Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/897 E. 2018/308 K. 28.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/897 Esas
KARAR NO: 2018/308
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 16/10/2017
KARAR TARİHİ: 28/03/2018
Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA /Davacı vekili dava dilekçesinde özetle
Müvekkili banka ile dava dışı borçlu .. Ltd. Şti. Arasındaki 12/03/2008 tarihli 500.000,00 TL bedelli genel kredi sözleşmesine istinaden kredi kullandırıldığını, davalıların bu sözleşmeye müteselsil kefil olduklarını, bu borcun ödenmemesi nedeniyle Beşiktaş 17. Noterliğinin 13/01/2010 tarihli ihtarnamesi ile hesabın kat edildiğini ve 189.723,30 TL’nin ödenmesinin istendiğinin, ödeme yapılmaması nedeniyle, takip tarihinde 215.315,49 TL’ye ulaşan alacağın tahsili için Büyükçekmece 1. İcra Müdürlüğünün .. esas sayılı dosyası ile takip yapıldığını, borçluların takibe itirazları nedeniyle takibin durdurulduğunu belirterek, davalıların icra dosyasındaki haksız itirazları nedeniyle takibin devamına ve alacağın %40 ı oranındaki icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP /
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle;
Takibe dayanak genel kredi sözleşmesinin banka görevlisi ve borçlu dava dışı ….. Ltd. Şti. Müdürü … emrinde çalışan muhasebeci … tarafından tapu dairesinde ipotek belgesinin tazmini sırasında, ipotek belgesi olarak müvekkiline imzalatıldığını, müvekkilinin bu genel kredi sözleşmesini imzalamadığını, sözleşmenin miktarının ve diğer bir çok bölümünün banka yetkililerince sonradan doldurulduğunu, borç miktarının afaki olarak hesaplandığını, istenene faizin fahiş olduğunu, müvekkilinin sözleşme tarihinde aşırı alkollü bulunduğunu ve öncelikle asıl borçluya karşı takip yapılması gerekirken, kefil olan müvekkiline karşı takip yapılmasının haksız olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili yazılı beyanlarında;
Müvekkilinin sözleşme ve şahsi kefaletinin olmadığını, müvekkili tarafından atılan imzaların sözleşmede kefil sıfatı bulunan … Gıda Ltd. Şti.’ni temsilen attığını, şahsen sorumluluğunu gerektirecek her hangi bir imzasının bulunmadığını belirterek, haksız davanın reddini savunmuştur
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, İİK.nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, yapılan ilamsız icra takibine karşı davalının vaki itirazının iptali ve icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması istemine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda 2011/304 E. – 2012/231 K. Sayılı 01/10/2012 tarihli kararla davalı … hakkındaki davanın husumetten reddine, diğer davalı … hakkındaki davanın kısmen kabulüne ve icra dosyasındaki itirazın 214.741,49 TL için iptaline dair karar verilmiştir.
Verilen kararın taraflarca temyizi üzerine, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 09/09/2013 tarihli ilamı ile; “Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı banka vekilinin tüm, davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmede temerrüt faizi belirtilmediği halde mahkemece bankanın uyguladığı temerrüt faiz oranına göre hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, davalı … yönünden işin esasına girilip tartışılarak hüküm oluşturulduğundan bu davalı yararına nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde davalı … aleyhindeki davanın husumet nedeniyle reddedilip, maktu vekalet ücretine hükmedilmesi de usul ve yasaya aykırıdır….” gerekçesi açıklanarak mahkememiz kararı bozulmuştur.
Mahkememizce bozma kararına uyularak yargılamaya devam edilmiştir.
Yargıtay bozma kararı doğrultusunda, önceki raporu düzenleyen bilirkişiden yeniden rapor alınmış ve 12/12/2014 tarihli bu raporda; davalı kefil …’ un takip tarihi itibarı ile, %21,60 faizli nakit kredi için 189.261,60 TL asıl, 7.721,87 TL temerrüt faizi ve 396,09 TL gider vergisi olmak üzere toplam 197.369,56 TL, %36 faizli nakit kredi için 1.232,87 TL asıl, 83.84 TL temerrüt faizi ve 4.19, TL gider vergisi olmak üzere 1.320,90 TL borçlu olup, her iki krediden kaynaklanan toplam borcun 198.690,46 TL olduğu açıklanmıştır.
Mahkememizce 2014/691 esas 2014/513 karar sayılı ikinci karar verilmiştir.
Taraflarca mahkememiz kararı temyiz edilmiştir. Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2015/5631 e. 2015/7859 karar sayılı ilamı ile
“Davacı vekili, davalılar vekilinin temyiz dilekçesine karşı düzenlediği temyize cevap dilekçesinde hükme ilişkin temyiz itirazlarını ileri sürmüşse de söz konusu dilekçenin HUMK’un 433. maddesinde öngörülen 10 günlük yasal süre içinde verilmediği anlaşıldığından davacı vekilinin temyiz isteminin süre yönünden reddi, Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde olmayan sair temyiz itirazlarının reddi, Davacı yan, genel kredi sözleşmesine dayalı olarak kredi alacağının tahsili istemiyle icra takibi başlatmış, davalı …’ın da takibe itirazı üzerine iş bu itirazın iptali davasını açmıştır. Davalı … vekili ise cevap dilekçesi ile davanın reddinin yanı sıra % 40 tazminata hükmedilmesini istemiştir. Mahkemece davalı …’ın genel kredi sözleşmesinde kefil olarak imzasının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, İİK.nun 67. maddesi gözetilerek, davalı …’ın % 40 tazminat talebi hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmemiş olması isabetsiz olup…” gerekçesi ile mahkememiz kararı bozulmuştur.
Mahkememizce bozma kararına uyulmuştur.
Açıklanan bozma ilamı gereğince eksik hususlar tamamlanarak ;
Mahkememizce verilen 2014/691-513 sayılı ve 01/12/2014 tarihli kararda davalı … ile diğer davalı … yönünden verilen davanın reddine ve kısmen kabulüne ilişkin davacı temyiz itirazları red edildiğinden kesinleşmekle yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, davalı …’ın %40 kötü niyet tazminat talebi yönünden talebin kabulü ile 215.315,49-TL’nin %40’ı oranında kötü niyet tazminatının davalı lehine davacıdan tahsiline karar verilmiş
Aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle
HÜKÜM /
1-Mahkememizce verilen 2014/691-513 sayılı ve 01/12/2014 tarihli kararda davalı … ile diğer davalı … yönünden verilen davanın reddine ve kısmen kabulüne ilişkin davacı temyiz itirazları red edildiğinden kesinleşmekle yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına,
2-Davalı …’ın %40 tazminat talebi yönünden uyulan bozma ilamı gereğince talebin kabulü ile 215.315,49-TL’nin %40’ı oranında kötü niyet tazminatının davalı … lehine davacıdan tahsiline,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren yasal süresi içeresinde Yargıtay ilgili dairesinden temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.28/03/2018

Katip …

Hakim …