Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/887 E. 2018/241 K. 15.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/887
KARAR NO: 2018/241
DAVA : Sözleşmenin İptali
DAVA TARİHİ: 12/10/2017
KARAR TARİHİ: 15/03/2018
Mahkememizde görülen Sözleşmenin İptali davasının açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA/Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı şirketin %46,03 hissedarı olduğunu, davalı şirketin 12/04/2016 tarihli 2015 yılı olağan genel kurul toplantısında üç yıl süre ile müvekkilinin davalı şahısların şirketyönetim kurulu üyeliğine seçildiğini, görev süresinin dolmamasına rağmen davalı şahısların bir takım usulsüz işlemler yaptığını, usulsüz olarak yönetim kurulu kararı ve genel kurul kararı aldıklarını, davalılardan …’ın hisselerinin … tarafından satın alınan hisselerinin bedelinin şirketten ödünç verilerek yapıldığını, şirketin kendi hissesinin temini için finansman sağladığını, bu nedenle yapılan hisse devrinin geçersiz olduğunu, …’ın usulüne göre hisseleri devralmamasına rapmen genel kurul toplantılarında usulsüz sahibi olduğu hisselerin oranında usulsüzce oy kullandığını, diğer ortakların haklarının ihlal edildiğini, Şirket ana sözleşmesinde bağlam hükmünün mevcut olduğunu, bağlam hükümünün hali hazırda geçerli olduğu gibi ana sözleşmesi gereğince usulüne uygun bir yönetim kurulu kararı alması gerekirken davalı …’in ve …’ın esas sözleşmeye aykırı hareket ettiğini, bu nedenele hisse devrinin batıl olduğunu beyanla;Fazlaya dair talepleri saklı kalmak kaydı ile; şirket ortağı ve yönetim kurulu üyesi olan …’ın şirket diğer ortağı olan …’da altığı hisselerin bedelini şirket mal varlığı ile finansal edilmesi ve şirket ana sözleşmesindeki bağlam hükümlerine ve ana sözleşmenin 88.maddesine aykırı devir işlemi yapıldığından şirket hisse devri işleminin geçersiz / yok hükmünde olduğunun tespitine, hisse devir pay işleminin iptaline, pay defterinin ve kayıtlarının buna göre düzeltilmesine, şirket hisse devir işleminin iptaline, kararın ticaret sicil gazetesinde ilanına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP/Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle;Müvekkilinin diğer davalı …’ın şirketteki tüm hissesini İstanbul 8.Noterliğince düzenlenen “Anonim Şirket Pay Devir Sözleşmesi” ile (31.10.2016 tarih ve …yevmiye No’lu işlem) devir almış olup, bu hususun 08.11.2016 tarih ve 2016/08 sayılı Yönetim Kurulu Kararına dayalı olarak şirketin “ortaklar pay defterine” geçirilerek İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne sunulup tescil ve ilan ettirildiğini, müvekkilinin annesi olan ve hissesini devreden …’ın hayatta olup, devir tarihi itibarı ile şirket yönetim kurulu üyeliği de sürmekte iken bu üyeliğin 20.06.2017 tarihi itibarı ile son bulduğunu, hisse devir bedelinin müvekkilinin … Bankasına ait şahsi hesabından 08/11/2016 tarih ve 20.209,60 TL ‘lik eft gönderim dekontu ile gerçekleştirildiğini, açıklama kısmında ise” …Adet hissenin karşılığı olarak bu bedelin gönderildiği” belirtildiğini, yapılan pay devri işeminin mevzuata uygun olduğunu, bu hususun ticaret sicil memurluğunda kabul edildiğini, anonim ortaklık esas sözleşmelerinde pay devrine getirilen sınırlamaların TTK anlamında “önemli sebep” sayılıp sayılmayacağı, yani payın devrine onay verilmemesini haklı kılıp kılmayacağı her bir sebep, şirket ve pay sahipleri çevresi bakımından ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiğini, pay sahipleri çevresinin bileşimine ilişkin önemli sebep olarak sayılan esas sözleşme hükümleri, ancak şirketin işletme konusu veya işletmenin ekonomik bağımsızlığı yönünden onayın reddini haklı gösteriyorsa, önemli sebep oluşturduğunu, bu kapsamda her bir sebebin, şirketin işletme konusu veya işletmenin ekonomik bağımsızlığı ile ilişkisinin net bir şekilde kurulması gerektiğini, tüm bu açıklamalar ışığında davacı yanın bağlama ilişkin iddialarının , yukarıda izah ettiğimiz önemli sebep kavramı içerisinde değerlendirilmesi gerekmekte olduğunu, her ne kadar davacı tarafından Şirket Ana Sözleşmesinin “Payların Devri” başlıklı 18.inci maddesine göre şirket hisse devri için şirket yönetim kurulu kararı gerektiği belirtilmiş ise de , söz konusu hisse devri için usulüne uygun olarak alınmış bir yönetim kurulu zaten mevcuttur. Söz konusu hisse devri için, davalı … A.ş tarafından 08/11/2016 tarihli ve 2016/08 sayılı Yönetim Kurulu Kararı alındığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı şirketin adres değişikliğinin 01/09/2017 tarihinde yapıldığını, davalı şirketin adresinin Bakırköy adli yargı sınırları içinde kaldığını, yetkili mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerinin olduğunu, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddedilmesi gerektiğini ve yetkisizlik kararı verilmesini, esasa ilişkin olarak müvekkilinin hisseleri diğer davalı olan …’a İstanbul 8.Noterliğince düzenlenen “Anonim Şirket Pay Devir Sözleşmesi” ile (31.10.2016 tarih ve …yevmiye No’lu işlem) devir etmiş olup, bu hususun 08.11.2016 tarih ve 2016/08 sayılı Yönetim Kurulu Kararına dayalı olarak şirketin “ortaklar pay defterine” geçirilerek İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne sunulup tescil ve ilan ettirildiğini, müvekkilinin devir tarihi itibarı ile şirket yönetim kurulu üyeliği de sürmekte iken bu üyeliğin 20.06.2017 tarihi itibarı ile son bulduğunu, hisse devir bedelinin müvekkilinin Akbank Merkez Şubesi’nde 08/11/2016 tarihli EFT yolu ile gerçekleştiğini, yapılan pay devri işeminin mevzuata uygun olduğunu, bu hususun ticaret sicil memurluğunda kabul edildiğini, anonim ortaklık esas sözleşmelerinde pay devrine getirilen sınırlamaların TTK anlamında “önemli sebep” sayılıp sayılmayacağı, yani payın devrine onay verilmemesini haklı kılıp kılmayacağı her bir sebep, şirket ve pay sahipleri çevresi bakımından ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiğini, pay sahipleri çevresinin bileşimine ilişkin önemli sebep olarak sayılan esas sözleşme hükümleri, ancak şirketin işletme konusu veya işletmenin ekonomik bağımsızlığı yönünden onayın reddini haklı gösteriyorsa, önemli sebep oluşturduğunu, bu kapsamda her bir sebebin, şirketin işletme konusu veya işletmenin ekonomik bağımsızlığı ile ilişkisinin net bir şekilde kurulması gerektiğini, tüm bu açıklamalar ışığında davacı yanın bağlama ilişkin iddialarının , yukarıda izah ettiğimiz önemli sebep kavramı içerisinde değerlendirilmesi gerekmekte olduğunu, her ne kadar davacı tarafından Şirket Ana Sözleşmesinin “Payların Devri” başlıklı 18.inci maddesine göre şirket hisse devri için şirket yönetim kurulu kararı gerektiği belirtilmiş ise de , söz konusu hisse devri için usulüne uygun olarak alınmış bir yönetim kurulu zaten mevcuttur. Söz konusu hisse devri için, davalı … A.ş tarafından 08/11/2016 tarihli ve 2016/08 sayılı Yönetim Kurulu Kararı alındığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … Tic. Ve San. A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin adres değişikliğinin 01/09/2017 tarihinde yapıldığını, davalı şirketin adresinin Bakırköy adli yargı sınırları içinde kaldığını, yetkili mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerinin olduğunu, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddedilmesi gerektiğini ve yetkisizlik kararı verilmesini, davalı …’ın şirketteki tüm hissesini İstanbul 8.Noterliğince düzenlenen “Anonim Şirket Pay Devir Sözleşmesi” ile (31.10.2016 tarih ve …yevmiye No’lu işlem) devir almış olup, bu hususun 08.11.2016 tarih ve 2016/08 sayılı Yönetim Kurulu Kararına dayalı olarak şirketin “ortaklar pay defterine” geçirilerek İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne sunulup tescil ve ilan ettirildiğini, davalı …’ın hayatta olup, devir tarihi itibarı ile şirket yönetim kurulu üyeliği de sürmekte iken bu üyeliğin 20.06.2017 tarihi itibarı ile son bulduğunu, hisse devir bedelinin davalı …’ın…bank A.