Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/88 E. 2019/22 K. 22.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/88 Esas
KARAR NO : 2019/22

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/01/2017
KARAR TARİHİ : 22/01/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; müvekkiline ait olan … plakalı aracın 26/08/2012 tarihli çok taraflı bir kazada hasarlanmış olduğunu, bu kazada … plakalı aracın ağır şekilde hasarlandığını, bu kazaya sebebiyet veren … ve … plakalı araçların asli ve tam kusurlu olup; müvekkiline ait olan … plakalı aracın sürücüsü …’te kusur bulunmadığını, davalı … A.Ş.’nin … plakalı aracın trafik sigortacısı olarak taleplerinden sorumlu bulunduğunu, müvekilinin uğramış olduğu zararlar için .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. ve … K. sayılı dosyasında maddi ve manevi tazminat davası açtıklarını, bu davanın 16/02/2016 tarihinde karara çıktığını, davalı taraf sigortalısının kusurlu bulunduğunu ve müvekkili için 19.000,00 TL maddi tazminata hükmedildiğini, dava açılırken davalılardan işlemiş faiz talep edilmediğini, bu kere hüküm altına alınan maddi tazminat için haksız fiilin gerçekleştiği 26/08/2012 tarihinden ödeme tarihi olan 03/05/2016 tarihleri arasındaki dönem için avans faizi ödenmesi için iş bu davanın açıldığını, ölümlü kazaya karışan sürücü … hakkında taksirle ölüme sebebiyet vermeden dolayı … Ağır Ceza Mahkemesinin … E. sayılı dosyası ile dava açıldığını ve sanığın mahkum olduğunu, bu sebeple burada uzamış zamanaşımı söz konusu olduğundan talepleri açısından zamanaşımının dolmadığını, müvekkili … lehine mahkemece hükmedilen 19.000,00 TL tazminat için trafik kazasının gerçekleştiği tarih olan 26/08/2012 tarihinden başlamak üzere 03/05/2016 ödeme tarihine kadar işlemiş 8.700,00-TL avans faizinin taraflarına ödenmesini talep ettiklerini, davalı … A.Ş.’nin … plakalı aracın zorunlu trafik sigortacısı sıfatıyla maddi tazminata ilişkin faiz taleplerinden sorumlu bulunduğundan bahisle müvekkili … lehine mahkemece hükmedilen 19.000,00-TL maddi tazminat için trafik kazasının gerçekleştiği tarih olan 26/08/2012 tarihinden ödeme tarihi olan 03/05/2016 tarihine kadar işlemiş 8.700,00-TL avans faizinin davalıdan tahsiline ve taraflarına verilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalıya aidiyetine karar verilmesini saygı ile bilvekale arz ve talep etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; Davacı tarafın 26.08.2012 tarihinde meydana gelmiş kazaya ilişkin, açılan maddi tazminat davasında faiz talebinde bulunmadığı gerekçesi ile bu defa faiz talepli işbu davayı açmış bulunduğu, davacının taleplerinin reddi gerektiğini, zamanaşımı itirazında bulunduklarını, uyuşmazlık konusu kazanın 26.08.2012 tarihinde meydana geldiğini, davacı tarafından işbu davanın ise 28.01.2017 tarihinde ikame edildiğini, davacı tarafın, bir önceki davada fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmadığını, Karayolları Trafik Kanununda öngörülen 2 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra işbu dava açıldığından davanın öncelikle zamanaşımı sebebi ile reddine karar verilmesi gerektiğini, nitekim Karayolları Trafik Kanunu md.109’a göre; “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar.” hükmünü düzenlendiğini, davacı tarafın kaza tarihinden itibaren faiz isteminin hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirketin davadan evvel usulen temerrüde düşürülmediğini, Karayolları Trafik Kanunu’nun 99.maddesi gereğince, sigorta şirketinin hasar ödeme mükellefiyetinin hak sahibinin belgeleri ile usulen sigorta şirketine müracaatından itibaren 8 gün sonra başladığını, davacı tarafın; müvekkili şirkete başvuru yapmadan dava açmış olduğundan, davanın kabulü halinde, dava tarihinden itibaren yasal faizle sorumlu tutulmamalarının icap edeceğini, davacı tarafın avans faiz talebinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafın tazminat talebinin ticari bir işten elde edilen kazanca ilişkin olmadığından bu talebin reddine karar verilmesini ve davanın kabulü halinde faiz sorumluluğunun yasal faiz olması hususunun sayın mahkemenin bilgilerine sunduklarını, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2000/19-90 E., 2000/96 K.,16.02.2000 Tarihli Kararında; “….TK. 21/11. maddesinin uygulanabilmesi için aranan ön koşul; az yukarıda anlatıldığı şekilde, taraflar arasındaki ilişkinin bir sözleşmeden kaynaklanmış olması zorunluluğudur. O nedenle taraflar arasındaki ilişki bir haksız fiilden ya da haksız iktisaptan kaynaklanıyorsa bu hükmün uygulanabilme