Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/862 E. 2019/919 K. 10.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/862 Esas
KARAR NO : 2019/919
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/10/2017
KARAR TARİHİ : 10/10/2019

Mahkememizde görülen Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA / Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle;
Müvekkili ile davalılar … A.Ş. (…) ve … arasında 06.03.2015 tarihinde bir Dağıtım Merkezi Sözleşmesi akdedildiğini, sabit dağıtım merkezinin … ve …’a doğrudan bağlı münhasır satış yerleri dışında kalan noktalara alt bayilikler veren ve bu alt bayiler ile çözüm ortaklığı yapan, davalıların hizmetlerini müşterilerine ulaştıran, satış, dağıtım pazarlama gibi destek ve hizmetleri veren bir toptancı bayilik niteliğini haiz olduğunu,
… ve … adına Mart 2015’te 28 tane sabit dağıtım merkezi şeklinde bayi kurulduğunu, bu bayilerden birinin müvekkili olduğunu, müvekkilinin Avrupa Yakası’nda 10 ilçede hizmet verdiğini, sözleşme fesih tarihine kadar müvekkilinin çözüm ortaklığı yaptığı alt nokta sayısını 1038’e yeni abone sayısını ise neredeyse 5.000’e çıkardığını, sözleşme süresince (2 yıl 4 ay) 110.000’in üzerinde yeni müşteri kazandırıp, en çok alt nokta kazanan bayi olduğunu, aylık hedef gerçekleştirme sayılarında müvekkilinin en iyi üç bayi arasında sürekli yer aldığını, müvekkilinin bu başarı hedefine yönelik yarışmalardan ödüller kazandığını, müvekkillerinin başarıları nedeniyle 20.04.2016 tarihinde her üç davalı ile ortak olarak Proaktif İş Ortaklığı Sözleşmesi imzalandığını,
…’un üst yönetim değişikliği yaşamasının ardından,davalılar tarafından 28.07.2017 tarih ve … yevmiyeli ihtarname ile Dağıtım Merkezi ve Proaktif İş Ortaklığı Sözleşmelerinin tazminatsız olarak feshedildiğini, ihtarnamede belirtilen dört fesih nedeninin doğru olmadığını,ileri sürülenlerin ispat yükünün davalılar üzerinde olduğunu,
Dağıtım Merkezi Sözleşmesi’nin 6.14. maddesinde ve Proaktif İş Ortaklığı Sözleşmesi’nin 6.10. maddesinde kendilerinden bilgi ve belge talebinde bulunulabileceği hususunun yer aldığını, bu durumun çelişkili davranış yasağı ve MK 2’ye aykırı olduğunu, ihtarnamede abonelik işlemlerine yönelik şartların yerine getirilmediğinin bildirildiğini, ancak hangi şartlar olduğuna ve ne şekilde ihlal edildiğine ilişkin açıklama olmadığını, müvekkil şirketin şartların kontrolü amacıyla 5 kişilik bir ekibi istihdam ettiğini, ihtarnamede çalışanların prim ile maaşlarının süreçlere uygun ödenmediğinin ve buna yönelik belgeler istendiğinde ibraz edilmediğinin iddia edildiğini, ancak, böyle bir durumun yaşanmadığını, istenen belgelerin mahkemeye sunulacağını, müvekkilinin, sorumluluğunda bulunan alt bayilere karşı sorumluluğunu ihlal ettiğini, sözleşme ve yasal düzenlemeler kapsamında neyin ihlal edildiği hususunun belirtilmediğini,
Sözleşmelerin TBK 123. Dağıtım Merkezi Sözleşmesi’nin 26.3. ve Proaktif İş Ortaklığı Sözleşmesi’nin 25.3. maddelerine aykırı olarak feshedildiğini, müvekkilinin temerrüde düşen ve TBK 126 maddesine aykırı davranan davalılara gönderdiği 16.08.2017 tarih ve 20169 yevmiye nolu ihtarname ile sözleşmeleri haklı nedenle feshettiğini, davalıların müvekkilleri üzerinde güven uyandırarak yatırım yapmasına neden olduğunu, 20.04.2026’da biteceğine inandıkları sözleşmenin 8 yıl 8 ay 20 gün önce sona erdiğini, bu süre içerisinde mahrum kalınacak karın taraflarına ödenmesi gerektiğini, TTK 58 maddesine göre zararlarının 3 katının davalılardan alınması gerektiğini, RKHK 4 maddesine aykırı eylemlerin bulunduğunu, davalıların eşit durumdaki çok sayıda bayiye uyarı yazıları gönderdiğini ancak feshe veya cezaya yönelik bir tavır almadıklarını, müvekkili şirkette … ‘in davalıların onayı ile ortaklıktan çıkarıldığını, fesihten sonra … ‘in daha sonra kurduğu … A.Ş.’ye bayilik verildiğini belirterek;
Öncelikle müvekkili şirketin haklarının derhal korunması gerektiğinden … AŞ tarafından düzenlenen 520.000 TL ve 150.000 TL miktarlı kesin teminat mektuplarının nakde çevirilmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini,
06/03/2015 tarihli dağıtım merkezi sözleşmesinin ve 20/04/2016 tarihli proaktif iş ortaklığı sözleşmesinin davalılarca feshinin haksız olduğunun tespitine
Sözleşmelerin haksız feshi nedeniyle müvekkilinin 31/07/2017- 20/04/2026 tarihleri arasında 8 yıl 8 ay 20 günlük yoksun kaldığı karının, RKHK 58 maddesi uyarınca yoksun kalınan karın 3 katının, tahkikat sonucunda tam ve kesin olarak belirleninceye kadar HMK 107/2 gereğince belirsiz alacak olarak ve fazlaya ilişkin haklar saklı kalarak artırılmak üzere şimdilik kaydıyla 15.000 TL nin 31/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt (avans) faizi ile birlikte davalılardan tahsiline
Bunun mümkün görülmemesi halinde terditli olarak sözleşmelerin haksız fesihleri yüzünden TBK 126 gereğince müvekkilinin 31/07/2017- 20/04/2026 tarihleri arasında 8 yıl 8 ay 20 günlük yoksun kaldığı karının tahkikat sonucunda tam ve kesin olarak belirleninceye kadar HMK 107/2 gereğince belirsiz alacak olarak ve fazlaya ilişkin haklar saklı kalarak artırılmak üzere şimdilik her bir davalıdan asgari olarak 5.000 er TL olmak üzere 15.000 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt (avans) faizi ile birlikte davalılardan tahsiline
TTK nun 122 mad gereğince müvekkilinin denkleştirme tazminatı alacağının tahkikat sonucunda tam ve kesin olarak belirleninceye kadar HMK 107/2 gereğince belirsiz alacak olarak ve fazlaya ilişkin haklar
saklı kalarak artırılmak üzere şimdilik her bir davalıdan asgari olarak 5.000 er TL olmak üzere 15.000 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt (avans) faizi ile birlikte davalılardan tahsiline
Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP / Davalılar vekili cevap dilekçesinde ve özetle
06.03.2015 tarihinde Sabit Dağıtım Merkezi Sözleşmesi, 20.04.2016 tarihinde Proaktif İş Ortaklığı Sözleşmesi’nin imzalandığını,davacı ile müvekkilleri arasında bayilik ilişkisi bulunduğunu, 06.02.2016 tarihli ve … kodlu ofiste gerçekleştirilen denetimde, 4 Temmuz 2015’ten kalma yaklaşık 70 adet abonelik evrakının bulunduğunu, Mailbox’ta 08.02.2016 tarihinden kalma 1 adet kimlik bulunduğunu, abone detaylarını içeren excel dosyası bulunduğunu raporladıklarını, KVK ve BTK düzenlemelerine aykırı bilgi ve belgelerin arşivlendiği, mail ortamında tutulduğu, Elektronik Haberleşme Sektöründe Kişisel Verilerin İşlenmesi ve Gizliliğin Korunması Hakkında Yönetmeliğin 15. Maddesinin ihlal edildiğini, bu nedenle davacıya cevap dilekçesi ekinde ek 4’te sunulan raporlar ile maillerde -23.02.2016 tarihli- ihlallerin belirtildiğini, alt bayilere yönelik yapılan ziyaretlerde 30.01.2017 tarihli mail ve 12.01.2017 tarihli denetimde deaktif nokta olan alt bayilerde … tabelasının bulunduğu, fatura tahsilatları yapılamadığı, … arayüzdeki şifre sorunu sebebiyle kullanılamadığı, cihaz hakkedişi alınamadığı hususlarının açıklandığını,buna rağmen davacının sözleşme gereklerine aykırı davranması nedeniyle sözleşmelerin fesih edildiğini
Dağıtım Merkezi Sözleşmesinin sözleşmenin 26.3 maddesi, Proaktif İş Ortaklığı Sözleşmesinin 25.3 maddesi hükümleri gereğince, temerrütten önce sözleşmenin feshedildiğini, davacıya müvekkillerinin bir borcu bulunmadığını, geçerli olan bir fesih ile sona erdirilen sözleşmeden kaynaklı müspet zarar talep edilemeyeceğini, RKHK 4 hükmünün uygulama alanı bulamayacağını, davacının portföy tazminatı şartı olan ‘münhasır yetkili bayi’ statüsünde bir işletme olmadığını, bahsedilen portföyün müvekkili şirketlere ait müşterilerden oluştuğunu, TTK 122’de gereğince haksız fesih şartının olayda oluşmadığını, Proaktif İş Ortaklığı Sözleşmesi’nin 5.1. maddesinde ve Dağıtım Merkezi Sözleşmesi’nin 5.1. maddesinde bu hususların açıklandığını, 122/1-c’ye göre hakkaniyete uygun düşüyorsa bu tazminatın ödenmesi gerektiğinin yazılı olduğunu, müşteri portföyü ve diğer amaçlara ulaşmak için yapılan reklamların tamamının müvekkilleri tarafından hazırlandığını, bayilerin burada bir rol almadığını belirterek davanın reddini, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava; davalılar tarafından sözleşmelerin haksız olarak fesih edildiğinin tespiti, Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun 58. Maddesi gereğince cezai şart tazminatı, bu istemin kabul edilmemesi halinde davacının yoksun kaldığı kar alacağının tahsili, TTK 122 gereğince portföy tazminatı tazminatı alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizce tarafların bildirdiği deliller toplanmıştır.
06.03.2015 tarihinde davacı …ile davalılar davalılar … AŞ ve … AŞ arasında Sabit Dağıtım Merkezi Sözleşmesi nin bağıtlandığı, sözleşmenin davalılar tarafından … Noterliğinin 28/07/2017 tarih ve … yevmiyeli ihtarnamesi ile fesih edildiği,
20.04.2016 tarihinde davacı …ile davalılar … AŞ , … AŞ ve …arasında Proaktif İş Ortaklığı Sözleşmesi’nin bağıtlandığı, sözleşmenin davalılar tarafından … Noterliğinin 28/07/2017 tarih ve … yevmiyeli ihtarnamesi ile fesih edildiği alınan sözleşmeler ve ihtar örneğinden anlaşılmıştır.
Davacı tarafça davalıların fesih ihtarında bulunmasından sonra tebliğ edilen düzenlenen ceza faturaları ve sözleşmeler nedeniyle davalılara verilen … AŞ tarafından düzenlenen 520.000 TL ve 150.000 TL miktarlı kesin teminat mektup örnekleri ibraz edilmiş, teminat mektupları üzerine nakde çevrilmemesi yönünden ihtiyati tedbir konulması istenmiştir. 27/10/2017 tarihli ara karar ile davacı talebi yargılamayı gerektirdiğinden reddedilmiştir.Kararın davacı tarafça istinafı üzerine … Hukuk Dairesi; mahkememiz kararını kaldırmış … sayılı ve 13/03/2018 tarihli karar ile %20 teminat karşılığında ihtiyati tedbir verilmesine karar vermiştir.
Mahkememizce finans bilirkişisi … ve arkadaşlarının 10/12/2018 tarihli heyet bilirkişi raporu ile 08/08/2019 tarihli tek bilirkişi raporu alınmıştır.Bilirkişi raporlarındaki davacının sözleşmeler nedeniyle aylık elde ettiği kar’a ilişkin hesaplamalar karara esas alınmıştır.
Tüm dosya kapsamına göre;
4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun
Madde 4- Belirli bir mal veya hizmet piyasasında doğrudan veya dolaylı olarak rekabeti engelleme, bozma ya da kısıtlama amacını taşıyan veya bu etkiyi doğuran yahut doğurabilecek nitelikte olan teşebbüsler arası anlaşmalar, uyumlu eylemler ve teşebbüs birliklerinin bu tür karar ve eylemleri hukuka aykırı ve yasaktır.
Bu haller, özellikle şunlardır:
a) Mal veya hizmetlerin alım ya da satım fiyatının, fiyatı oluşturan maliyet, kar gibi unsurlar ile her türlü alım yahut satım şartlarının tesbit edilmesi,
b) Mal veya hizmet piyasalarının bölüşülmesi ile her türlü piyasa kaynaklarının veya unsurlarının paylaşılması ya da kontrolü,
c) Mal veya hizmetin arz ya da talep miktarının kontrolü veya bunların piyasa dışında belirlenmesi,
d) Rakip teşebbüslerin faaliyetlerinin zorlaştırılması, kısıtlanması veya piyasada faaliyet gösteren teşebbüslerin boykot ya da diğer davranışlarla piyasa dışına çıkartılması yahut piyasaya yeni gireceklerin engellenmesi,
e) Münhasır bayilik hariç olmak üzere, eşit hak, yükümlülük ve edimler için eşit durumdaki kişilere farklı şartların uygulanması,
f) Anlaşmanın niteliği veya ticari teamüllere aykırı olarak, bir mal veya hizmet ile birlikte diğer mal veya hizmetin satın alınmasının zorunlu kılınması veya aracı teşebbüs durumundaki alıcıların talep ettiği bir malın ya da hizmetin diğer bir mal veya hizmetin de alıcı tarafından teşhiri şartına bağlanması ya da arz edilen bir mal veya hizmetin tekrar arzına ilişkin şartların ileri sürülmesi
Madde 6 – Bir veya birden fazla teşebbüsün ülkenin bütününde ya da bir bölümünde bir mal veya hizmet piyasasındaki hakim durumunu tek başına yahut başkaları ile yapacağı anlaşmalar ya da birlikte davranışlar ile kötüye kullanması hukuka aykırı ve yasaktır.
Kötüye kullanma halleri özellikle şunlardır:
a) Ticari faaliyet alanına başka bir teşebbüsün girmesine doğrudan veya dolaylı olarak engel olunması ya da rakiplerin piyasadaki faaliyetlerinin zorlaştırılmasını amaçlayan eylemler,
b) Eşit durumdaki alıcılara aynı ve eşit hak, yükümlülük ve edimler için farklı şartlar ileri sürerek, doğrudan veya dolaylı olarak ayırımcılık yapılması,
c) Bir mal veya hizmetle birlikte, diğer mal veya hizmetin satın alınmasını veya aracı teşebbüsler durumundaki alıcıların talep ettiği bir malın veya hizmetin, diğer bir mal veya hizmetin de alıcı tarafından teşhiri şartına bağlanması ya da satın alınan bir malın belirli bir fiyatın altında satılmaması gibi tekrar satış halinde alım satım şartlarına ilişkin sınırlamalar getirilmesi,
Madde 7 – Bir ya da birden fazla teşebbüsün hakim durum yaratmaya veya hakim durumlarını daha da güçlendirmeye yönelik olarak, ülkenin bütünü yahut bir kısmında herhangi bir mal veya hizmet piyasasındaki rekabetin önemli ölçüde azaltılması sonucunu doğuracak şekilde birleşmeleri veya herhangi bir teşebbüsün ya da kişinin diğer bir teşebbüsün mal varlığını yahut ortaklık paylarının tümünü veya bir kısmını ya da kendisine yönetimde hak sahibi olma yetkisi veren araçları, miras yoluyla iktisap durumu hariç olmak üzere, devralması hukuka aykırı ve yasaktır.
Hangi tür birleşme ve devralmaların hukuki geçerlilik kazanabilmesi için Kurula bildirilerek izin alınması gerektiğini Kurul, çıkaracağı tebliğlerle ilan eder.
Madde 58 – Rekabetin engellenmesi, bozulması veya kısıtlanması sonucu bundan zarar görenler, ödedikleri bedelle, rekabet sınırlanmasaydı ödemekte olacakları bedel arasındaki farkı zarar olarak talep edebilirler. Rekabetin sınırlanmasından etkilenen rakip teşebbüsler, bütün zararlarının tazminini rekabeti sınırlayan teşebbüs ya da teşebbüslerden talep edebilir. Zararın belirlenmesinde, zarar gören teşebbüslerin elde etmeyi umdukları bütün karlar, geçmiş yıllara ait bilançolar da dikkate alınarak hesaplanır. şeklindedir.
4054 sayılı Rekabetin Korunması Kanunu 20.maddesinde tanımı yapılan Rekabet Kurumuna yapılacak başvuru sonucunda, kurum tarafından kanunun 4, 6 ve 7 maddelerinde açıklanan şekillerde ihlal yapıldığının tespit edilmesi, 58.madde gereğince tazminat istenebilmesinin ön koşuludur. Bu koşul; Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 12/09/2014 tarih ve 2014/13657 karar sayılı ilamı ile
“4054 sayılı Yasa’nın 4. maddesinin birinci fıkrasında…. Ve aynı yasanın 57. maddesinde tazminat hakkı, 58. Maddesinde zararın tazmini ve 59. maddesinde de ispat yüküne ilişkin hükümler düzenlenmiştir.Davacının 4054 sayılı Yasa uyarınca Rekabet Kurumu’na yaptığı şikayet üzerine davalı şirketlerin 4054 Sayılı Kanun’un 4 maddesini ihlal ettikleri kabul edilmiş, bu kararın davalı şirketlerce temyizi üzerine Danıştay 13. Dairesi’nce davalıların temyiz istemi reddedilmiş ve davalıların rekabeti bozucu eylemlerde bulunduğu yargı kararı ile kesinleşmiştir. Bu doğrultuda davacının uğradığı zararın davalılarca tazminini talep hakkı mevcuttur.”şeklinde açıklanmıştır.
Somut olayda; Davacı tarafça bu ön koşul yerine getirilmeksizin Rekabetin Korunması Kanunu 58 madde gereğince tazminat talebinde bulunulmuştur.Mahkememizce davacı tarafça ön koşul yerine getirilmediği gözetilerek tazminat talebi reddedilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu
MADDE 122– (1) Sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra;
a-) Müvekkil, acentenin bulduğu yeni müşteriler sayesinde, sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra da önemli menfaatler elde ediyorsa,
b-) Acente, sözleşme ilişkisinin sona ermesinin sonucu olarak, onun tarafından işletmeye kazandırılmış müşterilerle yapılmış veya kısa bir süre içinde yapılacak olan işler dolayısıyla sözleşme ilişkisi devam etmiş olsaydı elde edeceği ücret isteme hakkını kaybediyorsa ve
c-) Somut olayın özellik ve şartları değerlendirildiğinde, ödenmesi hakkaniyete uygun düşüyorsa, acente müvekkilden uygun bir tazminat isteyebilir.
(2) Tazminat, acentenin son beş yıllık faaliyeti sonucu aldığı yıllık komisyon veya diğer ödemelerin ortalamasını aşamaz. Sözleşme ilişkisi daha kısa bir süre devam etmişse, faaliyetin devamı sırasındaki ortalama esas alınır.
3) Müvekkilin, feshi haklı gösterecek bir eylemi olmadan, acente sözleşmeyi feshetmişse veya acentenin kusuru sebebiyle sözleşme müvekkil tarafından haklı sebeplerle feshedilmişse, acente denkleştirme isteminde bulunamaz
4) Denkleştirme isteminden önceden vazgeçilemez. Denkleştirme istem hakkının sözleşme ilişkisinin sona ermesinden itibaren bir yıl içinde ileri sürülmesi gerekir.
5) Bu hüküm, hakkaniyete aykırı düşmedikçe, tek satıcılık ile benzeri diğer tekel hakkı veren sürekli sözleşme ilişkilerinin sona ermesi hâlinde de uygulanır. şeklindedir.
Somut olayda; Davacı 122/4 madde gereğince sözleşmenin 31/07/2017 tarihinde sözleşmenin feshinden itibaren 1 yıllık süre içinde 05/10/2017 tarihinde huzurdaki davayı açmıştır.Dava yasal süre içindedir.
TTK 122 gereğince denkleştirme tazminatı yasa metninden de açıkca görüleceği üzere acentelere özgü bir tazminat istemidir. Davacı davalı şirketler ile arasında bayilik sözleşmesi bulunduğunu açıklamıştır.Ancak sözleşme ile bayiye tekel hakkı tanınmış ise, yada bayii tek yetkili satıcı ise denkleştirme tazminatı talebinde bulunabilecektir.Taraflar arasındaki her iki sözleşmenin 5.1 maddesinde ” iş bu sözleşme konusu faaliyetler kapsamında yer, bölge,zaman ve/veya satış faaliyetleri vb hususlarda iş ortağı tek yetkili değildir,kendisine tekel hakkı tanınmamıştır” düzenlemesi mevcuttur.Bu açık sözleşme düzenlemesi karşısında davacı bayinin denkleştirme /portföy tazminatı isteyemeyeceği sabit bulunmuş, istem reddedilmiştir.
06.03.2015 tarihli Sabit Dağıtım Merkezi Sözleşmesi nin 4.1 maddesi; “sözleşmenin süresi imzalanmasından itibaren 2 yıldır.Sözleşme süresi taraflardan birinin sözleşme süresinin sona ermesinden itibaren 1 ay önce yazılı bildirimi ile sona erdirilmediği takdirde aynı koşullar ile 1 yıl uzamış sayılacaktır.İşbu sözleşmenin süresinin bu şekilde ve devam eden yıllarda uzaması halinde sözleşme hiçbir şekilde 5 yıldan fazla olamayacaktır”
20.04.2016 tarihli Proaktif İş Ortaklığı Sözleşmesi nin 4.2 maddesi; “sözleşmenin süresi imzalanmasından itibaren 2 yıldır. Sözleşme süresi taraflardan birinin sözleşme süresinin sona ermesinden itibaren 1 ay önce yazılı bildirimi ile sona erdirilmediği takdirde aynı koşullar ile 1 yıl uzamış sayılacaktır.İşbu sözleşmenin süresinin bu şekilde ve devam eden yıllarda uzaması halinde sözleşme hiçbir şekilde 5 yıldan fazla olamayacaktır”Hükümleri taraflar arasında kararlaştırılmıştır.
Somut olayda; Mahkememizce dinlenen tanıklar … ,…, … nın “davalı şirketlerdeki yönetim değişikliğinden sonra, organizasyon yapısının değiştirildiği, davacı şirketin bayiliği devretmesi konusunda zorlandığı, devir yapmayan bayiliklerin fesih edildiği, davacınında devir yapmaması üzerine sözleşmesinin fesih edildiği, ceza verilmesine rağmen sözleşmesi fesih edilen çok az bayii olduğu, davacıya ibraname imzalatma konusunda baskı yapıldığı” anlatımları
Davalı şirketlerin sözleşmeler imzalandıktan sonra 2015 ve 2016 yıllarında yaptıkları denetimlerde de fesih ihtarında gerekçe gösterilen eksik ve hataları tespit ettikleri,ancak sözleşmeyi fesih etmedikleri,
En son yapılan 30.01.2017 tarihli denetim ve bu denetime dair maile göre eksikliklerin yeniden tespit edilmesine rağmen, 06/03/2017 tarihinde Sabit Dağıtım Merkezi Sözleşmesi nin süresinin 1 yıl süre ile yenilendiği, (davalı şirketlerin fesih bildiriminde bulunmaması ),
Aynı tarihlerde benzer gerekçelerle … iletişim ve … Danışmanlık gibi şirketlerinde sözleşmelerinin fesih edilmesi ( dosyaya sunulan fesih ihtarlarına göre)
Gözetilerek her iki sözleşmenin de davalılarca haksız olarak fesih edildiği sabit bulunmuştur.Bu nedenle davacının sözleşmelerin feshinin haksız olduğunun tespiti istemi kabul edilmiştir. Sözleşmeler davalılarca haksız olarak fesih edildiğinden davacı bakiye sözleşme süreleri için bilirkişi raporu ile tespit edilen mahrum kaldığı karı istemekte haklıdır.
Mahkememizce 06.03.2015 tarihli Sabit Dağıtım Merkezi Sözleşmesi nin 06/03/2017 tarihinde sözleşmenin 4.1 maddesi gereğince 1 yıl süre ile uzadığı, sözleşmenin fesih tarihi olan 28/07/2017 itibariyle bakiye sürenin 7 ay 6 gün olduğu, bilirkişi raporunda 32 aylık mahrum kalınan kar 4.425.931,07 TL olarak belirlenmiş olup, aylık 121.743,443 TL, günlük 4.058,114 TL olacağı, davacının 7 ay 6 gün karşılığı 1.027.958,18 TL tazminat isteyebileceği sabit bulunmuştur.
Mahkememizce 20/04/2016 tarihli Proaktif İş Ortaklığı Sözleşmesi nin sözleşmenin 4.2 maddesi gereğince 2 yıllık süresinin 20/04/2018 tarihinde dolacağı, sözleşmenin fesih tarihi olan 28/07/2017 itibariyle bakiye sürenin 8 ay 20 gün olduğu, aylık 97.596,609 TL, günlük 3.253,220 TL olacağı, davacının 8 ay 20 gün karşılığı 1.035.685,30 TL tazminat isteyebileceği sabit bulunmuştur.
Davacının azami 5 yılın dolmasıyla sözleşmenin sona ereceği ve bu bakiye kısım üzerinden tazminat istemi yerinde bulunmamıştır. Tazminat isteminin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.Sözleşmenin haksız olarak fesih edildiği, haksız fiil tarihinden itibaren faiz istemi kabul edilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M
1-Davacının Rekabetin Korunması Kanunu gereğince istediği cezai şart talebinin ,
Davacının TTK 122 maddesi gereğince istediği Denkleştirme /Portföy tazminatı taleplerinin yasal koşulları oluşmadığından reddine
2-Davacının sözleşmeyi feshinin haksız olduğunun tespiti ile TBK 126 maddesi gereğince istediği mahrum kaldığı kar talebinin kısmen kabulüne,
Dağıtım Sözleşmesi nedeniyle 7 ay 6 gün için 1.027.958,18 TL nin 31/07/2017 tarihinden itibaren avans faiziyle davalılar … AŞ ve … AŞ den, Proaktif Sözleşmesi için 8 ay 20 gün karşılığı 1.035.685,3 TL nin 31/07/2017 tarihinden itibaren avans faiziyle davalılar … AŞ , … AŞ ve …den, alınıp davacıya verilmesine, fazla istemin reddine
Harçlar kanunu hükümlerine göre alınması gereken 140.967,49 TL harçtan peşin alınan ( 512,33 TL Peşin Harç + 188.788,53 TL Islah Harcı ) 188,300,86 TL tutarındaki harçtan mahsubu ile artan 48.333,37 TL harcın davacıya iadesine,
(Dağıtım Sözleşmesi bakımından kabul edilen tutar üzerinden hesaplanan 70. 219,82 TL harcın Davalılar … A.Ş. Ve … A.Ş.’den tahsili ile davacıya verilmesine, Proaktif Sözleşmesi bakımından kabul edilen tutar üzerinden hesaplanan 70.747,67 TL harcın Davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, )
A) Dağıtım Sözleşmesine ilişkin olarak ;
Kabul edilen kısım yönüyle ;
54.788,75 TL nispi vekalet ücretinin Davalılar … A.Ş. Ve … A.Ş’den tahsili ile davacıya verilmesine,
Red edilen kısım yönüyle ;
93.217,48 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile Davalılar … A.Ş. Ve … A.Ş’ye verilmesine,
B) Proaktif Sözleşmesine ilişkin olarak ;
Kabul edilen kısım yönüyle ;
55.020,56 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
Red edilen kısım yönüyle ;
98.761,62 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
C) Cezai Şart Talebine ilişkin olarak
92.157,59 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 5.395,80 TL yargılama giderinin ( 395,80 TL Teb-Müz. Gideri, 5.000,00 TL Bilirkişi Ücreti olmak üzere ) davanın kabul red oranına göre 1.343,57 TL’sinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
Dair Davacı vekili Av…. ve Av … davacı … Davalılar vekili Av. … yüzüne karşı , kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul BAM ‘da istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 10/10/2019

Başkan … Üye … Üye … Katip …