Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/714 E. 2018/1341 K. 17.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/714 Esas
KARAR NO : 2018/1341

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/08/2017
KARAR TARİHİ : 17/12/2018

Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA / Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle;
Müvekkil şirket ile davalı … arasında 08/10/2014 tarihli Kredi Sözleşmesi imzalandığını, kredi sözleşmesi uyarınca kullandırılan kredinini geri … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası üzerinden icra takibine devam edildiğini, davalının borç miktarına ve eklentilerine ilişkin haksız itirazı ile takibin durdurduğunu belirterek; itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 den az olmamak üzere inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına , yargılama gideri ile birlikte vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP/Davalı … 27/11/2017 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle;
Belirtilen borcun ödenmesi için yeniden yapılandırma talebinde bulunduğunu, banka tarafından tek seferde ödenmesi için mesaj gönderildiğini, tek seferde ödenmesinin mümkün olmadığını belirterek taksitlendirme yapıldığı taktirde borcu ödeyebileceğini bildirmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava; İİK.nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, yapılan ilamsız icra takibine karşı davalının vaki itirazının iptali ve icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması istemine ilişkindir.
Davalı … davacı bankadan 08/01/2014 tarihli sözleşme kapsamında 20.000 TL ve 17/11/2015 tarihli sözleşme kapsamında 6.000 TL olmak üzere iki ayrı tüketici kredisi kullanmıştır .
Taraflar arasında imzalanan … nolu krediyle ilgili olarak işbu krediden ödenmeyen ve muaccel olan banka alacağının tahsili için borçlu … aleyhine … İcra Md … E Sayılı takip dosyası kapsamında 10.243,79 TL ana para 817,82 TL işlemiş faiz, 40,89 TL faizin %5 BSMV si olmak üzere toplam 11.102,52 TL alacağın ödetilmesi istemiyle ilamsız takip yoluyla icra takibinde bulunulduğu
Davalı tarafından yasal süresi içinde vaki itirazda bulunulduğu,icra takibinin İİK.nun 62 maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine nazaran da, bu itirazın iptali davasının İİK.nun 67. maddesi hükmünde öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki bir yıllık süresi içinde açıldığı da tespit olunmuştur.
Mahkememizce davacı tarafın dayanağı belge ve deliller üzerinde inceleme yapılarak bilirkişi raporu alınmıştır. Bilirkişi … ‘ın 08/10/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
Davacı Bankanın, Tüketici Kredisi hesabından kaynaklı olarak … İcra Md. … E sayılı İcra takip dosyasından 23/01/2017 tarihi itibariyle :10.196.53 TL asıl alacak(Tespit gibi) , 817.82 TL İşlemiş Faiz (Talep gibi) ,40.89 TL.%5 BSMV olmak üzere 11.055.24 TL Toplam Alacak talebinde bulunabileceği, Davacının Tespitlerimizden fazla Asıl Alacak talebinin yerinde olmadığı, İşlemiş Faiz ve BSMV yönünden ise tarafımızdan yapılan hesaplamalardan daha az olmak üzere İşlemiş Faiz ve BSMV talebinin, talepte bağlılık gereğince tarafımızdan da uygun talep olarak değerlendirildiği, Takip 23.01.2017 tarihinden itibaren 10.196.53 TL asıl alacak için % 17.55 Temerrüt faizi ve faiz üzerinden %5 BSMV talep edilebileceği, bildirilmiştir.
Görevli mahkemenin belirlenmesinde dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un dava konusu uyaşmazlık ile ilgili 3/1-k-1, 4/3, 73/1 ve 83/2 maddelerinde yer alan hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.
6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-k maddesinde; tüketicinin, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi ifade ettiği,
3/1-l maddesinde; tüketici işleminin, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade ettiği,
4/3.maddesinde; Tüketiciden; kendisine sunulan mal veya hizmet kapsamında haklı olarak yapılmasını beklediği ve sözleşmeyi düzenleyenin yasal yükümlülükleri arasında yer alan edimler ile sözleşmeyi düzenleyenin kendi menfaati doğrultusunda yapmış olduğu masraflar için ek bir bedel talep edilemeyeceği, bankaların, tüketici kredisi veren finansal kuruluşlar ve kart çıkaran kuruluşlar tarafından tüketiciye sunulan ürün veya hizmetlerde ise tüketiciden faiz dışında alınacak her türlü ücret, komisyon ve masraf türleri ile bunlara ilişkin usul ve esaslar Bakanlığın görüşü alınarak bu Kanunun ruhuna uygun olarak ve tüketiciyi koruyacak şekilde Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından belirleneceği,
73/1. maddesinde; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevli olduğu,
83/2.maddesinde; taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda; taraflar arasındaki uyuşmazlığın bankacılık işleminden kaynaklandığı , davalının davacı bankadan kullanmış olduğu tüketici kredisi hesabından kaynaklı olduğu ve taraflar arasındaki bu hukuki ilişkide davacının 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-k maddesinde belirtildiği şekilde tüketici konumunda olduğu, yapılan işlemin de 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-l maddesinde ifade edilen tüketici işlemi kapsamında olduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda; uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinin görevine girdiği, mahkememizin ise görevsiz olduğu anlaşılmaktadır.
Göreve ilişkin düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup mahkemece re’sen gözetilmesi gerekmektedir.
Bu sebeplerle; dava dilekçesinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 1., 20., 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca görev yönünden usulden reddi ile Mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1-Mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK nun 114/1-c ve 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-HMK nun 331/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-İş bu ilam taraflardan birinin süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerektiği, aksi takdirde talep halinde HMK 20. maddesi gereğince mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun taraflara ihtarına
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul BAM ‘da istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.17/12/2018

Katip …

Hakim …