Ş. Merkez Şubesindeki hesabıdnan 08/11/2016 tarihi itibariyle gerçekleştiğini, yapılan pay devri işeminin mevzuata uygun olduğunu, bu hususun ticaret sicil memurluğunda kabul edildiğini, anonim ortaklık esas sözleşmelerinde pay devrine getirilen sınırlamaların TTK anlamında “önemli sebep” sayılıp sayılmayacağı, şirket ve pay sahipleri çevresi bakımından ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiğini, pay sahipleri çevresinin bileşimine ilişkin önemli sebep olarak sayılan esas sözleşme hükümleri, ancak şirketin işletme konusu veya işletmenin ekonomik bağımsızlığı yönünden onayın reddini haklı gösteriyorsa, önemli sebep oluşturduğunu, bu kapsamda her bir sebebin, şirketin işletme konusu veya işletmenin ekonomik bağımsızlığı ile ilişkisinin net bir şekilde kurulması gerektiğini, tüm bu açıklamalar ışığında davacı yanın bağlama ilişkin iddialarının , yukarıda izah ettiğimiz önemli sebep kavramı içerisinde değerlendirilmesi gerekmekte olduğunu, her ne kadar davacı tarafından Şirket Ana Sözleşmesinin “Payların Devri” başlıklı 18.inci maddesine göre şirket hisse devri için şirket yönetim kurulu kararı gerektiği belirtilmiş ise de , söz konusu hisse devri için usulüne uygun olarak alınmış bir yönetim kurulu zaten mevcuttur. Söz konusu hisse devri için, davalı … A.ş tarafından 08/11/2016 tarihli ve 2016/08 sayılı Yönetim Kurulu Kararı alındığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE /
Dava, davalılar … ve … arasında yapılan hisse devir sözleşmelerinin diğer davalı … Tic. San. AŞ’nin ana sözleşmesinin 8.maddesine, TTK 380.maddesine aykırı olması nedeniyle geçersiz ve yok hükmünde olduğunun tespiti, devir işleminin iptali, pay defterinin ve kayıtların buna göre düzeltilmesi, iptale ilişkin kararın ticaret sicil gazetesinde ilanı istemine ilişkindir.
Taraf vekilleri delillerini bildirmiştir.
Davalı şirketin ticaret sicil kayıtları celp edilmiş, davacı vekili dava dilekçesine ek davalı şirketin 08/11/2016 tarih ve 2016/08 nolu karar örneğini sunmuştur.
İncelenen 8/11/2016 tarih ve 2016/08 nolu karar örneğinin tetkikinden; …’ın sahip olduğu hisselerin …’a temlik edilmesine ilişkin olduğu, kararın oy çokluğu ile alındığı, davalı şirketin İTO kaydında yapılan incelemede ise şirketin adresinin Esenler-İstanbul olduğu, somut olayda davalı … Tic. San. A.Ş.’nin merkezinin Esenler’de olduğu, yetki kuralı gereği şirket merkezinin bulunduğu Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yetkili olacağı anlaşılmıştır.
…14/2. Ve …114/1(c), maddesi gereği mahkememizin yetkisizliği nedeniyle dava dilekçesinin dava şartı yokluğu nedeniyle HMK 115 maddesi gereğince usulen reddine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
HÜKÜM /
1-Davacının açtığı davada, mahkememizin yetkili olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın HMK’nun 14/2., 114/1-ç ve 115/2. Maddeleri uyarınca dava şartı nedeniyle usulen REDDİNE, Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin yetkisizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi karannın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının YETKİLİ BAKIRKÖY NÖBETÇİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNE gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar serileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın yetkili Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Bakırköy Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen yetkisizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/03/2018

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …