Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/912 E. 2018/992 K. 27.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/912
KARAR NO: 2018/992

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/10/2017
KARAR TARİHİ : 27/09/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin Davalı … ile akdedilen 31/03/2006 tarihli distribütörlük sözleşmesi ile anılan tarihten itibaren … markasının mobil depolama aygıtları yelpazesinin satış,pazarlama ve destek hizmetlerini sunduğunu, Davalı … ile akdedilen sözleşme kapsamında diğer davalı …’in müvekkilinin ülke genelinde 24 servis istasyonundan biri olarak işlevini sürdürmekte iken davalı … ile anlaşma sağlayarak ülke genelinde bütün servis hizmetlerini sunmayı üstlendiğini, ancak bu çalışmanın başlamısını takiben Davalı … ile servis anlaşması koşullarının ihlali ile birlikte diğer servis istasyonlarının gerekli teknik yardımı ifa etmelerinin önüne geçerek müvekkilinin gerek maddi gerekse tüketiciler açısından haksız konuma düşmesine sebep olacak bir uygulamanın içine gidriklerini, müvekkilinin tüketiciler ile olan ilişkilerden doğan sorumluluğunun Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasa Hükümleri uyarınca distribütörlük anlaşması nihayete erse dahi 5 yıl süre ile devam ettiğini ve tümü ürünlerin garanti sürelerinin gözetilmesi halinde bu sorumluluk süresi içinde sundukları servis hizmetinin kusursuz olmasının yasa gereği olduğunu, eksik ifa ile ilgili neden her ne olursa olsun 2006 yılından bu yana yüz akı ile sunulan hizmetin davalı …’in servis görevini üstlenmiş olduğu tarihten sonrası için müvekkilinin ve Toshiba markasının ticari itirazını zedelediği gibi tüketici nezdinde küçük düşmesine vemaddi kayba uğramasına sebebiyet verdiğini, bu nedenlerle ticari itibar ve iş kaybı, haksız rekatebet nedeni ile ileride artırma hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000€ maddi tazminatın dava tarihindenitibaren 3095 sayılı yasanı n4/a maddesi uyarınca hesaplanacak faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı … Tic. Ltd. Şti vekili cevap dilekçesinde özetle; … ile davacı arasında imzalanan 01/11/2016 tarihli sözleşmenin uygulanacak geçerli yasa başlıklı 6. Maddesinde; “Bu antlaşma ile bağıntılı olarakortaya çıkan herhangi bir durum veya anlaşmazlık yalnızca Almanya’nın Düsseldorf Mahkemesine gönderilecektir. Sözleşme Alman yasalarına göre yönetilecek ve bunlara göre yorumlanacaktır…”, iş bu sözleşmeye ek olarak; müvekkili ile … arasında imzalanan satış sonrası hizmetler protokolünün 2. Maddesinde “İş bu protokol temel sözleşmenin tamamlayıcı ayrılmaz parçası olarak kabul edilmiştir.”, 5. Maddesinde ise ” İş bu protokol kapsamında, özellikle düzenlenmeyen hususlara ilişkin olarak (gizlilik, Uygulanacak hukuk ve yetki, genel hükümler dahil ve bunlarla sınırlı olmaksızın) Temel Sözleşmenin düzenlemeleri taraflar arasında geçerli olacak ve uygulanacaktır” denmek suretiyle taraflar arasındaki uyuşmazlıklar için Almanya Düsseldorf Mahkemeleri yetkili kılındığını ve Alman kanunlarının uygulanmasının kabul edildiğini, bu nedenlerle MÖHÜK. 47. Maddesi uyarınca Mahkemenin yetkisizliğine, Almanya Düsseldorf Mahkemelerinin yetkili olduğun ve Alman Kanunlarının uygulanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu sözleşmede geçerli bir tahkim şartı bulunmakta olduğunu, davanın görevsiz mahkeme açıldığını, müvekkili şirket ile davacı arasında akdedilen 08/08/2007 tarihli münhasır olmayan yetkili distribütörlük sözleşmesinin 19. Maddesinde; “İşbu sözleşmeden kaynaklanan veya işbu sözleşme ile bağıntılı olan uyuşmazlıklar bir tahkim mahkemesi tarafından nihai olarak Alman Tahkim Enstitüsü Tahkim İç Tüzüğü uyarınca çözümlenecektir. Tahkim yeri Neuss, Almanya olacaktır.” hükmünü içerdiğini, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, sözleşmenin 19. Maddesinde yargılamanın Neuss Almanya’da gerçekleştirileceğinin kararlaştırıldığını, bu sebeple yetkisizlik kararı verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, satış sonrası bakım yükümlülüğünün gereği gibi yerine getirilmediği iddiasına dayalı olarak tüketici haklarının korunması ile ilgili yasa kapsamında davacı tedarikçinin uğradığını iddia ettiği zararınhaksız rekabet kapsamında tazmini istemidir.
Davalı taraflarca mahkememizin milletlerarası yetkisine, uygulanacak hukuka ve kararlaştırılan tahkim şartı nedeniyle mahkememizin görevine itiraz olunmuştur.
Davalı … vekili yasal süresi içerisinde verdiği cevap dilekçesi ile tahkim itirazında bulunarak Mahkememizin Görevsiz olduğunu ileri sürmüştür.
Davacı şirket (…) ile Davalı … arasında 08.08.2007 tarihli Münhasır Olmayan Yetkili Distribütörlük Sözleşmesinin akdedildiği taraflar arasında ihtilafsız olup, Sözleşmenin 19. Maddesi” İşbu sözleşmeden kaynaklanan veya işbu sözleşme ile bağıntılı olan uyuşmazlıklar bir tahkim mahkemesi tarafından nihai olarak Alman Tahkim Enstitüsü Tahkim İç Tüzüğü uyarınca çözümlenecektir. Tahkim yeri Neuss, Almanya olacaktır.” hükmünü içermektedir.
Dava konusu uyuşmazlıkta, davalı … yabancı olması karşısında, yabancılık unsuru bulunmaktadır.
MÖHUK 47.maddesi hükmüne göre yer itibariyle yetkinin münhasır yetki esasına göre tayin edilmediği hallerde, taraflar arasında yabancılık unsuru taşıyan ve borç ilişkisinden doğan uyuşmazlığın yabancı bir devlet mahkemesinde görülmesi konusunda anlaşmaları mümkündür. Yine tarafların sözleşmeden kaynaklansın yada kaynaklanmasın aralarında mevcut ilişkiden doğmuş yada doğabilecek uyuşmazlıkların tamamının veya bazılarının tahkim yoluyla çözümlenmesi konusunda anlaşmaları da mümkündür.
Taraflar, tahkim sözleşmesi ile aralarındaki bir uyuşmazlığın çözümlenmesi için tahkim yoluna başvurmayı kararlaştırabilirler. Milletler Arası Tahkim Kanununun 4/2 fıkrasında “Tahkim anlaşması yazılı şekilde yapılır. Yazılı şekil şartının yerine getirilmiş sayılması için, tahkim anlaşmasının taraflarca imzalanmış yazılı bir belgeye veya taraflar arasında teati edilen mektup, telgraf, teleks, faks gibi bir iletişim aracına veya elektronik ortama geçirilmiş olması ya da dava dilekçesinde yazılı bir tahkim anlaşmasının varlığının iddia edilmesine davalının verdiği cevap dilekçesinde itiraz edilmemiş olması gerekir. Asıl sözleşmenin bir parçası hâline getirilmek amacıyla tahkim şartı içeren bir belgeye yollama yapılması hâlinde de geçerli bir tahkim anlaşması yapılmış sayılır.” demektedir. Bu hüküm gereğince taraflar arasında imzalanan Sözleşmenin 19. maddesi Alman Tahkim Enstitüsü Tahkim İç Tüzüğü uyarınca çözümlenecektir. Tahkim yeri Neuss, Almanya olacaktır.düzenlemesi karşısında davalı … tarafından yapılan tahkim itirazı yerinde görülerek mahkememizin görevsiz olduğu anlaşılmıştır.
Davalı … Tic. Ltd. Şti vekili yasal süresi içerisinde verdiği cevap dilekçesi ile mahkememizin milletlerarası yetkisine ve uygulanacak hukuka itiraz etmiş olup ;
… ile davacı arasında imzalanan 01/11/2016 tarihli sözleşmenin uygulanacak geçerli yasa başlıklı 6. Maddesinde; “Bu antlaşma ile bağıntılı olarak ortaya çıkan herhangi bir durum veya anlaşmazlık yalnızcaAlmanya’nın Düsseldorf Mahkemesine gönderilecektir. Sözleşme Alman yasalarına göre yönetilecek ve bunlara göre yorumlanacaktır…”, iş bu sözleşmeye ek olarak; Davalı … Tic. Ltd. Şti ile davacı … arasında imzalanan Satış Sonrası Hizmetler Protokolünün 2. Maddesinde “İş bu protokol temel sözleşmenin tamamlayıcı ayrılmaz parçası olarak kabul edilmiştir.”, 5. Maddesinde ise ” İş bu protokol kapsamında, özellikle düzenlenmeyen hususlara ilişkin olarak (gizlilik, Uygulanacak hukuk ve yetki, genel hükümler dahil ve bunlarla sınırlı olmaksızın) Temel Sözleşmenin düzenlemeleri taraflar arasında geçerli olacak ve uygulanacaktır” denmek suretiyle taraflar arasındaki uyuşmazlıklar için Almanya Düsseldorf Mahkemeleri yetkili kılındığı görülmüştür.
Yabancılık unsuru taşıyan uyuşmazlıkların çözümünde yetkili kanunun tayininden önce çözümü gereken sorun açılan davada mahkemenin milletlerarası yetkisinin bulunup bulunmadığı hususuna ilişkin olduğundan (Aysel Çeliker/Bahadır Erdem, Milletlerarası Özel Hukuk) uygulanacak hukuktan önce yetki konusunun karara bağlanması gerekmektedir. MÖHUK 47.maddesinde yer itibari ile yetkinin münhasır yetki esasına göre tayin edilmediği hallerde taraflar arasında yabancılık unsuru taşıyan ve borç ilişkisinden doğan uyuşmazlığın yabancı bir devlet mahkemesinde görülmesi konusunda anlaşma yapılması mümkündür. Yetki şartı taraflar arasındaki ilişkiyi düzenleyen sözleşmeye ayrı bir madde olarak konulabileceği gibi ayrı bir sözleşme olarak da düzenlenebilecektir. Anılan hükme göre yetki şartının geçerli olması için uyuşmazlığın yabancılık unsuru taşıması, Türk Mahkemelerinin yetkisinin münhasır yetki esasına göre düzenlenmemiş olması ile uyuşmazlığın borç ilişkisinden doğması gerekmektedir.
Eldeki dosyada yetki itirazında bulunan iki nolu davalının yabancı şirket olması nedeniyle somut uyuşmazlığın yabancılık unsuru taşıdığı, dava konusunun Türk mahkemelerinin yetkisinin münhasır yetki esasına göre düzenlenmiş bir konuya ilişkin olmadığından bu davalı vekilinin milletlerarası yetki itirazının kabulü ile davanın yetkisizlik nedeniyle reddi gerektiği kabul edilmiş ,anılan durum karşısında aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … aleyhine açılan davanın taraflar arasında mevcut 08/08/2007 tarihli münhasır olmayan yetkili distribitörlük sözleşmesinin 19. Maddesi uyarınca tahkim şartına bağlandığı görülmekle mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Davalı … Tic. Ltd. Şti aleyhine açılan davanın 01/11/2016 tarihli tüketici kaynaklı garanti işlemleri ve satış sonrası yükümlülüklere dair maliyetlerin karşılanmasına ilişkin sözleşme ve bu sözleşmeye atıf yapan taraflar arasındaki satış sonrası protokol 2. Ve 5. Maddesi uyarınca Almanya Düsseldorf mahkemelerinin yetkili kılınmış olduğu görülmekle milletlerarası yetki itirazının KABULÜ ile dava dilekçesinin MAHKEMEMİZİN YETKİSİZLİĞİ NEDENİ İLE REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince peşin alınan 741-TL den 35,90-TL karar harcının mahsubu ile kalan 705,10-TL. harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
4-Davalılar vekili lehine karar tarihindeki avukatlık asgari ücret tarifesi üzerinden hesap olunan 2.180-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
5-Davalı …’nin yapmış olduğu 30,50-TL tebligat giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-HMK 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.27/09/2018

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır