019 tarihli bilirkişi raporunda da önerildiği üzere “…” gibi seçilecek sair ifadeler ile bu ifadenin düzenlenmesinin mümkün olabileceği; “…” ifadesinin , …A.Ş. tarafından hazırlanmış ve imzalanarak onaylanmış 21.12.2018 tarihli rapor ve eki USB evrakından bu tarihte firmanın satış programı veri tabanı içerisinde 1.338.321 adet girişimci kaydı bulunduğunun görüldüğü, dolayısıyla firmanın “…” ifadesini kullanabileceği ve bu ifadenin haksız rekabet teşkil etmediği;”Ülkemizde sadece ….’de bulunan son teknoloji akıllı makineler” ibaresi açısından davacı firmanın Türkiye’de üretim yapan bir fabrikası olmaması nedeniyle davalı şirket ile davacı firmanın makina açısından mukayese etmenin mümkün olmadığı, davalı … üretim, ambalaj ve sevkiyat bölümünde kullanılan makinalar, üretimdeki otomatik kontrol uygulamaları ve son teknoloji konveyör sistemleri ve sevkiyat merkezi ile sevkiyatların takip edildiği gözününe alınarak bu ibarenin davacı ihalatçı firmayla haksız rekabet teşkil etmeyeceği kanaatine varıldığı; “…”, ”…”, ifadesi açısından dosyaya sunulu olan ve davacı şirketin de referanslarında esas aldığı … firmasının 2019 yılı ve 2020 yılı basım sonuçlarından, 2018 ve 2019 yılına ait marka payı ve doğrudan satış payı açısından Türkiye’de davalı …A.Ş.’nin ve Farmasi markasının birinci sırada olduğunun ispatlandığı için bu ifadeyi bu yıllara ait veriler belirtilerek kullanabileceği, bu ifadelerin davacı açısından haksız rekabete yol açmayacağı;“….” ifadesinin tespit raporunda videodaki konuşmadan hatalı tespit edildiği kanaatine bilirkişi heyetince varıldığı, gerek tespit raporunda ve gerekse dava dilekçesinde … kelimesinin ne zannedildiği ve ne açıdan haksız rekabete sebebiyet vereceği konusunda bir irdeleme/açıklama yapılmadığı da göz önüne alındığında videodaki sözün bilirkişi heyetinin tesiste yerinde inceleme esnasında tespit ettiği üzere firmanın da ambalaj bölümünde Türkçede “…” olarak ifade edilen bu ürünün; yüksek mukavemetli polyester elyaf ve polimerin birleştirilmesiyle üretilen çelik çember yerine ikame edilen lifli bir kompozit yapı olduğu, rapor ekindeki fotoğrafta da görülen ve bir dış firmaya ürettirilen sağlam ve kopmayan özel “kompozit çember” olan kırnap olarak adlandırılan plastik kompozit bant ile emniyete alındığı ve bu bantın-kompozit çemberin son kullanıcı açana kadar sipariş edilen ürünleri, fatura ve sair belgeleri ihtiva eden ambalajlı kutuyu kapatma sağlanarak ambalaj içindeki ürünlerin korunduğu, bu şekilde firmanın bu bant vasıtasıyla bir anlamda siparişi veren müşterisine karşı üretim alanından doğrudan teslim sorumluluğunu da üstlenildiği değerlendirilmiş ve bu ifade ile kast edilen kompozit çember muhtevalı olduğu düşünülen ürünün kullanılmasının davacı ile haksız bir rekabet oluşturmayacağı, “….” İbaresi kapsamında Davalı-K.Davacı firmanın makyaj malzemeleri, el-ayak ve cilt bakım ürünleri, …markası altında muhtelif vücut güzellik ürünleri (yüz maskeleri, yağlar, vücut ve yüz için bitkisel yağlar v.s) ürettiği bu nedenle firmanın kendisini, mallarını, iş ürünlerini, faaliyetlerini, fiyatlarını, gerçeğe aykırı, yanıltıcı, rakibini gereksiz yere kötüleyici veya gereksiz yere onun tanınmışlığından yararlanacak şekilde başkaları, malları, iş ürünleri veya fiyatlarıyla karşılaştırmak ya da üçüncü kişiyi benzer yollardan öne geçirmek maksadıyla yaptığı ispatlanamadığından, asıl davanın reddine karar verilmiştir.
Karşı davada; davacı/karşı davalının ticaret unvanında kullandığı “sanayii” kelimesinin haksız rekabet teşkil ettiği iddiası ile maddi ve manevi tazminat talebinde bulunulmuştur.
Davacı karşı davalı … Türkiye firmasının TOBB kayıtlarına göre üretim yapan bir firma olmadığı, firmanın ithalat yapan bir firma olduğu, firmanın adındaki “ Sanayii” unvanının kullanımının haksız rekabet teşkil etmediği, davalı karşı davacı her ne kadar maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuşsa da, davacı karşı davalının ticaret unvanında yer alan ”Sanayi” kelimesinin kullanımından dolayı ne şekilde zarara uğramış olduğunu ispat edemediğinden karşı davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Birleşen davada; Davalı tarafından 2019 yılının temmuz ve ağustos ayı tanıtım kataloglarında kullanılan ‘“…” ifadesinin haksız rekabet yarattığının tespiti ve bu yanlış veya yanıltıcı beyanların düzeltilmesi ve ilanı talep edilmiştir.
Mahkememizin 2020/533 Esas sayılı dosyasında 28.03.2019 tarihli cevap/karşı dava dilekçesinde … “..Açıklanan nedenlerle davacı — karşı davalı tarafça basın ilanları, internet sitesi ve satış kataloglarında “…” ifadelerinin gerçeği yansıtmadığı ve aldatıcı olduğu açık olup, söz konusu ilanların haksız rekabet yaratığı…” iddiasıyla karşı dava açmış olup, davalı bu nedenle derdestlik itirazında bulunmuştur.
İş bu dava 09.08.2019 tarihinde açılmış olup, davacı davalının 2019 yılının temmuz ve ağustos ayı tanıtım kataloglarında kullanılan dava konusu ifadenin haksız rekabet yarattığını iddia etmiştir. Haksız rekabet eylemlerinde dava açıldıktan sonra eylem devam ettiği müddetçe her gün için yeniden dava açma hakkının doğduğu, haksız rekabet devam ettiği müddetçe zaman aşımının işlemeyeceği, davacının 2020/533 Esas sayılı dosyadan farklı bir döneme ilişkin dava açtığı bu nedenle davalının derdestlik itirazının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizin 2020/533 Esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere; TTK m.54/a-5 uyarınca: Gerçeğe aykırı, yanıltıcı, rakibini gereksiz yere kötüleyici veya gereksiz yere onun tanınmışlığından yararlanacak şekilde yapılan karşılaştırma/karşılaştırmalı reklam haksız rekabet teşkil eder.
Keza Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 61/6. Maddesi uyarınca:“(6) Reklam verenler ticari reklamlarında yer alan iddiaların doğruluğunu ispatla yükümlüdür.”
Dolayısıyla reklam ve ilanlarında kendi ürün, faaliyet, fiyatlarını karşılaştırmalı reklama konu yapanlar, reklamlarındaki/ ilanlarındaki beyanlarının doğruluğunu ispatla yükümlüdürler.
Bu çerçevede “…” beyanının kamuya hitaben reklamlarda ve ilanlarda kullanılması, sosyal medya hesaplarında dile getirilmesi ve keza davacı şirketin resmi internet sayfasında belirtilmesi içeriği itibariyle doğru (gerçek) ise haksız rekabet teşkil etmez. Davalı şirket bu beyanını euromonitor international şirketinin raporuna dayandırmaktadır. Dosya içerisinde Euromonitor international’in raporuna ait internet sayfası görüntüleri bulunmaktadır (Görüntü 3: Görüntüde, “Farmasi doğrudan satış alanında en dinamik performansı kaydetmektedir” ifadesi yer almaktadır. Görüntü 4/5: doğrudan satış şirket payları gösterilmiş ve en yüksek payın…’e ait olduğu ifade edildiğinden, “…” ifadesinin, haksız rekabet teşkil etmediği anlaşıldığından, davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin 2018/1002 Esas sayılı dosyası yönünden
a)Asıl davanın REDDİNE,
b)Karşı davanın REDDİNE,
2-Birleşen … 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyası yönünden
a)Davanın REDDİNE,
ASIL DAVA YÖNÜNDEN;
Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince davacıdan alınması gereken 80,70-TL karar harcının davacıdan peşin alınan 35,90-TL harçtan mahsubu ile bakiye 44,80-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davalı vekili lehine karar tarihindeki avukatlık asgari ücret tarifesi üzerinden hesap olunan 5.100-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
-HMK 333. md. uyarınca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde yatırana iadesine,
KARŞI DAVA YÖNÜNDEN;
Maddi tazminat talebi yönünden Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince karşı-davacıdan alınması gereken 80,70-TL karar harcının karşı-davacıdan peşin alınan 262,50-TL harçtan mahsubu ile 181,80-TL fazla harcın karar kesinleştiğinde talep halinde karşı-davacıya iade edilmesine,
Manevi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 80,70-TL karar harcının karşı-davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Maddi tazminat talebi yönünden karşı-Davalı vekili lehine karar tarihindeki avukatlık asgari ücret tarifesi üzerinden hesap olunan 5.100-TL nispi vekalet ücretinin karşı-davacıdan tahsili ile karşı-davalıya verilmesine,
Manevi tazminat talebi yönünden karşı-Davalı vekili lehine karar tarihindeki avukatlık asgari ücret tarifesi üzerinden hesap olunan 5.000-TL nispi vekalet ücretinin karşı-davacıdan tahsili ile karşı-davalıya verilmesine,
Karşı davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin karşı-davacı üzerinde bırakılmasına,
HMK 333. md. uyarınca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde yatırana iadesine,
BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN;
Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince davacıdan alınması gereken 80,70-TL karar harcının davacıdan peşin alınan 44,40-TL harçtan mahsubu ile bakiye 36,3-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davalı vekili lehine karar tarihindeki avukatlık asgari ücret tarifesi üzerinden hesap olunan 5.100-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
HMK 333. md. uyarınca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde yatırana iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde, Mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair, Davacı karşı davalı vekili ile davalı karşı davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/05/2022

Katip
¸e-imzalı

Hakim
E-imzalıdır