Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/761 E. 2018/1022 K. 04.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/761
KARAR NO : 2018/1022

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 24/08/2017
KARAR TARİHİ : 04/10/2018

Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA / Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Müvekkilinin, … Ltd. Şti. (Yeni unvan …Ltd. Şti.) bünyesinde kurulu bulunan … Hastanesindeki hisselerini davalı … ve dava dışı …’ya devrettiğini, söz konusu devir nedeniyle 1.100.000,00 TL alacaklı olduğunu, müvekkilinin sözleşmeden doğan edimini eksiksiz yerine getirmesine rağmen, borçlu …’nun üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmediğini, sözleşmeden doğan bedelin … tarafından ödenmemesi nedeniyle … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile icra takibinin başlatıldığını, taraflar arasında ki sözleşme gereğince müvekkilinin hisselerini devrettiğini, buna rağmen davalının 1.100.000,00 TL ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediğini, icra takibine yaptığı itirazda ödemeye dair herhangi bir evrak sunmadığını beyanla, davalının itirazının iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
Müvekkilinin, … Hastanesinin 1.100.000,00 TL değerinde ki davalı hisselerini devraldığını, devir sırasında hastane üzerinde herhangi bir borcun bulunmadığının belirtildiğini, ancak devir işlemleri tamamlandıktan sonra hastanenin bir çok borcu olduğunun ve piyasaya farklı bankalardan çek keşide edildiğinin ortaya çıktığını, müvekkilinin hastaneyi tüm borç ve alacakları ile devir aldığından hepsinden sorumlu tutulduğunu, müvekkilinin tüm borçları ödemeye çalıştığını, satış sözleşmesinin 5.maddesinde sözleşme tarihinden sonra ortaya çıkan bilinmedik borçların %70 inden davacının sorumlu olduğunun kararlaştırıldığını,borçların hisse devir bedelinin üzerine çıktığını, müvekkilinin davacının ödemesi gereken borçlarıda ödediğini,bu durumda müvekkilinin borçlu değil alacaklı olduğunu, müvekkilinin davalı yana borcu olduğu kabul edilse dahi, bu borcunu şuan için ifa etmesinin mümkün olmadığını, … Hastanesinin … Bölgesinde olduğunu, bu bölgenin yoğun bir terör saldırısı altında olduğunu, bölgedeki tüm ekonomik hayatın durduğunu, çalışma koşullarının imkansız hale geldiğini, terör olayları nedeniyle müvekkilinin hastanesinin kullanılamaz hale gelmesi sebebiyle, zararın tazmini amacıyla … Valiliği Zarar Tespit Komisyonuna başvuruda bulunulduğunu ve sonucunun beklendiğini,
tüm bu hususlar neticesinde, müvekkili tarafından kâr elde etmek amacı ile devralının hastaneden zarar ettiğini, buna rağmen hastanenin alacaklılarını mağdur etmemek için elindeki tüm gayrimenkulleri satıp borçlarını kapattığını beyanla, hak düşürücü süre geçildikten sonra açılan davanın usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise davanın esastan reddine, davacı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava; İİK.nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, yapılan ilamsız icra takibine karşı davalının vaki itirazının iptali ve icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması istemine ilişkindir.
Dosyamız arasına celb edilen… İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinden, davacı-alacaklı … vekili tarafından borçlular … ve … aleyhine aleyhine … Noterliğinin 21/02/2014 tarihli … yevmiye numaralı sözleşme gereğince 1.100.000,00 TL alacağının tahsili bakımından ilamsız takip yapıldığı,
Davalı … tarafından ödeme emrinin 28/12/2015 tarihinde tebliği sonucu yasal süresi içinde 30/12/2015 tarihinde borca ve tüm feilerine itiraz edilmesi üzerine, İcra takibinin İİK.nun 62. maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafça 31/08/2016 tarihinde tebliğ olunduğu, dava tarihine nazaran da, bu itirazın iptali davasının İİK.nun 67. maddesi hükmünde öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki bir yıllık süresi içinde açıldığı da tespit olunmuştur.
Mahkememizce taraflarca bildirilen deliller toplanmıştır.
Tarafları …, …, … ve … olan 21.02.2014 tarihli sözleşmenin tetkikinden;
“1-… adresinde … Ltd. Şti. bünyesinde kurulu bulunan … Hastanesinde %70 hissesi bulunan Dr. …, hissesinin tamamını … ve …’ya 1.100.000,00 TL bedel karşılığında devretmiştir.
2-Sözleşme bedeli, 2015 yılı içerisinde … Hastanesi kâra geçtiğinde ödemeler başlayacaktır.
3-…Ltd. Şti. ortakları, Hastane ve Şirketin … A.Ş. ve … A.Ş. Bankalarına borcu şirket ve ortaklar tarafından ödenecektir. … A.Ş. borçlarına karşılık verilen ve Dr. …’a ait Gayrimenkullerin ipoteklerinin, Dr. … gayrimenkulleri sattığı gibi … Ltd Şti. tarafından borçları ödenecek olup ipotekler kaldırılacaktır, (tam olarak ne denmek istediği anlaşılamamıştır)
4-Bu sözleşmede belirtilen yükümlülüklerin tamamı taraflarca yerine getirildiğinde ve tarafların bir diğerinden talebi kalmadığında işbu sözleşme kendiliğinden son bulur.