olanağının bulunmadığında kuşku ve duraksamaya yer olmamalıdır. Burada yasa; Münhasıran sözleşmeleri ele almış, işletme ile ilgili muamele ve işleri “ticariliğin diğer tarafa aksettirilmesi” veya “Ticaret Karinesi” olarak nitelendirilen TK. 21/2. maddesinden ayrık tutmuştur. Bu durumda, bir taraf için ticari sayılan husus sözleşme mahiyetini arz etmiyorsa karşı taraf için her halde ticari sayılmayacaktır. Bu konu önemini daha çok davanın somut olayında belirgin olduğu üzere haksız fiillerde göstermektedir. Ortada bir haksız fiilin söz konusu olduğu durumlarda; taraflar arasında sözleşmeden kaynaklanan bir hukuki ilişkinin varlığından söz edilemeyeceği için, işin bir taraf yönünden ticari olarak nitelendirilmesi, diğer taraf yönünden de aynı nitelendirmede bulunulmasını hukuken haklı göstermez. Dahası; haksız fiilden doğan ilişkiler Ticaret Kanunu`nda da düzenlenmedikleri için bu nedenle de ticari iş niteliğini kazanamayacakları kaçınılmazdır. Tüm açıklamaların ışığı altında davanın çözümüne bakıldığında tacir olan davacı Kurum ile davalı arasında sözleşmeden doğan bir hukuki ilişki bulunmayıp haksız fiilden kaynaklanan ilişki bulunmaktadır. O nedenle davada TK. 21/2. maddesinin uygulama olanağından söz edilemeyeceğine göre, tacir olan davacı yönünden ticari bir iş niteliği kabul edilemez. Bu durumda tacir olan davacı ancak açacağı ayrı bir dava yoluyla B.K. 105. maddesindeki yasal koşulları kanıtlamak suretiyle munzam zararını isteyebilir. Hal böyle olunca hükmedilen tazminata yürütülecek faiz reeskont faizi değil yasal faizdir. O nedenle mahkemenin direnme kararı usule ve yasaya uygun olup onanmalıdır.” Yukarıda belirttikleri üzere Yargıtay kararında görüleceği üzere davayı kabul manasında olmamak üzere, söz konusu davanın haksız fiile dayanması sebebiyle uygulanacak faizin yasal faiz olması gerektiğini, yukarıda açıkladığı hususlar doğrultusunda davacı tarafın talepleri esastan ve zamanaşımı süresi geçmiş olduğundan usulden reddini talep etmiştir.
Tarafların delilleri toplanmış ve … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. ve … K. sayılı dosyası celp edilmiştir.
Bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi 02/02/2018 tarihli raporunda kaza tarihini baz alarak yaptığı hesaplama sonucu işlemiş faizin 8.307,04 TL olarak tespit etmiştir. Mahkemece … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. ve … K. sayılı dosyasına ilişkin dava tarihi olan 04/03/2013 tarihinde hesaplama yapması istenildiğinde, 04/07/2018 tarihli ek raporunda işlemiş faizin 6.781,05 TL olduğunu tespit etmiştir.
GEREKÇE:
Tarafların beyanları, bilirkişi raporu, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. ve … K. sayılı dosyasında davacının davalının sigortaladığı aracın karıştığı kazadan dolayı 19.000,00 TL maddi tazminat kazandığı, davacı tarafın işbu davada faiz talebinde bulunmadığı ve eldeki davayı açtığı, işbu olaya ilişkin ceza davası görüldüğünden uzamış ceza zamanaşımı uygulanması gerektiği, ceza zamanaşımının henüz dolmadığı bu suretle davalının zamanaşımı itirazının reddine, yine davalı sigorta şirketinin sigortaladığı aracın ticari araç olması sebebiyle davalının yasal faiz uygulanması talebinin de reddine, … Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülen davada dava açılmadan önce sigorta şirketi temerrüte düşürülmediğinden, sigorta şirketinin sorumluluğunun işbu davadaki dava tarihi ile ödeme tarihi arasındaki avans faizi olduğu, buna göre ek bilirkişi raporuyla bu miktarın 6.781,05 TL olarak tespit edildiği anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
6.781,05 TL’nin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-Davacı tarafın fazlaya ilişkin taleplerinin REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu Genel Tebliği uyarınca alınması gereken 463,21 TL harçtan davacıdan peşin alınan 148,58-TL harcın mahsubu ile bakiye 314,63-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 148,58 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 2.725,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Davalı tarafça vekalet ücreti talep edilmediğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından yapılan 100,00-TL ilk gider ve 400,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 500,00-TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre %77,94’u olan 389,72-TL sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
8-HMK 333. md. uyarınca davacı ve davalı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.22/01/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır