Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/908 E. 2020/272 K. 23.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/908 Esas
KARAR NO : 2020/272
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 18/10/2017
KARAR TARİHİ : 23/06/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; 14/09/2017 tarihinde sürücü …’İN sevk ve idaresindeki … plaka sayılı … Sigorta A.Ş.nin sorumluluğunda bulunan … Poliçe No’lu aracı ile müvekkilinin kullanmış olduğu araçla, araçların ön kısımları ile çarpışmaları sonucu çift taraflı, yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, trafik kaza tespit tutanağından ve ilgili dosya kapsamından açıkça anlaşılacağı üzere bu kazanın oluşumunda … plaka sayılı araç sürücüsü …’in kusurlu olduğunu, kaza nedeniyle müvekkilinin geçici ve kalıcı iş göremezliği meydana geldiğini, davalı sigorta şirketinin Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası kapsamında sorumluluğundaki … plaka sayılı araç ile meydana gelen kazada müvekkilinin uğramış olduğu zararlardan sorumlu olduğunu ve yapılan başvuruya rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığını ve tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik daimi ve geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 1.000,00-TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile davalı sigorta şirketinden tahsiline, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; Kazaya karışan … plakalı aracın müvekkil şirket tarafından 22/05/2017 – 22/05/2018 tarihleri arasında … numaralı KMZS Trafik Poliçesi ile sigortalı olduğunu, davadan önce müvekkil şirkete başvuru yapıldığını ve müvekkil şirket tarafından … numaralı hasar dosyası açıldığını ancak konu hasar dosyası içerisinde ödenecek tazminat bedelinin belirlenmesine esas olacak Sakatlık Derecesini Gösteren Sağlık Kurulu Raporu ve Kusur Durumunu Gösterir Belge bulunmadığı için herhangi bir işlem yapılamadığını, müvekkil şirket tarafından davacı başvurucudan ek belgeler istendiğini ancak müvekkil şirkete herhangi bir dönüş yapılmadığını, KTK ve Trafik Sigortası Genel Şartları uyarınca sigorta şirketlerinin maluliyet ödemesini her halükarda yapamayacağının kati olduğunu, müvekkil şirketin kendince kusur ve maluliyet oranı belirlemesi de yapamayacağından öncelikle HMK.115/2 uyarınca dava şartı yokluğu sebebiyle reddi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri tazminatından, tedavi giderleri kapsamında olması sebebiyle 6111 Sayılı yasanın 59. maddesi ile değiştirilen KTK.98 düzenlemesi ve 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren yeni genel şartlar A-5/b bendi gereği müvekkil sigorta şirketi değil Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumlu olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının daimi maluliyet tazminatı taleplerinin mahkemece belirlenmesi için ATK’ndan kusur tespiti ve bilirkişiden aktüerya raporu alınması gerektiğini, davaya konu eylemin haksız fiil olması ve ayrıca haksız fiile sebep olan ve maruz kalan kişilerin gerçek kişi olması nedeniyle söz konusu eylem TTK kapsamında ticari iş niteliğinde olmadığından davacı tarafça ancak yasal faiz talep edilebileceğini ve tüm bu nedenlerle davanın reddine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, meydana gelen trafik kazası sonucu davacının yaralanması sebebiyle maddi tazminatın davalıdan tahsili istemidir.
Yüksek Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarında belirtildiği üzere, maddi tazminatların, kazanın kaza tarihinden itibaren günümüze ve bilinen dönem sonuna kadar gerçekleşen her türlü ücret artışları ve emsal ücretlere göre tespit ve hesaplanması gerekmektedir. Yine Yargıtay’ın yerleşik içtihatları gereğince, kişinin vücut bütünlüğünün ihlali nedeniyle ortaya çıkan beden gücü kayıplarının gelirinde veya malvarlığında bir azalma meydana gelmese dahi tazminat gerektiği kabul edilmekte ve bu husus güç kaybı tazmitanı olarak ifade edilmektedir. Bu durum her ne kadar sorumluluk hukukukundaki zarar kavramına aykırı gibi görünse de, burada vücut bütünlüğü ihlal edilen kişinin aynı işi zarardan önceki durum ve diğer kişilere göre daha fazla güç sarf ederek yaptığı gerçeğinden hareket edilmekte ve zararı fazladan sarf edilen bu gücün oluşturduğu kabul edilmektedir.
Taraflarca delil olarak; kaza tespit tutanağı, poliçe, hasar dosyası, tedavi evrakları, hastane kayıtları, iddialar, savunmalar, bilgi ve belgeler ile bilirkişi incelemesine dayanılmış olup gösterilen deliller toplanarak dosya arasına konulmuştur.
Adli Tıp Kurumu … İhtisas Kurulu’ndan alınan 25/09/2019 tarih ve … sayılı raporda; ”Davacının 14.09.2017 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu raporları hakkında yönetmeliği Kas İskelet Sistemi Tablo 1.1 Kategori II ye göre %8 oranında kişinin özür oranı olduğuna göre; kişinin tüm vücut engellilik oranının %8.0 (yüzdesekiznoktasıfır) oranında olduğu, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 6 (altı) aya kadar uzayabileceği” oy birliği ile mütalaa olunmuştur.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda toplanan deliller ile birlikte kusur ve aktüerya tazminat hesabı yönünden bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişi Aktüerya Uzmanı … ve Adli Trafik Uzmanı … tarafından hazırlanan 08/01/2020 tarihli rapor özetle; ”… plakalı otomobil sürücüsü …’in dava konusu trafik kazasında %75 oranında asli kusurlu olduğu, … plakalı davacı sürücü … ‘nin dava konusu trafik kazasında %25 oranında tali kusurlu olduğu, davacının kaza sonucu 6 ay süreli iyileşme dönemi geçici iş göremezlik zararının 18.372,32 TL, kazanın oluşumunda davalı sigorta şirketinden sigortalı araç sürücüsünün kusurunun %75 olduğunun mahkemece kabulü durumunda geçici iş göremezlik zararının 13.779,24 TL olabileceği, SGK tarafından davacıya ödenen toplam 4.823,27 TL geçici iş göremezlik ödemesinin tenzili ile davalı sigorta şirketinden talep edilebilecek geçici iş göremezlik zararının 8.955,97 TL olduğu, daimi iş göremezlik efor kaybının ise %8 maluliyet oranı sonrası 87.722,82 TL kazanın oluşumunda davalı sigorta şirketinden sigortalı araç sürücüsünün kusurunun %75 olduğunun mahkemece kabulü durumunda talep edebileceği sürekli efor kaybı zararının 65.792,12 TL olabileceği, davacının davalı sigorta şirketinden ZMSS poliçesi ile teminat altında olan aracın sürücüsünün kusuru oranında toplam talep edebileceği toplam zararının (79.571,36 TL – 4.823,27 TL SGK ödemesi) 74.748,09 TL olabileceği ve poliçe limitleri dahilinde bulunduğu, temerrüt tarihi ve faiz dava dosyasında davalı tarafından gönderilen hasar dosyasında bulunan davacı vekilinin dava öncesi talebinin 02/10/2017 tarihinde davalı sigorta şirketi kayıtlarına … numara ile alındığı ve hasar dosyası açıldığının tespiti ile 02/10/2017 tarihinden 8 iş günü sonrası 13/10/2017 olduğu” kanaatiyle rapor tanzim etmişlerdir.
Davacı vekilinin; 10/01/2020 tarihli bedel arttırım talepli ıslah dilekçesi sunarak müvekkil davacı için sürekli iş göremezlik tazminatını 65.792,12 TL ve geçici iş göremezlik tazminatını 8.455,97 TL’ye çıkarttıklarını beyan etmiş olup, ıslah harcını süresi içerisinde yatırdığı anlaşıldı.
GEREKÇE:
Tarafların iddia ve savunmaları ile yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan ATK ve bilirkişi heyet raporu ile dosya kapsamındaki tüm belge ve bilgiler birlikte değerlendirildiğinde; davacı taraf 14/09/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazası sebebiyle yaralandığından bahisle sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatı talep etmiş ise de, soruşturma aşamasında davacı ile sigorta ettirenin sigorta hukukundan doğacak her türlü alacak, talep ve dava haklarını poliçe limitleri dahilinde saklı tutarak uzlaştığı, bunun sonucunda da Kovuşturmaya Yer olmadığına Dair Karar verildiği, 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253 ncü maddesinin 19 ncu bendinin “Uzlaşma sonucunda şüphelinin edimini def’aten yerine getirmesi halinde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arzetmesi halinde, 171 inci maddedeki şartlar aranmaksızın, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilir. Erteleme süresince zamanaşımı işlemez. Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararından sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, 171 inci maddenin dördüncü fıkrasındaki şart aranmaksızın, kamu davası açılır. Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Şüphelinin, edimini yerine getirmemesi halinde uzlaşma raporu veya belgesi, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38 inci maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden sayılır.” hükmünü düzenlediği, Kanunun Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. emredici hükmü dolayısıyla, uzlaşmayla davacının maddi ve manevi tazminata ilişkin zararlarının karşılandığı, bu halde tazminat davası açılamayacağı, işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen davalı sigorta şirketine karşı da dava açılması mümkün olmadığından davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu Genel Tebliği gereğince hesap olunan 54,40-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 31,40-TL ve ıslah harcı 256,00-TL toplamı 287,40-TL’den mahsubuyla fazla alınan 233,00-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 10.452,25-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-HMK 333 (1) maddesi uyarınca taraflarca yatırılan gider avansından bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası resen mahkememizce taraflara iadesine,
Dair, hazır olan tarafların yüzen karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne hitaben yazılacak dilekçeyle istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.23/06/2020

Katip …
☪e~imzalıdır.☪

Hakim …
☪e~imzalıdır.☪