5-Banka yapılandırmalarından doğacak fark ve ileride çıkacak 21.01.2014 (sehven yazıldığı düşünülmekte, çünkü sözleşme tarihi 21.02.2014’tür) tarihine kadar ki bilinmedik borçların %70’i Dr. …’a geriye kalan %30’u …’a ait olacaktır.
6-Dr. … 31.12.2014 tarihinde kadar mevcut hastanede uzman dr. Olarak çalışacaktır. Bu çalışmaya karşılık 25.000,00 TL net maaş ve brüt cirsonunu %30’u Dr. …’a verilecektir. Ancak dr. … evlilik, sağlık sorunları, hac ve umre katılımlarında izinli sayılacaktır. Hükümleri mevcuttur.
Mahkememizce davalı tarafın cevap dilekçesinde sözleşmeyi ve borcu kabul etmesine rağmen, sözleşmenin 5.maddesi gereğince davacı payına düşen borçların ödemesi nedeniyle alacak kalmadığı savunması gereğince; 12/04/2018 tarihli celse ara kararı ile sözleşme tarihinden sonra müvekkili tarafından yapılan tüm ödemelere dair belge ve delillerini bildirmesi istenmiştir. Davalı vekilinin 26/04/2018 tarihli dilekçesi ile ödemelere ilişkin liste sunulmuştur.
Davalının yaptığı ödemeler ve bu ödemeler sonucu davacı alacağının belirlenmesi bakımından mali müşavir bilirkişi Nermin Arıcı nın 01/06/2018 tarihli raporu alınmıştır.Raporda sonuç olarak;
“Davacının … Hastanesindeki %70 hissesini davalıya 21.02.2014 tarihli sözleşme ile devir ettiği, hissesinin tamamının bedelinin 1.100.000,00 TL olarak kararlaştırıldığı konusunda ihtilaf bulunmamaktadır.
Dava konusu somut olayda, yanlar arasında akdedilen sözleşmenin 5 mad. aynen; “Banka yapılandırmalarından doğacak fark ve ileride çıkacak 21.01.2014 (sehven yazıldığı düşünülmekte, çünkü sözleşme tarihi 21.02.2014’tir) tarihine kadar ki bilinmedik borçların %70’i Dr. …’a geriye kalan %30’u …’a ait olacaktır” denilmektedir, burada esasen, bilinmeyen borç denildiğine göre, bilinen borcun varlığı da şüphesizdir, bilinen borçların ne olduğu konusunda ise herhangi bir açıklama getirilmemiş ve yine yanlarca bilinen borçların ne olduğuna dair herhangi bir ispat vasıtası sunulmamıştır,
Hal böyle olunca; bilinen Borç olarak, devredilen şirketin ticari defterlerinde ki 21.02.2014 tarihli Borçlardan bahsetmek uygun düşecektir, zaten devralan kişinin, şirketin ticari defterlerini/mizanını incelemeden, şirketin ticari defterlerindeki borç kalemlerini görmeden devir alması, hem ticari hayatın olağan akışına aykırıdır, hem de TTK’da önemle vurgulanan Basiretli Tacir olgusuna ters düşmektedir,
Neticede; dava konusu ihtilafın çözümü için, yanlar tarafından bilinen borçların ne olduğuna dair bir açıklama getirilmesi/ispat vasıtası sunulması gerekmektedir, bunun mümkün olmaması halinde mutlaka devredilen şirketin 21.02.2014 tarihli ve en azından bu tarihten önceki son 1 yıla ait ticari defterlerinin ibrazı gerekmektedir, esasen; ticari defter kayıtlarında binlerce kayıt olduğundan, bu tarz ihtilaflarda şirketlerin bilgisayar kayıtları ile desteklenmeden sonuca varılması da çok zor olmaktadır,
İzah edilen nedenlerle, yukarıda sayılan eksiklikler giderilmeden, dava konusu ihtilafla ilgili olarak Mali yönden bir sonuca ulaşma imkanı bulunmamakla birlikte, Hukuki tavsif neticesinde farklı bir kanaate ulaşılması tamamen sayın mahkemenizin takdirlerindedir,
Yanlar arasında ki sözleşmede sadece … A.Ş. ve … A.Ş.’ye olan borçlar ve bu borçların ödenmesinden bahsedildiğinden, sayın mahkemenizce … A.Ş. ve … A.Ş.’ye yapılan ödemeler haricinde, diğer yapılan ödemelerin 21.02.2014 tarihinden sonraki bilinmeyen borç olarak değerlendirilmesi gerektiği kanaati edinilmesi halinde ise; Davalı yanın 21.02.2014 tarihinden sonra yapıldığını iddia ettiği borç ve çek \ ödemelerinin dayanaklarını sunması gerektiği (özellikle bu çeklerin davalı zamanında değil, ‘ davacı zamanında verildiğine ilişkin dayanaklar, çünkü çeklerin davalı zamanında verilmediğinin ispatı gerekir), ayrıca davacı … A.Ş. ve … A.Ş.’ye ödenen borçların sadece yapılandırma sonrasındaki farkından sorumlu olduğundan, bu bankalara 21.02.2014 tarihinde ne kadar asıl + faizli borç olduğu ve yapılandırma ile birlikte ne kadar fark ödendiğine dair dayanakların sunulması gerektiği” bildirilmiştir.
Davalı vekili ödeme delillerinin sunulması için verilen kesin sürede ve delil dilekçesinde şirketin ticari defter ve kayıtlarına dayanmamıştır.Ayrıca bilirkişi raporuna karşı sunduğu 03/07/2018 tarihli beyan dilekçesinde de şirketin ticari defterlerinin incelenmesine gerek olmadığını bildirmiş, davacı vekili de 02/07/2018 tarihli bilirkişi raporuna beyan dilekçesinde şirket defterleri yada banka kayıtları, vergi kayıtlarının incelenmesi konusunda ki bilirkişi beyanına katılmadıklarını, davalının bu konuda talebi olursa savunmanın genişletilmesi yasağı nedeniyle muvafakatları olmadığını bildirmiştir.
Mahkememiz tarafların dosyaya su
Tüm dosya kapsamına göre;
Davacı … ın … Hastanesindeki %70 hissesini davalı … ya 21.02.2014 tarihli sözleşme ile 1.100.000,00 TL bedel ile satıp devir ettiği, satıştan sonra davalının bedeli davacıya ödemediği taraflar arasında tartışmasızdır.
Sözleşmenin 5 maddesi nin “Banka yapılandırmalarından doğacak fark ve ileride çıkacak 21.01.2014 tarihine kadar ki bilinmedik borçların %70’i Dr. …’a geriye kalan %30’u …’a ait olacaktır” şeklinde düzenlendiği
Davacı … ın 21/01/2014 tarihinden sonra ortaya çıkacak bilinmeyen borçların %70 inden sorumlu olduğu, davalının bu tarihten sonra ortaya çıkan borçları ödeyerek davacıya karşı ödeme borcunun ortadan kalktığı savunmasında bulunduğu, ancak davalının ödeme savunmasını verilen kesin süre sonunda dosyaya sunduğu, bildirdiği belge ve deliller ile ispatlayamadığı sabittir.
Alınan bilirkişi raporunda şirket ticari defterleri, banka kayıtları ve vergi kayıtlarının incelenebileceğin den bahsedilmesine rağmen davalı taraf şirket ticari defterlerinin ve diğer resmi kayıtların incelenmesi delilline dayanmamış, bu belgelerin incelenmesine gerek olmadığını bildirmiş, davacıda bu aşamadan sonra savunmanın ve delillerin genişletilmesine muvafakatları olmadığını açıklamıştır.
Mahkememiz dava dosyasına sunulan beyan ve deliler ile bağlıdır.Toplanan belge ve delillere göre davalının kabul ettiği borçta ödeme savunmasını ispatlayamadığı anlaşılmıştır. Davanın kabulü ile sözleşme bedeli 1.100.000,00 TL üzerinden itirazın iptaline karar vermek gerekmiştir.
Davacı alacağı likit nitelikte olup, davalının itirazında haksız bulunduğu anlaşıldığından İİK.nun 67/2. maddesi hükmü gereğince takdiren hüküm altına alınan 1.100.000,00 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davalı vekilinin 03/07/2018 tarihli dilekçesindeki menfi tespit talebi ise harcı yatırılarak açılan bir dava bulunmadığından, bu talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
HÜKÜM /
1-… İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında 1.100.000,00 TL asıl alacak üzerinden itirazın iptaline, takibin devamına,
1.100.000,00 TL ye takip tarihinden itibaren %9 oranında yasal faiz yürütülmesine,
Hüküm altına alınan 1.100.000,00 TL nin %20 si oranında icra inkar tazminatının davacı lehine davalıdan tahsiline,
Davalı vekilinin menfi tespit talebi konusunda harcı yatırılarak açılmış bir dava bulunmadığı anlaşılmakla karar verilmesine yer olmadığına,
2-Harçlar kanunu hükümlerine göre alınması gereken 75.141,00 TL harçtan peşin alınan 13.285,25 TL harcın mahsup edilerek 61.855,75 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü yazılı olan 14.471,45 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte olan AAÜT gereğince 56.950,00 TL nispi ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Artan avansın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı ve vekilinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 04/10/2018

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

HARÇ BEYANI YARGILAMA GİDERİ (DAVACI)
75.141,00 TL İLAM HARCI 13.285,25 TL PEŞİN HARÇ
13.285,25 TL PEŞİN HARÇ 31,40 TL BAŞVURU HARCI
61.855,75 TL BAKİYE İLAM HARCI 1.000,00 TL BİLİRKİŞİ ÜCRETİ
154,80 TL TEB.MÜZ.GİDERİ
14.471,45 TL TOPLAM GİDER